Asgari ücret zammı neden zararlı?

  • Konuyu başlatan GCN
  • Başlangıç Tarihi
  • Mesaj 34
  • Görüntüleme 2B
Kesinlikle hayır. Düşük ideal enflasyon koşullarının olduğu süper ülkelerde bile bu durum harfiyen geçerlidir. Fakat bunu sanki görmüyoruz gibi. Çünkü yazımın sonunda bahsettiğim standart döngü hakim bu ülkelerde. Oralarda zaten asgari ücret ile çalışan işçi oranı aşırı düşük. Zaten bahsettiğim gibi işçilere talep var ve fiyatları doğal yükseliş halinde. O yüzden orada asgari ücretlere minik zamlar yapılsa da direkt bir etki oluşturmuyor gibi görünüyor. Elbette oralarda da oluşuyor ama daha gecikmeli olarak.

Yani almancı ve kurulu düzeni olduğu için Türkiye'ye yerleşemeyen vasıfsız akrabalarım var, her yıl bir öncekinden daha iyi bir hayat standardına sahip oluyorlar. Ya da biz çok daha kötüye gittiğimiz için böyle hissediyoruz bilemedim.
 
Yani almancı ve kurulu düzeni olduğu için Türkiye'ye yerleşemeyen vasıfsız akrabalarım var, her yıl bir öncekinden daha iyi bir hayat standardına sahip oluyorlar. Ya da biz çok daha kötüye gittiğimiz için böyle hissediyoruz bilemedim.
Ben Türkiye'de zenginleşiyorum. Bırakında onlar orada zenginleşsin. Daha iyi maaşlı işe girerler, iş kurar ve başarılı olurlar. İş yerinde terfi alırlar. Birikimlerini dikkatli değerlendirerek mantıklı yatırım yaparlar... Akıllı adam her türlü zenginleşir.
 
Asgari ücret zamları tüm ülkelerde negatif etki oluşturur. Neden? Asgari ücretin yükselmesi bir ülkeyi nasıl sıkıntılı hale sürükler? Bu konuyu anlamak için objektif bakış açısı gerekiyor. Çünkü toplumun çoğunun geliri asgari ücrete bağımlı olduğu için çıkar çatışması vardır ya da hatalı algılama vardır.

Her birimiz hayatta kalmak için belirli harcamalar yapıyoruz. Gıda, temel giyim harcamaları, ulaşım, kira gibi belli başlı gider kalemlerimiz var. Gıdayı seçip buradan bir döngü oluşturalım basitçe. Ben aldığım maaş ile marketlerden gıda harcaması yapıyorum. Benim tüketici olarak istediğim şey, daha ucuza daha çok ürün alabilmek. Yani fiyatların düşük kalmasını istiyorum. Aksi taktirde fiyatlar arttıkça, gıda harcamalarım benim giderlerimin büyük bir kısmını kaplıyor ve diğer harcamalarıma daha az yer kalıyor. Şimdi tüketici gözünden değil de bir de üretici gözünden bakalım. Aldığınız sebzeyi üreten çiftçinin de belirli bir giderleri var. Her yıl benzin ve gübre fiyatları doğrusal olarak onun maliyetlerini de etkileyecek. Peki bu gübre ve benzini satan firmalar, fiyatlarını neye göre belirleyecek? Tabii ki kendi maliyetlerine göre. Eğer gübreyi satan bir firmanın maliyetleri artarsa, bunu yansıtabildiği kadar tüketiciye yansıtmaya çalışacak. Gübre fiyatlarının artışı çiftçiyi, dolaylı olarak da sizin aldığınız gıdaların fiyatını artıracak. İşte hata tam burada başlıyor.

Eğer asgari ücret zamları, hükümetin harcamalarından yapılmayıp, tamamen işletme sahibine yüklenirse, işletme sahibi mecburen çalışanlarına maaşlarını ödemek için daha fazla para kazanmak zorunda. Hatta bazı küçük işletme sahipleri, artan maliyetlerden dolayı işçilerini çıkarmak durumunda kalıyor. Bu artan girdi maliyeti ister istemez ürünlerin fiyatlarına nüfuz edecek ve en sonunda işçi, yani asgari ücretli çalışan kişinin aldığı maaş zammının hiçbir önemi kalmayacak. Çünkü onun maaşına yapılan zam, dolaylı olarak bütün işletmelerin maliyetini arttırdığı için satın aldığı tüm ürünlerin fiyatını da artıracak. Böylece asgari ücret artışı, her şeyin fiyatının artmasına sebep olacak. Yani elde var sıfır. Ürünlerine fiyat artışı sağlayamayan işletme sahipleri ise küçülmeye gidecek ve işçi çıkartmaya başlayacak. O zaman da ekstra olarak işsizlik sorunu ortaya çıkacak. Mantıken düşündüğümüzde buraya kadar her şey bağlantılı ilerliyor. Peki haklı olarak şunu sorabilirsiniz: Tamam da benim her sene alım gücüm eriyor. O ne olacak? Kesinlikle haklısınız, fakat yanlışı yanlış ile çözmeye çalışmak iyice negatif döngüye girmeye sebep oluyor. Enflasyonun çözümü aynı çoğunluğun seçtiği hükümetin yeteneklerinden kaynaklanıyor. Hükümetin görevi kaynakların, teşviklerin doğru ayarlanmasını seçmekte. Merkez bankasının kontrolünün de hükümetin elinde olduğunu düşünürsek, o zaman enflasyonu düşürmekte onların görevi.

Toplumsal olarak birkaç çözüm var.
  1. Liyakata önem veren doğru yönetimin seçilmesi.
  2. Popülizm oyunlarına aldanmamak.
Siyasetçilerin işi oy almaktır. Oy almak için de iyi veya kötü düşünmeden halk ne isterse yaparlar. Eğer halk kendini bu konularda geliştirmezse, o zaman negatif döngü devam eder. Demokrasiler, her zaman doğru seçimi yapmazlar. bireysel olarak ise yapabileceğimiz şey şu olabilir: Biz kendimizi ne kadar fazla geliştirir ve bilgili olursak oy değerimiz o kadar artar. Burada hisse fiyatlarındaki değişim ile arasında analoji kurabiliriz. Bir hissenin fiyatının artmasına ne neden olabilir? Kısıtlı arz ve fazla talep. Talep fazla oldukça fiyat yükselmeye devam eder. Bir vatandaşın değerini de onun bilgi seviyesi belirler. Eğer sizin markete(piyasa) sunabildiğiniz değerin seviyesi artıyorsa, talep de artacağı için geliriniz de doğrusal olarak artacaktır. Doğru olan da budur. Eğer hükümetin sizi bir fiyat kontrolü ile hayatta tutmasını beklerseniz, o zaman finansal olarak bağımsız hale gelmeniz de mümkün değildir. Zaten hükümet de çoğu zaman asgari ücretleri gerçek bazda arttırmazlar. Arttırsalar dahi, vergileri daha fazla arttırdıkları için giderleriniz oransal bazda daha fazla artacaktır. Yani basitçe size yapılan zam, aslında algısal olan bir propagandadan kaynaklanıyor. Enflasyon ve rezerv para etkisini hesaba katamadığınız için gelirinizin arttığını zannedersiniz. Siyasetçiler de bu algı hatasından faydalanarak oy almaya çalışırlar.

Özetle asgari ücret zamları tüm ülkelerde politikacılar tarafından oy kazanma sebebi ile uygulansa da, aslında oluşturduğu etki her zaman negatiftir. Asgari ücret zamları ile dolaylı olarak bütün işletmelerin maliyetleri artacağı için, sizin gelir artışınızın hiçbir önemi kalmaz ve sürekli devam eden bu negatif döngü gitgide enflasyonu yukarıya doğru itecektir ve iyice fakirleşmeye sebep olacaktır. İşsizliğin artması da cabası.

Asgari ücret zamlarının olmadığı, enflasyonun kontrol altına alındığı bir sistemde ise; iş verenin düşen maliyeti ve görece sabit kalan veya artan gelirinden dolayı, ekonomiye güveni daha fazla artacak ve yatırım yapma isteği daha fazla olacak. Daha fazla yatırım demek istihdam demek, artan istihdam ile daha fazla işçiye ihtiyaç duyulacaktır. Daha fazla işçiye ihtiyaç duyulunca, ister istemez artan talep işçi fiyatlarını zaten doğal olarak yukarıya doğru çekecektir. Fakat biz bu standart döngüyü aradan kesip bozarsak, o zaman sistemin kendi kendini düzeltmesini engellemiş oluruz. Aslında burada doğru olan, hükümetin enflasyonu kontrol altına alması ve işletmelere doğru teşvik ve destek vererek iş gücünü arttırmaktan geçiyor.

Sonuç olarak: Biz ne kadar bilgili olursak, bizim algı hatalarımızdan yararlanmaya çalışan insanlara karşı daha güçlü hale geliriz.

Gayet iyi anlatım ellerinize sağlık hocam bunu da inşallah anlarlar.
 
Asgari ücret artık genel ücret oldu sayılır.
Bu kadar uzun yazmanız bile bizlerin ana dilimize ne kadar hakim olduğumuzu belli ediyorken, enflasyonun düşmesini bir ömür dâhâ bekleriz. :)
Dahada bekleriz gibi.
Onlar uyuyorlar, astral seyahatteler. Hayali, ruhani, metafizik masal aleminde geziyorlar.:üzgün:

Koyun sayıyorlar.
 
Asgari ücret istediği kadar artsın, göz boyama. Her şeyin fiyatı ikiye katlanıyor. Değişen hiçbir şey yok. İnsanları artık kandırmasınlar.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı