Ailede sevgisiz ve ilgisiz kalmanın hayata etkileri

Alipolatttt

Femtopat
Katılım
29 Haziran 2022
Mesajlar
15
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Bu gece her zamanki gibi derin düşüncelere daldığım gecelerden birindeyim. Yaşım 18 sayılır. Size ufaktan aşk dolu hayat daha doğrusu aşk hikayemi anlatacağım ki benim durumumda olanlar ders alsın. Söyleyeceklerim kafasında yer etsin. Çünkü bize hiç akıl veren, yapma oğlum yanarsın diyen olmadı. Sonuç sıkıntıdan gezdiğim, halkında fazla bilgim olmayan bir forumda içini dökmek isteyecek kadar acınası halde olmam. Her neyse.

Yaşlar o zamanlar 8 falan. 2.sınıfa gidiyorum. O zamanlarda yaşıtlarıma göre iriyim, güçlüyüm. Çok da hareketleyim. Bu yüzden bayağı olay çıkartan bir çocuktum o zamanlar okulda. Sonra o yaşta hoca kulağımı çekti diye hocaya şaşırdığım için sınıfım değiştirildi ve hiç tanımadığım bir sınıfa gittim. Zaten ilk sınıfa girdiğimde güzelliğinden değil tatlılığından değil sebepsiz bir kız ilgimi çekti. O bana ben de ona bakıyorum. Sonra gel zaman git zaman biz bununla samimi olduk. Ben taklitler yapıyorum, güldürüyorum, eğleniyoruz falan ben buna aşık oldum. Çocuğuz tabii o da bana aşık. Birbirimize notlar yazmalar falan. O zamanlar Facebook'tan konuşuyoruz annelerimizin telefonlarından. Baba ben bu kıza iyice tutuşmuşken karne günü geldi hazırlandım ki onu göreceğim falan diye heyecandan midem bulanıyor. Bir gittim herkes karneleri almış ben de aldım. Çıkarken gözüm onu arıyor. Annesi ve bir hoca kapıda konuşuyorlar. Hemen sonra bir arkadaşı geldi onun okuldan gideceğini söyledi başka bir okula. Ben hiçbir şey demeden eve gittim. Gün boyu ağladım. Size yemin ederim ben bu yaşıma kadar o kadar ağladığımı hatırlamıyorum o yaşta bu hisler nasıl bu kadar sağlam olabilmiş bende anlamadım ama deli gibi seviyordum. Her neyse aradan 2-3 yıl geçti artık az çok büyümüşüm ama o hâlâ aklimda. O yıllar geçti dediğim süre içerisinde de Taylan Kaya dinleyip az ağlamadım tabii.

Neyse yaşlar 12 falan bu bizin 3 4 alt mahallede falan oturuyor. Ben bisikletle oralarda gezmeye başladım bir kere gordum sonra hep gitmeye başladım. Tabii sonra o da beni gördü. Bakışmalar falan sonra Instagram'dan konuşmaya başladık. Hikaye burada başlıyor. 1 sene kadar hep konuştuk sevgiliydik artık ama buluşamıyoruz ailesinden dolayı. Toplasan 1 senede 3 4 kere buluştuk sadece tabii o bana bakamıyor utancından. Ben ona sonra ayrılıklar barismalar derken geldik 15 yaşımıza. İlişkimizin en iyi zamanları idi. Ben onsuz kendimi düşünemiyordum, çok aşıktım. Her şeyden herkesten kendimden bile daha cok deger veriyordum. Her hafta buluşmalar lunapark gitmeler falan çok güzel günlerimiz geçti. 2 sene öyle böyle akıp gitti zor da olsa. Sonra yaşlar 17 olunca sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Artık büyüdüğümüz mi neydense anlaşamıyorduk haftanın 5 günü kavgalar tartışmalar ve bende sinir problemi ortaya çıktı. Sabrım kalmadığından olsa gerek bir kere ayrıldık. Bu yüzden 1 hafta kadar süründüm. O zamanlarda evde de bir ton sorun evden kaçmışım bir orada bir buradayım. Bir de üstüne ayrılık gelince onu kaybetmekten çok korktum ve baristik. Aradan biraz zaman geçti artık benim kafam yerine geldi ve kendi kendime boka sardi. Zorlama diyordum ama kalp ıste laf anlatilmiyor, bırakamadım yapamadım. Ta ki yıprandığımı artık olmadığını aşıktı olsan her zaman kalbi değil beyni kullanman gerektiğini öğrenene kadar ve artık bardağı taşıran son damlaya gelmiştik.

Ben patladım gece boyu düşündüm ve kararımı verdim. Bitireceğim dedim. Çok uzun olmasin diye anlatamadığım yerler var ama ben ilişkinin çoğu zamanında geceleri sadece ağlayarak sigara içerek ve efkar yaparak geçirdim. Yani bu kararı boşa almadım. Her neyse bunu ona da güzel bir şekilde söyledim o da kabul etti. Başka yapacak bir şeyi yoktu zaten ve yılların aşkı 8 9 senedir beraberiz deyince insanların inanmadığı hayatımın en üstüne koyduğum insanı daha çocukken evlilik planları yaptığım canımdan ailemden her şeyden çok sevdiğim kız artık yabancıydı. Hala adı bile geçtiğinde içim kıpır kıpır olur ama bir daha ister misin deseler istemem. Ben ayrılabileceğimi ve hislerimin bu kadar öleceğini asla düşünmezdim. Aşkımızı ölümsüz sanırdım. Kesin evleneceğiz derdim ama öyle bir şey yokmuş. Artık farklı iki insaniz demem o ki benimle aynı seyleri yaşayıp ayrılmak gerekiyorken ayrılamazsanız sebebini öğrenin benden sebebi takıntı aşk değil bir daha olsanız bir daha problem çıkar. Cunku aşk mantıksizdir. Hiçbir şeyin mantiklisini düşünemezsin ille de olsun istersin. Yapmayın arkadaşlar ondan geriye kalan koca bir tecrübe, devasa bir acı ve ölene kadar aklımdan çıkmayacak bir aşk hikayesi.

Şu an içindekileri tam anlatamadım ama az da olsa anlayan olursa guzel olur. Kimseye ailenizden kendinizden çok değer vermeyin. O balon illa bir gün patlıyor. Benimki farkli abi ya diyen olursa demesin. Cunku ben de zamanında onu diyenlerdendim. Keske kendimi bir şey sanıp öyle düşünmeseydim. Hayatımda bir iz olarak kalacak artık ölümsüz aşk yokmuş. Arkadaşlar bunu tam anlamıyla anladım ama geç oldu. Yapacak bir şey yok. Ben yaptım siz yapmayın, kalın sağlacakla.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Ben de çok farklı bir şekilde tecrübe ettim. Ne sevgililik vardı ne de ilişki.
Çok karmaşık bir hikayeydi. Dediğiniz gibi aileden başkasına değer verilmez bu devirde.
Sen acırsın o acımaz,sen seversin o sevmez. Sırf aşık olduğum için bana sevmiş rolü yaptı.
Hiç aşık olmadığını da 2,5 yıl sonra itiraf etti,kullanılıp kandırdıldım.
Ben aşka daima inanırım fakat aşık olanın aleyhine işliyor.
Sizin hikayenizdeki tek ortak noktamız yıpranma meselesi oldu.
Ölümsüz aşk yok değil sadece ideal insan yok.
Hayallerimizde kurduğumuz ve inandığımız o peri masalları yok sadece.
Sen derin düşünürsün o insanı içinde nereye koyarsın o bunu idrak edemez sen kadar derin düşünemez.
 
Değer vermeyin diyip olayın içinden çıkılsa keşke. Herkesin kendine göre hikayesi vardır mesela benim de 6 yıl süren bir hikayem var asla karşılık alamadığım. 14 yaşımda beni Ferdi Tayfur'lara, Orhan Gencebay'lara, Ayşe Mine'lere, Kamuran Akkor'lara düşürmüştü zalımın kızı. Neden diye sorgulardım sürekli rüyalarıma girerdi. Bir insan, başka bir insandan bu kadar değer görüyorken neden onu görmezden gelir diye sorardım sürekli. Asla yanıtını alamadım. En azından sahip olmuşsunuz, ilişki içerisine girmişsiniz. Madde denen pisliğe düşmemişsiniz. İyi ki düşmemişsiniz. Anlatsam roman olur da ban yeriz. :) Ne kafanıza taktığınıza değer, ne kendinizi yorduğunuza. Aileyi falan da geçin, mezara tek giriyorsunuz sonuçta. Size verdikleri emeklerin karşılığını verin sadece. Kendi ayaklarınız üstünde durmaya başladığınız zaman, ailenin de artık bir işe yaramadığını anlıyorsunuz.
 
Şunu net şekilde anlamak gerekir, karşı cinsle evlenmeden önce ne kadar vakit geçirip, ne kadar çok şey yaşarsan evlendiğinde de o kadar çabuk sıkılırsın. Ben evlenilecek kişinin yüzde 5'inin evlenmeden önce, geri kalan yüzde 95'inin evlendikten sonra tanınması gerektiğini düşünüyorum. 5-6 senelik flört falan, yok kral işlemez artık. Eski evliliklerin uzun sürmesinin nedeni 5-6 sene flört, sevgili mevzusunun olmaması. Günümüz de öyle mi, 5-6 sene bir insanlara flört kalırsan, o insanla yaşayabileceğin her şeyi yaşarsan, bi yerden sonra göreceksin ki ilk gün ki heyecan kalmamış. O yüzden bir insanı evlendikten sonra tanıman lazım. Evlenmeden önce nasıl biri olduğunu bilecek kadar tanısak yeter. Güzel anılar evlendikten sonra olsun.
 
Bu gece her zamanki gibi derin düşüncelere daldığım gecelerden birindeyim. Yaşım 18 sayılır. Size ufaktan aşk dolu hayat daha doğrusu aşk hikayemi anlatacağım ki benim durumumda olanlar ders alsın. Söyleyeceklerim kafasında yer etsin. Çünkü bize hiç akıl veren, yapma oğlum yanarsın diyen olmadı. Sonuç sıkıntıdan gezdiğim, halkında fazla bilgim olmayan bir forumda içini dökmek isteyecek kadar acınası halde olmam. Her neyse.

Yaşlar o zamanlar 8 falan. 2.sınıfa gidiyorum. O zamanlarda yaşıtlarıma göre iriyim, güçlüyüm. Çok da hareketleyim. Bu yüzden bayağı olay çıkartan bir çocuktum o zamanlar okulda. Sonra o yaşta hoca kulağımı çekti diye hocaya şaşırdığım için sınıfım değiştirildi ve hiç tanımadığım bir sınıfa gittim. Zaten ilk sınıfa girdiğimde güzelliğinden değil tatlılığından değil sebepsiz bir kız ilgimi çekti. O bana ben de ona bakıyorum. Sonra gel zaman git zaman biz bununla samimi olduk. Ben taklitler yapıyorum, güldürüyorum, eğleniyoruz falan ben buna aşık oldum. Çocuğuz tabii o da bana aşık. Birbirimize notlar yazmalar falan. O zamanlar Facebook'tan konuşuyoruz annelerimizin telefonlarından. Baba ben bu kıza iyice tutuşmuşken karne günü geldi hazırlandım ki onu göreceğim falan diye heyecandan midem bulanıyor. Bir gittim herkes karneleri almış ben de aldım. Çıkarken gözüm onu arıyor. Annesi ve bir hoca kapıda konuşuyorlar. Hemen sonra bir arkadaşı geldi onun okuldan gideceğini söyledi başka bir okula. Ben hiçbir şey demeden eve gittim. Gün boyu ağladım. Size yemin ederim ben bu yaşıma kadar o kadar ağladığımı hatırlamıyorum o yaşta bu hisler nasıl bu kadar sağlam olabilmiş bende anlamadım ama deli gibi seviyordum. Her neyse aradan 2-3 yıl geçti artık az çok büyümüşüm ama o hâlâ aklimda. O yıllar geçti dediğim süre içerisinde de Taylan Kaya dinleyip az ağlamadım tabii.

Neyse yaşlar 12 falan bu bizin 3 4 alt mahallede falan oturuyor. Ben bisikletle oralarda gezmeye başladım bir kere gordum sonra hep gitmeye başladım. Tabii sonra o da beni gördü. Bakışmalar falan sonra Instagram'dan konuşmaya başladık. Hikaye burada başlıyor. 1 sene kadar hep konuştuk sevgiliydik artık ama buluşamıyoruz ailesinden dolayı. Toplasan 1 senede 3 4 kere buluştuk sadece tabii o bana bakamıyor utancından. Ben ona sonra ayrılıklar barismalar derken geldik 15 yaşımıza. İlişkimizin en iyi zamanları idi. Ben onsuz kendimi düşünemiyordum, çok aşıktım. Her şeyden herkesten kendimden bile daha cok deger veriyordum. Her hafta buluşmalar lunapark gitmeler falan çok güzel günlerimiz geçti. 2 sene öyle böyle akıp gitti zor da olsa. Sonra yaşlar 17 olunca sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Artık büyüdüğümüz mi neydense anlaşamıyorduk haftanın 5 günü kavgalar tartışmalar ve bende sinir problemi ortaya çıktı. Sabrım kalmadığından olsa gerek bir kere ayrıldık. Bu yüzden 1 hafta kadar süründüm. O zamanlarda evde de bir ton sorun evden kaçmışım bir orada bir buradayım. Bir de üstüne ayrılık gelince onu kaybetmekten çok korktum ve baristik. Aradan biraz zaman geçti artık benim kafam yerine geldi ve kendi kendime boka sardi. Zorlama diyordum ama kalp ıste laf anlatilmiyor, bırakamadım yapamadım. Ta ki yıprandığımı artık olmadığını aşıktı olsan her zaman kalbi değil beyni kullanman gerektiğini öğrenene kadar ve artık bardağı taşıran son damlaya gelmiştik.

Ben patladım gece boyu düşündüm ve kararımı verdim. Bitireceğim dedim. Çok uzun olmasin diye anlatamadığım yerler var ama ben ilişkinin çoğu zamanında geceleri sadece ağlayarak sigara içerek ve efkar yaparak geçirdim. Yani bu kararı boşa almadım. Her neyse bunu ona da güzel bir şekilde söyledim o da kabul etti. Başka yapacak bir şeyi yoktu zaten ve yılların aşkı 8 9 senedir beraberiz deyince insanların inanmadığı hayatımın en üstüne koyduğum insanı daha çocukken evlilik planları yaptığım canımdan ailemden her şeyden çok sevdiğim kız artık yabancıydı. Hala adı bile geçtiğinde içim kıpır kıpır olur ama bir daha ister misin deseler istemem. Ben ayrılabileceğimi ve hislerimin bu kadar öleceğini asla düşünmezdim. Aşkımızı ölümsüz sanırdım. Kesin evleneceğiz derdim ama öyle bir şey yokmuş. Artık farklı iki insaniz demem o ki benimle aynı seyleri yaşayıp ayrılmak gerekiyorken ayrılamazsanız sebebini öğrenin benden sebebi takıntı aşk değil bir daha olsanız bir daha problem çıkar. Cunku aşk mantıksizdir. Hiçbir şeyin mantiklisini düşünemezsin ille de olsun istersin. Yapmayın arkadaşlar ondan geriye kalan koca bir tecrübe, devasa bir acı ve ölene kadar aklımdan çıkmayacak bir aşk hikayesi.

Şu an içindekileri tam anlatamadım ama az da olsa anlayan olursa guzel olur. Kimseye ailenizden kendinizden çok değer vermeyin. O balon illa bir gün patlıyor. Benimki farkli abi ya diyen olursa demesin. Cunku ben de zamanında onu diyenlerdendim. Keske kendimi bir şey sanıp öyle düşünmeseydim. Hayatımda bir iz olarak kalacak artık ölümsüz aşk yokmuş. Arkadaşlar bunu tam anlamıyla anladım ama geç oldu. Yapacak bir şey yok. Ben yaptım siz yapmayın, kalın sağlacakla.
Anladım ben seni o içinde ki sevgi bazen devam etmeye yetmiyor.İki insan ne kadar severse sevsin olmadı mı olmuyor aga aşk herşeyin başlangıcı ilişki farklı birşey aşık olduğu insan ile yürümeyen ilişkiyi yana yana yakar insan.Aşk dediğin peri masalı önemli olan sonrası ya anlaşırsın devam ederian ya da böyle ölsen de gebersen de biter.
 
Bu sitenin meşrebine belki bu diyeceklerim uymaz ama iki aşk var. Birisi fani diğeri baki işte biz insanlar bu ikisini karıştırıyoruz. İnsan ölümsüz aşkı ölümlüde arayınca yani yerlerini karıştırınca ne ne aradığını biliyor ne de o sonsuz aşkın verecek yerini biliyor. Duyulmuş bilinen gerçek leylayı ararken mevlayı bulanlar var. Ben bunları yazıyorum ancak anlayan ve inanan çok az çıkacak zira yaşayan çok az veya yok gibi. Onun için değmiyor. Hiçbir şey Allah CC hu gibi insanın kalbindeki o ayrılık ıstıraplarını teselli edemiyor. Ve herşey terkedecek ancak Allah seni terketmeyecek ve hep yanında olacak.Kim ne kadar faniye aşık olursa olsun aşkının şiddeti kadar ayrılığında acı çekmeye mahkum bizde kaybettik boşmuş.En sevdiğin en cana yakın olduğun bir anda nasılda tersine dönüyor değil mi sende şaşırıyorsun. Arayanlar aradıklarını buldular gerisi hikaye diyorya Allah ın sevgili kulu Yunus Emre hz ballar balını buldum kovanım yağma olsun.( Bu zata karşı edepsizlik olmasın diye bazı ifadeleri kullanmak zorundayım).Metafiziksel olarak düşünülürse, gerçek şaşmaz.
 
Son düzenleme:
Şunu net şekilde anlamak gerekir, karşı cinsle evlenmeden önce ne kadar vakit geçirip, ne kadar çok şey yaşarsan evlendiğinde de o kadar çabuk sıkılırsın. Ben evlenilecek kişinin yüzde 5'inin evlenmeden önce, geri kalan yüzde 95'inin evlendikten sonra tanınması gerektiğini düşünüyorum. 5-6 senelik flört falan, yok kral işlemez artık. Eski evliliklerin uzun sürmesinin nedeni 5-6 sene flört, sevgili mevzusunun olmaması. Günümüz de öyle mi, 5-6 sene bir insanlara flört kalırsan, o insanla yaşayabileceğin her şeyi yaşarsan, bi yerden sonra göreceksin ki ilk gün ki heyecan kalmamış. O yüzden bir insanı evlendikten sonra tanıman lazım. Evlenmeden önce nasıl biri olduğunu bilecek kadar tanısak yeter. Güzel anılar evlendikten sonra olsun.
Aynen öyle bazılarına çomarlik gibi gelir ama ben bu olaydan ve tavsiyelere dayanarak görücü usulü evlenmeye karar verdim aaşkla evlenip ayrılmamak çok zor

Değer vermeyin diyip olayın içinden çıkılsa keşke. Herkesin kendine göre hikayesi vardır mesela benim de 6 yıl süren bir hikayem var asla karşılık alamadığım. 14 yaşımda beni Ferdi Tayfur'lara, Orhan Gencebay'lara, Ayşe Mine'lere, Kamuran Akkor'lara düşürmüştü zalımın kızı. Neden diye sorgulardım sürekli rüyalarıma girerdi. Bir insan, başka bir insandan bu kadar değer görüyorken neden onu görmezden gelir diye sorardım sürekli. Asla yanıtını alamadım. En azından sahip olmuşsunuz, ilişki içerisine girmişsiniz. Madde denen pisliğe düşmemişsiniz. İyi ki düşmemişsiniz. Anlatsam roman olur da ban yeriz. :) Ne kafanıza taktığınıza değer, ne kendinizi yorduğunuza. Aileyi falan da geçin, mezara tek giriyorsunuz sonuçta. Size verdikleri emeklerin karşılığını verin sadece. Kendi ayaklarınız üstünde durmaya başladığınız zaman, ailenin de artık bir işe yaramadığını anlıyorsunuz.
Allah kurtarsın ne diyim hayat bazen bazılarına daha beter vuruyor allah beterinden saklasin yardımcı olsun dostum kamuran akkorunda dediği gibi alev alev yaktılar bizi
Bu sitenin meşrebine belki bu diyeceklerim uymaz ama iki aşk var. Birisi fani diğeri baki işte biz insanlar bu ikisini karıştırıyoruz. İnsan ölümsüz aşkı ölümlüde arayınca yani yerlerini karıştırınca ne ne aradığını biliyor ne de o sonsuz aşkın verecek yerini biliyor. Duyulmuş bilinen gerçek leylayı ararken mevlayı bulanlar var. Ben bunları yazıyorum ancak anlayan ve inanan çok az çıkacak zira yaşayan çok az veya yok gibi. Onun için değmiyor. Hiçbir şey Allah CC hu gibi insanın kalbindeki o ayrılık ıstıraplarını teselli edemiyor. Ve herşey terkedecek ancak Allah seni terketmeyecek ve hep yanında olacak.Kim ne kadar faniye aşık olursa olsun aşkının şiddeti kadar ayrılığında acı çekmeye mahkum bizde kaybettik boşmuş.En sevdiğin en cana yakın olduğun bir anda nasılda tersine dönüyor değil mi sende şaşırıyorsun. Arayanlar aradıklarını buldular gerisi hikaye diyorya Allah ın sevgili kulu Yunus Emre hz ballar balını buldum kovanım yağma olsun.( Bu zata karşı edepsizlik olmasın diye bazı ifadeleri kullanmak zorundayım).Metafiziksel olarak düşünülürse, gerçek şaşmaz.
Aynen öyle allah'a olan sevgi ve bağlılıktan gerisi yalan baki kalacak tek şey allahtır

Anladım ben seni o içinde ki sevgi bazen devam etmeye yetmiyor.İki insan ne kadar severse sevsin olmadı mı olmuyor aga aşk herşeyin başlangıcı ilişki farklı birşey aşık olduğu insan ile yürümeyen ilişkiyi yana yana yakar insan.Aşk dediğin peri masalı önemli olan sonrası ya anlaşırsın devam ederian ya da böyle ölsen de gebersen de biter.
Ölerek gebererwk biten tarafta kaldık malesef

Anladığım kadarı ile sen bana benziyorsun. Buraya yazmışsın çünkü kendini rahatlatmak için. Cevabı sende saklı. zaten cevabı sen biliyorsun.
Cevap belli kimseyi kaybetmekten korkacak kadar sevmemek lazımmış yoksa kendini kaybedersin ruhun duymaz farkettiğinde çok geç olur

Ben de çok farklı bir şekilde tecrübe ettim. Ne sevgililik vardı ne de ilişki.
Çok karmaşık bir hikayeydi. Dediğiniz gibi aileden başkasına değer verilmez bu devirde.
Sen acırsın o acımaz,sen seversin o sevmez. Sırf aşık olduğum için bana sevmiş rolü yaptı.
Hiç aşık olmadığını da 2,5 yıl sonra itiraf etti,kullanılıp kandırdıldım.
Ben aşka daima inanırım fakat aşık olanın aleyhine işliyor.
Sizin hikayenizdeki tek ortak noktamız yıpranma meselesi oldu.
Ölümsüz aşk yok değil sadece ideal insan yok.
Hayallerimizde kurduğumuz ve inandığımız o peri masalları yok sadece.
Sen derin düşünürsün o insanı içinde nereye koyarsın o bunu idrak edemez sen kadar derin düşünemez.
Benden daha kötüleri de varmış diyebilmek hem şükür sebebi hem üzücü birşey allah yardımcın olsun ama sana diyebileceğim tek şey ask ölümsüz bir his değil illa bir gün bitiyor ama senin elinde ama değil hayatına yön vermeye bak kimse hayatını mahvetmesin kendin herkesten önemlisin kendine değer ver gerisi gelir

Sosyopat olursun net. Ben beterinin beterini yaşamış bir birey olarak söylüyorum.
Amacım sosyopat olmayın anlayın demek bu yazıları yazmakta kimse kimse için hayatını mahvetmesin işine gücüne versin kendini bir gün öyle bir siliniyor ki hisler sen bile anlamıyorsun ama anlamı çok derin aslında o derinliği farkına varmak mesele
 
Son düzenleme:

Yeni konular

Geri
Yukarı