Canım benim bunu diyeceğini çok içimden geçiriyordum geldi yine o meşhur cümle. Bugün sana anlatmak için farklı yöntemlerle ilerleyeceğim.
Ne anlamda olursa olsun Tanrı cevabını bildiği soruyu sorar mı ya? Aslında açıklamamdan anlaman gerekiyordu bu cümleyi bunu sormanı beklemiyordum garip geldi biraz ama yine de açıklayacağım. Öğretmen ve öğrenci örnekleriyle gideceğim bugün tekrar aynı hataya düşmeyeceğim. Öncelikle Allah soru sorar, ayetteki maksat Hz. Musa ya öğretilmesidir cevabı kendisi bilir. Ya da usta çırak üzerinden örnek vereceğim.
Örnek: Bir usta var ve oto sanayi de çırağına motor hakkında eğitim veriyor. Usta bunu zaten biliyor niye çırağına eğitim veriyor ki demekle aynı mantıkdır senin bu soruyu sorman. Ustanın amacı çırağına öğretmektir. Yani ayette ana amaç insanlara öğretmektir.
2. argümanına geçiyorum. Yine örnekle devam edeceğim çünkü cevabın hazır zaten geçen de "ayeti ameliyat mı ediyon?" falan demiştin. Öç aldık kelimesi mecazidir. Hiç açıklamaya çalışmadan örneğe geçiyorum.
Örnek: Okulda bir öğrenci var. Bu öğrenci durmaksızın tüm kuralları çiğniyor. Müdür de bu öğrenciyi cezalandırıyor. Müdür bura da öç almaktan ziyade okulun düzenini ve adaletini sağlamaya çalışır. Müdürün öğrenciyle hususi sorunu yoktur. Yani ayetteki amaç kin değil adaletin uygulanmasıdır.
3. argümanına geçiyorum. Evet insan ağzıyla nefs denilmiştir Allah ise ayetin devamında itiraz etmiyor. Yine mecazi bir anlatım vardır. Nefs ifadesi bizlerin anlayacağı şekilde ifade edilmiştir. Bizler Allah'ın kudretini anlayamayız dolayısıyla Allah bizlerin kavrayabileceği şekilde anlatır.
4. argümana geçiyorum o halde. Attığım öğretmen öğrenci örneği mecazdır. Sence öğretmen formülü baştan mı vermeliydi? Yoksa öğrenci deneyim kazandıktan sonra mı vermeliydi? Bu Allah'ın hükümlerini insanlara daha iyi iletme şeklidir. Ayetlerdeki fark insan anlayışına göre uyarlama üzerinedir. Yani Allah da döneklik yoktur.
Dünyevi örnekleri kusursuz Tanrı'ya yakıştıramazsın. Amacı öğretmek diyorsun, peki burada da mı öğretmek? Vereceğim ayeti iyi oku, resmen doğrusunu bilmiyormuş gibi meleklere danışıyor meleklerde hayır Allah'ım onlar değildi şunlardı diyerek doğrusunu Allah'a açıklıyorlar sanki şaka gibi.
O gün Allah, onları diriltip hep birlikte mahşere toplayacak, sonra meleklere: "şunlar size mi tapıyorlardı?" diyecektir. Melekler:"hayır; onlar bize değil cinlere tapıyorlardı, çoğu onlara inanıyorlardı" derler.(sebe 40-41)
2.öç almak mecazidir demişsin. Kuranda birçok ayette Allah intikam aldı öç aldı der. Kuran kendi ayetinde apaçık bir kitap olduğunu söylüyor sen diyorsun ki hayır birçok mecaz var üstü kapalı anlam var. Senin bu dediğin bir kere kurana aykırıdır.
3.yine aynı mecaz demişssin. Nefs ifadesi bizlerin anlayacağı şekilde ifade edilmiştir demişsin. O zaman dostum bizleri o ayetleri anlayabilecek seviyede yaratsaydı ya? Sonucta kitaptan hesap soracak anlayıp uymamız lazım. Nefs yerine zatında olanı bilemeyiz dese hiçbir sıkıntı kalmacak. Tonlarca kelime varken hep ucu açık istenilen yere çekilebilen anlaşılmayan kelimeler niye seçiliyor hep?
4.yine mecaz demissin ben artık bir şey demiyorum. Kuran diyor ki ben apaçık bir kitabım. Sen diyorsun ki hayır hep mecaz hep mecaz. Kimle kavga ettiğinin farkında değilsin.
İnsanlar her ne kadar ahmakça itiraz edecek de olsalar ben söyleyeyim:
Kuran'da geçen şeylerin anlamları senin okduğun Türkçede aklına ilk gelen kelimeyle uyuşmuyor. Hocalar "şu anlamda kullanılmış" dediğinde saldırgan tavırlar sergileyenler sadece acizliğini ortaya koyuyor.
Siz "yaz" kelimesini mevsim algılıyorsunuz diyelim. Ben "yaz oğlum gördüklerini" dediğim zaman mevsimden mi bahsediyorum? Elbette hayır. Bu yüzden sizin verdiğiniz örneklerin de bir tanesinde bu durum söz konusu: Öç almak.
Burada kast ettiği durum bir intikam söz konusu değil, cezalandırılması söz konusu. Arkadaşın sana zarar verdikten sonra yürürken ayağı takıldıktan sonra nasıl "ilahi adalet" diyorsan bu durumu da buna benzetebilirsin. Zulümcü ve zulme destek verenleri cezalandırıldığından bahsediyor. Yani senin kafanda kurduğun gibi onlar Allah'a inkar etti de Allah da gökten inip intikam aldı gibi bir durum yok.
"İki elimle" cümlesi de keza öyle. Siz mealde "iki elim" diye okuyor olabilirsiniz ancak anlatmak istediği bu değil. "iki elimle" dediği zaman gerçekten de Allah'ın fiziki olarak 2 eli olduğunu düşünmeyin. Anlatmak istediği şey orada "iki elimle yarattığım" derken aslında "benim yarattığım" anlamına çevriliyor. Siz nasıl "yüz" dediğinizde sayı algılıyorsanız, "yüz" kelimesi spor anlamında da kullanılabiliyor. Burada kullanılan kelimeler değil, ne anlatılmak istendiği önemli. Bu yüzden sizin başka bir anlama bakmıyor oluşunuz o cümleyi mantıksız kılmaz, aksine sadece sizin at gözlülüğünüzü gösterir.
Son cümlem biraz ağır olmuş olabilir, bireysel söylemiyorum kimseye. Yine de üstüne alınmak isteyen alınabilir.
O zaman oraya cezalandırma yazsın öç almak yazmasın. Yarın bir gün çocuğun oldugunda basına bir şey geldiğine hakime mi gitmeyi öğreticeksin öç almayı mı? İntikam almak gibi bir durum yoks niye kuranın bir çok ayetinde allah intikam aldı intikam sahibidir öç aldık diyor.Bu kötü kelime yerine cezalandırdı kelimesini kullansa hiç bir sıkıntı kalmayacak değil mi?
Ben de zaten konuyu uzatmayacağım, din konularında boşa münakaşaya girip ceza almak istemiyorum.
Konuyu anlamak isteyen anlar, eğer ki dine inanmak isteyen de inanmak için çabalar.
Herkesin dini kendinedir? Ayrıca dinde kanıt aramaya çalışmayın. Bu bir "inanç" söz konusu. Eğer ki kanıtları olsaydı bu "bilgi"ye girer, "bilim" adı altında incelenirdi. inanç söz konusu olmazdı.
Kimsenin dinde kanıt aradığı yok güzel kardeşim. Bizim aradığımız şey hata ve çelişki. Bunu bulduktan sonra kanıt aramaya gerek yok çünkü kusursuz dediğin Tanrı hata yapmaz.
Ayrıca inanmak değil bilmek istiyorum ben. İnanç belirsizliktir kanıt aranmaz diyorsun. Ne yani sen Allah'ın var olduğuna yüzde yüz emin değil misin? İnanıyorum demek kesin demek değildir. E yüzde yüz var oldugunu düşünüyorsan o zaman bir kanıtında olmak zorunda.Kanıt olmayan şeye ömür veriyorsun.