Zaten sorunun kaynağına tam olarak inilmemesi sebebi ile adaletsizlik denilen olgu yok edilememektedir. Eğer temel sağlam değilse, inşa edilen de yamuk olacaktır. Bu bozukluk içinden de doğruya ulaşım imkansız hale gelebilmektedir.
Kavramın sahibi kim ise sınırını da o belirler. Kimine göre adil olan, kimine göre adaletsizdir.
Bunu insanlar üzerinden söylemedim, genel olarak, yaratılışın kendisine söyledim. Buna bütün canlılar dahildir.
Eşitlik mevcut mudur? Değil midir? İle alakalı bir konudan ziyade bunların ne olduğuna dair bir konu olmasından dolayı olabilir mi? Dünyanın her yerinde eşitsizlik söz konusudur, gibi bir savınız varsa her yeri gezmiş olmanız lazım değil mi?
Ben de sana bunu diyorum ya, doğanın kendisi adaletsiz. Bu adaletsizliğine, doğanın kanunu diyoruz. Daha da arkası, dünyanın adaletsizliği. Yani doğanın kanunu her ne kadar uyum ve devamlılık için olsa da genel olarak ayrıştırmalar üzerine. Yani en başında dünyanın kendisi saçma bir ev sahipliği yapıyor. Yani sana bir cennet vaad etmiyor, cennetini kendin yarat diyor.
Budur zaten mevzu. Yaptıklarınin karşılığını alırsın ki bu da adil olandır. İnsanın sürekli yanlış yapıp doğruyu beklemesinde bir anormallik yok mu?
