Linux neden tercih edilmeli?

Üstte ki arkadaşın dediği gibi eğer işin yoksa kullanmak gereksiz olabilir. Hani ne işi falan dersen, server, yazılım veya kişisel güvenlik vs işin yoksa windowstan, linuxa geçmek sağ kulağını sol elle tutmak gibi bir şey olur. Köküne kadar Linux'cuyum ama durumlar böyle.
 
  1. Ücretsizdir.
  2. Hafiftir.
  3. Kullanıcı dostudur.
  4. Özgürlüktür.
  5. Güvenlidir.
  6. Birçok dağıtım mevcuttur, seç beğen al tarzı.
  7. Özelleştirme imkanı fazladır, görünümünden çekirdeğe kadar.
  8. Güncellemeler isteğe bağlı.
  9. Açık kaynaklıdır.
  10. Stabildir.
  11. Özgürsünüz, istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.
  12. Ve en önemlisi, Linux sevgi ile yapılmıştır.
 
Kullanacağımdan değil ama sormak istedim Linux'un Windows'tan daha iyi yanları nelerdir?

Bu soruya böyle cevap verilmiş.

İyi yanı yok kardeşim. İyi yan arıyorsan kullanma bence.

Bir de böyle bir cevap verilmiş.

Üstte ki arkadaşın dediği gibi eğer işin yoksa kullanmak gereksiz olabilir. Hani ne işi falan dersen, server, yazılım veya kişisel güvenlik vs işin yoksa windowstan, linuxa geçmek sağ kulağını sol elle tutmak gibi bir şey olur. Köküne kadar Linux'cuyum ama durumlar böyle.

Bu iki cevap GNU/Linux artılarını adeta yok saymış. Özgür yazılım felsefesini yerin dibine batırmış. 30 yıldır milyonlarca insanın emeğini hiçe saymış. Microsoft'un, NASA'nın, dev şirketlerin, milyonlarca kullanıcının kullandığı sistemi çöpe atmış. Herkesin özgür yazılım kullanma hakkını adeta gasp etmiş...

Hani GNU/Linux yaşanır diyoruz ya, bu iki cevabı vermek için onu yaşayamamış, özgürlüğü içine sindirememiş olmalı. Bu kadar emeği, bu kadar özgürlüğü, bu kadar kullanıcıyı hiçe saymak başka türlü ifade edilemez. Zaten biri MacOs diğeri Windows kullandığına göre durum belli oluyor.

Beğenmiyorsanız insanları yanlış yönlendirmeyin, önce artılarını-eksilerini anlatın, kararı insanların kendisi versin.
 
Bu iki cevap GNU/Linux artılarını adeta yok saymış. Özgür yazılım felsefesini yerin dibine batırmış. 30 yıldır milyonlarca insanın emeğini hiçe saymış. Microsoft'un, NASA'nın, dev şirketlerin, milyonlarca kullanıcının kullandığı sistemi çöpe atmış. Herkesin özgür yazılım kullanma hakkını adeta gasp etmiş...

Hani GNU/Linux yaşanır diyoruz ya, bu iki cevabı vermek için onu yaşayamamış, özgürlüğü içine sindirememiş olmalı. Bu kadar emeği, bu kadar özgürlüğü, bu kadar kullanıcıyı hiçe saymak başka türlü ifade edilemez. Zaten biri MacOs diğeri Windows kullandığına göre durum belli oluyor.

Beğenmiyorsanız insanları yanlış yönlendirmeyin, önce artılarını-eksilerini anlatın, kararı insanların kendisi versin.
Abicim sana saygım sonsuz. Fakat tanımadığın, bilmediğin insanlara böyle cevap vermen ayıp olmuş.

Ben burada uzun zamandır Linux kullanan arkadaşlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Aynı kategoride birçok arkadaşla beraber yeri geldi Linux'u övdük ve önerdik, yeri geldi yerdik. İstersen foruma telefon üzerinden erişerek konuya cevap yazdığımızdan bize Apple'cı damgası vur, istersen kapitalist Windows'cu de. Kusura bakma elimde bu cihaz vardı, bununla mesaj attım. Yine de burada arkadaşlara yardım etmeye çalışacağım.

Ayrıca evet, ben "özgür yazılım"ı yaşamıyorum. Ben insanım ve işimi kolaylaştıranı kullanırım. Uzun zamandır da Linux kullanıyorum, seviyorum da. Yani bana birilerinin emeğini yok saydığımı söylersen, lafın safi rüzgar olur. Sen bana damga vursan da vurmasan da ben yine kullanmaya devam edeceğim. Çok da güzel "sindirdim" kısacası, haberin olsun.

Kimsenin özgür yazılım kullanma hakkını gasp etmedim. Kimsenin içindeki Linux aşkını öldürmedim. Kimsenin hala kullandığım bir tabana geçmesine engel olmadım. Kimsenin emeğini çöpe atmadım. Burada vakit geçirmiş olan insanlar bilirler ki kimseyi incitmeye ve kırmaya, içindeki hevesi öldürmeye çalışmadım. Senin gibi yıllarımı gidip dağıtımlara contrubuter olmakla geçirmemiş olabilirim, sen oralardayken ben buradaydım. Fakat eleştiriyorsan da elle tutulur bir yanı olsun. Al, bak sana asıl makinemden yazıyorum, şimdi profil fotoğrafımın altında Linux sembolünü görürsün. Anlaşılan senin için önemli bu sembol.

Attığım mesajın anlamı çok netti. Arkadaş kullanacağımdan değil ama nedir artıları diye sormuş. Ben de kullanmayacaksan artısı yok anlamında cevap verdim. İşletim sistemleri işimizi kolaylaştırmak için varlar. Yok işimizi zorlaştırıyorsa hiç "onu yaşamak uğruna" hayattaki en değerli şeyimizi, zamanımızı buna harcamanın vakti yok. Bunun ne Linux'u yerme, ne onu aşağılama, ne onu üretenleri, hayatta kalmasını sağlayanları hiçe sayma, ne felsefesine aykırılık gibi bir anlamı var. Basit ve net. İşini kolaylaştırmıyorsa kullanma dedim. Hala da bu yorumumla gurur duyuyorum.

Sözün özü, benim senin o attığın iftiralarla alakam yok. Ben de burada bir kullanıcıyım ve bilinçli de bir kullanıcıyım. Kime ne dediğimi, ne yapmasını önerdiğimi, nasıl davranmam gerektiğini biliyorum. Neyse, sevgi ve saygı dönemi bu kadarmış. Haklı eleştiriye her zaman açığımdır, fakat alt metnini bilmediğin gibi bir de çirkin iftiralarla insanların hakkına girdiğimi söyleyerek aşağılanmaya da müsaade edemezdim.

Yine de ben çizgimi bozmayayım, saygılar.
 
Linux meraktan tercih edilmeli, öğrenmek istemeyen terminale iki komut yazmayı angarya gören Microsoft yetiştirmelerine göre değil. Yıllar önce Linux'a başladığımda etrafımdaki herkes meraklı, öğrenmek isteyen, hevesli insanlardı. Ancak ilerleyen yıllarda Ubuntu gibi dağıtımlar corporate anlayışlarıyla GNU/Linux'a çok potansiyelsiz insanlar kazandırdı! Bu yüzden neden tercih edilmeli sözünün anlamı da değişti. Bazı insanlar sırf görüntüsü için, bazı insanlar Microsoft'tan ve Apple'dan kaçmak için, bazıları cool görünmek için tercih ediyor ama ben bunları görmekten pek haz almıyorum açıkcası. Linux'un güçlü yanı komünitesi ve felsefesidir, bunlara değer vermeyen tercih etmemelidir. Kısacası aklı başında ne istediğini bilen insanların kullanması daha uygundur, gerçekten sevmeyen adama dikeni sert batar. Şekilci şemalci insanlar iki bug gördüğü zaman GNU'yu yerin dibine sokmaya meyilli, ben böyle eften sebeplerle Linux kullananları potansiyelsiz kullanıcılar olarak görüyorum. Arkadaşlık etmekten de haz almıyorum. Mac masaüstümü görmek istiyorsun gider Mac alır kullanırsın alamıyorsun diye tutup başka bir işletim sisteminin görüntüsünü Mac'e çevirip tatmin olmaya çalışmak da evcilik oynamaktan farksızdır açıkcası. Bunlara gülüyorum sadece, işin özü Linux herkese göre değildir. Kullanmak isteyenin uzun bir öğrenme sürecinden geçmesi gerekir.
 
Neal Stephenson'ın In the beginning kitabından eğlenceli ve eğitici bulduğum ve sizede de bir fikir oluşmasını sağlayabilecek meşhur bir alıntı eklemek istiyorum:

Dört otomobil satış bayisinin bulunduğu bir kavşak hayal edin. Bir tanesi (Microsoft) diğerlerinden çok daha büyük. Yıllar önce hız bisikleti (MS-DOS) satarak başladır; bunlar mükemmel değildi ama çalışıyorlardı ve bozulduklarında kolaylıkla tamir edebiliyordunuz. Yanıbaşında ise rakip bir bisiklet bayiisi vardı (Apple). Bir gün motorlu araçlar satmaya başladılar -pahalı fakat güzel bir sitili olan hava geçirmez bir şekilde mühürlenmiş arabalar-. Nasıl çalıştıkları büyük bir gizemdi.

Büyük olan bayii buna karşılık olarak markete motorlu bisikler yükselteme kitini (Windows) markete soktu. Bu bir Rube Goldberg -karikatürist- icadı idi. Hız bisikletine monte edildiğine zar zor Apple arabalarına ayak uydurmayı başardı. Kullanıcılar gözlük takmak ve dişlerinden sürekli böcekleri -bugları- temizlemek zorunda kalıyorlardı. Bu sırada Apple arabası sahipleri hava geçirmez arabalarında hızla ilerlerken pencereden (kelime oyunu) küçümsüyordu. Ama motrlu bisikletler Apple arabalarına kıyasla ucuzdu ve tamir etmesi kolaydı ve pazar payları arttı.

En sonunda büyük bayii tam teşekküllü bir araba piyasaya sürdü: dev bir pikap(Windows 95). Bu araba bir kuruşkev -Sovyetler Birliğinde tasarlanmış düşük fiyatlı apartman- evinin tüm estetik cazibesine sahipti. Bu cihaz yağ sızdırdı ve conta patlattı, bu muazzam bir başarıydı. Az bir zaman sonra piyasaya iş odaklı kullanıcılar hantal arazi aracı çıkardılar (Windows NT). Bu araç pikaptan daha iyi değildi, sadece biraz daha güvenilirdi.

O zamandan beri epey kavga gürültü oldu ama çok az şey değişti. Küçük bayii avrupa tarzı şık sedanlar satmaya ve reklam kampanyalarına epey para harcamaya devam ediyordu. Bu şirketin penceresinde yalandan KAPATIYORUZ! tabelası vardı, bu tabela o kadar uzun süredir ordaydı ki tabela eskimeye başlamıştı. Bu sırada büyük olan şirket ise daha büyük pikaplar ve arazi araçları yapmaya devam ediyordu.

Yolun diğer tarafında ise yeni ortaya çıkan iki rakip firma vardı. Birisi (Berkeley Software Design, Inc.) tam teşekküllü Batmobiller satıyordu. Bunlar avrupa tarzı sedanlardan bile daha güzel, iyi tasarlanmış, şık ve teknolojik olarak gelişmişti ve marketteki herhangi bir ürün kadar güvenilirdi ve marketteki ürünlerin hepsinden ucuzdu.

Bir istisna dışında, yani Linux ,hemen yan tarafında ve bayii bile değil,. Linux fikir birliği ile bir alanda toplanmış ve organize edilmiş bir grup karavan, çadır ve geodezik kubbe idi. Bu alanda yaşayanlar tanklar yapıyorlardı. Bu tanklar eski moda hurda demirden yapılmış tanklar değil daha çok ABD ordusunun kullanduğu uzay çağı materyalleri ile inşa edilmiş ve sofistike bir teknoloji kullanılarak sıkıştırılmış M1 tankları gibiydi ama ordu tanklarından iyidi. Bu tanklar öyle bir şekilde modifiye etmişti ki asla ve asla bozulmayan, hafif, sokakta kullanılabilecek kadar iyi manevra kabiliyetine sahipti ve küçük bir otomobilden daha fazla yakıt harcamıyordu. Bu tanklar yerlerinden müthiş bir hızla dışarı çıkarılabiliyordu ve yol kenarına isteyen herkesin ücretsiz bir şekilde binebilmesi için anahtarları ile birlikte bırakılmıştı.

Müşteriler bu kavşağa gece gündüz akın ediyorlardı. Müşterilerin yüzde doksanı diğer bayiilere bakmadan en büyük bayii'ye gidiyor, bir pikap veya arazi aracı satın alıyorlardı. Geri kalan yüzde 10'nun büyük çoğunluğu ise şık bir avrupa tarzı sedan alıyor ve sadece pikap ve arazi aracı alanlara burun kıvırmak için arkalarına bakıyorlardı. Eğer yolun diğer tarafındaki insanları fark etselerdi , ucuz ve teknik olarak üstün araçları satan, bu müşteriler onlarla alay edecekti.

Batmobil ara sıra pikapının yanında ikinci bir araç isteyenlere çok az sayıda satılıyordu. Kabul etmek gerekiyor ki ,en azından şimdilik Batmobil bir yedek oyuncu.

Tankları bedavaya dağıtan grubun ise batmamasının tek sebeb çalışanlarınıni gönüllüler olmasıydı. Bu gurup sokağın köşesinde boğa boynuzları ile -GNU- müşterilerin dikkatini bu muazzam istasyona çekmeye çalışıyordu. Normal bir konuşma şu şekilde gerçekleşiyordu:

Boğa boynuzlu hacker "Paranı boşuna harcama! Bizim bedava tanklarımızdan birini al! Bunlar gayet sağlam tanklar ve bu tankları saatte 90 mil ve 5 litre benzin ile kayalı yollarda ve bataklıklarda kullanabilirsin"

Muhtamel pikap müşterisi "Dediğinin doğru olduğunu biliyorum ama.. ee.. şey.. Ben nasıl tank opere edeceğimi bilmiyorum"

Boğaboynuzlu: "E iyide sen pikap opere etmesini de bilmiyorsun ki!"

Müşteri: "Ama eğer pikapımda bir sorun oluşursa işten bir gün izin alıp bayiiye getirebilirim ve bekleme odasında beklerken ve asansör müziği dinleyebilirim.

Boğaboynuzlu: "Ama eğer bizim tanklarımızdan birisini kabul edersen ve sorun oluşursa evine gönüllülerimizden birini yollayabiliriz"

Müşteri: "Evimden uzak dur hilkat garibesi seni"

Boğaboynuzlu: "Ama..."

Müşteri: "Çoğunluğun pikap aldığını görmüyor musun?"
 
Linux meraktan tercih edilmeli, öğrenmek istemeyen terminale iki komut yazmayı angarya gören Microsoft yetiştirmelerine göre değil. Yıllar önce Linux'a başladığımda etrafımdaki herkes meraklı, öğrenmek isteyen, hevesli insanlardı. Ancak ilerleyen yıllarda Ubuntu gibi dağıtımlar corporate anlayışlarıyla GNU/Linux'a çok potansiyelsiz insanlar kazandırdı! Bu yüzden neden tercih edilmeli sözünün anlamı da değişti. Bazı insanlar sırf görüntüsü için, bazı insanlar Microsoft'tan ve Apple'dan kaçmak için, bazıları cool görünmek için tercih ediyor ama ben bunları görmekten pek haz almıyorum açıkcası. Linux'un güçlü yanı komünitesi ve felsefesidir, bunlara değer vermeyen tercih etmemelidir. Kısacası aklı başında ne istediğini bilen insanların kullanması daha uygundur, gerçekten sevmeyen adama dikeni sert batar. Şekilci şemalci insanlar iki bug gördüğü zaman GNU'yu yerin dibine sokmaya meyilli, ben böyle eften sebeplerle Linux kullananları potansiyelsiz kullanıcılar olarak görüyorum. Arkadaşlık etmekten de haz almıyorum. Mac masaüstümü görmek istiyorsun gider Mac alır kullanırsın alamıyorsun diye tutup başka bir işletim sisteminin görüntüsünü Mac'e çevirip tatmin olmaya çalışmak da evcilik oynamaktan farksızdır açıkcası. Bunlara gülüyorum sadece, işin özü Linux herkese göre değildir. Kullanmak isteyenin uzun bir öğrenme sürecinden geçmesi gerekir.
Katılıyorum ve artırıyorum. Burada GNU/Linux kategorisi aktif oldu olalı “artıları ve eksileri” artmaya devam ediyor, buna da “geçilmeli mi, görüntüsünü beğendim” şeklindeki konular ekleniyor. Tamam burada insanlara tavsiye verip öneride bulunup kullanımı artırmaya çalışıyoruz ama, dün kurulumda yaşadığı sorunu çözdüğümüz insanlar, bugün gelip “yükledim beğenmedim nasıl dönerim” diye konu açıyor. Her gün aynı konuları çözüyoruz, insan sıkılıyor. Bu şekilde devam edince, insanlara bakıp artık “işine yaramayacaksa kullanmanın alemi yok” diyoruz. Çünkü dediğiniz gibi görüntüsünü beğenip gelen insanlar iki komuttan sonra, sorun çözme azmini kaybediyor. Biz de “üye kazanma” azmimizi.
 
Katılıyorum ve artırıyorum. Burada GNU/Linux kategorisi aktif oldu olalı “artıları ve eksileri” artmaya devam ediyor, buna da “geçilmeli mi, görüntüsünü beğendim” şeklindeki konular ekleniyor. Tamam burada insanlara tavsiye verip öneride bulunup kullanımı artırmaya çalışıyoruz ama, dün kurulumda yaşadığı sorunu çözdüğümüz insanlar, bugün gelip “yükledim beğenmedim nasıl dönerim” diye konu açıyor. Her gün aynı konuları çözüyoruz, insan sıkılıyor. Bu şekilde devam edince, insanlara bakıp artık “işine yaramayacaksa kullanmanın alemi yok” diyoruz. Çünkü dediğiniz gibi görüntüsünü beğenip gelen insanlar iki komuttan sonra, sorun çözme azmini kaybediyor. Biz de “üye kazanma” azmimizi.

Aynen öyle arabanın görüntüsüne gelen tekeri patlayınca kaçıyor maalesef. Linux daha komplike bir yapı, gerçekten sevmek ve yarattığı fark için kullanmak lazım. Bize günü birlik, görüntü gibi uyduruk sebeplerle gelen kullanıcı lazım değil. İnsanlara değer veren emeğin anlamını bilen ve vermeye gönüllü insanlar lazım. Zaten başka sebepten gelenler bir Windows bulamayınca kaçıyor, kaçarken de yorganı battaniye yakıyorlar.
 
  • Sunucu - Ağ: Sunucu ve ağ yönetimi ile uğraşıyorsanız GNU/Linux illaki önünüze çıkacak.
  • Yazılım-Programlama: Platform tabanlı programlarla uğraşmıyorsanız, -şahsi fikrim- yazılım için en iyi işletim sistemi sayısız kütüphane, programcık, IDE, uçbirim-kabuk programlama vs. seçeneklerinden dolayı GNU/Linux'tur.
  • Eski Bilgisayarlar: Eski bir bilgisayarınız varsa, uygun dağıtımlarla daha akıcı ve performanslı hale getirebilirsiniz.
  • Özgür Yazılım-Güvenlik: Herkes için geçerli olmadığından sona bıraktığım, kaynak kodlarına kullanıcının da erişebilmesinden dolayı daha güvenli olması. Herkes için geçerli olmamasının sebebi ise aslında şu forumda dahi kullanılan GNU/Linux'ların benim gördüğüm kadarıyla hiçbirinin GNU topluluğu tarafından onaylananlardan biri olmaması. Tam Özgür Yazılım olan dağıtımlarda, yükleyeceğiniz programlarla birlikte, tüm sistemin ne yaptığından haberiniz vardır. Derseniz ki: "Ben koddan ne anlarım, okuyamıyorum.", bunun da açıklaması projelerin kaynak kodlarının herkesin erişebileceği yerlerde olması dolayısıyla, herhangi aksi bir durumda kod okuyabilenlerin bu durumu ifşa edip, internet dünyasına haber düşüreceğidir. GNU/Linux'lardaki depo kavramı bunun farklı bir uzantısıdır.
 
Artı Windows'da Bluetooth mikrofon kullanmak sıkıntılı, Linux'da telefonu Bluetooth ile bağla hoparlörü ona bağlamaktan daha güçlü ses alıyorsun. Windows 10'da olmuyor.
 

Geri
Yukarı