Mutlak sıfır bana mutlak durağanlık gibi geliyor. Düşününce, Büyük Patlama öncesi böyle bir durum var olmuş olabilir. Atomaltı parçacıkların herhangi bir termal hareketinin olmadığı, dinamik süreçlerin tamamen durduğu, hatta zamanın bile akmadığı bir durum. Bu, madde ve enerjinin en düşük enerji seviyesinde olduğu, adeta bir hiçlik hali olarak tasvir edilebilir. Ancak, kuantum mekaniğine göre bir sistemin enerjisi hiçbir zaman tam anlamıyla sıfıra inemez. Bu yüzden mutlak durağanlık, aslında sadece bir kavramsal durum olabilir.
Enerji, hareketle bağlantılı olduğu için mutlak durağanlık, enerjinin en düşük seviyeye inmesiyle ilişkilendirilir. Ancak termodinamiğin üçüncü yasasına göre mutlak sıfıra ulaşmak imkansızdır, çünkü bir sistemin entropisini sıfırlamak veya sabit bir noktaya getirmek sonsuz bir işlem gerektirir. Halbuki evrendeki toplam entropi sürekli artar. Bu da zamanın yönünü ve olayların doğasını belirler.
Buradan yola çıkarak zamanda geriye gitmenin imkansızlığı, entropiyi geriye çevirmenin imkansızlığıyla doğrudan bağlantılı olabilir. Eğer bir sistem, teorik olarak mutlak sıfıra ve ötesine ulaşabilseydi, bu, entropiyi tersine çevirerek zamanın akışını da tersine çevirmek için kullanılabilirdi. Bu da bizi mutlak sıfırın yalnızca durağanlıkla değil, zamanın başlangıcı ve yönüyle de ilişkili olabileceği fikrine götürüyor.
Mutlak sıfırın altını düşünmek ise kütlesiz parçacıkların ışık hızını aşabileceği fikri kadar spekülatif ve fiziksel yasaların ötesine geçen bir kavram. Örneğin ışık hızını aşma durumunun bilimkurgu ve teorik fizik bağlamında zamanda geriye gitmekle ilişkilendirilmesi gibi, mutlak sıfırın altı da fizik yasalarının ötesinde bir durumu temsil eder.
Bu konudan hareketle mutlak sıfır sıcaklığını mutlak durağanlıkla, enerji ve maddenin entropisini durdurma fikriyle ve hatta zamanı geriye çevirme olasılığıyla bağlantılı düşünmek, zihinsel olarak oldukça ilginç bir yaklaşım oldu benim için.