İnşaat sektörü kadar pis, iğrenç ve çekilmez bir sektör daha yoktur. Şantiyelerde çalışma şartları çok güçtür (üstteki mesajda bahsettiğim şeyler), verilen emeğe göre maaşları rezalet seviyededir, sosyal hayan ve düzen denilen bir şey yoktur. Ofislerde ise sürekli bir acele, iş yetiştirme telası ve mobing vardır, ihalelere teklif yetiştirmek için sabahlar, hak edişleri zamanında almak için şantiye şantiye gezer kontrol totosu yalarsın, projeleri yetiştirmek zorundasındır ve patronun/şirketin bu işlerden milyonlar kazanırken sen haftada en az 50-60 saat çalışıp en fazla 1.5 asgari ücret olan maaşınla geçinmek zorunda kalırsın. Bu her türlü mimar ve inşaat mühendisi için aynıdır. Kesinlikle bu sektörü tavsiye etmiyorum. Bahsettiğim gibi ben bu sektörün her türlü tozunu yutmuş, sillesini yemiş birisiyim. Şu anda kamuda çalışmıyor olsam bakkal açarım yine de özel sektörde mühendislik yapmam. Ha bu işin kamu tarafı da zordur, bu sefer sen kontrol tarafında olduğun için sürekli dikkat etmek zorundasın. Altına kaşe basıp imza attığın işlerin tutarları çok yüksek olur, bir yanlışlığında milyonluk tazminata bile girebilirsin, hayatın kayar. Velhasıl zor sektördür. Ben kendimden örnek vereyim, Rusya'da çalıştığım için hatunla arayı bozdum biraz da kıskanç bir yapısı vardı ve Rusya işi malum sebeplerden dolayı onu çok geriyordu, ben de biraz para biriktirmek için gitmek istedim ve sonunda çok kırıcı bir süreçten sonra ayrıldık. Ben de o seneden sonra saçma sapan dağ başlarında şantiyelerde süründüğüm için evlenmek gibi bir fırsatım olamadı, şimdi de yaş geldi artık 30'lara ve kaldım bekar. Belki de okula giden çocuğum olacakken şimdi muzlu sütümü kendim içiyorum. Velev ki hatunla arayı bozmasak, Türkiye'de kalsam bu sefer de sürekli şantiye şantiye, şehir şehir gez yine saçma sapan bir hayatım olacak belki de evime, eşime misafir gibi aydan aya zor gelecektim. Velhasıl bu sektör insanı her türlü yer, maddi manevi külliyen zarar bir sektördür.
Ben aynı zamanda anadolu liselerinin anadolu lisesi olduğu zamanda okudum. Fen sınıfı olarak sınıfın %40'ı iyi okulların mühendislik bölümlerine %40'ı tıp ve diş hekimliğine geri kalan %20'nin çoğu da eczacılık, fizyoterapi vs gibi bölümlere gitmişti. Her türlü okuldan mezun mühendislik branşından arkadaşım var ve inan savunma sanayine girebilen ve görece çok para kazanabilenler bile iş-hayat dengesi yönünden çok sorunlu bir hayata sahip. Bu hayata bir kez geliyorsun, iyi bir iş-hayat dengesine insanın çok ihtiyacı var. Gençken bunlar biraz masal geliyor ama mesaiden 1 saat erken çıkmak için on takla atar hale getiriyor insanı. Bu sebeple öğretmenlik çok cazip geliyor bana. Şu anda kamuda bürokratik kadrolar hariç en iyi maaş/çalışma saati oranı kesinlikle öğretmenlerde. Resim öğretmeni olan bir kuzenim var, hatun haftanın 2 günü okula gidiyor geri kalan 5 gün boş. Kabul ediyorum, maaşı düşük ama Instagram'dan sattığı resimlerle aylık kazancı beni geçiyordur sanıyorum ki. Ben ise öğle yemekleri hariç haftalık 40 saat çalışıyorum haliyle (8-5) ve eve gelince kafa yorgunluğundan, fiziksel yıpranmadan hiçbir şeye vaktim kalmıyor. O haseple öğretmenlik önerdim, matematik de her daim cazip bir alandır ve atamaları da iyiyse bence seçilebilir.
Diğer alanlar için bir şey diyemem, artık yaş itibariyle de konum itibariyle de bu sınav, okul, tercih işlerine çok uzağım. Hangi alanda ne var, sırası ne imkanı ne gerçekten mantıklı bir şey diyebilir miyim bilemiyorum. Veterinerlik ise kamuya girmek yönünden tam bilmemekle beraber uzaktan bir akrabam kamuda veteriner, hayvan kontrolleri vs yapıyorlar köylerde ve zor gibi gelmiştir bana hep. Tercih etmek istemezdim şahsen ama kötü de değildir.
Gelelim YTÜ ve İnşaat Mühendisliği bölümüne. Yıldız İnşaat zor bir bölümdür ve bir ekoldür. Gerçekten çok kaliteli hocaları vardır, laboratuvar imkanları çok iyidir, birçok anabilim dalında çok sayıda akademik personeli vardır. Lisans okursan bir hocadan iki farklı ders alman bile zor bir ihtimal. Zorlarlar, yorarlar ama öğretirler de. Yapı statiği 2 dersini ise Yıldız'da alıp geçemeyince yaz okuluyla İTÜ'den alıp geçmiştim. İTÜ de çok iyi bir okuldur, daha farklı bir ekoldür ama bence Yıldız İnşaat Mühendisliğinde gerçekten çok farklı bir ekol. Meşhur Prof. Ergin Arıoğlu'ndan Tüneller dersi almış ve orada öğrendiklerimle göçük olacak bir tüneli fark edip ölümden dönmüşlüğüm bile vardır, Yıldız'ın hayatımı kurtarmışlığı da vardır. Lisansı Yıldız'da bitirdim dediğim gibi ve Yüksek Lisans için de İTÜ'ye kabul alıp yarım dönem devam edip yurt dışına gitmek zorunda kalınca eğitim hayatımı noktaladım. Mühendisliği gömdük ettik ama bu okullar okunacaksa eski ve köklü okullarda okumakta gerçekten fayda var. Boşuna bu okullar bu seviyede değiller gerçekten. İlla mühendis olacağım dersen Yıldız pişman etmez ama mühendislik edebilir.