28 yaşında hiç sevgilim veya normal kız arkadaşım olmadı

Dostum öncelikle şunu söyleyeyim. Bir kızın elini tuttuğunda veya onunla vakit geçirdiğinde çok da güzel bir şey değil aslında. Bayanların özellikle kaprisleri seni çok yıpratır. Kaldı ki bu zamanda aşk sevgi adına pek de bir şey kalmadı. Devir artık karnını doyurabilmek işine odaklanmaktır. Ciddi düşünmediğin sürece bir bayanla çıkmanı tavsiye etmem. Maddi olarak da kayıplar yaşarsın. Ailen durumu yerinde ise görücü usülü iyi bir aile kızı ile evlenmen en iyisi olacaktır.
 
93 doğumluyum hiçbir tane bile sevgilim olmadı. İşin kötü yanı normal kız arkadaşım bile olmadı. Lisede de pek muhabbetim yoktu kızlarla. Bir kızla dışarıya çıkıp gezmedim oturup bir çay kahve bile içmedim. Bir kere ücretli ilişkim oldu ondan da bir şey anlamadım. Tipim iyi değil ama çok da kötü değil. Şu an inanın bir kızla nasıl konuşulur davranılır hiç bilmiyorum. Boyum 180cm ama şu ankilom var biraz önceden spor yapıyordum fittim. Şu an hayatta hiçbir amacım yok sadece işe gelip gidiyorum o kadar iş yerinde de 1 tane kız yok hep erkek. Telefon listemde bile 1 tane kız bile yok arada sırada konuşsak buluşsak. Bazen zoruma gidiyor bu durum ben de isterdim sevmek sevilmek ama hiç olmadı. Tipi iyi olan arkadaşlarım hep kızlardan teklif vs alıyordu ya da konuşmak istediğinde red yemiyordu. Bazen kafede falan bakışayım diyorum bana bakan kız bir daha bakmıyor adım atacak yerde yok. Arkadaşlarım neler neler yapıyor ben sadece dinliyorum. Hayatın en güzel yaşlarını hep boş geçirdim. Bu saatten sonra olsa da evlilik için olur fakat ben evlenmekte istemiyorum. Daha bir kızın elini bile tutmamışken evlenmek vs çok saçma geliyor. Yaşıtım bir kız neler görmüştür neler yapmıştır ben hiçbirini yapmadım. Benim gibi olan var mı? Nasıl zaman geçiriyorsunuz neler tavsiye edersiniz? Mutlu olamıyorum hep bir eksik var.

Aynı durumdayız, benim de deneme çabalarım alay konusu olmakla sonuçlandı. Şu zamana kadar bir şey öğrendimse, o da kızların görünüşten ziyade tamamiyle gücüne bakması. Yakışıklı olmasan dahi güçlü olduğun zaman, ortamlarda rahat olduğun zaman illaki oluyor. Ben şahsen özel bir arayış içinde değildim, yokluğunu da genelde hissetmiyorum. Ama arkadaş ortamında uzaylı muamelesi yapıldığı zaman bu durum epey rahatsız ediyor. Erkekler ne kadar kötü davranırsa o kadar seviliyor. Sadece gönül ilişkilerinde değil sosyal hayatta da geçerli bir kural. Mesela şahit olduğum onlarca örnekten birisi şu: Urfadan bir köyden üniversiteye gelmiş bir arkadaşım vardı. Bu çocuk, görüntü itibarıyla ortalama altında olmasının yanında açıkçası toplumsal hayatla da uyum sağlayabilen birisi değildi. Çok fazla sevgili yapmayı denedi ama tabii kızlar adeta bundan kaçıyorlardı. Bir yerde işe girdi görüntüsüne hafif çekidüzen verdi. Daha sonra bir sevgilisi oldu. Herkes çok şaşırmıştı buna. Ortamı değişti tabii. İlk başlarda kız bunu o kadar eziyordu ki köpek muamelesi yapıyordu. Daha sonraki süreçte bu arkadaş birden değişmeye başladı. Başka kızlara da meyletmeye başladı. En sonunda sevgilisiyle kavga edip ayrıldılar. Bu pısırık çocuk bir anda hiç umursamaz birine dönüştü. Başkalarıyla gezip tozdu o kısa sürede. En sonunda ayrıldığı sevgilisi, yani bu çocuğu her fırsatta itin bir tarafına sokup çıkaran o kız, bununla barışmak için adeta yalvardı. Onu ne kadar sevdiğimi anladım tarzında şeyler söyledi. Mutlu olmanın yegane sırrı hayatta bir hedefin olması ve bu hedefe ulaşmak için çabalamak bence kardeşim. Zaten Uzak Doğu öğretilerinde de buna rastlarsın. Sevilmek ve sevmek de hayatın acı ve aynı zamanda tatlı gelen tadı. Yani mutlu da edebilir mutsuz da. Elbette insan doğası gereği buna ihtiyaç duyuyor. Ama inan ki asgari şartları taşıdığın zaman da illaki karşına biri çıkıyor ve bu duyguyu yaşayıp yaşatman da olağan akış haline geliyor. Mesela kilolu musun, kilo vereceksin. Pısırık mısın, girişken olmaya gayret edeceksin. Sürekli depresif mi takılıyorsun, etrafına enerji saçacaksın. Kısa hayattan zevk almaya bakacaksın. Eğer gerçekten arıyorsani bu asgari şartları tamamlarsan inan ki kısa sürede sen de birini bulacaksın. İnsan görünüşüyle karşı tarafı önce kendine çeker, kabul ama sürekli bir ilişkiye dönüşmesi için uzun süre vakit geçirmek için de kalanını gerçekleştirmek lazım. Bir insanın ilk intibası yüksek oranda kendisine gösterilecek tavrı belirler. Sana bir örnek vereyim. Öykü Karayel'i ele al. Bir başkadır dizisindeki meryem karakterine mi aşık olurdun, yoksa kuzey güney dizisindeki cemre haline mi? Önce bunu iyi tespit et. Sonrası da güven ve dürüstlük. Ömrünü haybeye harcama kardeşim. Hatta tavsiyem, müzik resim spor vs kurslarına git ve kendini donat. Öz güven kazanmanda çok büyük etkisi olur.
 
Annenizden yardım isteyin bence. Şaka bir yana bence yapılabilecek en iyisi konuşma becerinizi geliştirmek. Mesela konuşurken hep iyi özelliklerini belirle ve ordan yürü.
 
Bundan sonra da asla olmaz çünkü ben öyle bir insan değilim.
Klasik asosyal avutması. Böyle yaşanmaz, sanalda arkadaşlarla vakit geçirmek zevkli ama sosyalliğin de olmalı. Ot gibi yaşayıp mental çöküntüden çıkamazsın sonra da benim karı kızla işim mi olur diye kendini avutursun.

O bu değil de neymiş be kardeşim bu konu böyle. Herkes alfa, herkes kızlardan uzak kendi halinde. Konunun asosyallik oranı %90.

1659457063475.png

Absürt komedi.
 
Son düzenleme:
Yani şimdi zeki ve mantıklı bir bireyseniz Türkiye şartlarında kız bulmanız da zor hocam, bunu aşağılamak için demiyorum ancak davul da dengi dengine siz zeki kız aptal bu sefer o ilişki de yürümez, zeki arayayım derken ömrünüz bitebilir.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı