Konuya en derinden başlayayım.
Koskoca evde adım atacak yer yok. Ve bu tamamen annemin suçu. Annem istifçinin teki, yıllardır tüm evi gereksiz eşyalarla doldurdu ve bu sonuç için de utanmadan bizi suçluyor. En çok suçlanan da benim.
Annem bana küçüklüğümden beri en ufak bir şefkat bile göstermedi, sadece dayaklarla büyüttü. Hiç kendini benim yerime koymadı. Gösterdiği şefkat de, bir işte başarılı olduğumda 30 saniyeliğine yaptığı övgü dolu pohpohlamalardan başka bir şey değil. Telefonumu karıştırdığında WhatsApp mesajlarımda a. K. Gibi bir küfür gördüğü için bile kendisinden dayak yedim, azarlar işittim.
Babam yine beni daha fazla anlamaya çalışan taraf oldu, o da iş güç derken kafayı yedi.
Bende ciddi anlamda OKB de var. Çok takıntılı düşüncelerle boğuşan birisiyim. Bunun en çok dışa vuran tarafı ise, temizlik ve düzene karşı ekstra bir hassasiyetimin olması. Benim gibi düzen takıntısı olan bir insanın, böyle istiflenmiş eşyalarla dolu bir evde kafayı yememesi mümkün değil. (tedavi ol diyecekler için; hayır, ailem benim böyle hassasiyetlerimin olmasına bile saygı göstermiyorsa tedavi olmayı da katiyen reddediyorum. Ben temiz birisiyim, ve böyle kalmak istiyorum.)
Tartışmanın şu an patladığı nokta da, dün gece 1 saat boyunca TV kumandasını temizlemiş olmam. Uykum kaçtığında TV kumandasını elime almıştım, o görüntü gözüme takıldı ve beni aşırı derecede rahatsız etti. Temizlerken de 1 saat geçtiğinin farkında değildim.
Tartışma oradan, "takıntı" konusuyla oynadığım bilgisayar oyunlarına geldi. Okuduğum bölüm dışında, göz dikmedikleri tek bu kalmıştı zaten.
Diğer arkadaşlarım gibi, karı kız peşinden koşacağım mekandan mekana hovardalık yapacağım diye de geziyor olabilirdim. Ben bunu yapmıyorum ve severek eğitimini aldığım bölümüme çok çalışıyorum. Günümün çok büyük kısmı okulda geçiyor. Öyle aşırı içine kapanık asosyal birisi de değilim ha, ama belli bir sosyal çevrem de yok. Arkadaşlarımın çoğu zaten Kadıköy'e çağırsam burun kıvıracak, başka birisi (özellikle bir kız) çağırdığı zaman da koşa koşa gidecek tipler (çok düşük bir ihtimal bu benden de kaynaklanıyor olabilir ama zannetmiyorum). Kız arkadaş, ciddi bir ilişki falan zaten hak getire.
Bunlara az önce anlattıklarımı da dahil edin. Böyle robot gibi bir yaşamım varken, bende hiçbir güven oluşturmadıkları —ve kendime ait bir odamın bile olmadığı— bu çöp evdeki 3-4 saatlik bilgisayar eğlencem mi batıyor bunlara? Bunun da maksimum 1 buçuk saati oyun. Oynadığım oyun da CS gibi "şiddet içerikli" bahanesi oluşturabilecekleri oyunlardan falan değil, sadece bir otobüs simülasyonundan ibaret olan OMSI 2.
Küçüklüğümden beri otobüslere hobi, merak olarak ilgim var. İETT filosundaki modellerin hepsini küçüklüğümden beri ezbere biliyorum. Favorim olan bir Mercedes modeli var mesela, sokakta gördüğüm çoğu zaman telefonumu çıkarıp fotoğrafını çeker ve arşivime koyarım. Oynadığım oyun da bununla alakalı. Ve buna "takıntı" diyorlar. Beynim uyuşuyormuş.
Annemin dediği laflar da ayrı komik. "bu yaşında dövelim mi seni?" 3 ay sonra 18 yaşımda oluyorum.
Ben ne yapayım bunlara karşı? 17 yıldır aynı eziyet. Artık daha da devam ederlerse çantamı falan alıp kaçıp sokakta yaşayacağım az kaldı.
Koskoca evde adım atacak yer yok. Ve bu tamamen annemin suçu. Annem istifçinin teki, yıllardır tüm evi gereksiz eşyalarla doldurdu ve bu sonuç için de utanmadan bizi suçluyor. En çok suçlanan da benim.
Annem bana küçüklüğümden beri en ufak bir şefkat bile göstermedi, sadece dayaklarla büyüttü. Hiç kendini benim yerime koymadı. Gösterdiği şefkat de, bir işte başarılı olduğumda 30 saniyeliğine yaptığı övgü dolu pohpohlamalardan başka bir şey değil. Telefonumu karıştırdığında WhatsApp mesajlarımda a. K. Gibi bir küfür gördüğü için bile kendisinden dayak yedim, azarlar işittim.
Babam yine beni daha fazla anlamaya çalışan taraf oldu, o da iş güç derken kafayı yedi.
Bende ciddi anlamda OKB de var. Çok takıntılı düşüncelerle boğuşan birisiyim. Bunun en çok dışa vuran tarafı ise, temizlik ve düzene karşı ekstra bir hassasiyetimin olması. Benim gibi düzen takıntısı olan bir insanın, böyle istiflenmiş eşyalarla dolu bir evde kafayı yememesi mümkün değil. (tedavi ol diyecekler için; hayır, ailem benim böyle hassasiyetlerimin olmasına bile saygı göstermiyorsa tedavi olmayı da katiyen reddediyorum. Ben temiz birisiyim, ve böyle kalmak istiyorum.)
Tartışmanın şu an patladığı nokta da, dün gece 1 saat boyunca TV kumandasını temizlemiş olmam. Uykum kaçtığında TV kumandasını elime almıştım, o görüntü gözüme takıldı ve beni aşırı derecede rahatsız etti. Temizlerken de 1 saat geçtiğinin farkında değildim.
Tartışma oradan, "takıntı" konusuyla oynadığım bilgisayar oyunlarına geldi. Okuduğum bölüm dışında, göz dikmedikleri tek bu kalmıştı zaten.
Diğer arkadaşlarım gibi, karı kız peşinden koşacağım mekandan mekana hovardalık yapacağım diye de geziyor olabilirdim. Ben bunu yapmıyorum ve severek eğitimini aldığım bölümüme çok çalışıyorum. Günümün çok büyük kısmı okulda geçiyor. Öyle aşırı içine kapanık asosyal birisi de değilim ha, ama belli bir sosyal çevrem de yok. Arkadaşlarımın çoğu zaten Kadıköy'e çağırsam burun kıvıracak, başka birisi (özellikle bir kız) çağırdığı zaman da koşa koşa gidecek tipler (çok düşük bir ihtimal bu benden de kaynaklanıyor olabilir ama zannetmiyorum). Kız arkadaş, ciddi bir ilişki falan zaten hak getire.
Bunlara az önce anlattıklarımı da dahil edin. Böyle robot gibi bir yaşamım varken, bende hiçbir güven oluşturmadıkları —ve kendime ait bir odamın bile olmadığı— bu çöp evdeki 3-4 saatlik bilgisayar eğlencem mi batıyor bunlara? Bunun da maksimum 1 buçuk saati oyun. Oynadığım oyun da CS gibi "şiddet içerikli" bahanesi oluşturabilecekleri oyunlardan falan değil, sadece bir otobüs simülasyonundan ibaret olan OMSI 2.
Küçüklüğümden beri otobüslere hobi, merak olarak ilgim var. İETT filosundaki modellerin hepsini küçüklüğümden beri ezbere biliyorum. Favorim olan bir Mercedes modeli var mesela, sokakta gördüğüm çoğu zaman telefonumu çıkarıp fotoğrafını çeker ve arşivime koyarım. Oynadığım oyun da bununla alakalı. Ve buna "takıntı" diyorlar. Beynim uyuşuyormuş.
Annemin dediği laflar da ayrı komik. "bu yaşında dövelim mi seni?" 3 ay sonra 18 yaşımda oluyorum.
Ben ne yapayım bunlara karşı? 17 yıldır aynı eziyet. Artık daha da devam ederlerse çantamı falan alıp kaçıp sokakta yaşayacağım az kaldı.
Son düzenleyen: Moderatör: