Ailenizin vefat ettiği haberini alsanız tepkiniz ne olurdu?

Ailem her zaman iyi olmamamı ister, onların başına böyle bir şey geldiğini varsayarak daha iyi olmak ve daha gelişmek için yaşardım. Gururlu, şerefli ve kimsenin hakkına girmeden, iyilikler ile yaşardım. Dik durmak zorundayız, emanet bedenim.

Ailenizin hakkınızda düşündükleri umarım öyle değildir demek istiyorum. Hayat tarzınıza saygı suyuyorum, böyle bir durumda elbette kabullenmek de bu sürecin bir parçası. Fikirlerinizi paylaştığınız için teşekkürler, sağlıklı günler dilerim :)

Büyüdükçe daha sakin karşılayacağımı düşünüyorum ancak bazen de yıkılacağımı hayal ediyorum. Zor ama hayatın gerçeği.

Tabii ki er geç kabullenmek zorundayız. Ölen ile ölünmüyor. Düşünceleriniz benim için çok değerli, her bir hayat başka bir tecrübe ve fikir demektir. Düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkürler, huzurlu günler dilerim.
 
Babam vefat ettiğinde 2010 yılıydı. O zamanlar 15 yaşındaydım. İlk başta abim söyledi gece geldi eve bendeki tepki odamda ağlamak oldu. Odada mal gibi duvara bakarak ağlıyordum. Sonra insanların yanına çıkınca bir gözyaşı bile dökmedim hatta mezara koyarken bile ağlamadım. Ağlamakla olmuyor ama yalnız kalınca kafayı yiyecek durama geçiyorsun. Sonra asi bir ergenlik geçirdim. Hala öyleyim, acımasız oldum herkese karşı nefret eder oldum, galiba insanları sevmiyorum. Benim amacım kendi acımı odama kapanıp ağlamak oldu. Bir başkası benim ağladığımı görmesine gerek bile yok.

Çok zor zamanlar geçirmiş olmalısınız. Bir baba figürünün eksikliğini ben de çektim. Sizinki kadar olmasa da. Tepkiniz gayet normal gözüküyor. 15 yaşında babasını kaybeden herkes aşağı yukarı aynı tepkiyi verirdi diye düşünüyorum. Ayrıca eklemek istediğim bir şey var. Nefret ettiğiniz, sevmediğiniz insanları bir kenara attığınızda, geriye etrafınızda kim kalıyor. Aileniz dışında kimse kalmıyorsa veya aileniz dahi o sevmediğiniz insalardansa nasıl olsalardı severdiniz? Sizi onları sevmediğinizi, nefret ettiğinizi düşünmenize iten şey ne? Küçük yaşta babasız kalmanın verdiği zorluklardan biri de aşağı yukarı her ergenin girdiği o asilik döneminde onu dizginleyecek birinin olmaması. Normal olarak da şu an bu durumdasınız. Kimse sizi suçlayamaz diye düşüniyorum. Yaşadıklarınız gerçekten kolay şeyler değil. Ama hayatın sonu da değil bunu unutmayın lütfen. Yanlızlığın ne ladar zor olduğunu ve böyle devam ederseniz mutlu olup olmayacağınızı biraz düşünmenizi tavsiye ediyorum. Sağlıklı ve huzurlu günler dilerim. :)
 
Babam vefat ettiğinde 2010 yılıydı. O zamanlar 15 yaşındaydım. İlk başta abim söyledi gece geldi eve bendeki tepki odamda ağlamak oldu. Odada mal gibi duvara bakarak ağlıyordum. Sonra insanların yanına çıkınca bir gözyaşı bile dökmedim hatta mezara koyarken bile ağlamadım. Ağlamakla olmuyor ama yalnız kalınca kafayı yiyecek durama geçiyorsun. Sonra asi bir ergenlik geçirdim. Hala öyleyim, acımasız oldum herkese karşı nefret eder oldum, galiba insanları sevmiyorum. Benim amacım kendi acımı odama kapanıp ağlamak oldu. Bir başkası benim ağladığımı görmesine gerek bile yok.
 
Babamı kaybettiğimde 17 yaşında bir çocuktum. Sanırım yardımcı olacaksa ilk olarak aşağı katta annemin çığlıklarını duyunca ve haberi o şekilde öğrenince aşırı bir ter bastı nefes alamadığımı hissetim biri beni boğazlıyormuşçasına yutkunduktan sonra dayanamayıp oracıkta bayıldım. Ayıldığımda gerçek olmamasını umdum rüya diyordum kendi kendime ama ağlama sesleri yankılanınca rüya olmadığını anladım. Sanki babam vefat etmemişte ben ölmüşüm gibi hissediyordum ama bu sefer kendimi tuttum tutmak zorundaydım. Nasıl başardım bilmesem de o an gözyaşı bile dökmeden aşağı indim ama her tarafım titrediği için merdivenlerden inmek dünyanın en zor şeyi gibi geldi o an. Annemin yanına gittim sakinleştirmeye çalışıyordum ama içten içe bağırmak haykırmak ağlamak istiyordum ama annemi daha fazla üzemezdim o yüzden içime attım. Bir anda üstüme çok fazla sorumluluk bindiğini hissettim. Ben o olaydan önce sürekli şaka yapan çevresindekileri , okul arkadaşlarını , ailesini güldürmeyi seven komik bir çocuktum ama o olaydan sonra dünyanın en somurtkan adamı oldum birden. Tek bir gecede hayata bakış açım, kişiliğim, olduğum adam değişti. Ondan sonra okulda da pek bir arkadaşım kalmadı zaten kimseyle iletişim kurmuyordum doğru düzgün, derslerim zaten yokuş aşağı gitmeye başlamıştı.

E haliyle böyle biri olunca çevrenizde aileniz dışında kimse olmadığı için dert yanacak birini bulamıyorsunuz. O yüzden içinize atmaya devam ediyorsunuz sonra patlayacak bir bomba gibi olmaya başladığınız an sinir krizleri de beraberinde geliyor. Ama tüm bunların sonunda beni kendime getiren şey annemin bana attığı okkalı bir tokat oldu. Her ne kadar ailemi üzmemek için bu zamana kadar güçlü durmaya çalışsam da annemin o sözlerinden sonra ailemi asıl üzenin bu olduğunu anladım ve yediğim tokattan sonra hayatımda hiç ağlamadığım kadar ağladım ve içimi döktüm. Şuan da güzel arkadaşlarım, güzel bir çevrem, beni seven bir kız arkadaşım ve sevdiğim bir ailem var ama keşke o da olsaydı. Babanızın yerine dolduracak bir şey yok bu hayatta.


Biraz içimi dökmüşüm gibi oldu kusura bakmayın😀 Ama hikayenizde yardımcı olabildiysem ne mutlu.
 
Başımdan aşağı soğuk sular dökülürdü. İçim daralır ve nefes alamazdım. Şok geçirirdim ve gözlerim karardı. Sonradan neyin neden olduğunu anlamaya çalışırdım. Düşünmesi bile çok kötü.
 
Ben deprem olduğunda gönüllü çalıştım Adıyaman'da... abim gözlerimin önünde ölmüştü.. hiç tepki veremedim ve haftalarca öyle kaldım... Sanırım kalpsiz biri olmuşum ben...
 
Babamı kaybettiğimde 17 yaşında bir çocuktum. Sanırım yardımcı olacaksa ilk olarak aşağı katta annemin çığlıklarını duyunca ve haberi o şekilde öğrenince aşırı bir ter bastı nefes alamadığımı hissetim biri beni boğazlıyormuşçasına yutkunduktan sonra dayanamayıp oracıkta bayıldım. Ayıldığımda gerçek olmamasını UMD'um rüya diyordum kendi kendime ama ağlama sesleri yankılanınca rüya olmadığını anladım. Sanki babam vefat etmemişte ben ölmüşüm gibi hissediyordum ama bu sefer kendimi tuttum tutmak zorundaydım. Nasıl başardım bilmesem de o an gözyaşı bile dökmeden aşağı indim ama her tarafım titrediği için merdivenlerden inmek dünyanın en zor şeyi gibi geldi o an. Annemin yanına gittim sakinleştirmeye çalışıyordum ama içten içe bağırmak haykırmak ağlamak istiyordum ama annemi daha fazla üzemezdim o yüzden içime attım. Bir anda üstüme çok fazla sorumluluk bindiğini hissettim. Ben o olaydan önce sürekli şaka yapan çevresindekileri, okul arkadaşlarını, ailesini güldürmeyi seven komik bir çocuktum ama o olaydan sonra dünyanın en somurtkan adamı oldum birden. Tek bir gecede hayata bakış açım, kişiliğim, olduğum adam değişti. Ondan sonra okulda da pek bir arkadaşım kalmadı zaten kimseyle iletişim kurmuyordum doğru düzgün, derslerim zaten yokuş aşağı gitmeye başlamıştı.

E haliyle böyle biri olunca çevrenizde aileniz dışında kimse olmadığı için dert yanacak birini bulamıyorsunuz. O yüzden içinize atmaya devam ediyorsunuz sonra patlayacak bir bomba gibi olmaya başladığınız an sinir krizleri de beraberinde geliyor. Ama tüm bunların sonunda beni kendime getiren şey annemin bana attığı okkalı bir tokat oldu. Her ne kadar ailemi üzmemek için bu zamana kadar güçlü durmaya çalışsam da annemin o sözlerinden sonra ailemi asıl üzenin bu olduğunu anladım ve yediğim tokattan sonra hayatımda hiç ağlamadığım kadar ağladım ve içimi döktüm. Şu an da güzel arkadaşlarım, güzel bir çevrem, beni seven bir kız arkadaşım ve sevdiğim bir ailem var ama keşke o da olsaydı. Babanızın yerine dolduracak bir şey yok bu hayatta.

biraz içimi dökmüşüm gibi oldu kusura bakmayın😀 ama hikayenizde yardımcı olabildiysem ne mutlu.

Öncelikle günaydın ve başınız sağ olsun. Yaşadıklarınız beni derinden etkiledi. Birkaç dakikadır ne diyeceğimi bilemediğim için boş boş telefona bakıyorum. Sadece okumakla bile elim ayağım titrerken, sizin yaşadığınız acıyı tahmin bile edemiyorum. Çok güçlü bir insansınız, sizi gönülden tebrik ediyorum. Kabullenmek bence bu sürecin en zor kısmı ama burada insanlara içinizi döktüğünüze göre bence o aşamayı çoktan geçmişsiniz. O dönemde insanlardan uzaklaşmanız normal. Kim babasının vefatinden sonra hüle oynaya gezebilir ki? Son olarak sizin adınıza çok sevindiğimi belirtmek isterim. Kız arkadaşınız, anneniz ve çevrenizle size huzur ve mutluluk dolu bir hayat dilerim. Bunu fazlasıyla hak etmişsiniz çünkü. :)

Başımdan aşağı soğuk sular dökülürdü. İçim daralır ve nefes alamazdım. Şok geçirirdim ve gözlerim karardı. Sonradan neyin neden olduğunu anlamaya çalışırdım. Düşünmesi bile çok kötü.

Günaydın. Öncelikle kafanızı böyle bir konuyla yorduğum için özür dilerim. Ayrıca düşünceleriniz benim için çok değerli, benimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Sağlıklı günler dilerim.

Ben deprem olduğunda gönüllü çalıştım Adıyaman'da... Abim gözlerimin önünde ölmüştü. Hiç tepki veremedim ve haftalarca öyle kaldım... Sanırım kalpsiz biri olmuşum ben...

Hayırlı sabahlar ve başınız sağ olsun. Benim bir kardeşim yok ama kardeşim gibi gördüğüm bir arkadaşım var. Ve gözümün önünde öldüğünü görsem muhtemelen ben de hayata küserdim. Ama şunu unutmayın ki abinizin ölümünde o binanın mühendisi ve müteahhiti dışında kimsenin bir suçu yok. O yüzden insanlara şans vermeyi deneyin. Siz kalpsiz olduğunuzu düşünebşlirsiniz ancak dışarıdan birinin böyle düşüneceğini sanmıyorum. Zira depremde gönüllü olarak insanlara yardım eden birinin kalpsiz olduğunu düşünmek saçma olurdu. Başka hüzünlü bir kayıp yaşamamanız, sağlık ve huzurlu bir hayat yaşamanız dileklerimle iyi günler diliyorum.
 
Son düzenleme:
Şok, panik, bayılma, feryat, kalp sıkışması, vücutta sıcaklık, terleme, titreme, üşüme, ağlama, burun akıntısı, kekeleme, boğazın düğümlenmesi, sorgulama, düşünme, hüzün... Bunlar yaşanır genellikle. Hikayedeki karakterin kişiliğine göre değişir ne tepki vereceği.
 
Merhaba Technopat Sosyal kullanıcıları. Bir hikaye yazmaya başladım ve tecrübe eksikliğimden dolayı bir konuda yardımınıza ihtiyacım var. Sizden bir soruya cevap vermenizi istiyorum.

Bir anda ailenizin vefat ettiği haberini veren bir telefon aldınız. Tepkiniz ne olurdu? İlk cümleniz ne olurdu ve aklınızdan ilk ne geçerdi?

Cevaplayabilirseniz çok sevinirim. Şimdiden yardımlarınız için teşekkürler.

2 yıl önce babamı kaybettiğimde yaşamıştım. Herkesin dediği gibi ağlama, sinirlenme, bayılma gibi durumlar yaşarım demiştim fakat hiç öyle olmamıştı. Haberi alınca babamın kanserden dolayı son zamanları olduğunu bilmemden dolayı belki de zihnen hazır olmamdan sadece anlık yokluğunun verdiği şok ile 1 haftamı geçirmiştim. Sanki hiçbir şey olmamış gibi cenaze işlerini halletmiştim ve en son boş oturma fırsatım olunca ve durumun farkına varınca ağlamıştım.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı