Aşı olacak mısınız?

Aşı olucak mısınız?

  • Evet

    Oy: 383 60,9%
  • Hayır

    Oy: 141 22,4%
  • Kararsızım

    Oy: 105 16,7%

  • Oy verenlerin toplamı
    629
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bunun sebeplerinden biri, virüs genellikle yaşlıları ve kronik rahatsızlığı olanları öldürüyordu. Şükür sağlığım yerinde yaşım da genç. Ayrıca hastaneyle fazla işim de olmadı, en son 2019'da falan cildiyeye gittim ondan beri hatırlamıyorum.
Çocuklar, gençler, yetişkinlerden de hayatını kaybeden binlerce insan oldu, veya çok ağır geçirip uzun süre çeken. Sağlığınızın yerinde olması evet bir avantaj ama bu kadar cesaret iyi değil.
Şimdi sen aşını olduysan, aşıya güveniyorsan zaten kurtuldun. Bence benim aşılanıp aşılanmamam seni ilgilendirmemeli. Ayrıca salgın boyunca dışarı grup halinde çıkan, eğlenen insanlara kimse bir şey demeyip de tamamen özgür iradesi ile aşı olmak istemeyenlere cahil muamelesi yapılması da tamamen algıdan başka bir şey değil.
Bunu deme sebebiniz immünoloji bilginizin kısıtlılığı. Aşılar evet olan bireyi korur, hastalığı hafif geçirtir, ama asıl amaç toplumsal yayılmayı engellemektir. Aşı olanlar daha zor hastalanır, hasta olduklarında daha az bulaştırıcı olma ihtimalleri bulunur. Toplumun %70-75'ini bu şekilde aşılarsanız, hastalığın kişiden kişiye yayılıp aktif kalması için gereken potansiyel konak sayısını yeterince azaltmış, bulaş zincirini kırmış olursunuz. Bu şekilde o hastalık baskılanır, nadirleşir, toplum kurtulur.

Ama aşı olmayan insanların sayısı fazla olursa, bu zincir kırılamayacağı için hastalık rahat rahat dolanır, mutasyon geçirme riski artar ve aşı da etkisiz hale gelebilir.

Özgür iradesi ile aşı olmak istemeyen insanların çok büyük bir çoğunluğu, saçma sapan sebepler ve inatlaşmalar ile bütün toplumu bu şekilde tehlikeye atıyor. Şüphe, sadece arkasında mantıklı gerekçeler ve doğrusunu öğrenme isteği varsa şüphedir. Öbür türlüsü inat etmek, doğru bildiğini okumak oluyor. Mesela siz hiç "genç insanlar neden aşılanmalı" diyerek araştırma yaptınız mı, bir bilene sordunuz mu? Yoksa hiçbir öğrenme arzusu olmadan, sadece "ya ben gencim, hastalıktan korunmama gerek yok, neden aşı oluyorum?" fikri size mantıklı geldiği için mi buna inandınız?
En başta sadece yaşlılar ve kronik hastalar riskliydi, şimdi ne oldu da bütün halk aşılanmak zorunda?
Aynı şekilde, toplumsal bağışıklığı sağlamazsınız bu virüsten kurtulamazsınız. Sağlık sistemi kilitlenirse genç ve sağlıklı kişiler için de inanılmaz risk artışı yaşanır. Alınan önlemler bu yüzden. Ne zamana kadar bu şekilde dünya genelinde kısıtlamalarla yaşamayı düşünüyorsunuz? Yakın zamanda virüsün bir mutasyon geçirip sağlıklı kişilerin de iyice etkilenmeyeceğini de bilmiyoruz. Bu yüzden bütün halk aşılanmak zorunda. Kimse hiçbir zaman "sadece yaşlıları aşılayalım" demedi. Öncelik onlardı sadece.
Bununla birlikte mutasyon gibi haberler çıkıyor, bu aşıdan sonra bir mutasyon daha çıkıp yine aşılanmak zorunda kalmayacağımız ne malum?
Bu risk her zaman var. Ama toplumu aşılayıp virüsün dolaşımını keserseniz neredeyse yok olacak risk, toplumu bir an önce aşılamayıp virüsün yayılmasına izin verdiğimiz her gün giderek artıyor.

BioNTech aşısını bulan Türk bir ropörtajda öncelik değilim deyip aşılanmamıştı. Şimdi belki aşılanmıştır ama komik değil mi, ben bir aşı ürettiğim halde kim kendimi aşılamama engel olabilir ki?
Hayır. İlk deneylerde, kendisinin aşılanmasının etik olmayacağını söyleyerek aşılanmamıştı, bilimsel çalışmalarda güvenilirlik açısından bu önemlidir. Aynı şekilde toplum sağlığına ve kısıtlı kaynaklara dair bu gibi öncelik mevzuları, ülke yasalarıyla belirlenmiştir. Belki kendisi gizli gizli olmuştur ama çıkıp Alman yasalarına karşı olan bir şeyi "ben kendime aşı vurdurdum" diyerek cümle aleme ilan edeceğini düşünmüyorsunuz değil mi?

"Aşıyı alması gereken öncelikli risk gruplarının olduğunu söyleyen Şahin, Alman yasaları çerçevesinde şirket çalışanlarının aşı denemelerinde yer almasına izin verilmediğini kaydetti."

Bu da kendi açıklaması. Yasalara karşı çıkmadı diye adamı eleştiriyorsunuz, çok komik.
Bu aşı işinin bu kadar büyümesini paraya bağlıyorum. Kusura bakmayın ama dünya sandığınız gibi sizin sağlığınızı bu kadar önemsemiyor, parayı önemsiyor.
Pfizer şirketi, dünyanın en büyük ilaç şirketlerinden birisi. Her gün araştırdıkları, geliştirdikleri ve ürettikleri ilaçlar sayesinde binlerce insanın hayatı kurtuluyor. Tabii ki parayı önemsiyorlar ama şirket içerisinde maaşlı çalışan yüzlerce bilim insanı var. Aynı şekilde aşılarla ilgili araştırmalar yapan, üniversitelerde maaşla çalışan binlerce bilim insanı var. Herkes her işi para için yapıyor. Bir işten para kazanırken bir yandan da insanların iyiliğini düşünmek de mümkün.
Aşıya ihtiyacı olan ben değilim neden bu kadar aşılanmak isteyeyim ki?
Yeterince cevapladığımı düşünüyorum. Şu an kısıtlamaların bitmesinin tek yolu toplumsal bağışıklık. Pandeminin başından beri insanlar "aşı bulunana kadar kısıtlamalarla idare etmek" niyetinde zaten.
cahil muamelesi yapacak olan kendine saklasın ,aklımdaki soru işaretlerini yazdım herkes aynı düşünmek zorunda değil. Herkes aynı düşünse koyundan farkımız olmazdı. Farklı düşüncelere saygınız olsun , aşı karşıtlığı vs. damga gibi herkese vurmayın.
Şimdi ben size endişelerinizin karşısında gerçekleri söyledim. Bu noktada fikirlerinizde biraz olsun değişiklik oldu, dediklerimi değerlendirip bir kısmını haklı bulduysanız, dahası için meraklandıysanız, kendiniz de doğru düzgün kaynaklardan araştırmaya devam edecekseniz, gerçekten şüpheci ve farklı yaklaşıyor olursunuz.

Ama benim dediklerimi göz ardı edip, kendi bildiğinizi okuyacaksanız, yaptığınız şey "farklı düşünmek" değil, "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak" ve "inat etmek" oluyor. Ona göre gerçeklerin farkında olun. Sorgulamadan veya doğruları araştırmadan "şüpheciyim ben abi" modundaki kişiler de koyundan farksız çünkü.

Üslubum sert geldiyse kusura bakmayın, aşağılamak vs bir amacım yok. Sadece aynı argümanlarla sürekli birilerine aynı açıklamaları yapmaktan yoruldum. Şu konuda bile aynı mesajı galiba 4. yazışım.
 
Ya bakın bu da saçma bir inanış. Aşı karşıtlarının ortalığı paniğe vermek için kullandıkları bir cümle. Gerçeklik payı da yok.

Mesela antibiyotiklerin bazılarının aritmi yaptığını, kullanan bazı kişileri öldürebileceğini biliyor musunuz? Bazı ağrı kesicilerin dozdan bağımsız olarak böbrek hasarı yapabileceğini biliyor musunuz? Doğum kontrol haplarının pıhtı atımına sebep olup kullanan kadınları felç bırakabileceğini? Yan etki olarak yazar bunlar hep. Firmaya da dava falan açamazsınız. Bütün ilaçlar için geçerli bu. Altta yatan hastalığa da gerek yok.

Veya her ameliyatın ölüm riski vardır komplikasyonlara bağlı olarak, hastaneye yattığınızda size açılan damar yolu enfekte olup ölümünüze sebep olabilir. Doktora da dava falan açamazsınız.

Çünkü sağlık sektörü böyledir. Amaç insanları korumaktır. Beklenmedik yan etkiler, komplikasyonlar yüzünden zarar görebilirsiniz. 800 milyon kişiye aşı yapılıyor mesela, 800 milyonda 1 ne kadar düşük bir risk değil mi? Ama gerçekleşebilir. Ama baktığınızda COVID 180 milyonda 4 milyon kişiyi öldürmüştür. Fayda/zarar dengesi ve niyet önemlidir.

Dolayısıyla "firma aşıdan sorumluluk kabul etmiyor" sözü bir dezenformasyon, bir yalandır. Eğer bilimsel süreçte, almaları gereken bir önlemi almadıkları, otoritelere yalan söyledikleri, riskleri bile bile insanları tehlikeye attıkları öğrenilirse, sonuna kadar sorumlu tutulur ve cezalarını çekerler. Bundan hiçbir şey kurtaramaz o şirketleri. "Şirketler sorumluluk kabul etmiyor" diye bir durum yok yani.

İlaç ve aşı firmalarını, sağlık çalışanlarını "beklenmedik" ve "kontrol edilemeyecek, ön görülemeyecek" yan etkilerden ve komplikasyonlardan sorumlu tutacak olsaydık, kimse bu işleri yapmazdı.

Kafanızda bu tarz bir cümleyi aşı karşıtları ile ilgili manipülatif bir cümle olarak kodlamış olabilirsiniz. Bu konuda birşey diyemem. Benim ise anladığım bu ve onu sadece dillendiriyorum. Belki ufaktan, azıcık iğneleyici bir üslup ile. Ancak mazur görürseniz bunu sadece bir kere belirtmek istiyorum, aşı karşıtı değilim. Daha doğrusu öyle gruplandırılmayı yada adlandırılmayı uygun bulmuyorum. Dünyada sadece ak ve karadan ibaret değil bence.

Anladığım kadarı ile bu sağlık sektörü makul olma, oldurma üzerinden ve müşterilerini, pardon yani hastalarını, danışanlarını hayatta tutma gayesi üzerinden hareket ediyor.Bir tarafın makul olması yada öyle bir bakış açısına sahip olması gerekiyorsa, 'bu böyledir' deyipte kabul etmesi gerekiyorsa diğer tarafın bu işten bir beklentisi olması gerekiyor.Belki de tam olarak bu beklentisinin karşılanmasını hak etmeyecek bir yeterlilikte olsa ve hizmet sunsa bile.Tabi olayı risk analizine döktüğümüz için böyle bir şeyin olma olasılığı baya düşükken endişelenmeye de gerek yok.Sizin dediğiniz ters tepme ihtimalinin yani.Günlük hayattayız çünkü.Laf risk analizine ve ölüm riskine gelmiş iken, koronaya yakalandığınızda ki öldürücülük oranı yada ihtimalinin istatistigini araştırmamıştım ben.Siz biliyormusunuz ?

Dezenformasyon konusunda ise, aslına bakarsanız sadece makul bir bakış açısını kabul ettiğinizde yada etmek zorunda bırakıldığınızda belki o sizin ifade ettiğiniz dezenformasyon ve yalan tanımı doğru çıkıyor.Ancak kimse makul olmak 'zorunda' değil.Yani şöyle değil.Ortada bir hizmet var ise kimse aldığı hizmet karşılığında makul olmak ve davranmak zorunda değil.Parası ile hakkını veriyor çünkü.Bu aşı ve ilaçlar bedava değil ve üretici firmanın da bu konuda bir iddiası var.Adamlar açık açık yazmışlar herhangi maddi manevi bir zarardan sorumlu değiliz diye.

Yani kısacası zaten eğer bir şey olursa hepimize olur mantığından daha farklı olarak(Tabi herkes bu mantıktadır da diyemem, herkesin mantığı kendisine.Bir noktada) eğer vergilerimle gerekli gösterilen ve tek kullanımlık (dozdan dolayı 3 4 kullanımlıkta olabilir) bir hizmete para veriyorsam sigortasını da isterim mantığını daha bi benimsiyorum.Bana daha bir yatkın geliyor.

Aşı karşıtı değilim bu arada heheh bu aralar yeni mottom bu olacak sanırım.Alnıma bile yazabilirim.
 
Son düzenleme:
Kafanızda bu tarz bir cümleyi aşı karşıtları ile ilgili manipülatif bir cümle olarak kodlamış olabilirsiniz. Bu konuda birşey diyemem. Benim ise anladığım bu ve onu sadece dillendiriyorum. Belki ufaktan, azıcık iğneleyici bir üslup ile. Ancak mazur görürseniz bunu sadece bir kere belirtmek istiyorum, aşı karşıtı değilim. Daha doğrusu öyle gruplandırılmayı yada adlandırılmayı uygun bulmuyorum. Dünyada sadece ak ve karadan ibaret değil bence.

Anladığım kadarı ile bu sağlık sektörü makul olma, oldurma üzerinden ve müşterilerini, pardon yani hastalarını, danışanlarını hayatta tutma gayesi üzerinden hareket ediyor.Bir tarafın makul olması yada öyle bir bakış açısına sahip olması gerekiyorsa, 'bu böyledir' deyipte kabul etmesi gerekiyorsa diğer tarafın bu işten bir beklentisi olması gerekiyor.Belki de tam olarak bu beklentisinin karşılanmasını hak etmeyecek bir yeterlilikte olsa ve hizmet sunsa bile.Tabi olayı risk analizine döktüğümüz için böyle bir şeyin olma olasılığı baya düşükken endişelenmeye de gerek yok.Sizin dediğiniz ters tepme ihtimalinin yani.Günlük hayattayız çünkü.Laf risk analizine ve ölüm riskine gelmiş iken, koronaya yakalandığınızda ki öldürücülük oranı yada ihtimalinin istatistigini araştırmamıştım ben.Siz biliyormusunuz ?

Dezenformasyon konusunda ise, aslına bakarsanız sadece makul bir bakış açısını kabul ettiğinizde yada etmek zorunda bırakıldığınızda belki o sizin ifade ettiğiniz dezenformasyon ve yalan tanımı doğru çıkıyor.Ancak kimse makul olmak 'zorunda' değil.Yani şöyle değil.Ortada bir hizmet var ise kimse aldığı hizmet karşılığında makul olmak ve davranmak zorunda değil.Parası ile hakkını veriyor çünkü.Bu aşı ve ilaçlar bedava değil ve üretici firmanın da bu konuda bir iddiası var.Adamlar açık açık yazmışlar herhangi maddi manevi bir zarardan sorumlu değiliz diye.

Yani kısacası zaten eğer bir şey olursa hepimize olur mantığından daha farklı olarak(Tabi herkes bu mantıktadır da diyemem, herkesin mantığı kendisine.Bir noktada) eğer vergilerimle gerekli gösterilen ve tek kullanımlık (dozdan dolayı 3 4 kullanımlıkta olabilir) bir hizmete para veriyorsam sigortasını da isterim mantığını daha bi benimsiyorum.Bana daha bir yatkın geliyor.

Aşı karşıtı değilim bu arada heheh bu aralar yeni mottom bu olacak sanırım.Alnıma bile yazabilirim.
Bu sözü ben kafamda kodlamadım. Aşı karşıtlarının yarısı aynı yalan bilgiyi tekrarlıyor. Sizin söyleme sebebiniz bu olmayabilir, ama “bu adamlar neden sorumlu tutulmuyor?” Diye sormak yerine “adamlar sorumlu tutulmuyor ben tabii ki olmam” diye çıkış yaptığınız için o şekilde cevap verdim size. Bana düzgünce “bu sorumluluk almama muhabbeti nedir?” deseniz ben de uygunca cevap verirdim elbette.

Dediklerinize gelirsek:

180 milyon kişi COVID geçirmiş. 4 milyon kişi hayatını kaybetmiş.

800 milyon kişi şu anda çift doz aşı olmuş. Yapılan toplam aşı dozu 2,5 milyar. Aşı sonrası hayatını kaybeden, kalp krizi geçiren, burnu kanayan herkes kaydedilir, incelenir. Gerekli görülürse aşılama durdurulur, araştırmalar derinleştirilir.

Risk analizini siz yapın.

Şimdi bana siz söyleyin. Bir aşı geliştireceksiniz. 2,5 milyar doz yapılacak. 1 kişi diyelim ki yan etki sebebiyle hayatını kaybetti. 2,5 milyarda 1 olan bir risk için siz sorumlu mu tutulmalısınız? Hapse mi girmelisiniz? Milyonlarca lira tazminat mı ödemelisiniz?

Aynı şekilde, hasta doğum yapacak. Bebek ters geldi, pelvise sığmadı, standart prosedür sezaryendir. Sezaryen de çok ciddi, bol kanamalı bir ameliyattır. 1 milyon kişiye uygularsınız, 1 tanesi kanamadan dolayı hayatını kaybeder. O 1 kişinin ailesi sizi dava eder de siz sorumlu tutulursanız milyonlarca TL tazminat ödersiniz. Sorumlu tutulmalı mısınız?

Ben size sorumlu tutulurlarsa ne olacağını söyleyeyim. Bir kişi bile böyle bir sorumluluuk alıp da eline neşter, stetoskop, laboratuvar önlüğü almaz. Kendi kendinizi otlarla iyileştirmeye çalışırsınız. Kolunuz kırılınca alçı yaptıracak doktor bulamazsınız çünkü kırık tedavisi sonrası komplikasyonlar yüzünden kolunuzu, hayatınızı kaybedebilirsiniz. Kendi kendinizi çubuklarla tedavi etmek zorunda kalırsınız.

O yüzden o “parasını veriyorum sigorta beklerim” işi öyle olmuyor. Aşı yüzünden başınıza bir şey gelirse gerekli tıbbi müdahale ücretsiz zaten, elinden geleni yapar sağlık çalışanları. Başınıza bir şey gelmesi de inanılmaz düşük bir risk zaten.

Olay bundan ibaret. Tıp biliminde yan etkiler, komplikasyonlar her zaman vardır. Bunları en aza indirmek için etkili olduğu kanıtlanmış, yıllar süren araştırmalar, gözlemler, tecrübeler ile saptanmış bilimsel yöntemler vardır. Aşıların Faz çalışmaları da budur. Adamlar bilimsel otoriteler tarafından kendilerinden istenen her şeyi gerçekleştirmiş. Veri saklamadığı, sahtekarlık yapmadığı sürece sorumlu tutulmama güvencesi sayesinde bu işe girişebiliyorlar zaten.

Aşılar için yeni bir şey değil bu. Her türlü ilaç, aşı, ameliyat, tıbbi müdahale için var bu prensip.
 
Son düzenleme:
O zamana kadar ölmezsem kesinlikle olacağım. Bu arada olmayacağım diyenler bence aşı olacak. Hem aşı olmayanlar yüksek sayıda olursa eski zamanlara dönmemiz daha zor olacak.
 
Hayır. Amerika'daki gibi aşı olan insanların maske takma zorunluluğu kalkacak olsa, hiç düşünmeden olurdum.
Toplumun %80’i falan aşılansa zaten hastalık bitip kısıtlamalar kalkacak, ama bu oran sağlandıktan sonra bir süre toplum gözlenmeden “aşı olanlar çıkarsın maskeleri” diyemezsiniz. Maskesiz herkese aşı karnesi mi soracaksınız? Denetimi nasıl olacak?
 
Bu sözü ben kafamda kodlamadım. Aşı karşıtlarının yarısı aynı yalan bilgiyi tekrarlıyor. Sizin söyleme sebebiniz bu olmayabilir, ama “bu adamlar neden sorumlu tutulmuyor?” Diye sormak yerine “adamlar sorumlu tutulmuyor ben tabii ki olmam” diye çıkış yaptığınız için o şekilde cevap verdim size. Bana düzgünce “bu sorumluluk almama muhabbeti nedir?” deseniz ben de uygunca cevap verirdim elbette.

Dediklerinize gelirsek:

180 milyon kişi COVID geçirmiş. 4 milyon kişi hayatını kaybetmiş.

800 milyon kişi şu anda çift doz aşı olmuş. Yapılan toplam aşı dozu 2,5 milyar. Aşı sonrası hayatını kaybeden, kalp krizi geçiren, burnu kanayan herkes kaydedilir, incelenir. Gerekli görülürse aşılama durdurulur, araştırmalar derinleştirilir.

Risk analizini siz yapın.

Şimdi bana siz söyleyin. Bir aşı geliştireceksiniz. 2,5 milyar doz yapılacak. 1 kişi diyelim ki yan etki sebebiyle hayatını kaybetti. 2,5 milyarda 1 olan bir risk için siz sorumlu mu tutulmalısınız? Hapse mi girmelisiniz? Milyonlarca lira tazminat mı ödemelisiniz?

Aynı şekilde, hasta doğum yapacak. Bebek ters geldi, pelvise sığmadı, standart prosedür sezaryendir. Sezaryen de çok ciddi, bol kanamalı bir ameliyattır. 1 milyon kişiye uygularsınız, 1 tanesi kanamadan dolayı hayatını kaybeder. O 1 kişinin ailesi sizi dava eder de siz sorumlu tutulursanız milyonlarca TL tazminat ödersiniz. Sorumlu tutulmalı mısınız?

Ben size sorumlu tutulurlarsa ne olacağını söyleyeyim. Bir kişi bile böyle bir sorumluluuk alıp da eline neşter, stetoskop, laboratuvar önlüğü almaz. Kendi kendinizi otlarla iyileştirmeye çalışırsınız. Kolunuz kırılınca alçı yaptıracak doktor bulamazsınız çünkü kırık tedavisi sonrası komplikasyonlar yüzünden kolunuzu, hayatınızı kaybedebilirsiniz. Kendi kendinizi çubuklarla tedavi etmek zorunda kalırsınız.

O yüzden o “parasını veriyorum sigorta beklerim” işi öyle olmuyor. Aşı yüzünden başınıza bir şey gelirse gerekli tıbbi müdahale ücretsiz zaten, elinden geleni yapar sağlık çalışanları. Başınıza bir şey gelmesi de inanılmaz düşük bir risk zaten.

Olay bundan ibaret. Tıp biliminde yan etkiler, komplikasyonlar her zaman vardır. Bunları en aza indirmek için etkili olduğu kanıtlanmış, yıllar süren araştırmalar, gözlemler, tecrübeler ile saptanmış bilimsel yöntemler vardır. Aşıların Faz çalışmaları da budur. Adamlar bilimsel otoriteler tarafından kendilerinden istenen her şeyi gerçekleştirmiş. Veri saklamadığı, sahtekarlık yapmadığı sürece sorumlu tutulmama güvencesi sayesinde bu işe girişebiliyorlar zaten.

Aşılar için yeni bir şey değil bu. Her türlü ilaç, aşı, ameliyat, tıbbi müdahale için var bu prensip.
Haklısınız.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı