Yapmak kadar satabilmek de önemli. Satabilmenin yarısı o ürünün kendini kanıtlamışlığı, yarısı da siyasi ve diplomatik gücünüz ile alakalı desem, yanlış olmaz sanırım.
Kesinlikle öyle. Şu an mesela Pakistan'a ATAK helikopteri satamıyoruz 3 yıldır. Neden? Çünkü ABD lisans vermeyip satamazsın diyor. Adamlar almak istiyor, biz satmak istiyoruz ama ortadaki ABD herkese hayır, ben kabul etmezsem olmaz diyor. Satma konusunda problem çıkaramadığı silahlarımızı isteyen ülkelere güzelce pazarlayabiliyoruz.
Afrika ülkelerinden Avrupa'ya, Avrupa'dan Orta Doğu'ya, Asya'ya kadar birçok ülkeye kara aracından, gemiye kadar birçok silah satıyoruz. Eskiden ödenen bedellerin ve çekilen acıların karşılığını günümüzde bir miktar almaya başladık, bir şekilde çarkımız dönüyor.
Gelecek 10-20 yılda MİLGEM'ler çoğalıp, yeni denizaltılarımız envantere girecek. Füze konusunda dışarıya bağımlılık bitme noktasına gelecek, ki 2021 füze konusunda çok güzel bir yıldı. Hava savunması oturan bir Türkiye olacak ve hava sahasını sadece muharip uçaklarla korumayacak. Umarım MİUS'u ve MMU'su da uçan bir Türkiye olacak. Atak son faz da devreye girecek. Silahlı Hürkuş gelecek. Gelecek de gelecek, say say bitmez...
Yunanistan'ın sidik yarıştırdığı Türkiye'nin 20 yıllık planı Yunanistan'a tokat gibi vuracak ama her zamanki gibi günü kurtarmak için abilerinden aldıkları silahlarla yarışa girdiler, yarınlarını düşünmüyorlar. Biz ise savunma sanayimizi yarınlara uygun bir şekilde geliştiriyoruz. Bu çok önemli bir detay.