Onunu detaylı bir şekilde açıklamayı düşünüyorum. Matematik senin lisede veya okulda gördüğün sorular değildir. Matematik basitliktir ve çok zevklidir. O konuyu açtığımda seni etiketleyeceğim.
Size gerçekten çok teşekkür ederim.

Bu arada matematiğin neresi basit onu anlayamıyorum. Bana göre matematik çok karışık geliyor.
 
Bilgisayar mühendisi misin hocam?
Evet reis :)

Bu arada matematiğin neresi basit onu anlayamıyorum. Bana göre matematik çok karışık geliyor.
Bunu detaylı şekilde açıklayacağım ancak size şöyle anlatayım kısaca.
Amaç bazı şeyleri hesaplanabilir yapmak ve kolaylaştırmak. Lise müfredatında gördüğünüz şeylerin hiçbiri o şekilde kullanılmaz. Üslü sayılar sadece bir ifade biçimidir. İşlem yaparken ve ifade ederken büyük kolaylıklar sağlar. Bunun haricinde kullanılmaz. Ancak lise müfredatında size bu şekilde öğretilmez. Türlü türlü saçma sorularla soruyu doğru yapmanız istenir ve bunun süresi 1 dakikadır.
İlk defa gördüğünüz soru "kalıbını" 1 dakikada çözmek olanaksızdır. Matematikçiler de çözemez.
Matematikte böyle bir amaç ya da araç olarak kullanımı yoktur. Eleme yapmak için böyle saçma bir şey yapmışlardır. Türk müfredatında iyi not alanlar, yurt dışı üniversite sınavlarında yüksek puan hatta tam puan yapabiliyorlar. Çünkü o ülkelerin müfredatı eleme amacıyla değil, yetiştirme amacıyla var. Orada talepten çok kaliteli üniversite var ve tüm dünyaya yetiyor. Burada ise 5 üniversitenin bölümlerine talep var, her şey sınırlı. Eskiden bu seçme sınavları yokken eğitim amacı vardı. Liseler düz ya da teknik lise idi. Mühendis olmak isteyen teknik liseye, sözel okumak isteyen ya da temel bilimi kuvvetli öğrenip mühendis olmak isteyen düz liseye gidiyordu. Üniversiteler ulaşılabilirdi. O dönemin müfredatı bugünün 9. sınıf matematiği. Amaç yeni bir nesil yetiştirmekti. Şimdi amaç var olan insanları içeri sokmak. Almanya'da herkes üniversiteye giriyor ama atılma oranı çok yüksek. Yapamıyorsan atıyorlar :D Yani senin matematik zannettiğin şey matematik değil ve zevkli olup olmadığını bilemezsin şu an için. Denklemler kullanılan bir şeydir, denklemleri öyle garip formlara sokup insanlara çözdürmenin bir anlamı yoktur. Bu matematik değil, eleme amacıyla uydurulmuş bir şeydir.
Esas matematik dediğin şey basitleştirme, hesaplama, anlama, anlatma amacı güder.
 
Evet reis :)


Bunu detaylı şekilde açıklayacağım ancak size şöyle anlatayım kısaca.
Amaç bazı şeyleri hesaplanabilir yapmak ve kolaylaştırmak. Lise müfredatında gördüğünüz şeylerin hiçbiri o şekilde kullanılmaz. Üslü sayılar sadece bir ifade biçimidir. İşlem yaparken ve ifade ederken büyük kolaylıklar sağlar. Bunun haricinde kullanılmaz. Ancak lise müfredatında size bu şekilde öğretilmez. Türlü türlü saçma sorularla soruyu doğru yapmanız istenir ve bunun süresi 1 dakikadır.
İlk defa gördüğünüz soru "kalıbını" 1 dakikada çözmek olanaksızdır. Matematikçiler de çözemez.
Matematikte böyle bir amaç ya da araç olarak kullanımı yoktur. Eleme yapmak için böyle saçma bir şey yapmışlardır. Türk müfredatında iyi not alanlar, yurt dışı üniversite sınavlarında yüksek puan hatta tam puan yapabiliyorlar. Çünkü o ülkelerin müfredatı eleme amacıyla değil, yetiştirme amacıyla var. Orada talepten çok kaliteli üniversite var ve tüm dünyaya yetiyor. Burada ise 5 üniversitenin bölümlerine talep var, her şey sınırlı. Eskiden bu seçme sınavları yokken eğitim amacı vardı. Liseler düz ya da teknik lise idi. Mühendis olmak isteyen teknik liseye, sözel okumak isteyen ya da temel bilimi kuvvetli öğrenip mühendis olmak isteyen düz liseye gidiyordu. Üniversiteler ulaşılabilirdi. O dönemin müfredatı bugünün 9. sınıf matematiği. Amaç yeni bir nesil yetiştirmekti. Şimdi amaç var olan insanları içeri sokmak. Almanya'da herkes üniversiteye giriyor ama atılma oranı çok yüksek. Yapamıyorsan atıyorlar :D Yani senin matematik zannettiğin şey matematik değil ve zevkli olup olmadığını bilemezsin şu an için. Denklemler kullanılan bir şeydir, denklemleri öyle garip formlara sokup insanlara çözdürmenin bir anlamı yoktur. Bu matematik değil, eleme amacıyla uydurulmuş bir şeydir.
Esas matematik dediğin şey basitleştirme, hesaplama, anlama, anlatma amacı güder.
Ben demek ki bu yüzden mi anlamamışım ve saçma bulmuşum. :D Çok garip.


Bu arada sizin yaşınız kaç ?
Hangi üniversite den mezun oldunuz ?
 
Önümüzdeki sene üniversite sınavına gireceğim. Hedef İTÜ Bilgisayar Mühendisliği olarak belirlemiştim, geçen sene itibariyle. Bu arada yaklaşık olarak 5 senelik bilgisayar sistemleri + donanım konusunda devamlı süregelen bilgi birikimime rağmen baştan başlayarak bütün yazıyı okudum. Öncelikle çok teşekkür ederim, çok faydalı bir yazı olmuş. Ama belirtmek isterim ki yolumdan gözüm korktu. Şu an Python ve Java programlama dillerini günlük belirli bir süre ayırarak öğrenmeye, üzerlerinde bir şeyler yapmaya çalışıyorum yani kendimi geliştirmeye. Deli gibi araştırıcı bir kişiliğim vardır. İngilizce konusunda açıkçası şanslı olduğumu düşünürüm, ortaokul süresince bana gerçekten katkı sağlayacak öğretmenlere denk geldim. Ayrıca senelerdir online oyunların EU serverlerinde takılmam da katkı sağladı. C1 seviyesi belki az daha gelişmiş durumdayım denilebilir. Yani rahatlıkla bilgi toplayabiliyorum. Ben Türkiye'deki öne çıkan üniversitelerin sizin gömdüğünüz kadar gölgede kaldığını bilmiyordum. Yani beni biraz daha aydınlattınız diyebilirim ama bahsettiğiniz zorlukları beklemiyordum. Yurt dışı için bir ışık görüyordum, artık kesinlikle yurt dışına çıkmam gerektiği düşüncesine sahip oldum 😃 Hedeflerimi de daha ileri taşımam gerekiyor diye hissediyorum. Yazıya uzun bir şey yazacağım diye başladım ama şu an tıkandı. 😀
Şunu da ekleyeyim birisi hocam bilgisayar mühendisliğinden soğuttunuz yazmıştı sizin bu yazıya itafen, ben de aynı hislere kapıldım ama pes etmek yok 😊
 
Ben demek ki bu yüzden mi anlamamışım ve saçma bulmuşum. :D Çok garip.
Maalesef öyle. Konu açtığım zaman liseli kardeşlerimize özel matematiği nereden nasıl öğrenecekleri hakkında bir rehber yapacağım.
Bu arada sizin yaşınız kaç ?
Hangi üniversite den mezun oldunuz ?
Gizli bilgi, anonim takılıyorum. Bazı şeyleri yazdıktan sonra bırakacağım. Ancak saydığım üniversitelerin birinden mezunum.

Hedef İTÜ Bilgisayar Mühendisliği olarak belirlemiştim
Gayet iyi. Yani elimizde olanlar içinde iyi ve yurt dışında bilinen bir üniversite. 3+ Ortalama yaparsanız yüksek lisansa yurt dışında kabul alırsınız.
Ben Türkiye'deki öne çıkan üniversitelerin sizin gömdüğünüz kadar gölgede kaldığını bilmiyordum.
Üniversitelerin farklı öncelikleri var. İTÜ sektöre adam yetiştirme amacını taşır ve Türkiye için iyi adamlar yetiştirir, Boğaziçi yurt dışına yüksek lisansa göndermek amacıyla eğitim yapıyordu hala öyle diye düşünüyorum, ODTÜ ve Bilkent hem yurt dışına yolluyor hem de bilimsel araştırmalarda öne çıkıyor. Koç ve Sabancı imkanları ve bağlantıları dolayısıyla bir ivme yakaladı. Lisansta üzmez çalışan adamı. Ama sadece çalışan adamı. Siz kendiniz bu işlere kafa yoruyorsanız, okula başladığınızda okuldan bağımsız olarak gelişirsiniz. Yurt dışında iyi üniversitelerden kabul almak için bu saydığım üniversitelerden mezun olmanız yararınıza olur. Çok parası olup Kanada'da ücretli okuyan salak arkadaşlarım var, bilgisayar bilimi okuyor, sıralaması okulun 40 50 falan herhalde ama bitirince sıradan bir mezun olacak sadece. Ama diploması kabul görecek. Saydığım üniversitelerden mezun olursanız diplomanız kabul görür.

Yurt dışı için bir ışık görüyordum, artık kesinlikle yurt dışına çıkmam gerektiği düşüncesine sahip oldum 😃
Burada iş yapılmaz. Paran varsa yurt dışında okuyabilirsin elbette ama lisansta burada okuyup orada master yapmakta iyi bir seçenek, bazı ülkeler çok pahalı.
edeflerimi de daha ileri taşımam gerekiyor diye hissediyorum.
Okul olarak İTÜ gayet iyi. Saydığım üniversitelerden birine gitmen yeterli. Kendini geliştirirsen veya bu işi seviyorsan her şey çok kolay olur ve çok para da kazanırsın.
Şunu da ekleyeyim birisi hocam bilgisayar mühendisliğinden soğuttunuz yazmıştı sizin bu yazıya itafen, ben de aynı hislere kapıldım ama pes etmek yok
Bilgisayar mühendisliğinin ne olduğunu bilmiyorlar ki. Cevap verenler de bilmiyor o tip konulara. Gerçekten çok fantastik yorumlar var ve bunları okuyanlar doğru şeyi yaptığını zannediyor.
Mühendislik sorana programcı olmayı hatta yap satçı olmayı anlatıyorlar. Türkiye piyasasında düşük ücretle nasıl çalışırım diye başlık olsa cevap doğru olabilir ama değil. Mühendislik budur.
Diyelim biri benim yazımı okuduktan sonra vazgeçti, zaten bu bölümü kazansa okurken bölümden nefret edecek, okulu bitirse bu alanda çalışmaktan nefret edecek, yaptığı işi sevmeyecek, başarısız olup iş sıkıntısı çekecek veya düşük maaş alacak. Böyle açıklayıcı bir yazı elbette insanı sorgulamaya sevk eder ve işin normali budur. Karakter olarak uyumlu olmalısınız bu işle. IVY League okullarından birine gitmiş, zengin bir arkadaşım daha var. Kendisi CEO torpilli babası sayesinde lisede "yazılımcı" sıfatını CV'sine ekledi. Yazılım yapan bir ekibe parasıyla dahil oldu ve yaptığı herhangi bir şey yok. O ekibe babası mühendis yolladı ve işleri mühendis yaptı. Bakın bu kız şimdi Amerika'nın en iyi üniversitelerin birinde okuyor. Elbette paralı okuyor ama paralı girmek bile imkansız olan okullardan biri. Gidip başvursanız paralı bile kabul etmezler. Beni de etmezler yüksek lisansa, 3.9 ortalama yapacak kadar manyak değilim. Bunun gibi insanlardan çok var. Sadece zengin olarak düşünmeyin, Türkiye'de olan okulları bitirip mühendis olamayan insanlar. Diplomayla ya da dersleri başarı ile bitirerek mühendis olunmaz. Ya basit işlerle uğraşıyorlar, ya taşeronluk yapıyorlar ve bunlar iyi dediğimiz ilk 5 okulun mezunları. Diğer okullarda okuyan çok nadir insan vardır, ben programcılardan bahsetmiyorum. Ama bu kız okulu bitirdiğinde uluslararası bir firmada en az 200k dolar ile işe başlayacak belki müdür olarak bile başlar. Ama mühendis asla değil.
 
Maalesef öyle. Konu açtığım zaman liseli kardeşlerimize özel matematiği nereden nasıl öğrenecekleri hakkında bir rehber yapacağım.

Gizli bilgi, anonim takılıyorum. Bazı şeyleri yazdıktan sonra bırakacağım. Ancak saydığım üniversitelerin birinden mezunum.


Gayet iyi. Yani elimizde olanlar içinde iyi ve yurt dışında bilinen bir üniversite. 3+ Ortalama yaparsanız yüksek lisansa yurt dışında kabul alırsınız.

Üniversitelerin farklı öncelikleri var. İTÜ sektöre adam yetiştirme amacını taşır ve Türkiye için iyi adamlar yetiştirir, Boğaziçi yurt dışına yüksek lisansa göndermek amacıyla eğitim yapıyordu hala öyle diye düşünüyorum, ODTÜ ve Bilkent hem yurt dışına yolluyor hem de bilimsel araştırmalarda öne çıkıyor. Koç ve Sabancı imkanları ve bağlantıları dolayısıyla bir ivme yakaladı. Lisansta üzmez çalışan adamı. Ama sadece çalışan adamı. Siz kendiniz bu işlere kafa yoruyorsanız, okula başladığınızda okuldan bağımsız olarak gelişirsiniz. Yurt dışında iyi üniversitelerden kabul almak için bu saydığım üniversitelerden mezun olmanız yararınıza olur. Çok parası olup Kanada'da ücretli okuyan salak arkadaşlarım var, bilgisayar bilimi okuyor, sıralaması okulun 40 50 falan herhalde ama bitirince sıradan bir mezun olacak sadece. Ama diploması kabul görecek. Saydığım üniversitelerden mezun olursanız diplomanız kabul görür.


Burada iş yapılmaz. Paran varsa yurt dışında okuyabilirsin elbette ama lisansta burada okuyup orada master yapmakta iyi bir seçenek, bazı ülkeler çok pahalı.

Okul olarak İTÜ gayet iyi. Saydığım üniversitelerden birine gitmen yeterli. Kendini geliştirirsen veya bu işi seviyorsan her şey çok kolay olur ve çok para da kazanırsın.

Bilgisayar mühendisliğinin ne olduğunu bilmiyorlar ki. Cevap verenler de bilmiyor o tip konulara. Gerçekten çok fantastik yorumlar var ve bunları okuyanlar doğru şeyi yaptığını zannediyor.
Mühendislik sorana programcı olmayı hatta yap satçı olmayı anlatıyorlar. Türkiye piyasasında düşük ücretle nasıl çalışırım diye başlık olsa cevap doğru olabilir ama değil. Mühendislik budur.
Diyelim biri benim yazımı okuduktan sonra vazgeçti, zaten bu bölümü kazansa okurken bölümden nefret edecek, okulu bitirse bu alanda çalışmaktan nefret edecek, yaptığı işi sevmeyecek, başarısız olup iş sıkıntısı çekecek veya düşük maaş alacak. Böyle açıklayıcı bir yazı elbette insanı sorgulamaya sevk eder ve işin normali budur. Karakter olarak uyumlu olmalısınız bu işle. IVY League okullarından birine gitmiş, zengin bir arkadaşım daha var. Kendisi CEO torpilli babası sayesinde lisede "yazılımcı" sıfatını CV'sine ekledi. Yazılım yapan bir ekibe parasıyla dahil oldu ve yaptığı herhangi bir şey yok. O ekibe babası mühendis yolladı ve işleri mühendis yaptı. Bakın bu kız şimdi Amerika'nın en iyi üniversitelerin birinde okuyor. Elbette paralı okuyor ama paralı girmek bile imkansız olan okullardan biri. Gidip başvursanız paralı bile kabul etmezler. Beni de etmezler yüksek lisansa, 3.9 ortalama yapacak kadar manyak değilim. Bunun gibi insanlardan çok var. Sadece zengin olarak düşünmeyin, Türkiye'de olan okulları bitirip mühendis olamayan insanlar. Diplomayla ya da dersleri başarı ile bitirerek mühendis olunmaz. Ya basit işlerle uğraşıyorlar, ya taşeronluk yapıyorlar ve bunlar iyi dediğimiz ilk 5 okulun mezunları. Diğer okullarda okuyan çok nadir insan vardır, ben programcılardan bahsetmiyorum. Ama bu kız okulu bitirdiğinde uluslararası bir firmada en az 200k dolar ile işe başlayacak belki müdür olarak bile başlar. Ama mühendis asla değil.
Sormak istediğim başka şeyler de var. Diyelim işler sınavda yolunda gitmedi, hedef sıralamanın gerisinde kalındı. 7500 sıralama diyelim. Galatasaray Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi görünüyor bu yolda. Biraz araştırdığım kadarıyla Galatasaray Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği gidilecek bir bölüm olarak gösterilmiyor. Siz ne düşünüyorsunuz? Tam burslu Bahçeşehir Üniversitesi için ise daha olumlu yanıtlar gördüm. Böyle bir durumda nasıl bir yol izlenmeli, sizce 1 sene daha beklemeye değer mi?
Başka bir soru da 3+ veya 4+ ortalama yapmak nasıl bir gayret istiyor? Ezberin veya mantıkçılığın veya düşünmenin ağırlığı nedir ? Genel olarak dersleri kastediyorum.
Ayrıca kariyeriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Çok paylaşmak istemiyorsunuz sanırım ama örneğin kaç şirket ve kaç ülke değiştirdiniz? Maaşlar ve sizin kariyerinizdeki maaş gelişimi hakkında bilgilendirme yaparsanız da güzel olur.
Şu an biyolojiye kimyaya zaman ayırmak fazlasıyla zoruma gidiyor. Keşke eğitim hayatım boyunca bu ülkeyi yönetenlerin öğrencilere programlama eğitimi vermek akıllarına gelseydi. Eğitim hayatımda hiçbir şekilde bana bilgisayar sistemleri vesaire bir ders verilmedi. Düşündükçe sinirleniyorum bu saçmalığı gerçekten.
 
Diyelim işler sınavda yolunda gitmedi, hedef sıralamanın gerisinde kalındı. 7500 sıralama diyelim. Galatasaray Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi görünüyor bu yolda. Biraz araştırdığım kadarıyla Galatasaray Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği gidilecek bir bölüm olarak gösterilmiyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
GSÜ'ye baktım. Eğer sayfalarında gösterildiği gibi ise hoca açısından ve ders programı açısından sıkıntılı. Ders programı sıkıntılı orası kesin ama hocaları getirteceklerini düşünüyorum. Bunun yanında Fransızca bilgisayar biliminde işe yaramayan bir dil. Zaten İngilizce kullanılıyor ama Çince ve Rusça hack işlerinde, Almanca endüstri alanında kullanılıyor. Büyük Alman şirketleri ve Almancanın gücü sayesinde işe yarayan bir dil. Fransızca öğrenmek bildiğim kadarı ile zor hazırlığı 2 yıl okuyabilirsiniz.
Yani alternatif olamaz kesinlikle.
BAU PR çalışması sayesinde parlıyor ama gerçekler öyle değil. Sakın aldanma. Tabi ben kötü diye söylemiyorum. Ama tercih etmeyin.

Şimdi benim söylediğim Bilkent, ODTÜ, Boğaziçi, Koç, İTÜ, Sabancı üniversitelerinde her alanla ilgili hoca vardır ve mühendislik alanında yoğun olarak çalışmalar yapılır. Yurt dışında bilinir okullardır.
Bilkent => ODTÜ > Boğaziçi => Koç -> Sabancı şeklinde sıralanabilir, İTÜ çok farklı bir okuldur diğerlerine göre. Diğerleri akademisyen olacak adam yetiştirme hedefiyle çalışır. İTÜ çalışan insana ya da başarılı insana her türlü imkanı sağlayabilecek bir okul. Onun yeri kişiye göre değişir yani. Şöyle söyleyeyim, İTÜ Alman ekolünden gelir, Münih Teknik üniversitesi Almanya'nın en iyi teknik üniversitesidir ve dünya sıralamasında 40 civarındadır. Ama kendi alanında 1 numara bir okuldur, sanayinin kalbidir. 200 Sıralamalarda olan TU9 üniversiteleri var, bunların kendi sanayi şehirleri var, Türkiye'de olan sanayi şirketlerinden daha fazlasını bu üniversitelerden biri çıkarmıştır. İlk 40'ta olan amerikan okulları bu 200 sıralamadaki TU9 mühendislerinden daha iyi mühendis yetiştirdiğini düşünmüyorum. Yani İTÜ biraz değişiktir, diğerlerine göre eksiklikleri vardır ama onun karakteri o şekilde, bu yarar da sağlayabilir okuyana.

Şimdi bu saydığım okullar haricinde olan okullarda müfredat olarak sıkıntı var. Hoca olarak eksiklik var ya da aynı üniversiteden mezun hocalar dolu. Yurt dışında okumuş hoca yok. Dil olarak eksiklik var. Şimdi kardeşim seneye bu okullara girebilirsen, neden bu kadar çok eksikliği kabul edesin.
Buraya değineceğim benimle ilgili çünkü ben de mezuna kalmış biriyim :) Eğer seneye belli olmaz ben çalışamam dersen bu sene gir. Bu arada ben vakıf okuluna gitseydim, MIT open course'tan en iyi dersleri izleyip, en iyi kitaplardan çalışıp şimdiki halimden farklı olmazdım. Zaten ben bu şekilde çalıştım, sınıf arkadaşlarımın çoğu mühendis değil. Bu okullara gidersen seninde olmayacak. Ama yurt dışında istediğim okullarda kabul almam ve daha kaliteli bir çevre için bu kararı verdim. Seneye bu okullara girebilecekken neden o okulda okuyayım ki?

Başka bir soru da 3+ veya 4+ ortalama yapmak nasıl bir gayret istiyor? Ezberin veya mantıkçılığın veya düşünmenin ağırlığı nedir ? Genel olarak dersleri kastediyorum.
Derse göre değişir. Fizik ve matematiğin bazı derslerinde çok çalışarak kalabiliyorsun, ezber mantık falan hiç şey yapmaya gerek yok direk 0 yani :D Ama bilgisayar bilimi ile ilgili olanları matematik ve dolayısı ile mantık ile ilgilidir. Ezber değil öğrenilmesi gereken çok şey vardır. Ezberlenecek bir şey yok, öğrendiklerini kullanman gerekiyor. 3+ Çalışırsan kesinlikle yapıyorsun.

Ayrıca kariyeriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Çok paylaşmak istemiyorsunuz sanırım ama örneğin kaç şirket ve kaç ülke değiştirdiniz? Maaşlar ve sizin kariyerinizdeki maaş gelişimi hakkında bilgilendirme yaparsanız da güzel olur.
Detay vermiyorum genel üzerinden geçeyim :D
Yeni mezun sayılırım ama 4 yıl civarı çalıştım diyebiliriz. Ülke değiştirmedim ama gezdim. Bu sene Master için yurt dışına gidiyorum, dönmeyi pek düşünmüyorum. Maaşlar öğrenme aşamasında iken ben para kazanmak için çalışmadım, öğrenmek için çalıştım. O yüzden çok şey öğrenip, az para aldım. Kaliteli yerlere girmek cidden zordur, ücretsiz bile almazlar boş adamı. 6 ay ücretsiz çalıştım hatta sadece yemek kartı verdiler :D Ama üstüme çok düştüler, azimliydim ve böyle insanları seviyorlar. Sadece gelişmek, öğrenmek, zevk almak önemliydi benim için. Çalıştığım yeri seçerken farklı alanlarda yazılım geliştiren bölümleri olan şirketleri araştırdım. Belli bir süre sonra o bölümler arası geçiş yaptım. Bu arada birinin yeğeni olup maaş alan stajyerlere gıcık olmuştum, ben para almadığım zamanlarda (bunu aşağıda hatırlatıcam). Web, Mobil, Masaüstü ve daha fazlası için yazılım geliştiren bir şirkette çalıştım. Bugün Web, Mobil, Masaüstü, AI, IOT alanlarında profesyonel olarak yazılım geliştirebiliyorum. Şuanda 7 8 bin lira civarında Türkiye'de maaşlı olarak çalışabilirim. 1-2 yıl çalıştığında bu artıyor, direk 10 bin üstü vermiyorlar. Her alanda hizmet veren yazılım şirketi kurarsam 30 yaşına gelmeden çok zengin olurum. Villa, araba, yat bile alırım.
Çok para var bu işte😈 Gittiğim ülkede çalışabilirsem okurken kurdan dolayı 10 bin liradan fazla olacak elbette ama buradaki gibi diğerlerinden yüksek bir maaş olacağını zannetmiyorum. Okul bittikten sonra çok kazanırım o ülke standartlarına göre belki belli bir süre sonra belki hemen kendi şirketimi kurarım. Belli bir alana hizmet veren bir servis belki oluşturabilirim yani girişimcilik işi belli olmaz. Ama maaş gelişimi böyle yani :D 30 Yaşına geldiğimde ya çok maaş alan biri olacağım ya da
kendi şirketi olan milyoner. Ama her türlü villam, arabam, motorum ve bankada yüksek bir meblağ param olacak. O okula gitmeseydimde böyle olacaktı, ben okula diploma için gittim. Sadece işimi kolaylaştırması için gerekliydi.
Birinin yeğeni olan paralı staj yapan şahsiyet, yurt dışına gidemez, burada ne bir şey öğrenebilecek ne de para kazanabilecek, ekonomik krizde başarılar dilerim, viskimi yudumlayacağım.

Şu an biyolojiye kimyaya zaman ayırmak fazlasıyla zoruma gidiyor.
Dersleri sadece soru çözmek amacıyla öğrenme. Bilim olarak öğren. Bilimle ilgilen. Sorgula. Hayatının geri kalanında da biyoloji ve kimya ile ilgili kitaplar oku. Evrim teorisi ile ilgili kitap oku, kendin öğrendiğin biyolojiyi kullan. Yenilikleri takip et. Kimya dediğin malzemenin temelidir. Bu alanda kitaplar oku. O zaman böyle hissetmezsin.

Keşke eğitim hayatım boyunca bu ülkeyi yönetenlerin öğrencilere programlama eğitimi vermek akıllarına gelseydi. Eğitim hayatımda hiçbir şekilde bana bilgisayar sistemleri vesaire bir ders verilmedi. Düşündükçe sinirleniyorum bu saçmalığı gerçekten.
Ben İstanbul'da bulunan iyi olarak bilinen bir okulundan A.T.L bilişim bölümü diplomasıyla mezun oldum. Daha sonra mezuna kalıp kazandım okulu. Lisede bu alanda staj dahi yaptım yazın. Ve benim bu yaşta gelişimime kesinlikle çok ciddi bir katkısı var. Anadolu lisesi derslerinin üstüne 20 saat yazılımla ilgili ders var 3 sene boyunca. Saat 5'te çıkıyorduk okuldan. Bazı dersler eksiltilmişti elbette ama matematik, fizik gibi derslerin ders saati aynıydı. (Bugün teknik kolej olarak açıyorlar)
Eski yıllarda bu okullara teknik enstitü yada teknik okul deniyor. Amaç nitelikli eleman yada mühendis adayları yetiştirmek. Mezunlar isterlerse iyi maaşlarla çalışabiliyor, isterlerse üniversiteye mühendis olarak girebiliyor. Diğer okul tipi düz lise. Başka adı falan yok, istersen teknik okuyorsun istersen düz okuyorsun. İmam hatip okullarının üniversiteye girişini yasaklamak için örtülü olarak Teknik okulları meslek lisesine çevirdiler ve buradan mezun olanlar artık üniversiteye giremiyordu :D Öğretmenlik seçebiliyorlardı sadece. İşte meslek liselerini böyle öldürdüler. İstanbul'da hala var olan 1 lise var ben ondan mezunum, hocalarımız çok kaliteli insanlardı :) Müfredat leş orası ayrı ama o okul bana çok şey kattı.
Bugün tüm teknik liselerin müfredatı yenileniyor ve yeni MEB başkanı Ziya Selçuk Teknik kolejleri kuruyor. Nitelikli adam kalmadı ve üniversiteye giden adamlar mezun olduklarında bu işi yapamıyor. Yurt dışında STEM + A olarak geçen müfredat A.T.L Bilişim müfredatıdır. Bugün teknik kolej müfredatı, A.T.L Bilişim müfredatıdır. BAU liselerinin reklam yaptığı müfredat STEM + A A.T.L bilişim müfredatıdır. Ben çok şanslı bir insanım bu konuda :D
Ancak şöyle bir şey var, müfredatı bu şekilde düzenlemek yetmiyor, hem öğrenciler hem hocalar yüzünden bunun başarılı olması imkansız. BAU Fen ve teknoloji lisesi hem iyi öğrenciyi hem iyi öğretmeni buluşturarak bu alanda cidden başarılı iş yapıyor, pr çok ama bu alanda hakkını vermek lazım.




Dünya'da şuan 30 milyondan fazla yazılımcı açığı olduğunu okumuştum bir yerde ve giderek artıyor. Çok fazla "mühendis diploması" olan insan olduğu için kimse düşük ücret almaz ve ya işsiz kalmaz.
Anadolu lisesi mezunu, ortalama üniversitelerden mezun insanlar genelde çok fazla mezun olduğundan dert yanar. İşsiz kalma ya da düşük ücret alma sebebi kendisidir. Gelişmeme sebebi de hem okul hem kendisidir. Okul adamı geliştirmez. Kendi çalışsaydı gelişirdi.
 

Geri
Yukarı