Çoğunluğun katılmayacağı bir düşünceniz var mı?

Dediğim gibi, inanmayan birisinin duygularını anlayabiliyorum. Ancak hem varlığına inanıp, hem de O'na karşı olumsuz yaklaşan birini anlamakta güçlük çekiyorum.
Ben agnostiğim ama eğer tanrı varsa gerçekten onun hakkında olumsuz düşünürüm. Hislerimi değistiremem sonuçta. Korkmamak konusuna gelirsek Allahın adeletli olduğunu düşünmüyorum. Kimseye bir zararım olmasa da beni ona tapmıyorum diye beni katillerin yanında cezalandıracak. En azından içimdekileri söylemek isterim.

Sinadi bitti zaten herseyi biliyor tabii ki ama sen de ozgur iradeye sahip olup kendi kararlarini verdin.
Diyelim ki, bir günde başıma çok korkunç şeyler (Örnek vermiyorum. Sizin hayal gücünüze bıraktım.) geldi. Eğer tanrı bana bunu sadece sınamak için yaşatdıysa ben ondan nasıl nefret etmeyebilirim?

Eski kafa falan değil, olması gereken normal olanı söylüyorum. Kadın o kadar şey istiyorsa, sende bakire kadın isteyebilirsin. Korumacılığı kadına veriyorsun, paranı veriyorsun, evini, arabanı, vaktini ve zamanını kadına harcıyorsun, seviyorsun sen bunları yapıyorsan karşılığında senin bakire kadın isteme hakkın var, bunu istemekten çekinme.
Bence erkek veya kadın bekaretini korumuşsa kendisi gibi birisini isteyebilir ama erkek bunu sadece kadınların yapmasını bekliyorsa bu geri kafalılıktır.
 
Son düzenleme:
Bence erkek veya kadın bekaretini korumuşsa kendisi gibi birisini isteyebilir ama erkek bunun sadece kadınların yapmasını bekliyorsa bu gerikafalılıktır.
Erkeğinde geçmişi önemli, kadınında önemli. İkisi de başka birisini görmemiş, dokunmamış ve duymamış olsun diye bekaret önemli diyoruz, "tek yaptığım kadın karımdır" diyebilmek çok güzel bir his. Ne sen ondan başka birisiyle oldun, ne de o başka birisiyle oldu.
 
Ben agnostiğim ama eğer tanrı varsa gerçekten onun hakkında olumsuz düşünürüm. Hislerimi değistiremem sonuçta. Korkmamak konusuna gelirsek Allahın adeletli olduğunu düşünmüyorum. Kimseye bir zararım olmasa da beni ona tapmıyorum diye beni katillerin yanında cezalandıracak. En azından içimdekileri söylemek isterim.
"Kimseye bir zararım olmasa da..."

Bu düşünceniz üzerinden gidersek, evet durum adaletsiz görünüyor. Sadece, ilgili detay o ki: Cennet'in "iyiler", Cehennem'in ise "kötüler" için ayrılmış olmaması. Cennet ve Cehennem ehlinin farkı: daha çok "Allah'a iman" konusundadır. Nitekim Zariyat 56. ayette Allah: "Ben cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım." buyuruyor; haliyle Cennet ve Cehennem de, bu kriter üzerinden değerlendirilmeli.

Dünya üzerinde birçok inanç var ve bu inançlara sahip birçok "bizlerin iyi diyeceği" insanlar var. Cennet ve Cehennem bizim olsa: insanlara, hayvanlara ve doğaya saygı gösteren tüm kişileri "Satanist bile olsa" Cennet'e koyardık; çünkü bizler olaya kendi değerlerimiz üzerinden bakıyoruz. Ancak Cennet ve Cehennem'in sahibi olan Rabbimizin gözünden iyilik: en başta O'na kulluk etmektir. İşte bunu ıskalayanlar, bu sebeple çok iyi insanlar olsalar bile Cehennem'e layık görülüyor.

Buna karşılık, çok günahkâr bir Müslüman: ya doğrudan günahları affedilebiliyor veya tevbe etmediği, ısrarcı olduğu günahlar varsa "bunların karşılığı kadar" cezasını ödeyip, ardından yine Cennet'e giriyor; çünkü o kişi: Allah'ın yaratma amacını yerine getirmişti. Allah'ı tanıdı ve O'na elinden geldiğince itaat etti (itaat: kulluk)

Kısaca sizin bakış açınızdan bakınca durum anlaşılıyor. Ancak işin tam olarak aslı, bir başka bakış açısından bakınca anlaşılıyor. Bu da Allah'ın yaratma amacında gizli.
 
"Kimseye bir zararım olmasa da..."

Bu düşünceniz üzerinden gidersek, evet durum adaletsiz görünüyor. Sadece, ilgili detay o ki: Cennet'in "iyiler", Cehennem'in ise "kötüler" için ayrılmış olmaması. Cennet ve Cehennem ehlinin farkı: daha çok "Allah'a iman" konusundadır. Nitekim Zariyat 56. ayette Allah: "Ben cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım." buyuruyor; haliyle Cennet ve Cehennem de, bu kriter üzerinden değerlendirilmeli.

Dünya üzerinde birçok inanç var ve bu inançlara sahip birçok "bizlerin iyi diyeceği" insanlar var. Cennet ve Cehennem bizim olsa: insanlara, hayvanlara ve doğaya saygı gösteren tüm kişileri "Satanist bile olsa" Cennet'e koyardık; çünkü bizler olaya kendi değerlerimiz üzerinden bakıyoruz. Ancak Cennet ve Cehennem'in sahibi olan Rabbimizin gözünden iyilik: en başta O'na kulluk etmektir. İşte bunu ıskalayanlar, bu sebeple çok iyi insanlar olsalar bile Cehennem'e layık görülüyor.

Buna karşılık, çok günahkâr bir Müslüman: ya doğrudan günahları affedilebiliyor veya tevbe etmediği, ısrarcı olduğu günahlar varsa "bunların karşılığı kadar" cezasını ödeyip, ardından yine Cennet'e giriyor; çünkü o kişi: Allah'ın yaratma amacını yerine getirmişti. Allah'ı tanıdı ve O'na elinden geldiğince itaat etti (itaat: kulluk)

Kısaca sizin bakış açınızdan bakınca durum anlaşılıyor. Ancak işin tam olarak aslı, bir başka bakış açısından bakınca anlaşılıyor. Bu da Allah'ın yaratma amacında gizli.
Müslüman olarak yetiştirildim ama Agnostisizm daha mantıklı geldiği için inancımı (bakış açımı) değiştirdim. Eğer Allah'ın ceza konusunda bakış açısı mantıklı gelseydi hakkında bu kadar olumsuz düşünmezdim ama bu bakış açısı tamamiyle ego dolu. Yani ne kadar farklı olursa olsun sana mantıklı gelen bir fikir bakış açını değiştirebilir. Benimkini değiştiremediğine göre bu bakış açısı mantıksız.
 
Müslüman olarak yetiştirildim ama Agnostisizm daha mantıklı geldiği için inancımı (bakış açımı) değiştirdim. Eğer Allah'ın ceza konusunda bakış açısı mantıklı gelseydi hakkında bu kadar olumsuz düşünmezdim ama bu bakış açısı tamamiyle ego dolu. Yani ne kadar farklı olursa olsun sana mantıklı gelen bir fikir bakış açını değiştirebilir. Benimkini değiştiremediğine göre bu bakış açısı mantıksız.
Genel olarak doğru, ancak bir yerde ince bir detay var:

Bu durumda "Sizinki de benimkini değiştiremediğinize göre mantıksız" demek gerekirdi. Birinin görüşünü değiştirebilmek, mantığın doğru olduğu anlamına gelmez ki? Öyle olsa, tüm insanlar tek bir doğruya inanırdı.

İşin aslı, insan beyni "kişi her neye meylediyorsa" onu doğru gösterme eğilimindedir. Bir Müslüman, bir Agnostik, bir Ateist, bir Satanist, bir Budist vs. Herkes kendi inandığını mantıklı görmekte. Peki ama tek bir doğru vardır, herkes birden nasıl haklı olabilir?

İçlerinden birileri kesin haklı olmalı, buna şüphe yok. Bununla birlikte, acaba kim haklı?

Ve ben: "Zihnin algı oyunlarını kim kırarsa o kişi gerçeğe ulaşacaktır" diyorum, bir diğeri onu mantıklı bulmasa da.

Bu arada kendimi de haklı görmekle birlikte, belki de zihnin algı oyununa düşen benimdir? Sadece öyle olduğuna inanmak istediğim için inancım bu yönde şekillenmiştir?

Bu ihtimal kısaca herkeste vardır, ancak birileri kesinlikle gerçeği bulacak. O gerçeği bulanlar da "görülen, bilinen, sezilen" tüm detayların ortalamasını çıkarabilen kişiler olacak. Yani tüm parçaları eksiksiz birleştirenler...
 
Cumhurbaşkanı, bakanlar, milletvekilleri ve oy kullanacak insanlar Türk milliyetçisi, Türkçü(turancı),Kemalist, Atatürkçü, inkilapçı, devletçi, laikliği savunan, cumhuriyetçi ve halkçı olmalı bunlar dışındakiler oy kullanamamalı.
 
...Ayrıca dini değerleri alenen aşağılamanın veya doğrudan hakaret etmenin suç olmasının hiçbir mantığı yoktur.
Peki aşağılamayı ve hakaret etmeyi serbest bırakmanın mantığı nedir? Toplumsal huzuru mu, yoksa kendiniz gibi düşünen insanların huzurunu mu önceliklendirdiniz; mantığınızı biraz açıklar mısınız? Hangi yüksek faydaya binaen?
 
Peki aşağılamayı ve hakaret etmeyi serbest bırakmanın mantığı nedir? Toplumsal huzuru mu, yoksa kendiniz gibi düşünen insanların huzurunu mu önceliklendirdiniz; mantığınızı biraz açıklar mısınız? Hangi yüksek faydaya binaen?
Mantığı şu; bu dini değerlere inanmayan bir kişi için o değerlerin hiçbir anlamı yoktur. İnananlarsa zaten bu değerlerle dalga geçenlerin bu yaptıkları yüzünden ilahi bir güç tarafından yargılanacağına inanırlar, bizzat dalga geçtiği ilahi güç tarafından yargılanıp cezalandırılacak bir insana ek olarak dünyevi bir ceza vermek hem kişiyi aynı suçtan iki kere cezalandırmaktır hem inananın kendisini inandığı tanrıyla aynı seviyede görmesidir. İlahi güç kendi varlığını saklamayı ve insanlarla hiçbir şekilde temasta bulunmamayı seçmişse kendisi yüzünden verilecek ceza da en az kendisi kadar insanlara uzak olmalıdır.

Yani kısaca; inanıyorsan o kişinin zaten cezalandırılacağını bilirsin, inanmıyorsan umursamazsın. İnanan bir kişi dini değerlerine hakaret eden bir kişinin dünyada cezalandırılmasını istiyorsa bunun sebebi kendi inancının kırılganlığıdır.
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı