Dark Dean
Hectopat
- Katılım
- 12 Şubat 2021
- Mesajlar
- 1.015
- Makaleler
- 1
- Çözümler
- 2
Merhaba dostlar. Hatay İskenderun'dayım. Bugün kara günlerin 8. günü. Çok şükür ailemle sağa salim kurtulduk. Can ve mal kaybı çok fazla. Aynı zamanda yaramız derinken üstüne yağma ve birçok kansızlıklar var.
İskenderun'da olanlar bilir, taş ocağına ve otobana yakınız. Sallantılara falan alışıktık. Ufak tefek depremleri hiç hissetmemiştik. Uyuyordum ve ben depremin olduğunu anlamadım. Şoka girdim ama Allah'tan çabucak çıktım.
Memleketim dediğim bu güzel ilden yıkıntılar kaldı sadece. Antakya'da aşığı olduğum eski evler ve sokaklar gitti. Az çok haberlerden nerelerin yıkıldığını biliyorsunuz. Felaketin ilk günü insanlar kendi imkanları ile kurtarmaya çalıştılar. Üstelik limanda yangın oldu. Yangını kontrol altına alana kadar 5 gün geçti. Deniz taştı, bazı sokaklar su içinde. Yardım çok geç geldi. Gelene kadar da canlar gitti.
Gördüklerim ve okuduklarım canımı çok sıkar oldu. Yağmalama oldu, öldürmek pahasına değerli eşyalar çalındı. Çıkan cesetten para alanlar oldu. Enkaz altında hala yaşam mücadelesi verenler varken demir çalmaya kalkan oldu. Ambulansa yol vermeyenler, ev soyanlar, ihtiyacı olmayanlar fazladan yardım alıp stok yapanlar var. Annesi ve babasının cesedi çıkarken altınları alanlar dahi oldu. Ne kadar iğrenç bir zaman bu böyle. Sosyal mecralarda da kimisi devlete yük olmayın, kimisi kader ve kimisi de Hatay'ı bırakıp Pompeii gibi olsunlar tarzı konuşmalar oldu. Tek bir yerden yardımlar duyuruluyordu, orayı da çökertiler.
Diyebileceğim, hiçbir şey kalmadı. Psikolojik olarak tükendim. Evimi ve kayıpların olmadığı zamanları çok özledim. Komşular deprem bölgelerinden uzaklaşıp gittiler. Hatay'la beraber yalnızlığa gömüldük. Hala bazı yerlere yardım gelmedi. Keşkeler olmadan önlemler alınsaydı denetimler olsaydı böyle olmayacaktı. Ne kader ne kısmet bizi para sevdası mahvetti. İyi akşamlar dilerim dostlar. Vefat edenlere Allah'tan rahmet, yaralılara baş sağlığı ve geri de kalanlara sabır diliyorum...
İskenderun'da olanlar bilir, taş ocağına ve otobana yakınız. Sallantılara falan alışıktık. Ufak tefek depremleri hiç hissetmemiştik. Uyuyordum ve ben depremin olduğunu anlamadım. Şoka girdim ama Allah'tan çabucak çıktım.
Memleketim dediğim bu güzel ilden yıkıntılar kaldı sadece. Antakya'da aşığı olduğum eski evler ve sokaklar gitti. Az çok haberlerden nerelerin yıkıldığını biliyorsunuz. Felaketin ilk günü insanlar kendi imkanları ile kurtarmaya çalıştılar. Üstelik limanda yangın oldu. Yangını kontrol altına alana kadar 5 gün geçti. Deniz taştı, bazı sokaklar su içinde. Yardım çok geç geldi. Gelene kadar da canlar gitti.
Gördüklerim ve okuduklarım canımı çok sıkar oldu. Yağmalama oldu, öldürmek pahasına değerli eşyalar çalındı. Çıkan cesetten para alanlar oldu. Enkaz altında hala yaşam mücadelesi verenler varken demir çalmaya kalkan oldu. Ambulansa yol vermeyenler, ev soyanlar, ihtiyacı olmayanlar fazladan yardım alıp stok yapanlar var. Annesi ve babasının cesedi çıkarken altınları alanlar dahi oldu. Ne kadar iğrenç bir zaman bu böyle. Sosyal mecralarda da kimisi devlete yük olmayın, kimisi kader ve kimisi de Hatay'ı bırakıp Pompeii gibi olsunlar tarzı konuşmalar oldu. Tek bir yerden yardımlar duyuruluyordu, orayı da çökertiler.
Diyebileceğim, hiçbir şey kalmadı. Psikolojik olarak tükendim. Evimi ve kayıpların olmadığı zamanları çok özledim. Komşular deprem bölgelerinden uzaklaşıp gittiler. Hatay'la beraber yalnızlığa gömüldük. Hala bazı yerlere yardım gelmedi. Keşkeler olmadan önlemler alınsaydı denetimler olsaydı böyle olmayacaktı. Ne kader ne kısmet bizi para sevdası mahvetti. İyi akşamlar dilerim dostlar. Vefat edenlere Allah'tan rahmet, yaralılara baş sağlığı ve geri de kalanlara sabır diliyorum...
Son düzenleyen: Moderatör: