Böyle kişiler kendi tembellikleri yüzünden liseye - üniversiteye gelince eğitim sistemine saldırıyor. Ulan sen bütün eğitim hayatında yatmışsın, sınavdan sınava çalışmışsın 2 saat gelip eğitim sistemini eleştiriyorsun. Orada dur derler. Bu eğitim sistemi bir tek sana özel değil. Herkes ondan geçiyor. Ve bu eğitim sisteminden iyi mühendisler, avukatlar, akademisyenler, doktorlar, teknisyenler çıkabiliyorsa demek ki burada bir şey var demektir.
Senin için demiyorum. Genelde olan şeyi söylüyorum. Öğrenci çalışmaz, bi' eğitim sistemi lafını öğrenir her olayda ona atar topu. Önce topu kendiniz sürün de, devamı geliyor bir şekilde.
Eğitim sistemi aşırı miktarda olan öğrenci sayısını elemek, olabildiğince kişiyi yok etmeye adanmıştır. Bu yüzden gelişmiş ülkelerdekinin aksine aşırı fazla ezberlenmesi gereken ham bilgi ve gereksiz konular içerir. Örneğin Türkçe gereksiz bir ders olmasına rağmen sırf konu miktarı fazla olsun yapamayan olsun diye öğelere ayırma gibi bir sürü gerçek hayatta anlam içermeyen konu içerir. Öğrenciler istedikleri bölümle ilgili üniversiteye kadar hiçbirşey öğrenme hakkına sahip değildir. Ülkenin başındakiler bile o kadar ezber bilgi bilmezler, zaten burada amaç bilgi öğrenmek değil öğrenciye zorluk çıkarmaktır.
Benim şuana kadar yaşadığım şeylerden anladığım şudur:
8. sınıfta aşırı iyi bir puan almak bir işe yaramaz anca özel liseden burs alırsınız. Fen lisesi anadolu liseside geleceğinizi etkileyen faktörlerden değildir hepsi aynı bilgiyi verir ama birinde öğretmenler genelde daha kendini beğenmiş olur.
Ne kadar çok uğraşırsan o kadar zorluk çıkar. Üniversiteyi kazandın diyelim. Yine hayatın kolaylaşmıyacak sonra işe girince yine aynı döngüsel ve anlamsız hayatı yaşayıp öleceksin. Kısaca 8. sınıfta ne kadar çok çalışırsan hayat kalitende o kadar düşecek. Çalışmadığın taktirdede düşecek tabiki. Zaten ülkede işsizlik aşırı fazla o yüzden üniversiteyi bitirdikten sonra bile iş bulma garantisi yok. Asgari maaş açlık sınırının altında ve her şeye her gün zam geldiğinden alım gücü sürekli azalıyor.
Toplum insanların istediğini yapmasına izin vermez (mantıklı olarak). İstenilen şeylere göre öğrenciler kalıplanır ve duygusuzlaştırılır. İyi ezberliyenin zeki olanı geçmesi ve daha çok ödüllendirilmesi herkesin sorgulamadan öğrenmeye teşvik eder. Beyin yıkama sonucu eğitimini bitirdikten sonra en basit gerçek hayat sorunlarını bile çözemeyen bireyler oluşur. Saçma sapan şeylere kafa yorup üzülürken hayatın tadını alamazlar. Asla ellerindekiyle yetinemezler.
Örneğin üstte mesaj yazan arkadaşın yorumunu ele alalım. Öğretmen olma daha çok çalış daha iyi bir iş yap diyor değilmi. Neden çünkü gelirine bakıyor aynı herkes gibi. Senin ne istediğin önemli değil etrafındakiler senin ne olmanı istiyor, o önemli algısı içimize işlemiş durumda bu yüzden düzgün kararlar veremiyoruz.
Bana şimdi karşı çıkanlar olacak onada değinmek istiyorum. Siz hayatınızdan mutlu olabilirsiniz, elinizdekilere şükredebilirsiniz, var olmanyan şeylere inanarak avunabilirsiniz ve ölünce daha iyi bir yere gideceğinizi düşünerek kendinizi kandırabilirsiniz. Ama bunların hepsi sizin santranç tahtasındaki bir piyon yada çarklı sitemindeki bir çark yada bir karınca kolonisindeki işçi karınca gibi olduğunuz gerçeğini değiştirmez. Devletiniz sizi istemiyor, ya uyar ya uymaz mantığı. Eğer farklıysan arızalısındır. Ama yerini alacak kişi sayısı bol o yüzden dert etme. Çalışacaksan ya tam çalışıp herşeyini ona adayacaksın ve bu ülkeden kaçacaksın yada benim gibi lise 1. sınıfta kapasitenin yetmediğini anlayacaksın ve tamamen bırakacaksın. Eee TEOG puanım iyiydi belki ama şimdi anlıyorumki o sınava aşırı çaba göstermek benim yaşama sevincimi yok etti. Her gün cumartesinin gelmesini bekleyen bir köle oldum. Artık iyi bir işim olsada mutlu olamam çünkü zamana tıkılmak ve programla yaşamak bana acı veriyor. Ben başarısızım, hatalıyım ve düzeltilebilecek durumda değilim. O yüzden bu yazıyı yazmak için zaman harcıyorum ve arada boş boş bir yere bakarken kendimi nasıl öldürebileceğimi düşünüyorum. Bozuk olduğum için hiçkimseyle düşünce birliğine varamıyorum ve hayatımda her zaman olduğu gibi dışlanıyorum. Hiçbir sebep yokken yaşıtlarımın durmadan ders çalıştığı zamanda teknoloji forumunu açtım ve hayatımdan yarım saati öldürdüm ama bunların hiçbir anlamı yok çünkü hayatım zaten belirlendi. Bu sisteme uymayarak kendi acı dolu dünyamı yarattım. Belki 30-20 yıl önce doğmuş olsam farklı olabilirdi. Kendim basit bir hayat yaşayarak mutlu olabilirdim ama bu dönemde onu yapmakta mümkün değil. Ömrünün son demlerini yaşayan bir ülkede öleceğim ve öldükten sonra kimse beni hayırlamayacak. Ölürken en azından Dünya'ya faydam olsun ve ileride adım hatırlansın istiyorum ama oda mümkün değil çünkü iyi bir üniversite kazanamayacağımı biliyorum. Çünkü çalışıp yinede yapamamak bir süre sonra çalışma isteğini öldürüyor. Hedefimin olmaması hedefe ulaşamayacağımdan dolayı, çalışan her zaman istediğine ulaşır mantığının ne kadar büyük bir yalan olduğu canlı örnekleriyle karşımızda zaten.