Ders Çalışasım Gelmiyor

Bu sana bağlı. İstersen çalışma. Ama sen çalışmazsan, her zaman sen kaybedersin, hayat veya diğer şeyler bir şey kaybetmez. Hedefim yok demişsin. Hedefi olmayan insan başarısız olmaya mahkumdur. Mutlaka kendine bir hedef koymalısın. Konuyu görünce geçmiş yıllarımı hatırladım. Çalışmayı istemezdim. Ama bir gün kafaya “dank” etti. Yukarıya yazdığım şeyi kendime söyledim. “Çalışmazsan hedef bir şey kaybetmez, ben kaybederim.” dedim. Kendini motive et. Öyle her zaman günde 4-5 saat çalışman gerekmiyor. Stabil olarak 150-200 soru çözmen yeterli.
 
Hedefin iyi bir lise tutturup öğretmen olmak fakat daha çok çalışarak daha iyi bir lise tutturup neden daha iyi bir bölüm okumuyorsun? Öğretmenliğin puanları düşük, atamayı birde çok beklersin. Neden daha iyisini yapabilmek varken aza kanaat ediyorsun? Şimdi çalışırsan daha iyi bir geleceğin olabilir mühendisli mimarlık VB. gibi meslekler edinebilirsin. LGS sonucu açıklandığındaki 450 puan mutluluğu mu? 350 puan üzüntüsü mü? Annenin senin ile gurur duyup veya duymadığı sen seçersin. Şurada biraz daha okuyup başarılı olursan hayatının sonuna kadar rahat edersin. Hiç bir şey çalışmadan olmuyor. Ne ekersen onu biçersin patates ekip soğan biçmek varmı.
 
Bak güzel kardeşim aynı yollardan ben de geçtim. Bak, eğer çalışmazsan seviyenin altındaki insanlarla aynı sınıfta veya okulda olmak ister misin? O yüzden bütün oyun CD lerini bi poşete doldur ve yak. Oynama. Geleceğini tehlikeye atma.
Dostum oyun fiyatlarına bak, satsın aile bütçesine katkısı olur :)
 
Böyle kişiler kendi tembellikleri yüzünden liseye - üniversiteye gelince eğitim sistemine saldırıyor. Ulan sen bütün eğitim hayatında yatmışsın, sınavdan sınava çalışmışsın 2 saat gelip eğitim sistemini eleştiriyorsun. Orada dur derler. Bu eğitim sistemi bir tek sana özel değil. Herkes ondan geçiyor. Ve bu eğitim sisteminden iyi mühendisler, avukatlar, akademisyenler, doktorlar, teknisyenler çıkabiliyorsa demek ki burada bir şey var demektir.

Senin için demiyorum. Genelde olan şeyi söylüyorum. Öğrenci çalışmaz, bi' eğitim sistemi lafını öğrenir her olayda ona atar topu. Önce topu kendiniz sürün de, devamı geliyor bir şekilde.

Eğitim sistemi aşırı miktarda olan öğrenci sayısını elemek, olabildiğince kişiyi yok etmeye adanmıştır. Bu yüzden gelişmiş ülkelerdekinin aksine aşırı fazla ezberlenmesi gereken ham bilgi ve gereksiz konular içerir. Örneğin Türkçe gereksiz bir ders olmasına rağmen sırf konu miktarı fazla olsun yapamayan olsun diye öğelere ayırma gibi bir sürü gerçek hayatta anlam içermeyen konu içerir. Öğrenciler istedikleri bölümle ilgili üniversiteye kadar hiçbirşey öğrenme hakkına sahip değildir. Ülkenin başındakiler bile o kadar ezber bilgi bilmezler, zaten burada amaç bilgi öğrenmek değil öğrenciye zorluk çıkarmaktır.

Benim şuana kadar yaşadığım şeylerden anladığım şudur:
8. sınıfta aşırı iyi bir puan almak bir işe yaramaz anca özel liseden burs alırsınız. Fen lisesi anadolu liseside geleceğinizi etkileyen faktörlerden değildir hepsi aynı bilgiyi verir ama birinde öğretmenler genelde daha kendini beğenmiş olur.
Ne kadar çok uğraşırsan o kadar zorluk çıkar. Üniversiteyi kazandın diyelim. Yine hayatın kolaylaşmıyacak sonra işe girince yine aynı döngüsel ve anlamsız hayatı yaşayıp öleceksin. Kısaca 8. sınıfta ne kadar çok çalışırsan hayat kalitende o kadar düşecek. Çalışmadığın taktirdede düşecek tabiki. Zaten ülkede işsizlik aşırı fazla o yüzden üniversiteyi bitirdikten sonra bile iş bulma garantisi yok. Asgari maaş açlık sınırının altında ve her şeye her gün zam geldiğinden alım gücü sürekli azalıyor.
Toplum insanların istediğini yapmasına izin vermez (mantıklı olarak). İstenilen şeylere göre öğrenciler kalıplanır ve duygusuzlaştırılır. İyi ezberliyenin zeki olanı geçmesi ve daha çok ödüllendirilmesi herkesin sorgulamadan öğrenmeye teşvik eder. Beyin yıkama sonucu eğitimini bitirdikten sonra en basit gerçek hayat sorunlarını bile çözemeyen bireyler oluşur. Saçma sapan şeylere kafa yorup üzülürken hayatın tadını alamazlar. Asla ellerindekiyle yetinemezler.
Örneğin üstte mesaj yazan arkadaşın yorumunu ele alalım. Öğretmen olma daha çok çalış daha iyi bir iş yap diyor değilmi. Neden çünkü gelirine bakıyor aynı herkes gibi. Senin ne istediğin önemli değil etrafındakiler senin ne olmanı istiyor, o önemli algısı içimize işlemiş durumda bu yüzden düzgün kararlar veremiyoruz.
Bana şimdi karşı çıkanlar olacak onada değinmek istiyorum. Siz hayatınızdan mutlu olabilirsiniz, elinizdekilere şükredebilirsiniz, var olmanyan şeylere inanarak avunabilirsiniz ve ölünce daha iyi bir yere gideceğinizi düşünerek kendinizi kandırabilirsiniz. Ama bunların hepsi sizin santranç tahtasındaki bir piyon yada çarklı sitemindeki bir çark yada bir karınca kolonisindeki işçi karınca gibi olduğunuz gerçeğini değiştirmez. Devletiniz sizi istemiyor, ya uyar ya uymaz mantığı. Eğer farklıysan arızalısındır. Ama yerini alacak kişi sayısı bol o yüzden dert etme. Çalışacaksan ya tam çalışıp herşeyini ona adayacaksın ve bu ülkeden kaçacaksın yada benim gibi lise 1. sınıfta kapasitenin yetmediğini anlayacaksın ve tamamen bırakacaksın. Eee TEOG puanım iyiydi belki ama şimdi anlıyorumki o sınava aşırı çaba göstermek benim yaşama sevincimi yok etti. Her gün cumartesinin gelmesini bekleyen bir köle oldum. Artık iyi bir işim olsada mutlu olamam çünkü zamana tıkılmak ve programla yaşamak bana acı veriyor. Ben başarısızım, hatalıyım ve düzeltilebilecek durumda değilim. O yüzden bu yazıyı yazmak için zaman harcıyorum ve arada boş boş bir yere bakarken kendimi nasıl öldürebileceğimi düşünüyorum. Bozuk olduğum için hiçkimseyle düşünce birliğine varamıyorum ve hayatımda her zaman olduğu gibi dışlanıyorum. Hiçbir sebep yokken yaşıtlarımın durmadan ders çalıştığı zamanda teknoloji forumunu açtım ve hayatımdan yarım saati öldürdüm ama bunların hiçbir anlamı yok çünkü hayatım zaten belirlendi. Bu sisteme uymayarak kendi acı dolu dünyamı yarattım. Belki 30-20 yıl önce doğmuş olsam farklı olabilirdi. Kendim basit bir hayat yaşayarak mutlu olabilirdim ama bu dönemde onu yapmakta mümkün değil. Ömrünün son demlerini yaşayan bir ülkede öleceğim ve öldükten sonra kimse beni hayırlamayacak. Ölürken en azından Dünya'ya faydam olsun ve ileride adım hatırlansın istiyorum ama oda mümkün değil çünkü iyi bir üniversite kazanamayacağımı biliyorum. Çünkü çalışıp yinede yapamamak bir süre sonra çalışma isteğini öldürüyor. Hedefimin olmaması hedefe ulaşamayacağımdan dolayı, çalışan her zaman istediğine ulaşır mantığının ne kadar büyük bir yalan olduğu canlı örnekleriyle karşımızda zaten.
 
"Siz öğrencisiniz, çalışmaktan başka şansınız yok" diye dayatarak ders çalışma isteğini uyandırmayı bırak, iyice körelten bir sistemle öğrencileri eğitmeye (!) çalışıyorlar. Normaldir...
 
Böyle klasik kalıplaşmış yollardan çalışma isteği olmayan birine saldırmak ta ne biliyim ne denir yada ne deniyor buna yobazlık yada zorbalık mı ? Ezberlenmiş kalıpları bizde biliyoruz çalışmadan hiçbir şey olmayacağını ? İnsanın kendisinin çalışarak bir şeyler başarabileceğini ama sorun ordamı sizce ? Ben mesela dönüp baktığımda kendim ile yüzleştiğimde farkındalık kazanmak istediğimde çok ciddi ailevi problemlerimin etkisinden annemin bana yaptıklarının üzerimde kurduğu psikolojik baskının etkisinden çıkamadığım için içime kapandığım için kendi travmalarının yada kötü giden hayatının acısını benden çıkardığı ve evde 1 gram bile huzur olmadığı için maddi durumumuz olmadığı için hiçbir zaman kafamı toparlayıp ta okula odaklanamadığımı biliyorum.Hatta odaklanamamakla kalmadım kendimi bile savunamadım hiç bir şeye karşı ezildim hırpalandım uğraşıldım dışlandım ve en sonunda kafayı kırıp onların istediği şekilde türkiye'nin ilk 3 ü olmasada ilk 10 unda iyi sayılabilecek bir üniversitede geleceği olan ortalamanın bir tık üstü gibi bir bölüme yerleştim mf den ama onların istediği şekilde onların önüme koyduğu yol ile bunu fark edemeden bile tek çarem oymuş gibi sanki onlarsız başka bir seçeneğim yokmuş gibi.Tabiiki bu çöküş süreci çok ağır normalleştirilmiş depresyonlar ile gerçekleşti çok ağır anksiyeteler ile.Ancak şimdi tek çaremin direk tyt ile zor bir sınav için gerçekten kendimi tüketerek bir bölüm kazanmak olmadığını biliyorum.Gerçekten dgs diye bir seçenek varmış meğersem gayet iyi bir üniversiteye sadece tyt matematik çözerek girebileceğin ? Kendimi gerçekten bu konuda zorlamak bunu başarmak istiyorum dgs matematik ile itü ye normalde kazandığım bölümün itü deki öğrenim sınıfına girmek istiyorum uluslarası geçerliliği olan türkiye'deki üniversitelerin en iyi 3 ünde.Yani dgs ile iyi bölümlere girenlere pekte hak ediyor gözü ile bakılmıyor ama herkesin hayatı da beynindeki direnç dinçlik seviyesi de yaşadığı hayatın üzerindeki etkisi de normal üniversite sınavını iyi bir üniversite kazanmak için kazanacak kadar yetmiyor.Kendimi bu konuda açıklamaktan bile yoruluyorum ve açıkçası dgs konusunda ezik hissediyorum iğreniyorum birazda ama.
 
Uyarı! Bu konu 5 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Geri
Yukarı