Vâreste Feylesof
Kilopat
- Katılım
- 25 Ağustos 2018
- Mesajlar
- 1.819
- Makaleler
- 8
- Çözümler
- 5
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
@Elementor Sabah 6.40 civarı mesajını okuyorum, üst üste varsayımlarla üstelik kendini yaratıcı yerine koyup hâla onun gibi düşünmeye çalışıyor birde üstüne Yaratıcının varlığını değil onun adaletini tartışıyor deyip kapatmıştım. Şimdi ise vicdan azabı çekip o kadar uzun uzun yazmış ayıp olacak, hem diğerleri gibi değildir belki gerçekten bilgiye aç deyip geri döndüm.
Dostum, imtihan meselesini yaratıcıya inanmadan ne kadar doğru kavrarsın bilmiyorum. Veyahut emin ol ki imtihan meselesini kavrayıp sonra yaratıcı yok demekle de bağ kuramazsın. Bu mevzu gidip sana gaddar bir zeus profiline bile iman ettirir, ucu çok geniş bir mevzu sonucunda. Şöyle ki;
İnsanlar çeşitli yaratılmıştır. Burada senin "imtihanları eşit değilse, adaletsizliktir" itirazın giriyor. Daha da genişleteyim, ikinci olarak "imtihanları eşit olsa bile, insanlar eşit değilse yine adaletsizliktir" diyorsun. Önce soyut bir olgu da bir insanın eşitliği tartışması asla kabul edilemez. Fıtratına ters, ilah değilsin. İnsanların hayatında yol aldığı mevzuları eleştirip dış kuvvetleri reddediyorsun.
Eğer eşitlikten bahsediyorsan, adaleti yoksayarsın. İmtihanlar eşit olursa aksine adaletsizlik olur. Bir çocuğun balonunun patlamasındaki duyduğu acı ile senin teslanın kaza yapmasındaki duyduğu acı birbirine çok yakın olabilir. Ama sen buradaki fıtrat çeşitliliğini görmezden gelip "Benim arabam gitti, onunsa sadece bir balonu. Bu nasıl adalet!" diyemezsin. Bu yüzden imtihanların eşit olması beklenemez.
Bir yaratıcının olduğunu varsayıp, insanın imtihandaki rolünü de yaratıcıdan bağımsız kabul edemezsin. Eğer yaratıcıyı kabul ediyorsan benim iman ettiğim, İslamiyetteki imtihan olgusunu da tam kabul etmelisin. Kendi oluşturduğun imtihan ve eşitlik profiliyle kendini çürütme teşebbüsünde olmamalısın.
İmtihan mevzusu senin anlattığın gibi hiç değil. Üstelik insanda Latife-i Rabbaniye bulunur. Nefis ise daima kötülüğü emreder. İmtihanın ağırlığına ve imanının üstünlüğüne göre Allah'tan yardım alırsın. Yaşadığı ortam, dayatılan ideoloji, çevre şartları tabi ki de düşünceyi etkiler. Burada Latife-i Rabbaniye iş görür. Fakat insandaki 3 şey bunu yok eder ve asla bunlar çevreye bağlanamaz, bizzat insanın kendi sorumluluğundadır.
Yalancılık, kibir ve riyâkârlık.
Ortaya attığın mevzu, suçtan insan değil yaratıcı sorumlu demek ile aynı şey. Çünkü onun kalbini de beynini de o yarattı diyorsun. Suçu çevreye bağlarsan birisi bir çocuğa tecavüz ettiğinde onu asla hapse atamazsın, onun değil çevresinin suçu demelisin ki bunda ikimizinde suçluyu bizzat irade ile gerçekleştirdiğini biliyoruz da cezalandırıyoruz. Yaratıcının sana verdiği ahlak yasası olmadan kendin bir ahlak yasası inşa edemezdin bu durumda. Sen bugün Afrikada da kibirlenip ben her şeyi biliyorum, benim dedigim doğrudur havasına kapılırsan da kötü bir insan rolüne bürünürsün, Amerika'da da. Bunları direten bir insanda da latifeler çalışmaz. Allah'tan gelen latifeler sürekli onu sorgulamaya, merak etmeye ve iyiliğe yönlendirir. Bu araştırmalarla da sabittir ki en çok sorgulamaya itildiğin dönem ergenliktir. Bu yüzden İslam'da ergenliğe girdikten sonra günahların yazılmaya başlanır. Sen bir insana zarar vermenin kötü olduğunu bile bile suçunda ileri gidersen hapse atılırsın. Aynı şekilde, Allah inkârında ileri gidenlerin artık iman etme potansiyelini ellerinden alır.
"Zira Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinde de perde vardır ve büyük azap onlar içindir."
Burada bir insan 100 yıl yaşasa cehennemlikti belki biraz şans tanısaydı 120 yıl yaşasaydı cennetlikti diyemezsin. Demek ki kalbi mühürlenene kadar yaşamış ve ölmüştür. Onun için dine yol açacak kapılar yeterince açılmış fakat vakti verene vakit ayırmayıp dini terslediği için kalbi mühürlenmiştir. 1000 sene de yaşasaydı aynı gaflette yaşayacaktı. Tam tersini düşünüp belki cehennemlikti ama zaman tanındı ve cennetlik oldu düşüncene gelirsek. Şuan senin müslüman olmayıp inkârında sana zaman tanınması da buna delalettir. Belki bugün, belki yıllar sonra bahsettiğim aynı duruma düşecek olan sende, bende olabiliriz. Burada biz insan olarak kimsenin akibetini, cennetlik olup olmayacağını asla bilemeyiz.
Şu yazıyı uzun uzun yazmayabilirdim. Çünkü senin mevzun Yaratıcı değil, eğer yaratıcı varsa adaleti neden bu şekilde vs. gibi alt daldaki sorular.
Çok basit bir mantık kurabilirsin;
Elimde 1000 elemanlı bir tam sayı kümesi var. Sana bazı deliller getirip bu kümenin sayıları yaratan ile aynı kişi tarafından hazırlandığını ispatlarsam ve sende bunu kabul edersen artık o küme senin için bir hakikattir. Bu durumda artık kümenin içindeki elemanları tek tek sorgulamayı bırakırsın çünkü hakikatin içinden hakikat fışkırır. Demek istediğim, kafandaki kötülük problemi, yaratılma amacı, adalet, ideoloji, ahlak yasaları, toplumsal hukuk, iman gibi mevzuları teker teker araştırıp altından kalkmak zorunda değilsin.
Bilmiyorum felsefe okudun mu hiç? Spinoza okuyan bilir. Tanrı bu bu kadar zor bişey olamaz. Ben saatlerce bu niye böyle diye sorgulayamam. Bana böyle bir sorumluluk neden yüklüyor ki? demem gerekir. Şuan senin bahsettiğin mevzu binlerce mevzulardan biri. Eğer sorduğun soruyu Islamiyette bir filtreleme işlemine soksaydık;
Yaratıcı > İslamiyet > İman esasları > Kaza ve Kadere iman > İrade > İmtihan
Şeklinde herhalde örnek bir şey yapabilirdik. Sen bu dalları ve kendi içinde her altdalı araştıracak bir ömür de akıl sahibi de değilsin. Üstelik zorunda da değilsin. Örnek olarak sadece bu imtihan mevzusunu saatlerce konuşabiliriz. Yukarıda sana açıkladığım bir aciz insandan çıkan cümlelerin ötesine geçemez, sende bende insanız. Belki yine tatmin değilsin ve yine sorular soracaksın. Bu ise çok yorucu. Bu bilgi öğrenme metodunun ne kadar saçma ve zor olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Spinoza'nın dediği gibi, Bu gerçekten bu kadar zor olmamalı. Ben bir kümenin her elemanını sorgulayacak takatte değilim. Ki Allah'ta seni bundan sorumlu tutmuyor.
"Sana kitabı indiren O’dur. Onun (Kur’an) bir kısım âyetleri muhkemdir, ki bunlar kitabın esasıdır, diğerleri ise müteşâbihtir. Kalplerinde sapma meyli bulunanlar, fitne çıkarmak ve onu (kişisel arzularına göre) te’vil etmek için ondaki müteşâbihlerin peşine düşerler. Hâlbuki onun te’vilini ancak Allah bilir; bir de ilimde yüksek pâyeye erişenler. Derler ki: Ona inandık, hepsi rabbimiz katındandır. (Bu inceliği) yalnız aklıselim sahipleri düşünüp anlar."
Ayetten insanların bir mevzuyu uzun uzun tartıştığının saçmalığını ve aklı selim olanların kitabı Rabbimizin katından olduğunu öğrendikten sonra müteşabih ayetlersen sapma meylinin kalkacağı yorumunu çıkarabiliriz.
Bir kümenin hakikat olduğunu oğrendikten sonra artık içi de hakikattir. Hakikatten, hakikat fışkırır.
Deliller doğrultusunda, Kuran'ın gerçekten bir ilahi kitap olduğunu ve Hz. Muhammed'in (sav) ne deli ne de sahtekâr olmadığı hakkında hiç şüphen kalmazsa zaten kafandaki soruların da elbet bir cevabı olduğunu bilirsin. Çünkü bu gerçekten ilahi bir kitapsa artık içindeki mevzularda ilahi olduğu için hakikattir.
Alıntı yaptığım başkası için yazdığım mesajımdaki tavsiye kanalı izlemen gerek. Hristiyanlık gibi sana bu kitapta doğrudur yazıyor diye doğru kabul ediyoruz demiyorum.
Her türlü kaynaktan, müslüman, hristiyan, ateist farketmez ortak tarihten getirilen örneklerle ispatlanan ve sadece bir günlük araştırmayla müslüman olunabilir. Çünkü Allah asla bunu böyle zor kılmaz. Zor kılan vakti verene vaktini ayırmayan insanlardır.
ALINTI;
Benim hayatımı altını üstüne getiren ve Youtube'taki tek adam akıllı kaynak olan bu videoydu. Öbürleri gibi, bu böyleyse böyle olabilir gibi nedensellik kullanarak ispat ediyorum vs. demek yerine somut delillerle peygamberlik ispatını yapan tek video bu herhalde. Videoyu durdurarak izle ve her bilgiyi batılı kaynaklarda da geçip geçmediğini araştır.
Ya bak şunu düşün;
Kendini 600'lü yıllarda hayal et ve şu anki düşüncelerin o zaman da olsun.
Ardından bir adam gelip bu "Kuran", size Yaratıcının sözünü getirdim gibi garip şeyler söylüyor. Ben bizzat ilk lafım deli olurdu, açıkça söyleyeyim. İlk inananlardan olmayacağımı söylemek isterim. Fakat bakıyorum ki bu adam arkasında büyük bir kitleyi takmaya başladı, o zaman işler değişmeye başlardı. Ekonomi yönetimi, devlet ve hukuk gibi mevzularda hükümler veriyor ve insanlar itimat gösteriyor. Sahtekar olabilir derdim en azından. Milleti din diye ayakta uyutup, mal mülk peşinde koşuyor derdim. Bunun mümkün olmadığını (videoyu izleyince bu kanıya ulaşmanı temenni ediyorum) son seçenek gerçekten bir peygamber olduğu çağrışımlarını bana uyandırırdı. Sen kaç yıldır araştırıyorsun bilmiyorum ama ben felsefede yaptığım aptalca hataları 1 sene önce farkettim.
Ve şunu söylemek isterim, gerçekten anlam arayışı içinde bulunan hiçbir insana Allah hidayetini esirgemez. Şu an her ne kadar inanmasan da gördüklerim ve sezdiğime dair amacın ve gayen ideolojileri yaftalamak değil kendi şahsi ideolojini oturtmak. Zamanını ayırırsan devamı kesinlikle gelir. Altay Cem Meriç'i izlemeni tavsiye ederim. Eminim hiçbir islami kaynaklarda kendi kaynağı dışına çıkıp batılı tarihlerden delil getiren görmemişsindir.
Reklam gibi oldu lakin ben belki tüm Youtube'u gezmiş biri olarak adam akıllı ve okuduğum kitaplardan esinlenen aynı karakterime yakın bir insan bulamamıştım. Her zaman bir ateizm, tezim videosunda "Ulan bu öyleyse şu şu niye böyle" demekten videoyu izleyemezdim. Senin de böyle biri olduğuna inanıyorum.
Dostum, imtihan meselesini yaratıcıya inanmadan ne kadar doğru kavrarsın bilmiyorum. Veyahut emin ol ki imtihan meselesini kavrayıp sonra yaratıcı yok demekle de bağ kuramazsın. Bu mevzu gidip sana gaddar bir zeus profiline bile iman ettirir, ucu çok geniş bir mevzu sonucunda. Şöyle ki;
İnsanlar çeşitli yaratılmıştır. Burada senin "imtihanları eşit değilse, adaletsizliktir" itirazın giriyor. Daha da genişleteyim, ikinci olarak "imtihanları eşit olsa bile, insanlar eşit değilse yine adaletsizliktir" diyorsun. Önce soyut bir olgu da bir insanın eşitliği tartışması asla kabul edilemez. Fıtratına ters, ilah değilsin. İnsanların hayatında yol aldığı mevzuları eleştirip dış kuvvetleri reddediyorsun.
Eğer eşitlikten bahsediyorsan, adaleti yoksayarsın. İmtihanlar eşit olursa aksine adaletsizlik olur. Bir çocuğun balonunun patlamasındaki duyduğu acı ile senin teslanın kaza yapmasındaki duyduğu acı birbirine çok yakın olabilir. Ama sen buradaki fıtrat çeşitliliğini görmezden gelip "Benim arabam gitti, onunsa sadece bir balonu. Bu nasıl adalet!" diyemezsin. Bu yüzden imtihanların eşit olması beklenemez.
Bir yaratıcının olduğunu varsayıp, insanın imtihandaki rolünü de yaratıcıdan bağımsız kabul edemezsin. Eğer yaratıcıyı kabul ediyorsan benim iman ettiğim, İslamiyetteki imtihan olgusunu da tam kabul etmelisin. Kendi oluşturduğun imtihan ve eşitlik profiliyle kendini çürütme teşebbüsünde olmamalısın.
İmtihan mevzusu senin anlattığın gibi hiç değil. Üstelik insanda Latife-i Rabbaniye bulunur. Nefis ise daima kötülüğü emreder. İmtihanın ağırlığına ve imanının üstünlüğüne göre Allah'tan yardım alırsın. Yaşadığı ortam, dayatılan ideoloji, çevre şartları tabi ki de düşünceyi etkiler. Burada Latife-i Rabbaniye iş görür. Fakat insandaki 3 şey bunu yok eder ve asla bunlar çevreye bağlanamaz, bizzat insanın kendi sorumluluğundadır.
Yalancılık, kibir ve riyâkârlık.
Ortaya attığın mevzu, suçtan insan değil yaratıcı sorumlu demek ile aynı şey. Çünkü onun kalbini de beynini de o yarattı diyorsun. Suçu çevreye bağlarsan birisi bir çocuğa tecavüz ettiğinde onu asla hapse atamazsın, onun değil çevresinin suçu demelisin ki bunda ikimizinde suçluyu bizzat irade ile gerçekleştirdiğini biliyoruz da cezalandırıyoruz. Yaratıcının sana verdiği ahlak yasası olmadan kendin bir ahlak yasası inşa edemezdin bu durumda. Sen bugün Afrikada da kibirlenip ben her şeyi biliyorum, benim dedigim doğrudur havasına kapılırsan da kötü bir insan rolüne bürünürsün, Amerika'da da. Bunları direten bir insanda da latifeler çalışmaz. Allah'tan gelen latifeler sürekli onu sorgulamaya, merak etmeye ve iyiliğe yönlendirir. Bu araştırmalarla da sabittir ki en çok sorgulamaya itildiğin dönem ergenliktir. Bu yüzden İslam'da ergenliğe girdikten sonra günahların yazılmaya başlanır. Sen bir insana zarar vermenin kötü olduğunu bile bile suçunda ileri gidersen hapse atılırsın. Aynı şekilde, Allah inkârında ileri gidenlerin artık iman etme potansiyelini ellerinden alır.
"Zira Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinde de perde vardır ve büyük azap onlar içindir."
Burada bir insan 100 yıl yaşasa cehennemlikti belki biraz şans tanısaydı 120 yıl yaşasaydı cennetlikti diyemezsin. Demek ki kalbi mühürlenene kadar yaşamış ve ölmüştür. Onun için dine yol açacak kapılar yeterince açılmış fakat vakti verene vakit ayırmayıp dini terslediği için kalbi mühürlenmiştir. 1000 sene de yaşasaydı aynı gaflette yaşayacaktı. Tam tersini düşünüp belki cehennemlikti ama zaman tanındı ve cennetlik oldu düşüncene gelirsek. Şuan senin müslüman olmayıp inkârında sana zaman tanınması da buna delalettir. Belki bugün, belki yıllar sonra bahsettiğim aynı duruma düşecek olan sende, bende olabiliriz. Burada biz insan olarak kimsenin akibetini, cennetlik olup olmayacağını asla bilemeyiz.
Şu yazıyı uzun uzun yazmayabilirdim. Çünkü senin mevzun Yaratıcı değil, eğer yaratıcı varsa adaleti neden bu şekilde vs. gibi alt daldaki sorular.
Çok basit bir mantık kurabilirsin;
Elimde 1000 elemanlı bir tam sayı kümesi var. Sana bazı deliller getirip bu kümenin sayıları yaratan ile aynı kişi tarafından hazırlandığını ispatlarsam ve sende bunu kabul edersen artık o küme senin için bir hakikattir. Bu durumda artık kümenin içindeki elemanları tek tek sorgulamayı bırakırsın çünkü hakikatin içinden hakikat fışkırır. Demek istediğim, kafandaki kötülük problemi, yaratılma amacı, adalet, ideoloji, ahlak yasaları, toplumsal hukuk, iman gibi mevzuları teker teker araştırıp altından kalkmak zorunda değilsin.
Bilmiyorum felsefe okudun mu hiç? Spinoza okuyan bilir. Tanrı bu bu kadar zor bişey olamaz. Ben saatlerce bu niye böyle diye sorgulayamam. Bana böyle bir sorumluluk neden yüklüyor ki? demem gerekir. Şuan senin bahsettiğin mevzu binlerce mevzulardan biri. Eğer sorduğun soruyu Islamiyette bir filtreleme işlemine soksaydık;
Yaratıcı > İslamiyet > İman esasları > Kaza ve Kadere iman > İrade > İmtihan
Şeklinde herhalde örnek bir şey yapabilirdik. Sen bu dalları ve kendi içinde her altdalı araştıracak bir ömür de akıl sahibi de değilsin. Üstelik zorunda da değilsin. Örnek olarak sadece bu imtihan mevzusunu saatlerce konuşabiliriz. Yukarıda sana açıkladığım bir aciz insandan çıkan cümlelerin ötesine geçemez, sende bende insanız. Belki yine tatmin değilsin ve yine sorular soracaksın. Bu ise çok yorucu. Bu bilgi öğrenme metodunun ne kadar saçma ve zor olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Spinoza'nın dediği gibi, Bu gerçekten bu kadar zor olmamalı. Ben bir kümenin her elemanını sorgulayacak takatte değilim. Ki Allah'ta seni bundan sorumlu tutmuyor.
"Sana kitabı indiren O’dur. Onun (Kur’an) bir kısım âyetleri muhkemdir, ki bunlar kitabın esasıdır, diğerleri ise müteşâbihtir. Kalplerinde sapma meyli bulunanlar, fitne çıkarmak ve onu (kişisel arzularına göre) te’vil etmek için ondaki müteşâbihlerin peşine düşerler. Hâlbuki onun te’vilini ancak Allah bilir; bir de ilimde yüksek pâyeye erişenler. Derler ki: Ona inandık, hepsi rabbimiz katındandır. (Bu inceliği) yalnız aklıselim sahipleri düşünüp anlar."
Ayetten insanların bir mevzuyu uzun uzun tartıştığının saçmalığını ve aklı selim olanların kitabı Rabbimizin katından olduğunu öğrendikten sonra müteşabih ayetlersen sapma meylinin kalkacağı yorumunu çıkarabiliriz.
Bir kümenin hakikat olduğunu oğrendikten sonra artık içi de hakikattir. Hakikatten, hakikat fışkırır.
Deliller doğrultusunda, Kuran'ın gerçekten bir ilahi kitap olduğunu ve Hz. Muhammed'in (sav) ne deli ne de sahtekâr olmadığı hakkında hiç şüphen kalmazsa zaten kafandaki soruların da elbet bir cevabı olduğunu bilirsin. Çünkü bu gerçekten ilahi bir kitapsa artık içindeki mevzularda ilahi olduğu için hakikattir.
Alıntı yaptığım başkası için yazdığım mesajımdaki tavsiye kanalı izlemen gerek. Hristiyanlık gibi sana bu kitapta doğrudur yazıyor diye doğru kabul ediyoruz demiyorum.
Her türlü kaynaktan, müslüman, hristiyan, ateist farketmez ortak tarihten getirilen örneklerle ispatlanan ve sadece bir günlük araştırmayla müslüman olunabilir. Çünkü Allah asla bunu böyle zor kılmaz. Zor kılan vakti verene vaktini ayırmayan insanlardır.
ALINTI;
Benim hayatımı altını üstüne getiren ve Youtube'taki tek adam akıllı kaynak olan bu videoydu. Öbürleri gibi, bu böyleyse böyle olabilir gibi nedensellik kullanarak ispat ediyorum vs. demek yerine somut delillerle peygamberlik ispatını yapan tek video bu herhalde. Videoyu durdurarak izle ve her bilgiyi batılı kaynaklarda da geçip geçmediğini araştır.
Ya bak şunu düşün;
Kendini 600'lü yıllarda hayal et ve şu anki düşüncelerin o zaman da olsun.
Ardından bir adam gelip bu "Kuran", size Yaratıcının sözünü getirdim gibi garip şeyler söylüyor. Ben bizzat ilk lafım deli olurdu, açıkça söyleyeyim. İlk inananlardan olmayacağımı söylemek isterim. Fakat bakıyorum ki bu adam arkasında büyük bir kitleyi takmaya başladı, o zaman işler değişmeye başlardı. Ekonomi yönetimi, devlet ve hukuk gibi mevzularda hükümler veriyor ve insanlar itimat gösteriyor. Sahtekar olabilir derdim en azından. Milleti din diye ayakta uyutup, mal mülk peşinde koşuyor derdim. Bunun mümkün olmadığını (videoyu izleyince bu kanıya ulaşmanı temenni ediyorum) son seçenek gerçekten bir peygamber olduğu çağrışımlarını bana uyandırırdı. Sen kaç yıldır araştırıyorsun bilmiyorum ama ben felsefede yaptığım aptalca hataları 1 sene önce farkettim.
Ve şunu söylemek isterim, gerçekten anlam arayışı içinde bulunan hiçbir insana Allah hidayetini esirgemez. Şu an her ne kadar inanmasan da gördüklerim ve sezdiğime dair amacın ve gayen ideolojileri yaftalamak değil kendi şahsi ideolojini oturtmak. Zamanını ayırırsan devamı kesinlikle gelir. Altay Cem Meriç'i izlemeni tavsiye ederim. Eminim hiçbir islami kaynaklarda kendi kaynağı dışına çıkıp batılı tarihlerden delil getiren görmemişsindir.
Reklam gibi oldu lakin ben belki tüm Youtube'u gezmiş biri olarak adam akıllı ve okuduğum kitaplardan esinlenen aynı karakterime yakın bir insan bulamamıştım. Her zaman bir ateizm, tezim videosunda "Ulan bu öyleyse şu şu niye böyle" demekten videoyu izleyemezdim. Senin de böyle biri olduğuna inanıyorum.
Son düzenleme: