Vay be, yanlış bildiğimden dolayı kendimi ele vermiş oldum he? Argüman sunmak yerine saldırman (farkındasın değil mi en başından beri saldırdığının : ) ) komik. Buna rağmen, verdiğin 3. maddenin, evlatlık edinen ve evlatlık ile arasındaki bir etkileşimi aslında engellemiyor olması işin cabası. Sadece resmi olarak evlilik statüsü kazanamıyorsun. Kısaca benim İslam'ım sana davranışlarını kısıtlaman için telkinlerde bulunurken senin TCK'an "sana belge vermem
" diyor.
Benim yazdıklarımı anlamayan sensin; beni suçlaman garip. Senin kavrama yeteneğinin yetersiz olması benim problemim değil.
Yanlış bildiğim konuda da bilmeden ben yalancılıkla suçlaman da aslında niyetinin tartışmak değil de saldırmak olduğunu teyit ediyor gibi.
Evlatlığın getirmiş olduğu şefkati reddetmez İslam dini. Açıp ayetlere ve hadislere bakabilirsin. (Tabi sen şimdi onları da cımbızla da çekersin ama alıştık; sıkıntı yok.) Misal:
Nisâ Suresi 8. Ayet Tefsiri
kuran.diyanet.gov.tr
Bakara Suresi 220. Ayet Tefsiri
kuran.diyanet.gov.tr
Duhâ Suresi 9-11. Ayet Tefsiri
kuran.diyanet.gov.tr
İslam; öz çocuk ile "evlatlık" çocuk arasında gerçekten de bir fark olduğunu, çünkü biri senin kanını taşımaktadır ve özellikle anne ile çocuk arasındaki bağ diğer bağlar ile kıyaslanamayacak bir bağdır, kabul eder ve bir yetime gösterilecek ilgiyi bunun çevresinden düzenler. Sen bunu kabullenemiyorsun gibi. Bu da perspektifinin dar olmasından, hayatı kurguladığın bir pencere dışında başka bir şekilde görmediğinden başka neyi gösterebilir?
Aynı cümleleri kurmadığımızı kabullenememen, hatta belki de fark edemiyor olmayıp üstüne bir de bana ithamlarda bulunman, daha komik olabilir.
Sen gerçekleri kabullenmeyi sapkınlık olarak tanımlamayı tercih edebilirsin ancak bu perspektifinin dar olduğunu ve çıkardığın sonuçların sığ olduğu gerçeğini değiştirmiyor.