Oh... gerçekten yapılan yorumlara bakınca birkaçı hariç çoğunluğu klavye ve telefon siparişleri tadında ilginç bir denge yaratmış. Cidden bıçakla bu kadar az ilişki beklemiyordum, yarım ekmek tost basarken ekmeği kesmek, sucukları doğramak falan... hepsi hazır vakum paket geliyor galiba.
Önce düşünmek gerekiyor, basit.
Bıçak nedir, nasıl kullanılır?
Ana işlevi kesme... Kesilen pek çok malzeme var bıçakla.
Sonra?
Kestikten sonra onu bıçağın keskin tarafıyla kanırtarak veya tahtaya sürterek ayırıyorsun - neden? Zekisin, televizyonda veya iyi ihtimalle mutfakta annen baban öyle yapıyordu.
N'oldu?
İnceltilmiş ve dikine işleyen yüzey planlaması, yatayda maruz kaldığı fiziksel hareketten dolayı homojenliğini kaybetmeye başladı... Basit şekilde bıçağın kesme yüzeyinde minimal kırıklıklar oluştuğu için keserken her kırıklık yeniden bir parça kopartmaya çalışır. Bilale anlatır gibi anlatırsak körelmeye başladı.
Bahsedilen bıçaklar arasında ne var Yatağan, Sürmene - ortak özellik?
Kömür madeni yatakları.
Kömür X ateş = yüksek ve kararlı sıcaklıkta ısı + demir madeni = temiz homojen demir cevheri...
Kısaca sadece bu yüzden bölgeden çıkan bıçaklar çok kaliteliydi - lakin bu kalite keskin olmalarından değil, homojen homojen yapıları sayesinde bileylendiğinde kolayca keskinleşmelerindendir. Dedelerden kalma 50 yıldır kullanılan bıçaklarımız var Yatağan, bıçağın sapı 3 parmak, ağzı 1 parmak kalmış. Çünkü haftada 1-2 kere bilemek veya bıçak ağzını diğer bıçağın sırtına sürterek ağzını düzelte düzelte eriyip gitmiş/gitti/gidiyor/gidecek. Ve hala çok güzel kesiyor.
Üşengeçlik sonucu kaybedilen bıçaklar - ya da bilindiği adıyla kendi ardını toplama yeteneksizliğine sahip insanların sorunları:
Bıçaklar, sertleştirilmiş çelikler de dahil, kullanıldıktan sonra yıkanmalıdır. Birbirlerine çarparak saklandıklarında da zarar görürler. Keskin bir bıçak istiyorsanız bir yerlere çarpmadan saklayın. Çok özelse kılıfları olsun. Uzun süre kullanmayacaksanız, mutlaka bir miktar yağlayarak saklayın - hiçbir şey yoksa elde yağ için, ayçiçek yağı bile olur.
Özel bıçaklar... özellikle tarım alanında kullanılan budama bıçakları v.b bu tiptir. Bileylemesi özen ister çünkü içe veya dışa kavisleri, bazılarının tırtıkları vardır. Kullanım sırasında çok fazla kimyasala maruz kalırlar, ağaç reçinesi, kan, çamur v.b ve çoğunlukla mendille silinip kenara konurlar. Sık kullanıldığı sürece problem yoktur ya da yukarıda yazıldığı şekilde saklanması uygundur.
Bıçakların sapları da ahşapsa, uzun süre güneşte kalmak, doğanın etkisi gibi nedenlerden zarar görme ihtimali artar, ona da en azından mineral bakım yağına bulanıp 1 hafta güneş görmeyen bir yerde damlatarak bırakmak iyi gelecektir.
Bulaşık makinesine koyduğunuz her keskin bıçak, aynı toplumsal sosyolojik ve psikolojik yönlendirmelerin sonuçları gibi yumuşacık ve keskin olmayan bir halde çıkacak, sapı ahşapsa o da çatlamaya başlayacatır.
Tarihte bıçak ve onun abisi kılıçlardan yola çıkarak, ok gibi delme işlemi olmayan şeylerin daima belli bir esneklik ve yumuşaklığa sahip olması gerektiğini öğrendi insanlık. Bu yüzden süper sert malzemelerden bıçak yapmıyoruz - mesela tungsten, çünkü insani koşullarda basit bir insan gibi bileyleyemiyorsun, kırılmaya çok müsait. Çeliklerin ise çok çeşidi var ve bir üstteki cümleyi anlamayanlar konuyu bağlayamazlar.
Son olarak, uzun süre keskin kalacağı umuduyla bundan 15 yıl önce seramik bıçak aldım. Metal bıçaklara göre uzun süre bileylemeden kullanabildim, ancak bileylemesi cidden çok farklı geldi. Ve harika bir akşam yemeği planlaması sırasında dikkatsizlik sonucu dökme demir tava ile aralarında doğan karşılıksız aşkla 100 parçaya ayrıldı. Oturup iki japonun arasına koyup yapıştırabilir hatta daha da japona dönüp kintsugi yapabilirdim - ama sofra bekliyordu.