Eğitim sistemi neden çok kötü?

  • Konuyu başlatan buno
  • Başlangıç Tarihi
  • Mesaj 36
  • Görüntüleme 1.579
Herkes iyi puan alacak diye bir kaide yok herkes akademik anlamda derslere yatkın olmayabilir ama adamın el yeteneği vardır sanatı iyidir vs değerlendirilmesi gerekir eğitim sadece ders değildir.
Sımavı fullesin demedim zaten. Okuduğunu anlama becerisi ve problem çözme becerisi yok insanlarda. OECD ülkeleri arasında da en düşük problem çözme ve okıduğunu anlama oranına sahibiz. Ha bu eğitim siateminden midir bilemem ancak benim dediğim asıl meswle kişinin başarısızlığını sisteme atması. Sistem bir kere çalışan herkesin yapabileceği bir noktada. Kötü liseye gidip laf edeceğine otur çalış.
 
Benimle büyük ihtimalle dalga geçecek, hatta ağır bir şekilde ben linç edeceksiniz ama bence eğitim sisteminde bir sorun yok, aksine öğrenciler bu sistem için çok yetersiz (ben dahil).

Neden bilmiyorum ama alanımızla ilgili sadece 1-2 (belki 3) dersi geçmemizin yeterli olması gerekirken müfredattaki tüm derslerden full çekebilen, mükemmeliyetçi bir zihniyete sahip bir nesil ortaya çıkarılmaya çalışılıyor, ve istemeden de olsa bunu desteklemek zorundayım.

Çünkü (özellikle Güney Kore gibi ülkelerde) okul çok daha uzun sürüyor ve bu mükemmeliyetçi zihniyet tamamen yerine oturtulmuş, CSAT gibi uzun süren, zorlayıcı sınavlar var. Biz de onlara özenmeye çalışıyoruz ama artık çok geç kaldığımız için elimize yüzümüze bulaştırıyoruz.

YKS'den alınabilen en yüksek puan 500 (100 OBP ile 560).

Yani biraz mantık yürütürsek bu sisteme göre bir öğrencinin başarılı sayılabilmesi için YKS'den alması gereken en düşük puan 530-540 arası, bunun aşağısının her türlü başarısız sayılması gerekiyor. (2020 LGS'den 333 puan aldım ve gerçekten hayatta olduğum her gün bu dünyaya zarar verdiğimi falan düşünüyorum. 2019'dan beri hiçbir dersimi anlayamıyorum ve maalesef ki bunun hiçbir tedavisi yok. Kafamda oluşturduğum kusursuz insan profiline bürünmede başarısız oldum, hepinizden özür diliyorum ve kendimi nasıl size affettireceğimi bile bilmiyorum.)

Bütün yorumlarınıza, tavsiyelerinize, eleştirilerinize, küfür ve hakaretlerinize açığım.

Ben sadece bilgisayar veya yazılım mühendisliği okumayı hedefleyen ama bütün dersleri aşırı zayıf olan birisiyim, ama bölümümle alakası olmamasına rağmen edebiyat, din kültürü ve biyoloji gibi dersleri de zorunlu olarak görüyorum, sonuçta tüm öğrenciler eşit (!) bir sınavdan geçmeli, değil mi?

Eğer seçtiğim bölüm kötüyse (ya da ileride batacaksa) sizin isteklerinize göre fikrimi değiştirebilirim.
 
Sağlam bir şey koyarlarsa, ya çalınır ya da anasından emdiği sütü burnundan getirirler.
O zaman hiç bir şey koymasınlar.

Benimle büyük ihtimalle dalga geçecek, hatta ağır bir şekilde ben linç edeceksiniz ama bence eğitim sisteminde bir sorun yok, aksine öğrenciler bu sistem için çok yetersiz (ben dahil).

Neden bilmiyorum ama alanımızla ilgili sadece 1-2 (belki 3) dersi geçmemizin yeterli olması gerekirken müfredattaki tüm derslerden full çekebilen, mükemmeliyetçi bir zihniyete sahip bir nesil ortaya çıkarılmaya çalışılıyor, ve istemeden de olsa bunu desteklemek zorundayım.

Çünkü (özellikle Güney Kore gibi ülkelerde) okul çok daha uzun sürüyor ve bu mükemmeliyetçi zihniyet tamamen yerine oturtulmuş, CSAT gibi uzun süren, zorlayıcı sınavlar var. Biz de onlara özenmeye çalışıyoruz ama artık çok geç kaldığımız için elimize yüzümüze bulaştırıyoruz.

YKS'den alınabilen en yüksek puan 500 (100 OBP ile 560).

Yani biraz mantık yürütürsek bu sisteme göre bir öğrencinin başarılı sayılabilmesi için YKS'den alması gereken en düşük puan 530-540 arası, bunun aşağısının her türlü başarısız sayılması gerekiyor. (2020 LGS'den 333 puan aldım ve gerçekten hayatta olduğum her gün bu dünyaya zarar verdiğimi falan düşünüyorum. 2019'dan beri hiçbir dersimi anlayamıyorum ve maalesef ki bunun hiçbir tedavisi yok. Kafamda oluşturduğum kusursuz insan profiline bürünmede başarısız oldum, hepinizden özür diliyorum ve kendimi nasıl size affettireceğimi bile bilmiyorum.)

Bütün yorumlarınıza, tavsiyelerinize, eleştirilerinize, küfür ve hakaretlerinize açığım.

Ben sadece bilgisayar veya yazılım mühendisliği okumayı hedefleyen ama bütün dersleri aşırı zayıf olan birisiyim, ama bölümümle alakası olmamasına rağmen edebiyat, din kültürü ve biyoloji gibi dersleri de zorunlu olarak görüyorum, sonuçta tüm öğrenciler eşit (!) bir sınavdan geçmeli, değil mi?

Eğer seçtiğim bölüm kötüyse (ya da ileride batacaksa) sizin isteklerinize göre fikrimi değiştirebilirim.
Dediğiniz doğru. Ama yapamıyorlar.
 
@Teknocuk 440 puanlık okuldaydım 4 sene, eğitim sistemi rezaletti.

Cevabı şu dostum. Çünkü kimse senin bir şey öğrenemi istemiyor, sisteme uygun biri olmanı istiyor. Kimsenin senin ne istediğin umrunda değil. Yarattıkları sınav sistemleri çöp. Herkes Üniveriste okumamalı, asla okumamalı. Ancak dağın başına bile Üniversite açılmış ve her ailenin kafasına Üniversite okumak vatan millet meselesiymiş gibi bir algı sokulmuş durumda.

Meslek liselerindeki insanlar devlet tarafından "işe yaramazların ahırı" olarak görülüyor. İşte o yüzden okulunda onlar yok. Biliyor musun, ben İstanbul'da olmama rağmen 12 yıllık eğitim hayatımda bir kere labaratuvar yüzü görmedim, yahu bir kere görmedim. Daha 2 ay önce kan tahlilimi verirken bunun acısını çıkartmak için hemşireden ricacı oldum "abi dedim ya, şu mikroskaba bir kerecik bakabilir miyim?" Acı değil mi? Evet, çok acı.

Bizi birer test çözme makinesi hâline getiriyorlar, zannediyorlar ki yarın bize yapay ortamlar hazırlanacak. Yoksulluk sınırının altında maaşlar almak için 16 yıl dünyadan bihaber hayvan misali bizi kullanıyor, ondan sonra da refah bir hayat sunmuyorlar. Yks'den 2 ay sonra unutacağın (çünkü sistem öğretmiyor, ezberletiyor) bilgiler uğruna zamanını yuvarlak karalamaya adıyorsun. Ben ne öğrendiysem kitaplardan, işin ehli insanların anlattığı bilgielrden öğrendim. Babam olmasa matematiğim bile olmazdı. Boş. Okuldaki sistem boş. İyi öğretmenlerim oldu ama asla bu sistemle alakalı değildi. Ufkumu açan öğretmenlerin oldu, onlara sonusz saygı duyuyor ve teşekkür ediyorum. Bugün her ay tiyatroya gidiyorsam, bağnazca fikirlere saldırmıyorsam bu o hocalarım sayesinde ancak bu hocalarımın başarısını sisteme atfetmek, hocalarıma hakarettir. Bizi düşünen bir sistem falan yok çünkü. İlk 50 bine girenlerin çoğu yoksulluk sınırı altında da olsa kendi işine giriyor, geriye kalan milyonlar ise noluyor? Onlar da Üniversiteye giriyor ve en değerli yıllarının sonunda bir baltaya sap olamamış işsiz, üzgün, bunalımda, cahil bırakılmış insanlar oluyorlar. Artık bu ülkede bir lise mezununun Üniveristeye gitmemesi haram gibi görülüyor. Çoğu kişi, sınav sonucunu alana kadar kafasında bir meslek hayali bile kurmuyor. Herkes sistemin onlara verdikleri ile yetiniyor, zaten isteklerini soran yok ki.

Ömrüm boyunca bir kere teşekkür belgesi getirdim, onun haricinde hep takdirler ve onur belgeleriyle geldim. Anadolu Lisesinde %5'lik dilimli bir lisede okudum.
Her türlü şiiir, müzik, tiyatro, münazara etkinliğinde ben vardım. Tüm bunlara rağmen ne diyorum biliyor musun? Yazıklar olsun size de, olmayan eğitim sistemimize ve olan kölelik sisteminize. Bir arkadaş otur çalış demiş. Dili sürçüyor, otur ve robot gibi ezberle. Sonra da unut. Asla bu eylemi sorgulama demek istemiş, ben düzelteyim.

Zamanında senin gibi isyan etmiştim bu forumda:

Fakat şunu da unutma. Oyunu değiştiremiyorsan, oyunu kurallarına göre oynaman gerekiyor. Yani bu dediklerimizin farkında ol ancak sadece isyan ederek bir yere varamazsın. Her zaman bilincini açık tut, asla sorgulamadan kabul etme hiçbir şeyi. Ama isyan ederek yitip gitmene de sebep olma, gerekeni bul ve yap. Gerekirse Üniversiteye git, gerekirse gitme. Daima sorgula, önüna konan yemeği gözünü kapatıp ısırma.
 
Son düzenleme:
Benimle büyük ihtimalle dalga geçecek, hatta ağır bir şekilde ben linç edeceksiniz ama bence eğitim sisteminde bir sorun yok, aksine öğrenciler bu sistem için çok yetersiz (ben dahil).

Neden bilmiyorum ama alanımızla ilgili sadece 1-2 (belki 3) dersi geçmemizin yeterli olması gerekirken müfredattaki tüm derslerden full çekebilen, mükemmeliyetçi bir zihniyete sahip bir nesil ortaya çıkarılmaya çalışılıyor, ve istemeden de olsa bunu desteklemek zorundayım.

Çünkü (özellikle Güney Kore gibi ülkelerde) okul çok daha uzun sürüyor ve bu mükemmeliyetçi zihniyet tamamen yerine oturtulmuş, csat gibi uzun süren, zorlayıcı sınavlar var. Biz de onlara özenmeye çalışıyoruz ama artık çok geç kaldığımız için elimize yüzümüze bulaştırıyoruz.

YKS'den alınabilen en yüksek puan 500 (100 OBP ile 560).

Yani biraz mantık yürütürsek bu sisteme göre bir öğrencinin başarılı sayılabilmesi için YKS'den alması gereken en düşük puan 530-540 arası, bunun aşağısının her türlü başarısız sayılması gerekiyor. (2020 LGS'den 333 puan aldım ve gerçekten hayatta olduğum her gün bu dünyaya zarar verdiğimi falan düşünüyorum. 2019'dan beri hiçbir dersimi anlayamıyorum ve maalesef ki bunun hiçbir tedavisi yok. Kafamda oluşturduğum kusursuz insan profiline bürünmede başarısız oldum, hepinizden özür diliyorum ve kendimi nasıl size affettireceğimi bile bilmiyorum.)

Bütün yorumlarınıza, tavsiyelerinize, eleştirilerinize, küfür ve hakaretlerinize açığım.

Ben sadece bilgisayar veya yazılım mühendisliği okumayı hedefleyen ama bütün dersleri aşırı zayıf olan birisiyim, ama bölümümle alakası olmamasına rağmen edebiyat, din kültürü ve biyoloji gibi dersleri de zorunlu olarak görüyorum, sonuçta tüm öğrenciler eşit (!) bir sınavdan geçmeli, değil mi?

Eğer seçtiğim bölüm kötüyse (ya da ileride batacaksa) sizin isteklerinize göre fikrimi değiştirebilirim.

Dünyadaki en iyi eğitim sisteminin neden Finlandiya'da olduğunu araştırmanızı tavsiye ederim. Evet zorlayıcı bir sistem ancak bu sistemi doktorluk veya zor bölümler için geçerli sınavlara konulması gerekiyor. Ayrıca sistem bu evet sınavda bu hadi yapacak bir şey yok ama YKS az bilgiye dayalı olmasına rağmen okullarda hala klasik sınav yapılması ve öğretmenlerin dersleri yeterince anlatmaması, çoğu dersin boş geçmesi bu fikrinizi çürütüyor. Eğer gerçekten mükemmelliyetçi bir eğitim, toplum yetiştirilmesi isteniyorsa eğitim şartları ve alt yapısıda buna göre düzenlenmeli. Ben sınav sistemini eleştirmiyorum. Ülkemizde özel okul ve devlet okulu dengesini kuramıyorlar ve okulda eğitim görmemiz gerekirken hocaların hiçbiri önemsememesi, sınavların hala klasik yapılması eğer gerçekten mükemmelliyetçi bir toplum yetiştirilmesi isteniyorsa buna görede eğitim şartları, eşitliği ve adaleti sağlanmalıdır.
 
@Durmazzali47 Yüzdelik dilimi 5'miş dostum lisenin. Benim girdiüim zamanda 440 puan 1.5 civarı yüzdelik dilim yapıyordu. Ha lisen kötü değil ancak iyi de değil maalesef. Kimler kimler duydum liseye 10 dilimle girip de tıp kazanmış veya 4-5 ile girip ilk 1000'e girmiş diye. Sistem mükemmel değil ancak çalışan bu sistemde her türlü emeğinin karşılığını alır.

Üniversite konusu apayrı zaten. 500 binlik üniversiteye girip de iyi bir meslek beklemek hayalperestlik. Dediğim istatistikte yani OECD ülkeleri arasında Peru, Şili, Litvanya, Estonya, Letonya gibi ülkeler de var. Onların bile gerisindeyiz problem çözme, okuduğunu anlama ve fen bilimleri alanlarında. Sistem mükemmel değil ancak Türkiye'deki öğrenci profiliyle de bu kadar oluyor demek ki.
 
Direkt video ile özetleyeyim.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.


Benimle büyük ihtimalle dalga geçecek, hatta ağır bir şekilde ben linç edeceksiniz ama bence eğitim sisteminde bir sorun yok, aksine öğrenciler bu sistem için çok yetersiz (ben dahil).

Neden bilmiyorum ama alanımızla ilgili sadece 1-2 (belki 3) dersi geçmemizin yeterli olması gerekirken müfredattaki tüm derslerden full çekebilen, mükemmeliyetçi bir zihniyete sahip bir nesil ortaya çıkarılmaya çalışılıyor, ve istemeden de olsa bunu desteklemek zorundayım.

Çünkü (özellikle Güney Kore gibi ülkelerde) okul çok daha uzun sürüyor ve bu mükemmeliyetçi zihniyet tamamen yerine oturtulmuş, csat gibi uzun süren, zorlayıcı sınavlar var. Biz de onlara özenmeye çalışıyoruz ama artık çok geç kaldığımız için elimize yüzümüze bulaştırıyoruz.

YKS'den alınabilen en yüksek puan 500 (100 OBP ile 560).

Yani biraz mantık yürütürsek bu sisteme göre bir öğrencinin başarılı sayılabilmesi için YKS'den alması gereken en düşük puan 530-540 arası, bunun aşağısının her türlü başarısız sayılması gerekiyor. (2020 LGS'den 333 puan aldım ve gerçekten hayatta olduğum her gün bu dünyaya zarar verdiğimi falan düşünüyorum. 2019'dan beri hiçbir dersimi anlayamıyorum ve maalesef ki bunun hiçbir tedavisi yok. Kafamda oluşturduğum kusursuz insan profiline bürünmede başarısız oldum, hepinizden özür diliyorum ve kendimi nasıl size affettireceğimi bile bilmiyorum.)

Bütün yorumlarınıza, tavsiyelerinize, eleştirilerinize, küfür ve hakaretlerinize açığım.

Ben sadece bilgisayar veya yazılım mühendisliği okumayı hedefleyen ama bütün dersleri aşırı zayıf olan birisiyim, ama bölümümle alakası olmamasına rağmen edebiyat, din kültürü ve biyoloji gibi dersleri de zorunlu olarak görüyorum, sonuçta tüm öğrenciler eşit (!) bir sınavdan geçmeli, değil mi?

Eğer seçtiğim bölüm kötüyse (ya da ileride batacaksa) sizin isteklerinize göre fikrimi değiştirebilirim.

Ne anlatıyorsun birader.
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı