Garsonluk yaparken müşterilere "Bir isteğiniz var mı?" diye sorduğum için dedikodum yapıldı

Elinizde imkan varsa , bulunduğunuz yeri değiştirin , orada garsonluk yapın .


Boş mesajlarımı kendime saklayıp senden bir şeyler öğreniyorum .

Evet senin şunu şunu yapacağını bunu bunu yapmayacağını öğrendim .

Teşekkür ederim , Artık senden olayı nesnel ele aldığım için ..

Sana bakıp Amerika birleşik devletleri'ndeki Jonothan neyi yapıyorsa sende onu yapıyorsun diyeceğim , Kanada'da isveçte hollanda'da danimarkada ...

İnPijamas ne yapıyorsa insanlarda onu yapıyor diyeceğim .

Teşekkür ederim .

Çok nesnel bir şekilde bana gereken dersi verdiniz .

Cahilliğimden dolayı özür dilerim .
inPijamas neyi yapıyorsa değil, bu mesleğin iyi yapılmasının gerekliliklerini öğrenmiş oldun. Neden 'Kardeşler pide salonunda' çalışan asgari ücret alıyorken ''Vogue'da'' çalışan 10000TL alıyor bunu öğrendin.

Cahil olmak değil, cahil kalmaktır sorun olan ve zannediyorum ki siz böyle kalacaksınız o yüzden de diyorum ki hayatta başarılar.
 
Boş mesajlarına kendine sakla ya da bir şeyler öğren benden.

Gerekirse ''Kardeşler pide salonuna'' giderim gerekirse Vogue Restorana; Kardeşler Pideye gittiğimde garson çağırmak için elimi havaya kaldırırım, Vogue'da garsonla göz teması kurmam yeterli olur.

Sonuçta da aldığım hizmetin kalitesine göre paramı öder, bahşişimi bırakır çıkarım. Fakat arkadaşın yaptığı gibi ''bir isteğim yok'' cevabından sonra çağırmadan ısrarla geliyorsa hesabın parasını ödeyip çıkarım bir daha da kapısının önünden geçmem.
Hocam durum böyle değil aslında. "Kardeşler Pide Salonu"nda çalışıyor olsam ben de el kaldırılmasını beklerim veya Vogue Kafe veya Restoranda çalışıyor olsam devamlı göz teması kurardım. Burada genel olarak bu tarz durumlarda yaptığım şey biten çayları, eriyen buzları, ekmekleri, suları yenilemek ve istenirse kahve ikram etmek. 15 dakika önce içerisinde 4 bardaklık daha bulunan bir termostaki çay geldiğim zaman bitmiş olabiliyor. İnsanları mümkün olduğunca yerinden kaldırmadan, seslenmek zorunda bırakmadan bunları halletmeye çalışıyorum özünde. Olay ben mekanın işleyişini doğru düzgün anlatmadığım için biraz yanlış anlaşıldı sanırım. Ben zaten yenilediğim ürünlerden, mangal öncesi ikram ettiğim çaydan veya yemek sonrası verdiğim kahveden ücret almıyorum. Yani müşteriyi herhangi bir yükümlülük altında bırakmıyorum. Ben zaten gidip müşteriye demiyorum ki meşrubat olarak ne alırdınız. Mangal yoldayken soruyorum "Bir arzunuz var mı?", "İsterseniz çay ikram edebilirim." gibi. O esnada isterse meşrubatını da ister benden. Bunları yapmadan önce emin olun düşünüyorum. Hiçbir müşteriye doğrudan ücretli bir ürünü almak isteyip istemeyeceğine dair soru sormadım bu mekanda henüz. Zaten ben genelde sipariş almıyorum, daha çok komi gibi çalışıyorum.
 
Hocam durum böyle değil aslında. "kardeşler pide salonu"nda çalışıyor olsam ben de el kaldırılmasını beklerim veya vogue kafe veya restoranda çalışıyor olsam devamlı göz teması kurardım. Burada genel olarak bu tarz durumlarda yaptığım şey biten çayları, eriyen buzları, ekmekleri, suları yenilemek ve istenirse kahve ikram etmek. 15 dakika önce içerisinde 4 bardaklık daha bulunan bir termostaki çay geldiğim zaman bitmiş olabiliyor. İnsanları mümkün olduğunca yerinden kaldırmadan, seslenmek zorunda bırakmadan bunları halletmeye çalışıyorum özünde. Olay ben mekanın işleyişini doğru düzgün anlatmadığım için biraz yanlış anlaşıldı sanırım. Ben zaten yenilediğim ürünlerden, mangal öncesi ikram ettiğim çaydan veya yemek sonrası verdiğim kahveden ücret almıyorum. Yani müşteriyi herhangi bir yükümlülük altında bırakmıyorum. Ben zaten gidip müşteriye demiyorum ki meşrubat olarak ne alırdınız. Mangal yoldayken soruyorum "bir arzunuz var mı?", "isterseniz çay ikram edebilirim." gibi. O esnada isterse meşrubatını da ister benden. Bunları yapmadan önce emin olun düşünüyorum. Hiçbir müşteriye doğrudan ücretli bir ürünü almak isteyip istemeyeceğine dair soru sormadım bu mekanda henüz. Zaten ben genelde sipariş almıyorum, daha çok komi gibi çalışıyorum.

Sizd e bu cahil kardeşinizi mazur göreceksiniz. Kardeşler pide salonunda davranacağın muamelen ayrıdır, restoranda lüks bir yerde elitte davranacağın ayrıdır. Çünkü dediğim gibi sosyokültürel kalıplar, tabaka çatışmaları, tribalizm, iç grupçuluk ve dış grupçuluk, güdülenme dürtü...Bu yüzden eğer ki bulunduğun yerde tabaka nasılsa ona göre adapte olman gerek. Toplum zaten kötü, sende kötü bir yerdeysen; sen de sosyokültürel unsurlara tabakaya kalıplara dikkat edeceksin. Oryantesini zaten yaparlar da sorun şu ki...

Burada işin bilgisini veren sizi aydınlatan benim. Ama boş beleş laflarla ortalıkta bildiğin eristik savlarla takılanlar da üç beş tane tribal davranışla burada bana saldırmanın peşinde. Bu da buranın kalitesizliğini gösteriyor, bu yüzden benim de buraya adapte olmam ve mümkünse muhataplık kurmamam gerekiyor.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Hocam merhabalar. İlk olarak çoğu arkadaş söylemiş ama 10-15 dakikada bir sorulması beni de rahatsız ederdi. Bir ihtiyacım olursa zaten çağırırım şeklinde düşünürüm çünkü. Şöyle bir şey yapabilirsiniz, ben garsonluk yaparken sürekli gidip sormak yerine ''ihtiyacınız olursa bi' el hareketiniz yeter, afiyetler olsun.'' diyip ayrılırdım masadan. Dilerseniz bunu kullanabilirsiniz.
 
Ben bunu bilimsel olarak konu başı ve sonu mesajlarımda açıkladım .

Bu hususta aydınlanmak isteyenler de konu başı sonu mesajlarımı sıradan okusun .
Dostum sorun şu: Bu kadar basit bir probleme gereksiz karmaşık bir fikirle yaklaşıyorsun. Biri sana susadığını söylese ona susamanın fizyolojisini anlatıp bilgi mi verirsin yoksa sadece bir bardak su mu verirsin?
 
Daha önce garsonluk yapmamıştım, bu sene ilk kez denemek istedim. Yaklaşık 3 hafta oldu. Bir yerde garsonluk yapıyorum. Sabah 8'de geliyor akşam 8'de çıkıyorum. İş boyunca çizgimi asla bozmuyor, performansımı düşürmüyorum. Yalnızca öğlen yemek yemek için yaklaşık yarım saat mola veriyorum bir de çok nadir sigaraya çıktığım oluyor. Genel itibariyle en az oturan garson benim. Bu konuda sıkıntı yok yani.

Çalıştığımız yerde masalar bölüm bölüm ayrılmış vaziyette. Atıyorum 10 masaya yalnızca 3 kişi bakar. Kalan garson ve komiler o masalarla ilgilenmez. Bugün ekip arkadaşlarım baştakiyle farklıydı. Hizmet sektöründe kendimi müşteri yerine koyup onlara hak ettiği hizmeti vermeye çabalarım çünkü yeri geliyor ben de o masalarda oturuyorum. Dolayısıyla genellikle 10-15 dakikada bir masalara uğrar, istedikleri bir şey var mı diye sorarım. Çay olur, meşrubat olur, su olur, buz olur. Bu tarz ikramlarda bulunmayı severim. Bunu kesinlikle bahşiş almaya çalıştığım için yapmıyorum. Şükür ihtiyacım yok. Kaldı ki zaten bahşiş de çok nadir ve az alıyorum.

Bu durumdan bazı arkadaşlar rahatsız olmuşlar. "Mal mı bu, devamlı milleti rahatsız ediyor. Sürekli masaları geziyor." şeklinde bir ifadede bulunmuş biri. Bunu da yakın olduğum kulak misafiri olan bir garson bana söyledi. Burada benim bir yanlışım var mı? Daha sonrasında bu durumdan rahatsız olunuyor mu diye hesabı alan arkadaşa sordum. Bizzat bana kesinlikle "Devamlı uğrama." gibi ifadelerde bulunan olmadı. Aksine ilgilendiğim masalar gayet memnun ayrılıyor ve bana samimi davranıyordu.

Asıl sormak istediğim husus, mesela siz kahvaltı ediyorsunuz ve garson 10-15 dakikada bir size "Bir isteğiniz var mı?" şeklinde siz çağırmamanıza rağmen soruyor. Bundan rahatsız olur muydunuz?
Ben kişisel olarak bi tık rahatsız olurdum. Ama tabii değişir insanlara göre.
 
Dostum sorun şu: Bu kadar basit bir probleme gereksiz karmaşık bir fikirle yaklaşıyorsun. Biri sana susadığını söylese ona susamanın fizyolojisini anlatıp bilgi mi verirsin yoksa sadece bir bardak su mu verirsin?

Değerli arkadaşım .

Birisi sana susadığını söylese ; ona su verirsin , beş kişilik bir grup sana susadığını söylese onlara su verirsin . Sayıları artmaya başladıkça onlara su temin etmeye çalışırsın .

Veyahut onlara su temin edebileceği çözümler üretmeye çalışırsın .

Siz olaya şahıslar objeler gözüyle bakıyorsunuz .

Ben ise olaya : nesnel ve değişken formüler bakıyorum .

Benim söylediğim çözümdür .

Ve insanlar bu bilinçle çözümleri uygularsa :

Toplumda yaşadığın sorunların bıçak gibi kesilmeye başladığını görürsün .

Sönüm ihtiyacından bahsediyorum , Tansiyon Entropi artışı sönüm ihtiyacını tetikliyor ve bu da fizyolojik ve mental sıkıntılar veriyor ... Tansiyon Entropi artınca da bu ihtiyaç elzem hale geliyor ve patlama yaşanıyor ..


Bu patlama da artık tansiyonunda şiddetiyle kompulsiyon haline geliyor yani eylem safhası ..

Bu da linç şiddet sözlü fiziksel / tecavüz darp , toplu linç vesaireler şeklinde oluyor ..

Bu işin bir de psikolojik kompulsif yani eylemsel bozukluk tarafı var ..

Sosyal yapılar , unsurlar ... kültürel kalıplar da yetiştiriliş tarzı da hane örgütlenmesi de ...

bu işi bir psikolojik rahatsızlık travma boyutuna getiriyor ve ..

İşbu unsurlarca beslenen bireylerin olduğu toplumda ... Şiddetin uzlaşmazlığın cinnetin boyutu da öyle artıyor ki ...

Durdurulamayacak noktaya geliyor .. Ve insanlar o toplumlarda sağlıklı bir şekilde yaşayacakları bir yer edinemiyorlar kendilerine ..

Şu kısacık ömürde kimsenin kimseye bunu yapmaya hakkı yok .

Sizin bunu düşünmenizi çok istiyorum .

Kararlı bir bileşkenin uzayda var olabilmesi için aklın hayalin alamayacağı varyasyonlar vardır ve bu bileşkenin var olabilmesi için gereken zaman da çok fazladır .

Uzayda varlığın yaşamın süreğenliği kararlı bileşkelere bağlıdır .

İnsan genomu insan da bunlarda biridir .

Haliyle her insan olabildiğince varlığını sürdürmelidir ve her insan hakikaten değerlidir .

Boş beleş saçma gerizakalıca asılsız görüşlerle hayatı bir birbirimize zindan eden yok eden biziz .

Bu da bizim dehşeti tatbik ediyor oluşumuzdan yani ölümlü oluyor oluşumuzdan ve dehşet yönetim kuramına göre ... ölümü önemsiz hale getiriyor oluşumunuzdan kaynaklanır öte taraf gibi ..
 
Son düzenleme:

Geri
Yukarı