Gerçekte olunduğu gibi olmamak

O travman üzerinde yoğunlaşmaya çalış, ondan kaçma her ne ise.
Hayat zevkini kaybetmişsin, inançlı birisin sanırsam yazdıklarına göre. Çevrendeki yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım etmeye çalış bu seni kesinlikle mutlu edecektir.
Eğer inançsız biriysende ölüp gideceğiz, iyi yaşamalıyız diye düşünmelisin.
Kendin ol, sevmeyenler olacaktır bırak gitsinler. Yeter ki sen kendin ol.
 
Konuya girmeden önce size kendimden bahsetmek istiyorum: 17 yaşındayım 11.sınıfa gidiyorum, cinsiyetim erkek. Hobilerim var, spor yapıyorum, dil öğreniyorum ve başarılıyım. Eğer başarılı olmak bu anlama geliyorsa, akademik olarak başarılı olabilirim ama ruhsal olarak aynısını diyemem, hiçbir zamanda diyemedim, diyeceğimi de düşünmüyorum.

Kimse gerçek beni tanımıyor, ailem bile buna aile denirse. Kendi içimde her şeyden nefret ediyorum, konuşmaktan, nefes almaktan, yürümekten, insanlardan, yemek yemekten ve en önemlisi de kendimden. Ama toplumda böyle olamayacağıma kanaat getirdim, ve sahte bir ben oluşturdum. Spor yapan, arkadaşları olan, sosyal, müzik yapmayı seven, ailesi ile iyi geçinen, başarılı bir ben. Ama bu ben aslında ben değilim. İçimde, kendi içimde her şeyden nefret ediyorum, sebebini bilmiyorum doğam bu şekilde.

Çocukluğumda böyle değildim (6-7) yaşlarındayken, 7 yaşımda bir travma yaşadım ve kendimi kaybettim. O travmayı yaşadıktan sonra her zaman kalbimde bir korku hissettim, ailemin yanındayken bile, güvendeyken bile. Bu histen neyse ki açıklayamayacağım bir sebepten ötürü kurtuldum. Galiba artık konuya girebiliriz.

Bugüne kadar birçok kez çıkma teklifi aldım, ama ne zaman böyle bir şey olsa içimde hiçbir şey ateşlenmiyor. Birisi bana beni sevdiğini söylediğinde hiçbir şey hissetmiyorum, artık beni sevdiğine mi inanmıyorum yoksa duygularım mı öldü bilmiyorum. Karşı cinse veya kendi cinsime karşı herhangi bir cinsel çekim hissetmiyorum, hissetmek istiyor muyum bilmiyorum. Yaşıtlarım veya büyüklerim sevgilileri veya eşleriyle dışarıda el ele tutuşup gezdiklerinde ben ise sadece bakıyorum, cinsellik bana iğrenç bir ritüel gibi geliyor.

Hiç kimseye karşı hiçbir şey hissetmiyorum, günlük hayatımda yaptıklarımın çoğu sadece bir rolden ibaret. Böyle olmak istemiyorum, ne olmak istemiyorum bilmiyorum.
Kimseyi sevmiyorum, kimseden hoşlanmıyorum, sevinmiyorum, üzülmüyorum.

Zamanın düz bir çember olduğunu biliyorum. Hayatımın sonsuza kadar böyle gitmesini istemiyorum. Sonsuza kadar bunları yaşamak istemiyorum, ne zaman mutlu olsam Tanrı o mutluluğu benden çok feci bir şekilde geri alıyor her seferinde böyle oldu olmaya da devam edecek. Dünya bana işkence ediyor, ben de bunu hak ediyorum.

Ben neden böyleyim?

Hocam bana kalırsa sizin sorun cinsellik ilginizi çekmemesi ritüel gibi görmeniz sorun.
 
Konuyu hatırlamışken bir durum güncellemesi yapmak istiyorum, benim yaşadıklarımı yaşayanlar için(umarım yoktur)

Dünyaya ve hayata karşı görüşüm değişmedi, insanlara karşıda buna Tanrı'da dahil.
Neredeyse artık her hafta ağlıyorum, neden ağlıyorsun diye soracak olursanız size şunu söylerim; Tanrı'nın beni bağışlamasını istiyorum, Tanrı'dan benim acımı kaldırmasını istiyorum ona yalvarıyorum, samimi bir şekilde. Ona neden bunu bana yaşattığını soruyorum, neden bunların olmasına izin verdiğini, neden beni yarattığını, ve tahmin edebileceğiniz üzere bir cevap gelmiyor.

Doğru hatırlıyorsam ateist olduğumu söylemiştim, bir parçam öyle. Uzun zaman önce tanıdığım birisine bu düşüncelerimi anlatmıştım. Oda benim Tanrı'yı kurtarıcı bir ebeveyn olarak gördüğümü söylemişti, bana Tanrı'nın veya şeytanın olmadığını kimsenin benden nefret etmediğini sadece hayatta art arda kötü şeyler yaşadığımı söylemişti.

Tanrı'yı kurtarıcı bir ebeveyn olarak gördüğüm fikrine katılıyorum, bir parçam buna katılıyor.
Diğerki parçam konuda bahsettiğim fikre inanıyor, Tanrı'nın benden nefret ettiğine.
Belkide öyledir, belki de gerçektende Tanrı benden nefret ediyordur? Kim bilir.

Bazen hayal kuruyorum, ölüm anımdayken Tanrı'nın benden yıllardır gizlediği yüzünü ve sesini bana gösterdiğini, ben ruhumu teslim ederken onun yanıma gelmesini. Onun bana beni affettiğini söylemesinin hayalini kuruyorum. Önceden bunu ifade etmek istemezdim, kabul etmek istemezdim. Halada ettiğim söylenemez.

Önceden bana bunları yaşatan insanları affettim, onlara karşı görüşüm değişti.
Onların bir suçu olmadığını kabul ediyorum, onların güzel, uzun ve mutlu bir hayat sürmelerini diliyorum. Umarım düzelmişlerdir. Önceden onların cehennemin en derin yerinde yanmalarını diliyordum, artık dilemiyorum. Dünyadaki kimse cehennemde yanmayı hak etmiyor, şeytan bile. Eğer Tanrı herkesi yargıladığı zaman bana onları affedip affetmediğimi soracak olursa affettiğimi söyleyeceğim.

Son zamanlarda yaşananları göz önüne alınca hayal kuramadığımı fark ettim, yaşama amacımın ve hedefimin olmadığını(yazdıklarım dışında) Bir keresinde gözlerimi kapatıp 10 yıl sonraki beni gözümün önüne getirmeye çalıştım, aklıma hiçbir şey gelmedi, ne iyi ne kötü hiçbir şey sadece hiçlik.

Galiba sadece huzur istiyorum, umarım bulursunuz.
 
Hiç psikolojik destek aldınız mı?
(Pardon son sayfaya kadar gelmemiştim.)

Psikiyatristin yanında belki bir psikolog ile ara ara konuşmak da iyi gelebilir. Denemeye değer bence, tabi maddi durum burada önemli.
 
Konuyu hatırlamışken bir durum güncellemesi yapmak istiyorum, benim yaşadıklarımı yaşayanlar için(umarım yoktur)

Dünyaya ve hayata karşı görüşüm değişmedi, insanlara karşıda buna Tanrı'da dahil.
Neredeyse artık her hafta ağlıyorum, neden ağlıyorsun diye soracak olursanız size şunu söylerim; Tanrı'nın beni bağışlamasını istiyorum, Tanrı'dan benim acımı kaldırmasını istiyorum ona yalvarıyorum, samimi bir şekilde. Ona neden bunu bana yaşattığını soruyorum, neden bunların olmasına izin verdiğini, neden beni yarattığını, ve tahmin edebileceğiniz üzere bir cevap gelmiyor.

Doğru hatırlıyorsam ateist olduğumu söylemiştim, bir parçam öyle. Uzun zaman önce tanıdığım birisine bu düşüncelerimi anlatmıştım. Oda benim Tanrı'yı kurtarıcı bir ebeveyn olarak gördüğümü söylemişti, bana Tanrı'nın veya şeytanın olmadığını kimsenin benden nefret etmediğini sadece hayatta art arda kötü şeyler yaşadığımı söylemişti.

Tanrı'yı kurtarıcı bir ebeveyn olarak gördüğüm fikrine katılıyorum, bir parçam buna katılıyor.
Diğerki parçam konuda bahsettiğim fikre inanıyor, Tanrı'nın benden nefret ettiğine.
Belkide öyledir, belki de gerçektende Tanrı benden nefret ediyordur? Kim bilir.

Bazen hayal kuruyorum, ölüm anımdayken Tanrı'nın benden yıllardır gizlediği yüzünü ve sesini bana gösterdiğini, ben ruhumu teslim ederken onun yanıma gelmesini. Onun bana beni affettiğini söylemesinin hayalini kuruyorum. Önceden bunu ifade etmek istemezdim, kabul etmek istemezdim. Halada ettiğim söylenemez.

Önceden bana bunları yaşatan insanları affettim, onlara karşı görüşüm değişti.
Onların bir suçu olmadığını kabul ediyorum, onların güzel, uzun ve mutlu bir hayat sürmelerini diliyorum. Umarım düzelmişlerdir. Önceden onların cehennemin en derin yerinde yanmalarını diliyordum, artık dilemiyorum. Dünyadaki kimse cehennemde yanmayı hak etmiyor, şeytan bile. Eğer Tanrı herkesi yargıladığı zaman bana onları affedip affetmediğimi soracak olursa affettiğimi söyleyeceğim.

Son zamanlarda yaşananları göz önüne alınca hayal kuramadığımı fark ettim, yaşama amacımın ve hedefimin olmadığını(yazdıklarım dışında) bir keresinde gözlerimi kapatıp 10 yıl sonraki beni gözümün önüne getirmeye çalıştım, aklıma hiçbir şey gelmedi, ne iyi ne kötü hiçbir şey sadece hiçlik.

Galiba sadece huzur istiyorum, umarım bulursunuz.

Hocam ağlayarak pek bir yere gidilmiyor pek harekete geçmedikçe.
 
Hiç psikolojik destek aldınız mı?
(Pardon son sayfaya kadar gelmemiştim.)

Psikiyatristin yanında belki bir psikolog ile ara ara konuşmak da iyi gelebilir. Denemeye değer bence, tabii maddi durum burada önemli.

En iyi psikolog denilebilecek doktorlara da gittim, çözümün bu olduğuna inanmıyorum.

Hocam ağlayarak pek bir yere gidilmiyor pek harekete geçmedikçe.
Benim değiştirebileceğim olaylar söz konusu olduğunda haklısınız, ama benim bahsettiklerim benim değiştiremeyeceğim olaylar.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
En iyi psikolog denilebilecek doktorlarada gittim, çözümün bu olduğuna inanmıyorum.

Benim değiştirebileceğim olaylar söz konusu olduğunda haklısınız, ama benim bahsettiklerim benim değiştiremeyeceğim olaylar.

Bana göre bu dünyada kaldığı sürece değiştirelimeyecek bir şey olmadığıdır.
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı