Mehmettotales
Decapat
- Katılım
- 20 Mayıs 2023
- Mesajlar
- 25
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
Görünmez olsaydınız ahlaklı kalabilir miydiniz?
Uzun bir aradan sonra üstüne düşündüğüm bir konuyu yazıya dökmeye karar verdim bu seferki konumuz platonun ağabeyi Glaukon'un Gyges'in yüzüğü anlatısı olacak.
Anlatıdan kısaca bahsetmek gerekirse; Gyges bir krallıkta normal bir çobandır. Kısmen iyi biri bile sayılabilecek olan gyges bir gün bir yarıkta bir yüzük bulur, yüzüğü taktığı anda görünmez olabiliyordur. Bu gücünü kullanan gyges saraya girip kraliçeyi kendine aşık eder ve kralı öldürüp tahta yerleşir. Peki Gyges o ana dek kötülüğünü saklayan şeytani bir insan mıydı? Aslında anlatı bize bunun cevabını şöyle aktarıyor; gyges aslında içerisinde kötülük barındıran birisi değildir hatta kendisi kralına bağlı sadık bir çobandır. Her ne kadar burada kötülüğün nedeni yüzük gibi de görünse aslında yüzüğün tek bir işlevi vardır o da takan kişiyi görünmez yapmak. Peki içerisinde kötülük olmayan gyges sizce neden bu kadar zalim bir insan olmuştur?
İnsanları kötülükten uzak tutan en büyük etmenlerden birisi korkudur. Çoğumuz aslında iyi bir insan olduğumuz için değil korkak olduğumuz için suça meyilli davranmayız. Adalet sistemleri ve dinler de zaten insanı kötülükten korkutma, uzak tutma üzerine şekillenir. Peki bizi yargılayacak birisi olmasa zalimleşir miydik? Bana kalırsa burada sorunlardan birisi Gyges'in alt kimliklerinin kapalı bir kutu oluşu. Belli ki gyges içerisinde krallığın sahibi olma isteğini taşıyordu. Hangimiz güce sahip olmak istemeyiz ki. Bu durumda gygesin aslında krala karşı kıskançlık beslediği düşünülebilir. Güç eline geçtiği anda tüm hatlarıyla onun yerine geçmesi, kraliçeye sahip olması bize bunu gösteren olaylardan birisi. Bu durum bir yandan da bana Death Note animesini hatırlatıyor. Death Note evreninde light yagami adında bir lise öğrencisi bir günlük bulur ve bu günlüğün üzerinde Death Note yazmaktadır. Günlüğün özel gücü içine yazdığınız isimlerin ölmesidir. Gyges anlatısındaki yüzük gibi bu kitabın yozlaştırıcı olmadığını düşünelim. Tek gücü içine yazan insanları öldürmektir. Bu durumda günlüğün sahibi iyiliğe yatkın olduğu için günlüğü iyilik için kullanmalıdır. Nitekim de öyle olur başlarda, karakterimiz bu günlükle suçluları öldürür, ancak karakterimiz zamanla yozlaşır ve kendisini adaletin bekçisi sanmaya başlar ve iyiliğin savunucusundan çok gücün sahibi konumuna geçmiştir. Bu durumdan doğru şartlarda herkes kötü olabilir diyebiliriz ancak burada unuttuğumuz bir durum daha var light karakterinin iyiliği savunma biçiminde de bir tezatlık var kendisi doğru olduğunu düşündüğü şeyi yapsa da yapış biçimi pek etik hissettirmiyor. Bana kalırsa gyges karakteri de light karakteri de aslında kötülüğe yatkın olabilecek karakterler. Light'ın sorunu gücü eline geçirince kendisini tanrısallaştırmasıyken gygesin sorunu ise daha derin, üstü kapalı bir arzudan besleniyor. O zaman sorumuza geri dönelim sizin elinize gerekli güçler geçtiğinde ahlaklı kalabilir misiniz? Bunu günü gelene dek kestirmek biraz güç ama şunu diyebiliriz; güç bizim için bir amaç olmamalıdır. Gücü kullanabileceğimiz bir araçtan ziyade amaç bellersek yozlaşırız. Light karakteri buna büyük bir örnektir ne de olsa o kendisini bu denli güçle bağdaştırmasaydı bu gücünü tümüyle iyiliğe adayabilir veya görmezden gelip yok edebilirdi. Gyges için de aynısı geçerli. Gygesin amacı krallık gücüne sahip olmak olmasaydı eğer bu gücü daha iyi şeylere dönüştürebilirdi. Aslında hepimiz içimizde kötüye biraz yatkınızdır ama kendimizi durduğumuz noktalar vardır. Kimimiz gerçekten korktuğu için kimimiz ise vicdan sahibi olduğu için. Bu durumda herkes aslında içeride tamamen kötüdür çıkarımı çok eksik kalan bir çıkarımdır. Korkular aşılabilir yok olabilir siz vicdanınızı kaybetmeyin mesele iyi veya kötü olmak değil kimse iyi veya kötü olamaz mesele güce yenik düşmemek, vicdanı kaybetmemek. Tabii ki de kimse Gyges'in yüzüğüne veya Death Note'ye sahip olamayacak ama yine de güç çok fazla insanı yozlaştırıyor gözlerindeki insanlığıı ve vicdanı söküyor. Şu hayatta yaşadığımız hiçbir şeyin bize kalmayacağını unutmayalım ve bize kalacak tek şeyi, vicdanımızı kaybetmeyelim. Güç isteği belli bir sınırı aştığında sadece cezadır. İyi forumlar.
Uzun bir aradan sonra üstüne düşündüğüm bir konuyu yazıya dökmeye karar verdim bu seferki konumuz platonun ağabeyi Glaukon'un Gyges'in yüzüğü anlatısı olacak.
Anlatıdan kısaca bahsetmek gerekirse; Gyges bir krallıkta normal bir çobandır. Kısmen iyi biri bile sayılabilecek olan gyges bir gün bir yarıkta bir yüzük bulur, yüzüğü taktığı anda görünmez olabiliyordur. Bu gücünü kullanan gyges saraya girip kraliçeyi kendine aşık eder ve kralı öldürüp tahta yerleşir. Peki Gyges o ana dek kötülüğünü saklayan şeytani bir insan mıydı? Aslında anlatı bize bunun cevabını şöyle aktarıyor; gyges aslında içerisinde kötülük barındıran birisi değildir hatta kendisi kralına bağlı sadık bir çobandır. Her ne kadar burada kötülüğün nedeni yüzük gibi de görünse aslında yüzüğün tek bir işlevi vardır o da takan kişiyi görünmez yapmak. Peki içerisinde kötülük olmayan gyges sizce neden bu kadar zalim bir insan olmuştur?
İnsanları kötülükten uzak tutan en büyük etmenlerden birisi korkudur. Çoğumuz aslında iyi bir insan olduğumuz için değil korkak olduğumuz için suça meyilli davranmayız. Adalet sistemleri ve dinler de zaten insanı kötülükten korkutma, uzak tutma üzerine şekillenir. Peki bizi yargılayacak birisi olmasa zalimleşir miydik? Bana kalırsa burada sorunlardan birisi Gyges'in alt kimliklerinin kapalı bir kutu oluşu. Belli ki gyges içerisinde krallığın sahibi olma isteğini taşıyordu. Hangimiz güce sahip olmak istemeyiz ki. Bu durumda gygesin aslında krala karşı kıskançlık beslediği düşünülebilir. Güç eline geçtiği anda tüm hatlarıyla onun yerine geçmesi, kraliçeye sahip olması bize bunu gösteren olaylardan birisi. Bu durum bir yandan da bana Death Note animesini hatırlatıyor. Death Note evreninde light yagami adında bir lise öğrencisi bir günlük bulur ve bu günlüğün üzerinde Death Note yazmaktadır. Günlüğün özel gücü içine yazdığınız isimlerin ölmesidir. Gyges anlatısındaki yüzük gibi bu kitabın yozlaştırıcı olmadığını düşünelim. Tek gücü içine yazan insanları öldürmektir. Bu durumda günlüğün sahibi iyiliğe yatkın olduğu için günlüğü iyilik için kullanmalıdır. Nitekim de öyle olur başlarda, karakterimiz bu günlükle suçluları öldürür, ancak karakterimiz zamanla yozlaşır ve kendisini adaletin bekçisi sanmaya başlar ve iyiliğin savunucusundan çok gücün sahibi konumuna geçmiştir. Bu durumdan doğru şartlarda herkes kötü olabilir diyebiliriz ancak burada unuttuğumuz bir durum daha var light karakterinin iyiliği savunma biçiminde de bir tezatlık var kendisi doğru olduğunu düşündüğü şeyi yapsa da yapış biçimi pek etik hissettirmiyor. Bana kalırsa gyges karakteri de light karakteri de aslında kötülüğe yatkın olabilecek karakterler. Light'ın sorunu gücü eline geçirince kendisini tanrısallaştırmasıyken gygesin sorunu ise daha derin, üstü kapalı bir arzudan besleniyor. O zaman sorumuza geri dönelim sizin elinize gerekli güçler geçtiğinde ahlaklı kalabilir misiniz? Bunu günü gelene dek kestirmek biraz güç ama şunu diyebiliriz; güç bizim için bir amaç olmamalıdır. Gücü kullanabileceğimiz bir araçtan ziyade amaç bellersek yozlaşırız. Light karakteri buna büyük bir örnektir ne de olsa o kendisini bu denli güçle bağdaştırmasaydı bu gücünü tümüyle iyiliğe adayabilir veya görmezden gelip yok edebilirdi. Gyges için de aynısı geçerli. Gygesin amacı krallık gücüne sahip olmak olmasaydı eğer bu gücü daha iyi şeylere dönüştürebilirdi. Aslında hepimiz içimizde kötüye biraz yatkınızdır ama kendimizi durduğumuz noktalar vardır. Kimimiz gerçekten korktuğu için kimimiz ise vicdan sahibi olduğu için. Bu durumda herkes aslında içeride tamamen kötüdür çıkarımı çok eksik kalan bir çıkarımdır. Korkular aşılabilir yok olabilir siz vicdanınızı kaybetmeyin mesele iyi veya kötü olmak değil kimse iyi veya kötü olamaz mesele güce yenik düşmemek, vicdanı kaybetmemek. Tabii ki de kimse Gyges'in yüzüğüne veya Death Note'ye sahip olamayacak ama yine de güç çok fazla insanı yozlaştırıyor gözlerindeki insanlığıı ve vicdanı söküyor. Şu hayatta yaşadığımız hiçbir şeyin bize kalmayacağını unutmayalım ve bize kalacak tek şeyi, vicdanımızı kaybetmeyelim. Güç isteği belli bir sınırı aştığında sadece cezadır. İyi forumlar.