Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
- Meslek
- Active Directory - Security Uzmanı
- Profil Kapağı
- 1522600635
Bu konu spor ile karışık olsa da daha çok insani değerleri alakalar ediyor, o yüzden buradayım.
Gece bisiklet sürmek gibi bir huyum vardır, ailem karşı çıksa da dinlemez, yanlış yaptığımı bilsem de basar giderim her gece, her gece. Yağmur veya soğuk engel olmaz çünkü almışım bir kere o hazzı. Sürmeyen bilmez, gece saatlerinde 100 kat daha zevkli olur, herkes evine çekilir, asfalt ile siz baş başa kalırsınız. Anlatamadığım bir güzelliği var yani.
Normalde lastiğim çok çok nadir patlar, beni yalnızca 1 kere yolda bırakmıştır. Hiç öyle yolda arıza falan da yaşatmamıştır bisikletim. Ancak o gün tam dönüş yolunun başlangıcında yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu fark ettim
Allah Allah bu bisiklet normalde daha seri giderdi, ben mi yoruldum acaba gibisinden geçiriyorum içimden. Sonra aklımda şimşekler çakmaya başladı, içimden lastiğin patladığını geçirmek istemiyorum çünkü lastiğin patlamış olmasını gerçekten istemiyordum. İndim baktım ki lastik sizlere ömür, aldık elimize bisikleti, kara kara önümüzdeki onca yola bakıyoruz. Yürü yürü, yolun biteceği yok, bir arkadaşı aradım, bari bisikleti bırakalım, bir şekil gideriz gibisinden. Beyefendi uyuyormuş da apartmanları darmış da, çalarlarmış da bilmem neler. Kafa bozuk zaten direkt kapadım.
Neyse sabah vakitlerinde taksiciler ile nadir de olsa çok ciddi atışmalarımız, ciddi ciddi yumruk yumruğa kavgam olmuştur ancak bir yandan da kendi öz babam da bu mesleğin yıllardır içerisinde olduğu için iyi ile kötüyü aynı safa koymuyordum.
Ben zaten bir insanın yaptığı yanlışı aynı statüye sahip diğer tüm insanlara paylaştırmazdım, yanlış yalnızca o yanlışı yapanın ayıbıdır, bunu iyi bilirdim.
O saatte yanımda da ancak 30-35TL falan çıkar, ki o para ile de her türlü yiyecek, enerji içeceği gibi ihtiyaçlarını da karşılarsın, daha fazlası da gereksiz olur ancak 30km öteden evine de taksi ile getirmez seni. Nereden nereye kaç TL yazar çok iyi biliyorum çünkü Net 60TL tutarı var hani, taksicinin bisikleti alıp alamama durumu da söz konusu tabi. Ve en nefret ettiğim şey birinden para istemek veya en basit tabiri ile birinden bir şey istemek. Para karşılığına geçecek bir iş istemek de dahil buna.
Yağmur da bir güzel bastırmaya başladı, ulan dedim bacağımız kopmadı ya, şeker miyiz ki eriyelim, yürür giderim yapacak bir şey yok. Geldik benzinliğe, hava basacağız basamıyoruz. Benzinlikteki pompa ile bizim teker uymuyor birbirine.
Oradan hemen bir taksici abim geldi yanıma, belli ki o da evini geçirdirmenin derdinde, yeni başlamış bu işe.
Yardım etmeye çalıştı tabi, ancak olmadı, ki olsa da 1km götürmeden yine inecekti.
Hani bazı arkadaşların dışarıdan ön yargı yüklü beyinleri ile gördükleri şu standart taksicilerden biri de olabilirdi? Öyle miydi gerçekten? Mesafe uzatıp çok yazdıran, trafikte terör estiren, bisikletlilere küfreden taksiciler?
Ben size bunları yapan yok demiyorum, yapmayan da var diyorum. Bu ülkede halen daha namusuyla ekmek kazanan binlerce taksici var diyorum. 18.000 küsur taksicinin 17.999 tanesi dahi çakallık peşinde olsa, geri kalan 1 tanesinden ümidimi yitirmem ben!
Adam çalışma saatleri içerisinde olsa da hiç düşünmeden "Seni burada bırakamam" dedi. Ulan dedim adam herhalde benim XO vites setini gördü, onların peşine düştü Ama küçüklüğüm boyunca baba mesleği nedeniyle taksicilerle haşır neşir olduğum için, çok çaylarını içtiğim için nerede çalıştığını, iyi midir kötü müdür çıkarabilecek bilgideyim. Ben de Polyana misali her şeye %100 iyilik beklentisi ile bakan biri değilim neticede, Dünya'nın çakalı dolanıyor o saatte dışarıda. Dış görünüşe baksan zaten baştan yanlış algılarsın her şeyi, adam beni doğramaya götürüyor galiba dersin. Ama ben adamın temizliğini daha ilk cümlesinden anlamıştım, ki zaten bizim civardaki bir durakta çalışıyormuş.
2-3 defa teşekkür edip seni de işinden etmeyeyim dememe rağmen ısrarla yardımcı olmak istiyordu.
Arabasını kirletmek istemediğimi söylediğim halde önemi olmadığı yönünde cevaplar verdi, sığmayacak bisikleti arabaya sığdırdı resmen Koltuklarını ve bagajını da benim yüzümden çamur etmişti.
O da benim iyi biri olduğumu anlamış olsa ki "Sen iyi birine benziyorsun, burada bırakmam seni" gibisinden cümleler kuruyordu zaten.
Adamla artık eve gelince paranın yarısını verme pazarlığına girdim, adam bırak 30TL'yi tek kuruş para dahi kabul etmedi benden. Zaten semte varana kadar Dünya'nın meselesini konuşmuşuzdur.
Bana söylediği şey, kazandığın para karşılığında kötü bir şey yapacaksan, biri zarar görecekse, haksız yere kazanç sağlayacaksan o işi yapma, işsiz kal ama yinede yapma dedi durdu.
Daha yaşın 18, yeni yeni taşınıyorsun Dünya ile gibisinden konuşmalar, olduğun gibi kal, para için kimsenin hakkına girme dedi.
En önemlisi de birine bir iyilik yapacaksan dinini, dilini, ırkını gözetmeksizin yap dedi, adam belli ki doğulu, bana yardım ederken nereli olduğumu sordu mu? Hayır. Kime oy veriyorsun dedi mi? Hayır.
Ben bu forumda birine yardımcı olurken hakkında hiçbir araştırma yapmıyorum değil mi? Sadece yardıma ihtiyacı olduğu için yardımcı oluyorum.
O adamın aylık kazandığı para ne sandığınız kadar az ne de sandığınız kadar çok değildir.
60TL para neredeyse 1 günlük kazancı bile olabilir o adamın.
Bu adam imkanı olduğu halde bu parayı istemiyorsa, ısrarla yardım etmek için çırpınıyorsa kimsenin bu adama kötü laf etmeye hakkı yoktur. Taksiciler diye bir şey yoktur kardeşim, taksici vardır.
Şu hayatta en nefret ettiğim şey de genelleme yapılmasıdır. Her insan birbirinden farklıdır.
Aynı marka model işlemcilerin bile OC potansiyelinin farklı olduğu Dünya'da kimin haddine insanlar hakkında genelleme yapmak.
Ben insanları dış görünüş veya yaptığı işe göre asla yargılamam. Gün gelir taksici deyip geçtiğiniz bir adam yıllardır tanıdığın dostundan çok daha vefalı çıkar.
İnsanı insan yapan okuduğu okul değil, insanı insan yapan şey ahlakı, hoşgörüsü, terbiyesidir.
Lastiğim patlamış altı üstü, bu da abartılacak bir mevzu değil. Mesela yalnızca para içerisinde yüzmeyen birinin gönlünün ne denli zengin olduğunu, olabileceğini göstermekti. Adam kelimesini gerçekten hak eden adamların da aramızda halen dolaştığını hatırlatmaktı.
İnsanları dış görünüşünden o kadar iyi tanıyabiliyor olsak halen daha karpuz seçmekle uğraşıyor olmazdık diye düşünüyorum.
Gece bisiklet sürmek gibi bir huyum vardır, ailem karşı çıksa da dinlemez, yanlış yaptığımı bilsem de basar giderim her gece, her gece. Yağmur veya soğuk engel olmaz çünkü almışım bir kere o hazzı. Sürmeyen bilmez, gece saatlerinde 100 kat daha zevkli olur, herkes evine çekilir, asfalt ile siz baş başa kalırsınız. Anlatamadığım bir güzelliği var yani.
Normalde lastiğim çok çok nadir patlar, beni yalnızca 1 kere yolda bırakmıştır. Hiç öyle yolda arıza falan da yaşatmamıştır bisikletim. Ancak o gün tam dönüş yolunun başlangıcında yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu fark ettim
Allah Allah bu bisiklet normalde daha seri giderdi, ben mi yoruldum acaba gibisinden geçiriyorum içimden. Sonra aklımda şimşekler çakmaya başladı, içimden lastiğin patladığını geçirmek istemiyorum çünkü lastiğin patlamış olmasını gerçekten istemiyordum. İndim baktım ki lastik sizlere ömür, aldık elimize bisikleti, kara kara önümüzdeki onca yola bakıyoruz. Yürü yürü, yolun biteceği yok, bir arkadaşı aradım, bari bisikleti bırakalım, bir şekil gideriz gibisinden. Beyefendi uyuyormuş da apartmanları darmış da, çalarlarmış da bilmem neler. Kafa bozuk zaten direkt kapadım.Neyse sabah vakitlerinde taksiciler ile nadir de olsa çok ciddi atışmalarımız, ciddi ciddi yumruk yumruğa kavgam olmuştur ancak bir yandan da kendi öz babam da bu mesleğin yıllardır içerisinde olduğu için iyi ile kötüyü aynı safa koymuyordum.
Ben zaten bir insanın yaptığı yanlışı aynı statüye sahip diğer tüm insanlara paylaştırmazdım, yanlış yalnızca o yanlışı yapanın ayıbıdır, bunu iyi bilirdim.
O saatte yanımda da ancak 30-35TL falan çıkar, ki o para ile de her türlü yiyecek, enerji içeceği gibi ihtiyaçlarını da karşılarsın, daha fazlası da gereksiz olur ancak 30km öteden evine de taksi ile getirmez seni. Nereden nereye kaç TL yazar çok iyi biliyorum çünkü
Net 60TL tutarı var hani, taksicinin bisikleti alıp alamama durumu da söz konusu tabi. Ve en nefret ettiğim şey birinden para istemek veya en basit tabiri ile birinden bir şey istemek. Para karşılığına geçecek bir iş istemek de dahil buna.Yağmur da bir güzel bastırmaya başladı, ulan dedim bacağımız kopmadı ya, şeker miyiz ki eriyelim, yürür giderim yapacak bir şey yok. Geldik benzinliğe, hava basacağız basamıyoruz. Benzinlikteki pompa ile bizim teker uymuyor birbirine.
Oradan hemen bir taksici abim geldi yanıma, belli ki o da evini geçirdirmenin derdinde, yeni başlamış bu işe.
Yardım etmeye çalıştı tabi, ancak olmadı, ki olsa da 1km götürmeden yine inecekti.
Hani bazı arkadaşların dışarıdan ön yargı yüklü beyinleri ile gördükleri şu standart taksicilerden biri de olabilirdi? Öyle miydi gerçekten? Mesafe uzatıp çok yazdıran, trafikte terör estiren, bisikletlilere küfreden taksiciler?
Ben size bunları yapan yok demiyorum, yapmayan da var diyorum. Bu ülkede halen daha namusuyla ekmek kazanan binlerce taksici var diyorum. 18.000 küsur taksicinin 17.999 tanesi dahi çakallık peşinde olsa, geri kalan 1 tanesinden ümidimi yitirmem ben!
Adam çalışma saatleri içerisinde olsa da hiç düşünmeden "Seni burada bırakamam" dedi. Ulan dedim adam herhalde benim XO vites setini gördü, onların peşine düştü
Ama küçüklüğüm boyunca baba mesleği nedeniyle taksicilerle haşır neşir olduğum için, çok çaylarını içtiğim için nerede çalıştığını, iyi midir kötü müdür çıkarabilecek bilgideyim. Ben de Polyana misali her şeye %100 iyilik beklentisi ile bakan biri değilim neticede, Dünya'nın çakalı dolanıyor o saatte dışarıda. Dış görünüşe baksan zaten baştan yanlış algılarsın her şeyi, adam beni doğramaya götürüyor galiba dersin. Ama ben adamın temizliğini daha ilk cümlesinden anlamıştım, ki zaten bizim civardaki bir durakta çalışıyormuş.2-3 defa teşekkür edip seni de işinden etmeyeyim dememe rağmen ısrarla yardımcı olmak istiyordu.
Arabasını kirletmek istemediğimi söylediğim halde önemi olmadığı yönünde cevaplar verdi, sığmayacak bisikleti arabaya sığdırdı resmen
Koltuklarını ve bagajını da benim yüzümden çamur etmişti.O da benim iyi biri olduğumu anlamış olsa ki "Sen iyi birine benziyorsun, burada bırakmam seni" gibisinden cümleler kuruyordu zaten.
Adamla artık eve gelince paranın yarısını verme pazarlığına girdim, adam bırak 30TL'yi tek kuruş para dahi kabul etmedi benden. Zaten semte varana kadar Dünya'nın meselesini konuşmuşuzdur.
Bana söylediği şey, kazandığın para karşılığında kötü bir şey yapacaksan, biri zarar görecekse, haksız yere kazanç sağlayacaksan o işi yapma, işsiz kal ama yinede yapma dedi durdu.
Daha yaşın 18, yeni yeni taşınıyorsun Dünya ile gibisinden konuşmalar, olduğun gibi kal, para için kimsenin hakkına girme dedi.
En önemlisi de birine bir iyilik yapacaksan dinini, dilini, ırkını gözetmeksizin yap dedi, adam belli ki doğulu, bana yardım ederken nereli olduğumu sordu mu? Hayır. Kime oy veriyorsun dedi mi? Hayır.
Ben bu forumda birine yardımcı olurken hakkında hiçbir araştırma yapmıyorum değil mi? Sadece yardıma ihtiyacı olduğu için yardımcı oluyorum.
O adamın aylık kazandığı para ne sandığınız kadar az ne de sandığınız kadar çok değildir.
60TL para neredeyse 1 günlük kazancı bile olabilir o adamın.
Bu adam imkanı olduğu halde bu parayı istemiyorsa, ısrarla yardım etmek için çırpınıyorsa kimsenin bu adama kötü laf etmeye hakkı yoktur. Taksiciler diye bir şey yoktur kardeşim, taksici vardır.
Şu hayatta en nefret ettiğim şey de genelleme yapılmasıdır. Her insan birbirinden farklıdır.
Aynı marka model işlemcilerin bile OC potansiyelinin farklı olduğu Dünya'da kimin haddine insanlar hakkında genelleme yapmak.
Ben insanları dış görünüş veya yaptığı işe göre asla yargılamam. Gün gelir taksici deyip geçtiğiniz bir adam yıllardır tanıdığın dostundan çok daha vefalı çıkar.
İnsanı insan yapan okuduğu okul değil, insanı insan yapan şey ahlakı, hoşgörüsü, terbiyesidir.
Lastiğim patlamış altı üstü, bu da abartılacak bir mevzu değil. Mesela yalnızca para içerisinde yüzmeyen birinin gönlünün ne denli zengin olduğunu, olabileceğini göstermekti. Adam kelimesini gerçekten hak eden adamların da aramızda halen dolaştığını hatırlatmaktı.
İnsanları dış görünüşünden o kadar iyi tanıyabiliyor olsak halen daha karpuz seçmekle uğraşıyor olmazdık diye düşünüyorum.
Son düzenleyen: Moderatör:
