Arkadaşımın anlattığı bir olayı ekliyorum, gecemiz şenlensin. Arkadaşın dedesi daha gençken at arabasına tarımdan elde ettiği sebze meyve ne varsa yüklemiş şehire gidiyor satmaya. Gitmiş şehire, satmış malzemeleri. Geri dönüşü de geceye denk gelmiş. Yolda giderken kel bir adam kan ter içinde önüne atlamış. Yardım et köye gitmem gerek diye. Adam da almış arabasına ilerliyorlar. İkisinden de çıt çıkmıyormuş. Neyse bir süre sonra atlar yorulmaya başlamış. İki adet at çekiyor arabayı. Atın araba çekerken nefes nefese kalması pek normal bir durum değildir. Hele 2 atsa. Araba da boş, dedesinin garibine gitmiş. Adama bakmış ayaklarını yola doğru uzatmış oturuyor. Apış arasından at arabasının arkasına baktığında görmüş olayı. Adam ellerinden yarım metre kadar tırnak çıkarmış yola saplamış yolu yardıra yardıra gidiyorlar. Ortadan ikiye çizik açıyormuş yola. Dedesi onu görünce adam dedesine bakmış. Gözleri beyaza çalıyor. Dedesi de atları salmış, son gücüyle kenardaki tarlaya atlamış. O adam da bir süre dik dik baktıktan sonra uzaklaşmış. Zarar vermemesinin sebebi yeni sürülmüş tarlalar sezonun bereketli geçmesi için duayla sürülür. Dua okunan yere de girememiş o adam. Diğer köylüler yolun o halini görmüşler.