Hiçbir şeyden zevk almayan biri ne yapmalı?

Şahsi fikrim: Önemli değerlerini bilmediğin için zevk almıyor olabilirsin. Bir nevi pusulanı kaybetmişsin, daha doğrusu şimdiye kadar pusula işlevi gören şeyler işlevi yerine getiremiyor artık. Bu da aslında psişenin çağrısıdır: Ben kabıma sığmıyorum, gelişmem lazım.

Hiçbir şeyin zevk vermemesi kendi arzunla ilişki kuramamanın tezahürü olabilir. Kendi arzunun bulman lazım, bir başkası, toplum ne istiyor, ayrışman lazım.

Neden öğretmen, neden başka meslek değil de öğretmen? Bu soru değerlerine giden bir gösterge olabilir.

Bu nitelikleri neden istediğini düşün. Böyle değil misin? Neden böyle olmak istiyorsun? Böyle olmak için hangi adımları atabilirim?

Bu soruları bir evir, çevir.

Değerlerini tespit edip kendi arzunun izini sürdüğünde içinde kıvılcımlar çakacak.

Hocam öncelikle önemli değerlerimi nasıl bulacağımı bilmiyorum. Benim minimalist düzeyde hayallerim var. Örneğin öğretmen olmak, ileride rahat bir yaşamım olsun. Evim, arabam olsun. Eşimle birlikte dünyayı gezeyim.

Öğretmen olmak istememin sebebi öğretmenlere çok büyük saygı duyuyorum. Çalışma şartları hoşuma gidiyor ve mesleği eğlenceli buluyorum.

İstediğim niteliklere sahip değilim. Daha disiplinli olabilirim fakat duygularımı daha iyi kontrol edebileceğimi düşünmüyorum. Bir anlık sinirle insan her şeyi yapabiliyor mesela. Kontrol edemiyorum elimden gelmiyor. Ya da bazı şeylere fazla üzülüyorum, fazla heyecan duyuyorum.
 
Hmm...

Şu sorular sende bir şeyler uyandırıyor mu:
  • Eskiden okuldan kurtulmak isteyen sen ile şu an ki sen arasında nasıl bir fark var? Yani iki zıt eylemi nasıl aynı kişi yapabiliyor? Nasıl bir zaman kurtulmak isterken şimdi o okulu istiyor? İstediğin şey okul mu yoksa okuldaki konumun mu?
  • Öğretmenlik senin için ne ifade ediyor? Bir şeyler bilen, öğreten, yol gösteren biri mi? Yoksa bir yasa koyucu mu? Bir yapı sunan kişi mi? Ya da saygı duyulan?
    • Şu an hayatında sana saygı duyuluyor mu?
  • Evim, arabam olsun. Eşimle birlikte dünyayı gezeyim.
    Bu senin hayalin, anladım. Peki bu hayal senin istediğin mi yoksa sana "Bunu istemelisin" mi denildi? Yani senin istediğin şeyler mi?
  • Disiplin... Yapı... Acaba sen okulu mu özlüyorsun yoksa sana şunu bunu yap diyen bir ses mi özlüyorsun?
  • Bir anlık sinirle, heyecanla bir şeyler oluyor diyorsun. Duygularını regüle etmede, düzenlemede bir problem var yani senin deyimine göre. Peki bu duyguları neden düzenleyemiyorsun sence? Bu duygular sana bir şeyler söylüyor olabilir mi?

Diyaloğumuz boyunca sürekli bilmiyorum dedin. Konu başlığın bile "Hiçbir şeyden zevk almayan biri ne yapmalı?".

Bu cümle şu demek olabilir mi: "Biri bana ne yapacağımı söylesin."

Ama bu biri hiçbir zaman sana tam olarak ne yapacağını söyleyemez. İşte bu yokluktan dolayı kaybolmuş, anlam kaybetmiş olabilir misin?

Can sıkıntısı belki de kendi arzunu bulman gerektiğini söyleyen bir şeydir. Ne düşünüyorsun?
 
Hmm...

Şu sorular sende bir şeyler uyandırıyor mu:
  • Eskiden okuldan kurtulmak isteyen sen ile şu anki sen arasında nasıl bir fark var? Yani iki zıt eylemi nasıl aynı kişi yapabiliyor? Nasıl bir zaman kurtulmak isterken şimdi o okulu istiyor? İstediğin şey okul mu yoksa okuldaki konumun mu?
  • Öğretmenlik senin için ne ifade ediyor? Bir şeyler bilen, öğreten, yol gösteren biri mi? Yoksa bir yasa koyucu mu? Bir yapı sunan kişi mi? Ya da saygı duyulan?
    • Şu an hayatında sana saygı duyuluyor mu?

  • Bu senin hayalin, anladım. Peki bu hayal senin istediğin mi yoksa sana "bunu istemelisin" mi denildi? Yani senin istediğin şeyler mi?
  • Disiplin... Yapı... Acaba sen okulu mu özlüyorsun yoksa sana şunu bunu yap diyen bir ses mi özlüyorsun?
  • Bir anlık sinirle, heyecanla bir şeyler oluyor diyorsun. Duygularını regüle etmede, düzenlemede bir problem var yani senin deyimine göre. Peki bu duyguları neden düzenleyemiyorsun sence? Bu duygular sana bir şeyler söylüyor olabilir mi?

Diyaloğumuz boyunca sürekli bilmiyorum dedin. Konu başlığın bile "hiçbir şeyden zevk almayan biri ne yapmalı?".

Bu cümle şu demek olabilir mi: "biri bana ne yapacağımı söylesin."

Ama bu biri hiçbir zaman sana tam olarak ne yapacağını söyleyemez. İşte bu yokluktan dolayı kaybolmuş, anlam kaybetmiş olabilir misin?

Can sıkıntısı belki de kendi arzunu bulman gerektiğini söyleyen bir şeydir. Ne düşünüyorsun?

Eskiden okul bana sıkıcı geliyordu. Derslerde uyuyordum klasik. Çalışmaya başlayınca okulun değerini anladım, o zamanlar dersleri dinlemediğim ve ders çalışmadığım için pişmanım. Baktığım zaman lise anılarım gibi anılarım bir daha olmayacak. İstediğim şey hem okul hem de okuldaki konumum. Hem o zamanlar daha rahattım hem de eğlenceli zamanlardı.
Öğretmenler benim için hem yol gösterici. En çok saygı duyulması gereken mesleklerden birisi bence. O kadar ergenle başa çıkabilmek bile zor iş.
Şu an hayatımda bana saygı duyuluyor.
Bu hayaller benim istediğim şeyler. Biraz klasik ama bu benim hayalim. Sevdiğim birisiyle dünyayı gezmenin her gün hayalini kuruyorum. Mükemmel geliyor bana.
Zaten şu an işçi olduğum için yine bana emir verenler var. Özlediğim şey okuldaki anılar ve o anılar gibi anıların bir daha asla gelmeyeceğini düşünüyor olmam. Ne üniversite ne de hayatın başka anlarında asla öyle anılar geleceğini düşünmüyorum.
Evet kendi arzumu bulmam gerekiyor fakat bunu nasıl bulacağımı bilmiyorum. Sevdiğim mesleği yapsam, sevdiğim ortamlarda bulunsam benden mutlusu olmaz.
 
Değerlerine hizmet etmen lazım. Değerlerine uygun hareket etmen lazım.

Değerlerimiz pusulamızdır. Pusulanın gösterdiği yöne gitmek ruhsal tatmin sağlar.

Örnek: yaratıcılık değeri var diyelim. Bu değer odağında bir eylemde bulunmak, bu değere hizmet etmek demektir. Misal yazmak, çizmek, üretmek yaratıcılıktır.

Kendi değerlerin nedir? Tespit et. Sonra bu değerlere odaklı somut eylemlerde bulun.
Siz çok bilge birisine benziyorsunuz hocam. Bana da bir tavsiye verir misiniz?
 
Eskiden okul bana sıkıcı geliyordu. Derslerde uyuyordum klasik. Çalışmaya başlayınca okulun değerini anladım, o zamanlar dersleri dinlemediğim ve ders çalışmadığım için pişmanım. Baktığım zaman lise anılarım gibi anılarım bir daha olmayacak. İstediğim şey hem okul hem de okuldaki konumum. Hem o zamanlar daha rahattım hem de eğlenceli zamanlardı.
Öğretmenler benim için hem yol gösterici. En çok saygı duyulması gereken mesleklerden birisi bence. O kadar ergenle başa çıkabilmek bile zor iş.
Şu an hayatımda bana saygı duyuluyor.
Bu hayaller benim istediğim şeyler. Biraz klasik ama bu benim hayalim. Sevdiğim birisiyle dünyayı gezmenin her gün hayalini kuruyorum. Mükemmel geliyor bana.
Zaten şu an işçi olduğum için yine bana emir verenler var. Özlediğim şey okuldaki anılar ve o anılar gibi anıların bir daha asla gelmeyeceğini düşünüyor olmam. Ne üniversite ne de hayatın başka anlarında asla öyle anılar geleceğini düşünmüyorum.
Evet kendi arzumu bulmam gerekiyor fakat bunu nasıl bulacağımı bilmiyorum. Sevdiğim mesleği yapsam, sevdiğim ortamlarda bulunsam benden mutlusu olmaz.

Sorularım:
  • Kendi arzunuzu nasıl bulacağınızı bilmiyorsunuz. Böyle diyorsunuz. Ama aynı zamanda sevdiğiniz biriyle dünyayı gezmenin hayaliniz olduğunu belirtiyorsunuz. Yani hayalinizi dile getiriyorsunuz. Bu ikisi çelişkili değil mi; hem bilmiyorum deyip hem de hayal ifade etmek. Bu ikisi nasıl aynı ağızdan çıkıyor? Hangisi gerçekten gerçek?
  • Şu anda da saygı duyuluyorunuz, bunu söylüyorsunuz. Ama bu saygı size bir kimlik, tanınma veriyor mu? Öğrenci kimliğinden "çalışan/işçi" kimliğine geçmek sizin için ne ifade ediyor? Çalışan/işçi kimliğini özümseyemediğiniz için tatmin bulmuyor olabilir misiniz?
  • Geçmişi idealize ediyorsunuz gibi. Üniversitenin (bir okulun) bile lise yıllarını geri getirmeyeceğini söylüyorsunuz. Yani aslında özlediğiniz şey okul değil de o lisedeki anılar, kimlik olabilir mi? Zevk, tatmin yasaktan doğabilir; öğrenci kimliğinden kaçmak (bitse de kurtulsam) size negatif de olsa bir kimlik veriyor, öğrenci kimliği kurallarını ihlal eden ve bu ihlalden bir zevk, tatmin duyumu... Okulu özleseydiniz üniversite de sizin için OK olabilirdi. Ama üniversitenin bile o anıları geri getirmeyeceğini söylüyorsunuz. Bunu bir düşünün. Gerçekten geçmişten neyi özlüyorsunuz? Neyin eksikliğini duyuyorsunuz?
  • Sevdiğim mesleği yapsam, sevdiğim ortamlarda bulunsam benden mutlusu olmaz.
    Burada bir itirafta bulunuyorsunuz. Sevdiğim mesleği yapsam ve sevdiğim ortamlarda bulunsam... Sevdiğiniz ortamlarda değil misiniz? Şu anki mesleğiniz nedir, sevdiğiniz mesleği yapmıyorsunuz anladığım kadarıyla.
  • şu an işçi olduğum için yine bana emir verenler var.
    Öğretmen ile patron arasında fark var, değil mi? Öğretmen olmak istemeniz acaba bir tür geçmişteki o anılara erişmek isteği olabilir mi? Sadece soru...
  • O kadar ergenle başa çıkabilmek bile zor iş.
    Öğretmenlik tanımınızda "ergen" kelimesini kullanmanız ilginç. Acaba eski lise ergeni kendinizi, o kimliği, rolü özlediğiniz için o kimlikle ilişkili mesleği istiyor olabilir misiniz? Yani tekradan soruyorum: öğretmen olmak istemenizin arkasında geçmişle bağlantı kurma isteği mi yatıyor? Siz ne düşünüyorsunuz?
  • Öğretmenler benim için hem yol gösterici.
    Tekradan soruyorum: yol göstericiye mi ihtiyacınız var? Bilen, bilir kişiye mi ihtiyacınız var? Bu kişinin olmadığını düşünün. Siz ne biliyorsunuz? Bilen kişiye ihtiyacınız olmadığını düşünün. Siz ne istiyorsunuz?
  • Arzu sahibi olmak sorumluluk alıp konfor alanından dışarı çıkmak demek. Acaba konfor alanından çıkmamak için mi arzunuzu dondurmuşsunuz?

Ne düşünüyorsunuz?
 
Sorularım:
  • Kendi arzunuzu nasıl bulacağınızı bilmiyorsunuz. Böyle diyorsunuz. Ama aynı zamanda sevdiğiniz biriyle dünyayı gezmenin hayaliniz olduğunu belirtiyorsunuz. Yani hayalinizi dile getiriyorsunuz. Bu ikisi çelişkili değil mi; hem bilmiyorum deyip hem de hayal ifade etmek. Bu ikisi nasıl aynı ağızdan çıkıyor? Hangisi gerçekten gerçek?
  • Şu anda da saygı duyuluyorunuz, bunu söylüyorsunuz. Ama bu saygı size bir kimlik, tanınma veriyor mu? Öğrenci kimliğinden "çalışan/işçi" kimliğine geçmek sizin için ne ifade ediyor? Çalışan/işçi kimliğini özümseyemediğiniz için tatmin bulmuyor olabilir misiniz?
  • Geçmişi idealize ediyorsunuz gibi. Üniversitenin (bir okulun) bile lise yıllarını geri getirmeyeceğini söylüyorsunuz. Yani aslında özlediğiniz şey okul değil de o lisedeki anılar, kimlik olabilir mi? Zevk, tatmin yasaktan doğabilir; öğrenci kimliğinden kaçmak (bitse de kurtulsam) size negatif de olsa bir kimlik veriyor, öğrenci kimliği kurallarını ihlal eden ve bu ihlalden bir zevk, tatmin duyumu... Okulu özleseydiniz üniversite de sizin için ok olabilirdi. Ama üniversitenin bile o anıları geri getirmeyeceğini söylüyorsunuz. Bunu bir düşünün. Gerçekten geçmişten neyi özlüyorsunuz? Neyin eksikliğini duyuyorsunuz?

  • Burada bir itirafta bulunuyorsunuz. Sevdiğim mesleği yapsam ve sevdiğim ortamlarda bulunsam... Sevdiğiniz ortamlarda değil misiniz? Şu anki mesleğiniz nedir, sevdiğiniz mesleği yapmıyorsunuz anladığım kadarıyla.

  • Öğretmen ile patron arasında fark var, değil mi? Öğretmen olmak istemeniz acaba bir tür geçmişteki o anılara erişmek isteği olabilir mi? Sadece soru...

  • Öğretmenlik tanımınızda "ergen" kelimesini kullanmanız ilginç. Acaba eski lise ergeni kendinizi, o kimliği, rolü özlediğiniz için o kimlikle ilişkili mesleği istiyor olabilir misiniz? Yani tekradan soruyorum: Öğretmen olmak istemenizin arkasında geçmişle bağlantı kurma isteği mi yatıyor? Siz ne düşünüyorsunuz?

  • Tekradan soruyorum: Yol göstericiye mi ihtiyacınız var? Bilen, bilir kişiye mi ihtiyacınız var? Bu kişinin olmadığını düşünün. Siz ne biliyorsunuz? Bilen kişiye ihtiyacınız olmadığını düşünün. Siz ne istiyorsunuz?
  • Arzu sahibi olmak sorumluluk alıp konfor alanından dışarı çıkmak demek. Acaba konfor alanından çıkmamak için mi arzunuzu dondurmuşsunuz?

Ne düşünüyorsunuz?

Bu bir arzu olabilir fakat bu bir hobi değil ki. Bir kere dünyayı gezicem ve bitecek. Ben kendime beni mutlu edecek hobi, meslek arıyorum.
Evet muhtemelen öyle. İşçi kimliği benim için pek bir şey ifade etmiyor. Öğrenci kimliği her zaman daha üstte olacak her zaman.
Galiba hem okulu hem de lise anılarımı özlüyorum. İşçi olmak yerine şu an üniversiteye gitmeyi tercih ederim.
Evet sevdiğim işi yapmıyorum ve sanayi ortamı bana göre değil. Sanayide amelelik yapıyorum.
Hayır sanmıyorum. Çünkü öğretmen olsam da o anılar geri gelmeyecek.
Hayır öğretmen olursam o ergenlik zamanım yine geri gelmeyecek. Öğretmenliği bana uygun bir meslek olduğunu düşündüğüm ve öğretmenlere saygı duyduğum için öğretmen olmak istiyorum.
Kimseye ihtiyacım olduğunu düşünmüyorum. O zamanlar ergenlik aklımla öğretmenleri de dinlemiyordum zaten.
Konfor alanımda olsam mutlu olurdum diye düşünüyorum.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı