İnancınızı Kaybettiğinizde Neler Hissettiniz?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Pat diye inançsız oldum. Üst üste geldi. Açıkçası hayatımda pek de bir şeyin değiştiği söylenemez. Bir şekilde eskisi gibi yaşamaya çalışıyoruz hâlâ. Cehennem korkunuzun olduğunu söylemişsiniz. Tanrı' nın gazabını; ona inanmayanlara, onu inkar edenlere yönelteceğini düşünmüyorum. Böyle bir şey çok saçma olur. Sonsuz kudretli bir varlık niye yarattığı aciz canlıdan intikam alsın? İşi mi yok? Birazcık akıl-mantık yürütmeyle bu sonuçlara varabilirsiniz. Sürülerce örnek var.
 
12 yaşımdan beri herhangi bir dine inancım yok. Ailemde sadece annemin dini inancı vardı,babamın ve abimin bildim bileli yoktu. Sanırım bende bu yüzden dine olan inancımi bu kadar kolay yitirmiştim veya hiç inanmamıştım. Şu anda 20 yaşındayım hayla herhangi bir dini inancım yok ve hayatımın geri kalanındada olacağını düşünmüyorum. Inancımı kaybettiğimde tek hissetiğim şey etrafımdaki insanların zamanlarını boşa harcıyor olmasıydı zaten çok küçüktüm çocuktum çocukken böyle düşünüyordum. Şu ana kadar da pek bir şey hissetmedim inanmadığım için çünkü din benim için çok büyük bir yere sahip değildi hayatımda. Illahaki bir şeye inanmak zorundaysak bana göre bu din olmamalı,onun yerine sevgi, dürüstlük, dostluk, fedakarlık, merhamet gibi yaptıkça içimize güzel duyguların ve hislerin yerleşmesini sağlayan şeyler olmalı.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
İnancınızı kaybettiğinizde neler hissettiniz? Çocukluğunuzdan beri doğru kabul ettiğiniz bir şeye artık inanmamak nasıl hissettirdi? İnancınızı kaybettikten sonra oluşan içinizdeki boşluğu neyle doldurdunuz?
İçimde herhangi bir boşluk olmadı. Aksine aydınlanmış hissettim çünkü yıllardır inandığım bir yalandan kurtulmuştum. İçinizde bir inanç boşluğu kalıyorsa bilime inanın, daha iyi sonuç veriyor :) Korkutma üzerine kurulu bir yalana o kadar sene boyunca nasıl inanmışım hala aklım almıyor.
 
Pat diye inançsız oldum. Üst üste geldi. Açıkçası hayatımda pek de bir şeyin değiştiği söylenemez. Bir şekilde eskisi gibi yaşamaya çalışıyoruz hâlâ. Cehennem korkunuzun olduğunu söylemişsiniz. Tanrı' nın gazabını; ona inanmayanlara, onu inkar edenlere yönelteceğini düşünmüyorum. Böyle bir şey çok saçma olur. Sonsuz kudretli bir varlık niye yarattığı aciz canlıdan intikam alsın? İşi mi yok? Birazcık akıl-mantık yürütmeyle bu sonuçlara varabilirsiniz. Sürülerce örnek var.

Evet mantık bize bu sonuçları veriyor ancak Tanrı kitap gönderdiyse ve kitaba iman etmediysek bizi cezalandırabilir.

12 yaşımdan beri herhangi bir dine inancım yok.Ailemde sadece annemin dini inancı vardı,babamın ve abimin bildim bileli yoktu.Sanırım bende bu yüzden dine olan inancımi bu kadar kolay yitirmiştim veya hiç inanmamıştım.Şu anda 20 yaşındayım hayla herhangi bir dini inancım yok ve hayatımın geri kalanındada olacağını düşünmüyorum.Inancımı kaybettiğimde tek hissetiğim şey etrafımdaki insanların zamanlarını boşa harcıyor olmasıydı zaten çok küçüktüm çocuktum çocukken böyle düşünüyordum.Şuana kadar da pek birşey hissetmedim inanmadığım için çünkü din benim için çok büyük bir yere sahip değildi hayatımda.Illahaki bir şeye inanmak zorundaysak bana göre bu din olmamalı,onun yerine sevgi,dürüstlük,dostluk,fedakarlık,merhamet gibi yaptıkça içimize güzel duyguların ve hislerin yerleşmesini sağlayan şeyler olmalı.

Ben de böyle düşünüyorum iyi insan olmak her şeyden önce gelir ancak dinlere göre önce iman geliyor.

İçimde herhangi bir boşluk olmadı. Aksine aydınlanmış hissettim çünkü yıllardır inandığım bir yalandan kurtulmuştum. İçinizde bir inanç boşluğu kalıyorsa bilime inanın, daha iyi sonuç veriyor :) Korkutma üzerine kurulu bir yalana o kadar sene boyunca nasıl inanmışım hala aklım almıyor.

Sevdiklerimiz ölünce onlara neler olacak? Hakkımızı yiyenler ceza alacak mı yoksa yanlarına mı kalacak? Bu tip sorular var bende yani sonsuz yok oluşa inanmak istemiyorum sadece.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Bir ağaç öldüğü zaman ne oluyorsa, bir balık öldüğünde ne oluyorsa o olacak. Doğaya karışacağız. Sorun kendimizi doğanın üstünde görmekten kaynaklı. Doğadaki her canlı kadar kıymetimiz var, hepsi o. :)
 
Bir ağaç öldüğü zaman ne oluyorsa, bir balık öldüğünde ne oluyorsa o olacak. Doğaya karışacağız. Sorun kendimizi doğanın üstünde görmekten kaynaklı. Doğadaki her canlı kadar kıymetimiz var, hepsi o. :)
Yani bu dünyadaki zalimlerin yanına mı kalacak? İşte buna inanmak istemiyorum. Tamamen psikolojik, gerçeği kabullenmek istemiyorum sanki.
 
Evet mantık bize bu sonuçları veriyor ancak Tanrı kitap gönderdiyse ve kitaba iman etmediysek bizi cezalandırabilir.



Ben de böyle düşünüyorum iyi insan olmak her şeyden önce gelir ancak dinlere göre önce iman geliyor.



Sevdiklerimiz ölünce onlara neler olacak? Hakkımızı yiyenler ceza alacak mı yoksa yanlarına mı kalacak? Bu tip sorular var bende yani sonsuz yok oluşa inanmak istemiyorum sadece
Tanrı' nın gönderdiği kitaplarda çok belirgin hatalar var. Erkeğin kadına üstünlüğü, iman etmeyenleri öldürme gibi. Ben vicdanen buna karşıyım. Tanrı varsa ve bahsi geçen Tanrı semavi dinleri gönderen Tanrı ise bunu bilmeme rağmen yine iman etmem. Başka bir canlının hayatına sırf iman etmedi diye son veremem. Beni doğuran cinsin benden aşağı seviyede olduğunu vicdanen kabul edemem.

İlk Çağ felsefesi özgürken, bu dünya temelli olup, her şeyi sorgulamaya açıkken; Orta Çağ felsefesi tamamen din etkisinde olup Tanrı ve dine aykırı şeyler hiçbir şekilde sorgulanmamıştır. İmanın yeterli olduğu düşünülmüştür. Ancak Aydınlanma Çağı bunun böyle olmadığını göstermiştir. Artık imanın yerini rasyonalizm ve pozitivizm(akıl ve bilim) almıştır. Gönderilen kitaplar da 21. yüzyılda,içinde bulunduğumuz çağda, ne akılla ne de bilimle bağdaşıyor.
 
Sevdiklerimiz ölünce onlara neler olacak? Hakkımızı yiyenler ceza alacak mı yoksa yanlarına mı kalacak? Bu tip sorular var bende yani sonsuz yok oluşa inanmak istemiyorum sadece.
Çocukluğunuzdan öğrenilmiş korkular sadece. Sevdiklerimiz ölünce cehenneme gitmeyecekleri ne malum? Hiçbir şey hissetmeyeceklerini bilmek daha rahatlatıcı benim için.

Hakkımızı yiyenleri bu dünyada cezalandıralım, neden ahireti bekliyoruz?

Sadece korkuyorsunuz farkındaysanız. Başka hiçbir faktörün inancınıza bir etkisi yok.
 
Tanrı' nın gönderdiği kitaplarda çok belirgin hatalar var. Erkeğin kadına üstünlüğü, iman etmeyenleri öldürme gibi. Ben vicdanen buna karşıyım. Tanrı varsa ve bahsi geçen Tanrı semavi dinleri gönderen Tanrı ise bunu bilmeme rağmen yine iman etmem. Başka bir canlının hayatına sırf iman etmedi diye son veremem. Beni doğuran cinsin benden aşağı seviyede olduğunu vicdanen kabul edemem.

İlk Çağ felsefesi özgürken, bu dünya temelli olup, her şeyi sorgulamaya açıkken; Orta Çağ felsefesi tamamen din etkisinde olup Tanrı ve dine aykırı şeyler hiçbir şekilde sorgulanmamıştır. İmanın yeterli olduğu düşünülmüştür. Ancak Aydınlanma Çağı bunun böyle olmadığını göstermiştir. Artık imanın yerini rasyonalizm ve pozitivizm(akıl ve bilim) almıştır. Gönderilen kitaplar da 21. yüzyılda,içinde bulunduğumuz çağda, ne akılla ne de bilimle bağdaşıyor.

Evet birçok hata var ancak bu konuda da yorumlama işi devreye giriyor. Bazı din adamları dini günümüze uyarlamaya çalışıyorlar zaten dini kitapları istediğiniz gibi yorumlayarak mucize çıkarabilirsiniz doğru bilgi çıkarabilirsiniz. Belki de bu kitapların özelliği budur ve biz yanlış anlıyoruzdur. Böyle bir ihtimal de var.

Çocukluğunuzdan öğrenilmiş korkular sadece. Sevdiklerimiz ölünce cehenneme gitmeyecekleri ne malum? Hiçbir şey hissetmeyeceklerini bilmek daha rahatlatıcı benim için.

Hakkımızı yiyenleri bu dünyada cezalandıralım, neden ahireti bekliyoruz?

Sadece korkuyorsunuz farkındaysanız. Başka hiçbir faktörün inancınıza bir etkisi yok.

Bu dünyada tabiki cezalandıralım ancak bazı insanların gücü buna yetmiyor. Günde 1 dolara çalışan milyonlarca insan var mesela. İsyan etmeye hakları yok Kuzey Kore'de olanlar var mesela bunların gücü yetmiyor bunların ceza almasına inanmak istiyorum sadece ama kendimi kandırdığımı düşünüyorum.
 
Diğer taraf olsa dahi orada da adalet olmayacak. İki insan düşün, her ikisi de çok iyi, dini bütün insanlar. Biri varlıklı bir ailede doğup hayatı boyunca iyi bir yaşam sürüp ölüyor, diğeri son derece fakir bir ailede dünyaya gelip sefalet ve hastalık ile boğuşup ölüyor. Şimdi bunların ikisi de dinin kurallarını yerine getirdikleri için cennete gitmeli. Bu iki insandan sefalet içinde ölenin dünyada çektiği sıkıntının hesabını kim verecek? Diğer tarafta eşit olmayı hak ettikleri halde ilk yaşamlarında durum öyle değildi. Dediğim gibi, iyiler için bile adalet olamazken, kötüler için yaptırım bekleme. :)
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı