Bakın bunu şöyle anlatayım size uzun olabilir bu konuda kusura bakmayın. İlk olarak kur'an-ı kerimi ele aldığımızda Allah (c.c.) bizlere emirlerinden ve kurallarından bahseder ve resulümüz Hz. Muhammed Mustafa (s. A. V) yer yüzünde ki tüm sıfatların sahibi olan Allah'dır der. Bu konuda hemfikir olmamız lazım bunu kimse peygamberden iyi bilemez ve bu benim dini görüşüme göre de doğrudur ve Allah (c.c.) dediğiniz gibi 2 tane insan gönderdi isim olarak birine a diğerine b diyelim. A olan şahıs çok zengin şartları da çok iyi ve ona da dinen görevler ve sorumluluklar verilmiş ve araplaşmış sözde dindarlara göre bu kişi b kişisi ile aynı. Burada sadece insanları ayırmak ile kalmıyor dini bölüyorlar çünkü Allah (c.c) ben hiç kimseyi aynı yaratmadım, hiçbir kavmi, insanı, varlığı, cinleri, ağaçları vb. diye buyuruyor. B kişisi ise a kişisine göre çok sefil aç ve de sürekli şükür ederse cennete gideceği söyleniyor lakin böyle bir durumun olmadığı açıkça kur'an-ı kerim de belirtilmiş olup bir kimsenin diğerine üstünlüğü Allah huzurundadır diye belirtiliyor. Haşa bizim manyak hocalarda bu gibi durumları yanlış bir çeviri ile katında olarak çeviriyor ve ortaya absürt sonuçlar ile iş bilmez ilahiyatçılar çıkıyor bu da insanın artık neye inanması gerektiği konusunda tereddütte itiyor. Allah (c.c.) hiç kimseyi eşit ve aynı şartlarda yaratmaz kimi zengin olacaktır kimi ise fakir olacaktır bu böyle buyrulmuştur. Ancak islamiyeti yorumlayanlar bu konu da zamanla gelen rehavet ile kafaları karıştırmış arkadan gelen nesilde karışarak işi bozmuşlardır, direk kutsal kitapta "biz sizden önce cinleri yarattık ve onları kainatın sahibi olan Allah (c.c) a imanlarını sunmalarını bekledik ancak onlar dünya üzerinde fitneye ve kaosa sebep oldular. Biz de sonra sizleri yarattık." Denmektedir. Kısaca Allah (c.c.) bizleri eşit olmayacak bir şekilde yarattı kimimiz güçlü ve zengin iken kimimiz güçsüz ve fakir olarak geldik bunlardan ders çıkarmamız istendi bizim de bazılarımız çıkardı bazılarımız çıkarmadı ve biz de sürekli her şeyi Allah (c.c)tan beklemeye başladık ancak Allah (c.c) bizlere akıl nimeti verdi ve bizden de bu akıl nimetini kullanmamızı istedi biz ise bunu başaramadık insanlık olarak. Asıl amacımız zengin / güçlü / fakir / güçsüz olmak veya olmamak oldu ve bundan sorgulamaya başladık ve bir adaletsizlik olduğunu düşündük lakin Allah (c.c.) bizleri ilk yarattığında bizleri sadece fiziksel olarak ayırmış iken biz insanlar olarak dünyayı böldük para / mal ve mülk yaptık bunlara tapar olduk ve bunun sonucunda nerede Allah (c.c.)ın adaleti demeye başladık. Halbuki tanrımızın bize verdiği aklı kullanmayarak verdiği nimetleri paylaşmayarak ve onun Emir'lerini tam anlamıyla anlamayarak adaleti bizim bozduğumuzu da kavrayamaz biz anlayışa kurban olduk. Ancak Allah (c.c.) buyurdu ki; ey elçimiz biri bizim adaletimizi soracak olur ve neden rabbi olan Allah (c.c.)ın ona müdahalede bulunup yardım etmediğini soracak olursa, onlara de ki bu dünya da çektiğiniz sıkıntının mükâfatını bizden alacaksınız. Bu anlatımdan da anlaşılacağı üzere öldükten sonra alınacağından bahsedilir yine bir Hadise göre ise "ey ümmetim, siz dua ettikçe rabbiniz dualarınızı geri çevirecek ve onları kabul etmeyecektir. Sakın bunun kötü olduğunu düşünmeyiniz aksine rabbiniz sevdiği kulun daha çok huzurunda kalması ve onun ile konuşması için ona sıkıntı vermektedir, bu yüzden o'na edilen duaların kabul olmamasını kötü niyet ve nefsi düşünceler ile yargılamayın" buyurmuştur. Bir diğer hadiste ise "rabbiniz o'na hizmet etmeyi meşaketli bulan ve ondan ümidi çok bulunmayanlardan gelen dualara anında cevap verir. Bunu sakın rabbimiz o'na karşı olanları seviyor diye yorumlamayın çünkü rabbiniz onları huzurunda istemediğinden dualarını kabul eder, bunu da rabbinizin sizi ayırdığını düşünmeye sevk etmenize izin vermeyin çünkü rabbimiz yarattığı her kulu belli bir ölçüde sever." Sözleriyle bildirmiştir. Eğer bizler bunca olaya rağmen olayları kavrayamıyor isek bu bizim sıkıntımız biz eğer o'na ortak koşuyor veya o'ndan çok yarattıkları ile meşgul oluyorsak refah süreriz eğer O'nun ile berabersek de refah veya sefalet düşünmeden sessizce bu dünyadan göçeriz. Hani Allah (c.c.) kainattı adalet ile yoğurdu ve yarattı biz o'na adaletsizlik diyemeyiz kimi olaylarda kimi kullar o kadar darda olurlar ki Allah (c.c.) o sevdiği kulu daha fazla üzülmesin diye adaletini bu dünyada tecelli ettirir, kimi zaman ise kulunun sabrını ölçerek bu sabrının sonunda ona göre fazla mükafat verir kimi zaman bu mükafat bizzat kendisi kimi zaman ise sevdikleridir. Eğer anlatamadığım bir yer var ise veya karıştırdığım bir yer var ise gel tartışalım. Bu arada sorgulamaya devam etmelisin özellik ile ateist kitapları oku dine inanmayanlar neden inanmıyor diye bak gerekirse onları da yaşa Allah (c.c.)ın ilk emri olan Oku'yu yerine getir ve emin ol bunları yaşayıp islamiyete döndükçe Allah (c.c.) a daha fazla bağlanacaksın.