- Katılım
- 16 Şubat 2018
- Mesajlar
- 1.721
- Makaleler
- 2
- Çözümler
- 11
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
- Meslek
- CNC ve Forklift Opr.
Nasıl anlatsam bilemiyorum. Konuyu nereye açacağımı da bilemedim. Söz konusu olay Kayseri Şehir Hastanesinde yaşandı.
Uzun uğraşlar sonucu doğuma gitmeye hazırlanan yengem için, son günlerinde sezaryen doğum kararı alındı. Çocuk ultrason tahimin ile 3.800Gr civarı ve 40+6 günlüktü. Doğuma gittiği akşam sezaryen için olan tüm prosedürleri, oradaki nöbetçi doktor iptal edip, normal doğum yapmak istemesi ile tepki gösterdiğimizde, doktorun tepkisi "Ben işimi bilirim, o doktor öyle yapar ben böyle" şeklinde oldu ve doğum esnasında 10cm açılmanın üzerine 5cm kesi uygulanmasına rağmen, kanalda fazla kalan çocuk nefessiz kalarak beyninden hasara uğramış. Kimseye gösterilmeden yenidoğan çocuk yoğun bakıma alınmış. Söylenen sıkıntı ise "çocuğun pipisinde morluk var" şeklinde oldu. Yenidoğan yoğun bakım bölümündeki doktorla bizzat konuşmam dahilinde, "hipoksik iskemik ensefalopati" yani nefessiz kalmasına müteakip, beyninde hasar aldığını o an öğrendim. Ayrıca çocuk doktorundan, bu zamana kadar sağlıklı olan bir çocuğun şuan bu halde bulunmasının doğum anındaki bir travmadan kaynaklı olduğunu da öğrendik ve teyit ettik.
26.07.2018 tarihinde 18:20'de dünyaya gelen bebeğimiz, yoğun bakımda beyin hasarını durdurmak ve azaltmak adına "hipotermi" tedavisi uygulanırken, yoğun şekilde beyin kanaması geçirdi. Bunun ardından yoğun bir şekilde incelenmeye başlandı ve bizden umudumuzu kesmeye başlamamız istendi. 28.07.2018 sabah 05:00 saatlerinde son kez ağır şekilde kanaması başlayan bebeğimizi kurtaramadık. Son yüzü gözümün önünden hiç gitmiyor.
Kaderi böyleymiş, görüp göreceği bu kadarmış. Annesi kucağına dahi alamadı. 1 defa doğar doğmaz gördü ve daha sonra soğuk bedenini gördü.
Hastane ile ilgili tüm yasal işlem başladı. O küçük bedene otopsi yapıldı. Fakat benim anlamadığım, nedir bu kibir? "Ben yaparım, ben ederim." nedir bu? Söz konusu can değil mi? 3,500gr üzeri çocuklar için sezaryen kesinlikle öneriliyor. Neden kolaya kaçıldı?
Uzun uğraşlar sonucu doğuma gitmeye hazırlanan yengem için, son günlerinde sezaryen doğum kararı alındı. Çocuk ultrason tahimin ile 3.800Gr civarı ve 40+6 günlüktü. Doğuma gittiği akşam sezaryen için olan tüm prosedürleri, oradaki nöbetçi doktor iptal edip, normal doğum yapmak istemesi ile tepki gösterdiğimizde, doktorun tepkisi "Ben işimi bilirim, o doktor öyle yapar ben böyle" şeklinde oldu ve doğum esnasında 10cm açılmanın üzerine 5cm kesi uygulanmasına rağmen, kanalda fazla kalan çocuk nefessiz kalarak beyninden hasara uğramış. Kimseye gösterilmeden yenidoğan çocuk yoğun bakıma alınmış. Söylenen sıkıntı ise "çocuğun pipisinde morluk var" şeklinde oldu. Yenidoğan yoğun bakım bölümündeki doktorla bizzat konuşmam dahilinde, "hipoksik iskemik ensefalopati" yani nefessiz kalmasına müteakip, beyninde hasar aldığını o an öğrendim. Ayrıca çocuk doktorundan, bu zamana kadar sağlıklı olan bir çocuğun şuan bu halde bulunmasının doğum anındaki bir travmadan kaynaklı olduğunu da öğrendik ve teyit ettik.
26.07.2018 tarihinde 18:20'de dünyaya gelen bebeğimiz, yoğun bakımda beyin hasarını durdurmak ve azaltmak adına "hipotermi" tedavisi uygulanırken, yoğun şekilde beyin kanaması geçirdi. Bunun ardından yoğun bir şekilde incelenmeye başlandı ve bizden umudumuzu kesmeye başlamamız istendi. 28.07.2018 sabah 05:00 saatlerinde son kez ağır şekilde kanaması başlayan bebeğimizi kurtaramadık. Son yüzü gözümün önünden hiç gitmiyor.
Kaderi böyleymiş, görüp göreceği bu kadarmış. Annesi kucağına dahi alamadı. 1 defa doğar doğmaz gördü ve daha sonra soğuk bedenini gördü.
Hastane ile ilgili tüm yasal işlem başladı. O küçük bedene otopsi yapıldı. Fakat benim anlamadığım, nedir bu kibir? "Ben yaparım, ben ederim." nedir bu? Söz konusu can değil mi? 3,500gr üzeri çocuklar için sezaryen kesinlikle öneriliyor. Neden kolaya kaçıldı?