Komik uzun anınızı anlatın

Gece sıkıldım, hoca quiz.com'dan test açıyordu canlı, ben de @NothingGood'a sen de katıl yazdım, sınıftan olmayan birinin ismini seçtim :) .

Sonrası harikaydı, çocuk hayatında ilk kez full çekmiş oldu. Diğer öğrenciler bu kesin kopya çekmiştir diyor, hoca övüyor, çocuk okula gelince de övünüyor :) .
Bir de yayın açtım DC'den :) .
Bende bunu yazacaktım :D.
 
İşle ilgili yaşadığım uzun ama komik bir anıyı yazayım. Bir yaz ayında iş tecrübesi olsun ve az da olsa bir harçlık çıksın diye pamukkale turizm de işe başlamıştım. İlk gün gittim,40 yaşlarında böyle biraz fırlama biraz dengesiz değişik bir muavin bana işi öğretmek için yanımdaydı. İlk yolculuk Bursa-İzmir arasıydı. Tüm yiyecek dağıtımını ve diğer yapılması gereken işleri kendisi yaptı,bana tek bir iş bile yaptırmadı. Hatta su dağıtılacaktı,ben elime şişe ve onca bardağı aldım,bir kadına su dökerken yollar virajlı olduğundan ve dökerim diye korktuğumdan dolayı yavaş yavaş döküyordum,yav ver şunu ver dedi,daha 1 yolcuya bile su veremeden elimden aldı suyu birde kadından özür dileyip kendisi döktü. Kadın bile biraz söylendi,ne var kendisi döküyordu dedi ama muavin biraz kafadan gidikti, özür dileye dileye su döktü sonra tüm yolculara kendisi yiyecek içecek dağıttı. Daha sonra kendisi 5 saatlik yok boyunca ne bir damla su içti ne de bir gram bişey yedi, ulan temmuz sıcağı,yol kenarında buzlu bilmem ne meyvesi diye panoları görüp duruyorum ama kimse bişey yiyip içmediği için gidip kendi başıma bişeyler yemekten de çekiniyorum. Neyse bu şekil aç susuz bir şekilde izmire gittik, otogarın karşısında büyük bir binada muavinlere ayrılmış bölüme gidip 5-6 saat kadar dinlendik. Görünümü güzel ama kalitesi berbat olan kunduralar iki ayağımı da feci yaralamıştı, insanın inanası gelmez ama ayakkabımı çıkardıktan sonra çorabımın arkasında 1 lira boyutunda silikon gibi bişey vardı, bu nerden gelmiş demeye kalmadan bunun topuğun üst kısmında kalan et parçasının kopmuş parçası olduğunu anladım. Acısı tarif edilmez, inanılmaz ağırıyor,bu şekilde birde tekrar kundurayı giyip istanbula yolculuğa çıktık. Değişik muavinin sağolsun iyi akıl etti de ayakkabının arkasını kıvırıp ayakkabıyı terlik gibi giydim de biraz rahatladım. Neyse gece boyunca İstanbul yolculuğu yaptık,aynı şekilde muavin bana yine tek bir iş bile yaptırmadı. Elime yiyecek arabasını alsam,arabayı 3 saniye değil de 4 saniyede yanına getirsem ''ver ver senin yapacağın yok'' diyip elimden alıyordu ve hiç iş yaptırmıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam manisada bulunan bir dinlenme tesisinde 10 dk içinde 2 tabak tavuk şiş 1 tabak rosto köfte yiyip yiyemediğim künefede gözüm kalarak oradan da ayrıldık. Yol boyunca bana '' paşam,yiğenim senden muavin olmaz,çok yavaşsın,hiç iş yapamıyorsun,şimdi senin için muavin olabilir diye onay versem,seni muavin yapsalar ve kötü iş yapsan,yarın öbür gün bana gelip sen bunu nasıl kabul ettin dediklerinde patrona nasıl hesap veririm?'' diye uzun uzun nutuklar okudu durdu. Bana sürekli paşam maşam gibi terimler kullandığı için ve bende o zamanlar daha cahil bir çocuk olduğum için adama aşırı ısınmıştım,sanki gerçek bir abimmiş de benim için acı ama gerçekleri konuşuyormuş gibi hissediyordum. ''bursaya dönünce müdürün yanına gidip durumu olduğu gibi anlatıcam,senden gizlim olmaz,istersen sende gelirsin içeri '' diyordu,bende sürekli tabi abi olur abi diyip duruyordum. Neyse,istanbula gittik,bu dürzü gitti yolcuların valizlerini verdikten sonra bagaj kapağını ayağıyla kapattı,basit görünen ama otobüs şöförleri için cinayet sebebi olabilecek bir hataydı. Şöför önce sakin dozajda sonra ortalığı inlete inlete sen benim arabamı nasıl tekmelersin diye ortalığı inletti. 10 dk lık bağırış çağırışın ardından otobüse bindik,yolcular olmadan bi 30 dk lık yol gittik.Bu muavin şöförle küstü,beni de yanına alıp en arka koltuklarda oturduk,öne gidersen seninle asla konuşmam diyerek de öne gitmemi engelledi :) Neyse,bunun morali çok bozulduğu için misafir olarak -misafir demek muavinlerin hizmet etmeden yolcu gibi otobüse binip başka bir ile gitmesi- bursaya döndük.Çok samimi içten,akıllı başlı muavinimiz (!) yolda morali çok bozuk olmasına rağmen yine benim ne kadar kötü bir muavin olduğumu ve benim kötü olmama rağmen bana onay verirse kendi başının nasıl derde gireceğini,beni öz kardeşi gibi sevdiğini ama görevinin kutsallığı :):):) sebebiyle gerçekleri söylemek zorunda olacağını söyleyip durdu.Bende zaten 24 saat boyunca abuk sabuk yollar,yolcular,şöförler gördüğüm için işe alınmazsam da alınmayayım diyordum,söylemeyi unuttum ama ilk yolculuğumuzda şöför bursadan izmire gidene kadar abartısız 3-4 saat boyunca işe söylendi,lanet olsun bıktım mıktım diye saatlerce kafa ütüledi. Neyse,nihayet bursaya geldik,host amirliğine girdik. Eğer hala duruyorsa genç ve zeki bir host amiri vardı,kulakları çınlasın. Neyse odaya girdik, host amiri samimi bir şekilde hoş geldin kardeşim dedi, ee yolculuk nasıl geçti diye sordu. Bana işi öğretmekten ziyade öğretmemek için yanıma verilen muavin eline bir bardak aldı ve şok edici biçimde benim yaptığım tüm hareketleri beni taklit ede ede anlatmaya başladı. '''-kadının eline böyle bardağı verdi, kaynar suyu dökecekken elinden aldım yoksa kadın yanacaktı''', ''''aşırı yavaş, hiçbir şey yapamadı''' gibi olmuş olmamış birsürü şey salladı, saçları beyazlamış adam tiyatro oynar gibi 18 yaşındaki çocuğun ilk iş gününde yapamadığı ve yapmasına izin vermediği şeyleri abartılı biçimde gösterip durdu. 3-4 dakika boyunca bu şaklabanlık sürdü. En sonunda host amiri ''kimse muavin olarak doğmuyor, bu çocuk iş için gelmiş, buna göstereceksin, yapamadı mı bir daha göstereceksin, yine yapamazsa yine göstereceksin, senin işin bu, kimse buraya 10 yıllık tecrübeyle gelmiyor!'' diye bağıra bağıra bunu itin şeyine sokup çıkardı. İstanbuldaki tartışmadan dolayı zaten morali bozuktu, birde bu ağır fırçadan sonra muavinin iyice kafası yere düştü, hani şu veresiye veren vermeyen resmindeki veresiye veren adam gibi iki büklüm kaldı. Host amiri bunu dengesizi haşat ettikten sonra bana döndü, gülerek ''işin hayırlı olsun kardeşim, bugün eve git, yarın dinlen sonraki gün arar çağırırız seni ''dedi. Bende değişik ama daha çok mutlu bir hisle teşekkür ederim dedim, kafası yere eğik duran manyak muavine de biraz eğilerek ve sırıtarak ''görüşürüz abi'' dedim, kafasını zar zor kaldırıp görüşürüz dedi. 2 gün sonra arayıp çağırdılar, galiba onlar da beni eğitsin diye verdikleri muavinin turşu olduğunu biliyor olacak ki tekrar eğitim almak ister misin diye sordular, bende çok iyi olur dedim ve öyle 2. eğitime başladım. Sağolsun çok iyi bir muavin denk geldi, kısa sürede çok iyi bir şekilde öğrendim. 2-3 hafta sonra falan, Ankara-Bursa arası çalışıyorum, bursa terminalde o değişik muavini gördüm, yanında yine eğitim vereceği (!) bir çocuk vardı, çocuk benim yanımdaki otobüse binerken bu da beni görünce ağır ağır geldi. Yüzünü zorlayarak gülmeye çalıştı, aa nasılsın falan dedi,bende 2 dakikalık yalancıktan hal hatır sorma boyunca güldüm, orada muavin elbisesi giymiş bir şekilde çalışmam adamın dakikalarca atıp tuttuğu nutukların tamamen osuruktan teyyare olduğunun kanıtı olduğu için adam benimle konuşurken çok morali bozuldu ve hızlıca yanımdan ayrıldı. Bende zaten basit ama muavinlik için sıkıntı çıkaran bir sağlık problemi sebebiyle 1 ay bile çalışmadan işten çıktım ama bu iş ve özellikle de iş öğreten dallama sayesinde 12 yıllık eğitim hayatımda edinemediğim tecrübeyi 1 aydan kısa sürede öğrenmiş oldum. Şuan hala attığım adımların içerisinde taa o günlerden kalan tecrübemin izleri var. Çok uzun oldu, bu dangalak muavinin bozuluşu çok komik bir olaydı,onu anlatayım derken uzattım ama yinede güzel bir hikaye ortaya çıktı. 😀
 
İşle ilgili yaşadığım uzun ama komik bir anıyı yazayım. Bir yaz ayında iş tecrübesi olsun ve az da olsa bir harçlık çıksın diye pamukkale turizm de işe başlamıştım. İlk gün gittim,40 yaşlarında böyle biraz fırlama biraz dengesiz değişik bir muavin bana işi öğretmek için yanımdaydı. İlk yolculuk Bursa-İzmir arasıydı. Tüm yiyecek dağıtımını ve diğer yapılması gereken işleri kendisi yaptı,bana tek bir iş bile yaptırmadı. Hatta su dağıtılacaktı,ben elime şişe ve onca bardağı aldım,bir kadına su dökerken yollar virajlı olduğundan ve dökerim diye korktuğumdan dolayı yavaş yavaş döküyordum,yav ver şunu ver dedi,daha 1 yolcuya bile su veremeden elimden aldı suyu birde kadından özür dileyip kendisi döktü. Kadın bile biraz söylendi,ne var kendisi döküyordu dedi ama muavin biraz kafadan gidikti, özür dileye dileye su döktü sonra tüm yolculara kendisi yiyecek içecek dağıttı. Daha sonra kendisi 5 saatlik yok boyunca ne bir damla su içti ne de bir gram bişey yedi, ulan temmuz sıcağı,yol kenarında buzlu bilmem ne meyvesi diye panoları görüp duruyorum ama kimse bişey yiyip içmediği için gidip kendi başıma bişeyler yemekten de çekiniyorum. Neyse bu şekil aç susuz bir şekilde izmire gittik, otogarın karşısında büyük bir binada muavinlere ayrılmış bölüme gidip 5-6 saat kadar dinlendik. Görünümü güzel ama kalitesi berbat olan kunduralar iki ayağımı da feci yaralamıştı, insanın inanası gelmez ama ayakkabımı çıkardıktan sonra çorabımın arkasında 1 lira boyutunda silikon gibi bişey vardı, bu nerden gelmiş demeye kalmadan bunun topuğun üst kısmında kalan et parçasının kopmuş parçası olduğunu anladım. Acısı tarif edilmez, inanılmaz ağırıyor,bu şekilde birde tekrar kundurayı giyip istanbula yolculuğa çıktık. Değişik muavinin sağolsun iyi akıl etti de ayakkabının arkasını kıvırıp ayakkabıyı terlik gibi giydim de biraz rahatladım. Neyse gece boyunca İstanbul yolculuğu yaptık,aynı şekilde muavin bana yine tek bir iş bile yaptırmadı. Elime yiyecek arabasını alsam,arabayı 3 saniye değil de 4 saniyede yanına getirsem ''ver ver senin yapacağın yok'' diyip elimden alıyordu ve hiç iş yaptırmıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam manisada bulunan bir dinlenme tesisinde 10 dk içinde 2 tabak tavuk şiş 1 tabak rosto köfte yiyip yiyemediğim künefede gözüm kalarak oradan da ayrıldık. Yol boyunca bana '' paşam,yiğenim senden muavin olmaz,çok yavaşsın,hiç iş yapamıyorsun,şimdi senin için muavin olabilir diye onay versem,seni muavin yapsalar ve kötü iş yapsan,yarın öbür gün bana gelip sen bunu nasıl kabul ettin dediklerinde patrona nasıl hesap veririm?'' diye uzun uzun nutuklar okudu durdu. Bana sürekli paşam maşam gibi terimler kullandığı için ve bende o zamanlar daha cahil bir çocuk olduğum için adama aşırı ısınmıştım,sanki gerçek bir abimmiş de benim için acı ama gerçekleri konuşuyormuş gibi hissediyordum. ''bursaya dönünce müdürün yanına gidip durumu olduğu gibi anlatıcam,senden gizlim olmaz,istersen sende gelirsin içeri '' diyordu,bende sürekli tabi abi olur abi diyip duruyordum. Neyse,istanbula gittik,bu dürzü gitti yolcuların valizlerini verdikten sonra bagaj kapağını ayağıyla kapattı,basit görünen ama otobüs şöförleri için cinayet sebebi olabilecek bir hataydı. Şöför önce sakin dozajda sonra ortalığı inlete inlete sen benim arabamı nasıl tekmelersin diye ortalığı inletti. 10 dk lık bağırış çağırışın ardından otobüse bindik,yolcular olmadan bi 30 dk lık yol gittik.Bu muavin şöförle küstü,beni de yanına alıp en arka koltuklarda oturduk,öne gidersen seninle asla konuşmam diyerek de öne gitmemi engelledi :) Neyse,bunun morali çok bozulduğu için misafir olarak -misafir demek muavinlerin hizmet etmeden yolcu gibi otobüse binip başka bir ile gitmesi- bursaya döndük.Çok samimi içten,akıllı başlı muavinimiz (!) yolda morali çok bozuk olmasına rağmen yine benim ne kadar kötü bir muavin olduğumu ve benim kötü olmama rağmen bana onay verirse kendi başının nasıl derde gireceğini,beni öz kardeşi gibi sevdiğini ama görevinin kutsallığı :):):) sebebiyle gerçekleri söylemek zorunda olacağını söyleyip durdu.Bende zaten 24 saat boyunca abuk sabuk yollar,yolcular,şöförler gördüğüm için işe alınmazsam da alınmayayım diyordum,söylemeyi unuttum ama ilk yolculuğumuzda şöför bursadan izmire gidene kadar abartısız 3-4 saat boyunca işe söylendi,lanet olsun bıktım mıktım diye saatlerce kafa ütüledi. Neyse,nihayet bursaya geldik,host amirliğine girdik. Eğer hala duruyorsa genç ve zeki bir host amiri vardı,kulakları çınlasın. Neyse odaya girdik, host amiri samimi bir şekilde hoş geldin kardeşim dedi, ee yolculuk nasıl geçti diye sordu. Bana işi öğretmekten ziyade öğretmemek için yanıma verilen muavin eline bir bardak aldı ve şok edici biçimde benim yaptığım tüm hareketleri beni taklit ede ede anlatmaya başladı. '''-kadının eline böyle bardağı verdi, kaynar suyu dökecekken elinden aldım yoksa kadın yanacaktı''', ''''aşırı yavaş, hiçbir şey yapamadı''' gibi olmuş olmamış birsürü şey salladı, saçları beyazlamış adam tiyatro oynar gibi 18 yaşındaki çocuğun ilk iş gününde yapamadığı ve yapmasına izin vermediği şeyleri abartılı biçimde gösterip durdu. 3-4 dakika boyunca bu şaklabanlık sürdü. En sonunda host amiri ''kimse muavin olarak doğmuyor, bu çocuk iş için gelmiş, buna göstereceksin, yapamadı mı bir daha göstereceksin, yine yapamazsa yine göstereceksin, senin işin bu, kimse buraya 10 yıllık tecrübeyle gelmiyor!'' diye bağıra bağıra bunu itin şeyine sokup çıkardı. İstanbuldaki tartışmadan dolayı zaten morali bozuktu, birde bu ağır fırçadan sonra muavinin iyice kafası yere düştü, hani şu veresiye veren vermeyen resmindeki veresiye veren adam gibi iki büklüm kaldı. Host amiri bunu dengesizi haşat ettikten sonra bana döndü, gülerek ''işin hayırlı olsun kardeşim, bugün eve git, yarın dinlen sonraki gün arar çağırırız seni ''dedi. Bende değişik ama daha çok mutlu bir hisle teşekkür ederim dedim, kafası yere eğik duran manyak muavine de biraz eğilerek ve sırıtarak ''görüşürüz abi'' dedim, kafasını zar zor kaldırıp görüşürüz dedi. 2 gün sonra arayıp çağırdılar, galiba onlar da beni eğitsin diye verdikleri muavinin turşu olduğunu biliyor olacak ki tekrar eğitim almak ister misin diye sordular, bende çok iyi olur dedim ve öyle 2. eğitime başladım. Sağolsun çok iyi bir muavin denk geldi, kısa sürede çok iyi bir şekilde öğrendim. 2-3 hafta sonra falan, Ankara-Bursa arası çalışıyorum, bursa terminalde o değişik muavini gördüm, yanında yine eğitim vereceği (!) bir çocuk vardı, çocuk benim yanımdaki otobüse binerken bu da beni görünce ağır ağır geldi. Yüzünü zorlayarak gülmeye çalıştı, aa nasılsın falan dedi,bende 2 dakikalık yalancıktan hal hatır sorma boyunca güldüm, orada muavin elbisesi giymiş bir şekilde çalışmam adamın dakikalarca atıp tuttuğu nutukların tamamen osuruktan teyyare olduğunun kanıtı olduğu için adam benimle konuşurken çok morali bozuldu ve hızlıca yanımdan ayrıldı. Bende zaten basit ama muavinlik için sıkıntı çıkaran bir sağlık problemi sebebiyle 1 ay bile çalışmadan işten çıktım ama bu iş ve özellikle de iş öğreten dallama sayesinde 12 yıllık eğitim hayatımda edinemediğim tecrübeyi 1 aydan kısa sürede öğrenmiş oldum. Şuan hala attığım adımların içerisinde taa o günlerden kalan tecrübemin izleri var. Çok uzun oldu, bu dangalak muavinin bozuluşu çok komik bir olaydı,onu anlatayım derken uzattım ama yinede güzel bir hikaye ortaya çıktı. 😀
Hepsini okudum... Çok güzel anlattınız. Gerçekten... İyi forumlar...
 
İşle ilgili yaşadığım uzun ama komik bir anıyı yazayım. Bir yaz ayında iş tecrübesi olsun ve az da olsa bir harçlık çıksın diye pamukkale turizm de işe başlamıştım. İlk gün gittim, 40 yaşlarında böyle biraz fırlama biraz dengesiz değişik bir muavin bana işi öğretmek için yanımdaydı. İlk yolculuk bursa-İzmir arasıydı. Tüm yiyecek dağıtımını ve diğer yapılması gereken işleri kendisi yaptı, bana tek bir iş bile yaptırmadı. Hatta su dağıtılacaktı, ben elime şişe ve onca bardağı aldım, bir kadına su dökerken yollar virajlı olduğundan ve dökerim diye korktuğumdan dolayı yavaş yavaş döküyordum, yav ver şunu ver dedi, daha 1 yolcuya bile su veremeden elimden aldı suyu bir de kadından özür dileyip kendisi döktü. Kadın bile biraz söylendi, ne var kendisi döküyordu dedi ama muavin biraz kafadan gidikti, özür dileye dileye su döktü sonra tüm yolculara kendisi yiyecek içecek dağıttı. Daha sonra kendisi 5 saatlik yok boyunca ne bir damla su içti ne de bir gram bir şey yedi, ulan temmuz sıcağı, yol kenarında buzlu bilmem ne meyvesi diye panoları görüp duruyorum ama kimse bir şey yiyip içmediği için gidip kendi başıma bir şeyyler yemekten de çekiniyorum. Neyse bu şekil aç susuz bir şekilde İzmir'e gittik, otogarın karşısında büyük bir binada muavinlere ayrılmış bölüme gidip 5-6 saat kadar dinlendik. Görünümü güzel ama kalitesi berbat olan kunduralar iki ayağımı da feci yaralamıştı, insanın inanası gelmez ama ayakkabımı çıkardıktan sonra çorabımın arkasında 1 lira boyutunda silikon gibi bir şey vardı, bu nereden gelmiş demeye kalmadan bunun topuğun üst kısmında kalan et parçasının kopmuş parçası olduğunu anladım. Acısı tarif edilmez, inanılmaz ağırıyor, bu şekilde bir de tekrar kundurayı giyip istanbula yolculuğa çıktık. Değişik muavinin sağ olsun iyi akıl etti de ayakkabının arkasını kıvırıp ayakkabıyı terlik gibi giydim de biraz rahatladım. Neyse gece boyunca İstanbul yolculuğu yaptık, aynı şekilde muavin bana yine tek bir iş bile yaptırmadı. Elime yiyecek arabasını alsam, arabayı 3 saniye değil de 4 saniyede yanına getirsem "ver ver senin yapacağın yok" deyip elimden alıyordu ve hiç iş yaptırmıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam Manisa'da bulunan bir dinlenme tesisinde 10 dk içinde 2 tabak tavuk şiş 1 tabak rosto köfte yiyip yiyemediğim künefede gözüm kalarak oradan da ayrıldık. Yol boyunca bana " paşam, yiğenim senden muavin olmaz, çok yavaşsın, hiç iş yapamıyorsun, şimdi senin için muavin olabilir diye onay versem, seni muavin yapsalar ve kötü iş yapsan, yarın öbür gün bana gelip sen bunu nasıl kabul ettin dediklerinde patrona nasıl hesap veririm?" diye uzun uzun nutuklar okudu durdu. Bana sürekli paşam maşam gibi terimler kullandığı için ve bende o zamanlar daha cahil bir çocuk olduğum için adama aşırı ısınmıştım, sanki gerçek bir abimmiş de benim için acı ama gerçekleri konuşuyormuş gibi hissediyordum. "bursaya dönünce müdürün yanına gidip durumu olduğu gibi anlatacağım, senden gizlim olmaz, istersen sende gelirsin içeri " diyordu, bende sürekli tabii abi olur abi deyip duruyordum. Neyse, istanbula gittik, bu dürzü gitti yolcuların valizlerini verdikten sonra bagaj kapağını ayağıyla kapattı, basit görünen ama otobüs şoförleri için cinayet sebebi olabilecek bir hataydı. Şoför önce sakin dozajda sonra ortalığı inlete inlete sen benim arabamı nasıl tekmelersin diye ortalığı inletti. 10 dk lık bağırış çağırışın ardından otobüse bindik, yolcular olmadan bir 30 dk lık yol gittik. Bu muavin şoförle küstü, beni de yanına alıp en arka koltuklarda oturduk, öne gidersen seninle asla konuşmam diyerek de öne gitmemi engelledi :) neyse, bunun morali çok bozulduğu için misafir olarak -misafir demek muavinlerin hizmet etmeden yolcu gibi otobüse binip başka bir ile gitmesi- bursaya döndük. Çok samimi içten, akıllı başlı muavinimiz (!) yolda morali çok bozuk olmasına rağmen yine benim ne kadar kötü bir muavin olduğumu ve benim kötü olmama rağmen bana onay verirse kendi başının nasıl derde gireceğini, beni öz kardeşi gibi sevdiğini ama görevinin kutsallığı :):):) sebebiyle gerçekleri söylemek zorunda olacağını söyleyip durdu. Bende zaten 24 saat boyunca abuk sabuk yollar, yolcular, şoförler gördüğüm için işe alınmazsam da alınmayayım diyordum, söylemeyi unuttum ama ilk yolculuğumuzda şoför bursadan İzmir'e gidene kadar abartısız 3-4 saat boyunca işe söylendi, lanet olsun bıktım mıktım diye saatlerce kafa ütüledi. Neyse, nihayet bursaya geldik, host amirliğine girdik. Eğer hala duruyorsa genç ve zeki bir host amiri vardı, kulakları çınlasın. Neyse odaya girdik, host amiri samimi bir şekilde hoş geldin kardeşim dedi, ee yolculuk nasıl geçti diye sordu. Bana işi öğretmekten ziyade öğretmemek için yanıma verilen muavin eline bir bardak aldı ve şok edici biçimde benim yaptığım tüm hareketleri beni taklit ede ede anlatmaya başladı. "-kadının eline böyle bardağı verdi, kaynar suyu dökecekken elinden aldım yoksa kadın yanacaktı", "aşırı yavaş, hiçbir şey yapamadı" gibi olmuş olmamış bir sürü şey salladı, saçları beyazlamış adam tiyatro oynar gibi 18 yaşındaki çocuğun ilk iş gününde yapamadığı ve yapmasına izin vermediği şeyleri abartılı biçimde gösterip durdu. 3-4 dakika boyunca bu şaklabanlık sürdü. En sonunda host amiri "kimse muavin olarak doğmuyor, bu çocuk iş için gelmiş, buna göstereceksin, yapamadı mı bir daha göstereceksin, yine yapamazsa yine göstereceksin, senin işin bu, kimse buraya 10 yıllık tecrübeyle gelmiyor!" diye bağıra bağıra bunu itin şeyine sokup çıkardı. İstanbul'daki tartışmadan dolayı zaten morali bozuktu, bir de bu ağır fırçadan sonra muavinin iyice kafası yere düştü, hani şu veresiye veren vermeyen resmindeki veresiye veren adam gibi iki büklüm kaldı. Host amiri bunu dengesizi haşat ettikten sonra bana döndü, gülerek "işin hayırlı olsun kardeşim, bugün eve git, yarın dinlen sonraki gün arar çağırırız seni "dedi. Bende değişik ama daha çok mutlu bir hisle teşekkür ederim dedim, kafası yere eğik duran manyak muavine de biraz eğilerek ve sırıtarak "görüşürüz abi" dedim, kafasını zar zor kaldırıp görüşürüz dedi. 2 gün sonra arayıp çağırdılar, galiba onlar da beni eğitsin diye verdikleri muavinin turşu olduğunu biliyor olacak ki tekrar eğitim almak ister misin diye sordular, bende çok iyi olur dedim ve öyle 2. eğitime başladım. Sağ olsun çok iyi bir muavin denk geldi, kısa sürede çok iyi bir şekilde öğrendim. 2-3 hafta sonra falan, Ankara-bursa arası çalışıyorum, bursa terminalde o değişik muavini gördüm, yanında yine eğitim vereceği (!) bir çocuk vardı, çocuk benim yanımdaki otobüse binerken bu da beni görünce ağır ağır geldi. Yüzünü zorlayarak gülmeye çalıştı, aa nasılsın falan dedi, bende 2 dakikalık yalancıktan hal hatır sorma boyunca güldüm, orada muavin elbisesi giymiş bir şekilde çalışmam adamın dakikalarca atıp tuttuğu nutukların tamamen osuruktan teyyare olduğunun kanıtı olduğu için adam benimle konuşurken çok morali bozuldu ve hızlıca yanımdan ayrıldı. Bende zaten basit ama muavinlik için sıkıntı çıkaran bir sağlık problemi sebebiyle 1 ay bile çalışmadan işten çıktım ama bu iş ve özellikle de iş öğreten dallama sayesinde 12 yıllık eğitim hayatımda edinemediğim tecrübeyi 1 aydan kısa sürede öğrenmiş oldum. Şu an hala attığım adımların içerisinde taa o günlerden kalan tecrübemin izleri var. Çok uzun oldu, bu dangalak muavinin bozuluşu çok komik bir olaydı, onu anlatayım derken uzattım ama yine de güzel bir hikaye ortaya çıktı. 😀

Şu yazıyı denetleyecek moderasyon ekibine çok üzüldüm. Hepsini okudum. Gerçekten çok güzel yazmışsınız.
 
İşle ilgili yaşadığım uzun ama komik bir anıyı yazayım. Bir yaz ayında iş tecrübesi olsun ve az da olsa bir harçlık çıksın diye pamukkale turizm de işe başlamıştım. İlk gün gittim, 40 yaşlarında böyle biraz fırlama biraz dengesiz değişik bir muavin bana işi öğretmek için yanımdaydı. İlk yolculuk bursa-İzmir arasıydı. Tüm yiyecek dağıtımını ve diğer yapılması gereken işleri kendisi yaptı, bana tek bir iş bile yaptırmadı. Hatta su dağıtılacaktı, ben elime şişe ve onca bardağı aldım, bir kadına su dökerken yollar virajlı olduğundan ve dökerim diye korktuğumdan dolayı yavaş yavaş döküyordum, yav ver şunu ver dedi, daha 1 yolcuya bile su veremeden elimden aldı suyu bir de kadından özür dileyip kendisi döktü. Kadın bile biraz söylendi, ne var kendisi döküyordu dedi ama muavin biraz kafadan gidikti, özür dileye dileye su döktü sonra tüm yolculara kendisi yiyecek içecek dağıttı. Daha sonra kendisi 5 saatlik yok boyunca ne bir damla su içti ne de bir gram bir şey yedi, ulan temmuz sıcağı, yol kenarında buzlu bilmem ne meyvesi diye panoları görüp duruyorum ama kimse bir şey yiyip içmediği için gidip kendi başıma bir şeyyler yemekten de çekiniyorum. Neyse bu şekil aç susuz bir şekilde İzmir'e gittik, otogarın karşısında büyük bir binada muavinlere ayrılmış bölüme gidip 5-6 saat kadar dinlendik. Görünümü güzel ama kalitesi berbat olan kunduralar iki ayağımı da feci yaralamıştı, insanın inanası gelmez ama ayakkabımı çıkardıktan sonra çorabımın arkasında 1 lira boyutunda silikon gibi bir şey vardı, bu nereden gelmiş demeye kalmadan bunun topuğun üst kısmında kalan et parçasının kopmuş parçası olduğunu anladım. Acısı tarif edilmez, inanılmaz ağırıyor, bu şekilde bir de tekrar kundurayı giyip istanbula yolculuğa çıktık. Değişik muavinin sağ olsun iyi akıl etti de ayakkabının arkasını kıvırıp ayakkabıyı terlik gibi giydim de biraz rahatladım. Neyse gece boyunca İstanbul yolculuğu yaptık, aynı şekilde muavin bana yine tek bir iş bile yaptırmadı. Elime yiyecek arabasını alsam, arabayı 3 saniye değil de 4 saniyede yanına getirsem "ver ver senin yapacağın yok" deyip elimden alıyordu ve hiç iş yaptırmıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam Manisa'da bulunan bir dinlenme tesisinde 10 dk içinde 2 tabak tavuk şiş 1 tabak rosto köfte yiyip yiyemediğim künefede gözüm kalarak oradan da ayrıldık. Yol boyunca bana " paşam, yiğenim senden muavin olmaz, çok yavaşsın, hiç iş yapamıyorsun, şimdi senin için muavin olabilir diye onay versem, seni muavin yapsalar ve kötü iş yapsan, yarın öbür gün bana gelip sen bunu nasıl kabul ettin dediklerinde patrona nasıl hesap veririm?" diye uzun uzun nutuklar okudu durdu. Bana sürekli paşam maşam gibi terimler kullandığı için ve bende o zamanlar daha cahil bir çocuk olduğum için adama aşırı ısınmıştım, sanki gerçek bir abimmiş de benim için acı ama gerçekleri konuşuyormuş gibi hissediyordum. "bursaya dönünce müdürün yanına gidip durumu olduğu gibi anlatacağım, senden gizlim olmaz, istersen sende gelirsin içeri " diyordu, bende sürekli tabii abi olur abi deyip duruyordum. Neyse, istanbula gittik, bu dürzü gitti yolcuların valizlerini verdikten sonra bagaj kapağını ayağıyla kapattı, basit görünen ama otobüs şoförleri için cinayet sebebi olabilecek bir hataydı. Şoför önce sakin dozajda sonra ortalığı inlete inlete sen benim arabamı nasıl tekmelersin diye ortalığı inletti. 10 dk lık bağırış çağırışın ardından otobüse bindik, yolcular olmadan bir 30 dk lık yol gittik. Bu muavin şoförle küstü, beni de yanına alıp en arka koltuklarda oturduk, öne gidersen seninle asla konuşmam diyerek de öne gitmemi engelledi :) neyse, bunun morali çok bozulduğu için misafir olarak -misafir demek muavinlerin hizmet etmeden yolcu gibi otobüse binip başka bir ile gitmesi- bursaya döndük. Çok samimi içten, akıllı başlı muavinimiz (!) yolda morali çok bozuk olmasına rağmen yine benim ne kadar kötü bir muavin olduğumu ve benim kötü olmama rağmen bana onay verirse kendi başının nasıl derde gireceğini, beni öz kardeşi gibi sevdiğini ama görevinin kutsallığı :):):) sebebiyle gerçekleri söylemek zorunda olacağını söyleyip durdu. Bende zaten 24 saat boyunca abuk sabuk yollar, yolcular, şoförler gördüğüm için işe alınmazsam da alınmayayım diyordum, söylemeyi unuttum ama ilk yolculuğumuzda şoför bursadan İzmir'e gidene kadar abartısız 3-4 saat boyunca işe söylendi, lanet olsun bıktım mıktım diye saatlerce kafa ütüledi. Neyse, nihayet bursaya geldik, host amirliğine girdik. Eğer hala duruyorsa genç ve zeki bir host amiri vardı, kulakları çınlasın. Neyse odaya girdik, host amiri samimi bir şekilde hoş geldin kardeşim dedi, ee yolculuk nasıl geçti diye sordu. Bana işi öğretmekten ziyade öğretmemek için yanıma verilen muavin eline bir bardak aldı ve şok edici biçimde benim yaptığım tüm hareketleri beni taklit ede ede anlatmaya başladı. "-kadının eline böyle bardağı verdi, kaynar suyu dökecekken elinden aldım yoksa kadın yanacaktı", "aşırı yavaş, hiçbir şey yapamadı" gibi olmuş olmamış bir sürü şey salladı, saçları beyazlamış adam tiyatro oynar gibi 18 yaşındaki çocuğun ilk iş gününde yapamadığı ve yapmasına izin vermediği şeyleri abartılı biçimde gösterip durdu. 3-4 dakika boyunca bu şaklabanlık sürdü. En sonunda host amiri "kimse muavin olarak doğmuyor, bu çocuk iş için gelmiş, buna göstereceksin, yapamadı mı bir daha göstereceksin, yine yapamazsa yine göstereceksin, senin işin bu, kimse buraya 10 yıllık tecrübeyle gelmiyor!" diye bağıra bağıra bunu itin şeyine sokup çıkardı. İstanbul'daki tartışmadan dolayı zaten morali bozuktu, bir de bu ağır fırçadan sonra muavinin iyice kafası yere düştü, hani şu veresiye veren vermeyen resmindeki veresiye veren adam gibi iki büklüm kaldı. Host amiri bunu dengesizi haşat ettikten sonra bana döndü, gülerek "işin hayırlı olsun kardeşim, bugün eve git, yarın dinlen sonraki gün arar çağırırız seni "dedi. Bende değişik ama daha çok mutlu bir hisle teşekkür ederim dedim, kafası yere eğik duran manyak muavine de biraz eğilerek ve sırıtarak "görüşürüz abi" dedim, kafasını zar zor kaldırıp görüşürüz dedi. 2 gün sonra arayıp çağırdılar, galiba onlar da beni eğitsin diye verdikleri muavinin turşu olduğunu biliyor olacak ki tekrar eğitim almak ister misin diye sordular, bende çok iyi olur dedim ve öyle 2. eğitime başladım. Sağ olsun çok iyi bir muavin denk geldi, kısa sürede çok iyi bir şekilde öğrendim. 2-3 hafta sonra falan, Ankara-bursa arası çalışıyorum, bursa terminalde o değişik muavini gördüm, yanında yine eğitim vereceği (!) bir çocuk vardı, çocuk benim yanımdaki otobüse binerken bu da beni görünce ağır ağır geldi. Yüzünü zorlayarak gülmeye çalıştı, aa nasılsın falan dedi, bende 2 dakikalık yalancıktan hal hatır sorma boyunca güldüm, orada muavin elbisesi giymiş bir şekilde çalışmam adamın dakikalarca atıp tuttuğu nutukların tamamen osuruktan teyyare olduğunun kanıtı olduğu için adam benimle konuşurken çok morali bozuldu ve hızlıca yanımdan ayrıldı. Bende zaten basit ama muavinlik için sıkıntı çıkaran bir sağlık problemi sebebiyle 1 ay bile çalışmadan işten çıktım ama bu iş ve özellikle de iş öğreten dallama sayesinde 12 yıllık eğitim hayatımda edinemediğim tecrübeyi 1 aydan kısa sürede öğrenmiş oldum. Şu an hala attığım adımların içerisinde taa o günlerden kalan tecrübemin izleri var. Çok uzun oldu, bu dangalak muavinin bozuluşu çok komik bir olaydı, onu anlatayım derken uzattım ama yine de güzel bir hikaye ortaya çıktı. 😀

Net anlatmışsınız ve güzel anlatmışsınız atlamadan okudum.
 
Teşekkür ederim, hoşunuza gittiyse ne mutlu bana, size de iyi forumlar 😊
Asıl ben teşekkür ederim, sizin sayenizde güzel bir anı okudum. Çok güzel ustalıkla anlatmışsınız. Anı türünde yazılar yazabilirsiniz. Sözcükleri doğru bir şekilde kullanıp ve akıcı bir şekilde okunabiliyor. Otobiyografik roman da yazabilirsiniz. Neden olmasın ki?
 
Kuzenime birlikte yazın kuran kursuna gidiyorduk (yok birisinin kafasına RKO çekmedim), bir gün birazcık geç kaldık. İçeri girince hoca selam verdi. Ben de bizimle eğleniyor sanıp selamını aldım. Meğersem telefondaki kişiye vermiş. camiide 40 kişi falan vardı.
 
Bir gün minarenin kapısı kilitli değildi ve ben ve kuzenlerim 6 kişi çıktık kuzenim gilin evi de 3.kat ve apartmanda balkonda annem gil oturuyor biz öyle edelim oynayalım derken bizi balkonda görüp hepsi bir bağırdı tüm mahalle duydu evde bizi 2 saat azarladılar.

kısa ama komik ben ve kuzenlerim cami de namaz kılanların bir yerleri görününce anıra anıra bağırırdık
 

Yeni konular

Geri
Yukarı