Daha önce deprem ile altyapının, salgın hastalıkta da internet hızlarının evden çalışma ekonomisi için yetersiz olduğunu gördük. Operatörlerden isteklerimiz aslında basit, parasını veren müşteriler olarak istikrarlı, hızlı, işimizi, sağlığımızı ya da eğlencemizi kısıtlamayan internet bağlantısı istiyoruz.
Telekom operasyonları Türkiye'de de dünya çapında da aylık abonelik ücretleriyle en çok para kazanan sektörlerden birisi durumunda. Eskiden bu işi sadece devlet yapıyordu, özelleştirmeler ve yasal izinler ile özel sektörlere açıldı. Açıldığından bu yana da geçen yıllarda gelişmeler oldu. Hatta telefonların, 3G'nin yükselişinde altına hücum gibi bir dönem yaşandı.
Artık herkes internet abonesi ve her ay bir ücret ödüyor. Üstelik bu operatörler telefon satmaktan tutun da farklı yazılım ve hizmetler sağlamaya kadar her alanda faaliyet gösteriyor. Kamu ihalelerine giriyorlar, hem küçük işler, hem büyük işler yapıyorlar. Veri merkezleri var, cihazları var, ödeme hizmetleri var. Var da var özetle, hepsinin hisseleri borsada işlem görüyor zaten.
Özel şirketler olarak para kazanmak istemeleri gayet doğal, ancak burada kamunun temel ihtiyacını karşılayan bir sektör olarak stratejik önem ve sorumlulukları da var. Daha iyi yönetilmeleri, daha iyi organize olmaları, daha şeffaf davranmaları gerekiyor. Zira stratejik sorumlulukları deprem, afet, doğada kaybolma, mahsur kalma, sağlık hizmetlerinin, konum bilgilerinin ve diğer bütün verilerin ulaştırılmasını içeriyor.
Türkiye'de ekonomik açıdan internet hızı ve kalitesi bir darboğaz oluşturuyor. Bunun için hem kısa, hem uzun vadeli somut planlar yapmaları ve paylaşmaları şart. Bu yüzen bu kampanya sadece hastalık dönemini, daha doğrusu Covid-19'u değil, ileride olacak diğer salgınları da daha hafif atlatmamız için evden çalışma imkanlarını artırmaya yönelik bir duyuru. Bu konu da sabit konu olarak kalmaya devam edecek.
