Life is Strange'i hangi son ile bitirdiniz?

Oyunda o kadar seçim yap, düşün et. Oyun sonu yaptığın hiçbir seçimin etkisi olmasın. Sadece 2 seçenek sunuyor ikisinden biri Far Cry 3'de böyle bitmişti ki Life is Strange gibi seçim tabanlı olmamasına rağmen. Ben zevk alamadım oynarken en sona kadar iyiydi en son küfür edip oyunu sildim. En son seçenekte de kasabayı kurtarmıştım. Bir zibidi için o kadar milletimi öldüreyim.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Tabiki de Chloe'yi kurtardım. Manyaklarla dolu bir Arcadia Bay'i kim kurtarır ki ? Yaşa Chloe reyiz ! Sana canım feda !
Oyunda o kadar seçim yap, düşün et. Oyun sonu yaptığın hiçbir seçimin etkisi olmasın. Sadece 2 seçenek sunuyor ikisinden biri Far Cry3'de böyle bitmişti ki Life is strange gibi seçim tabanlı olmamasına rağmen. Ben zevk alamadım oynarken en sona kadar iyiydi en son küfür edip oyunu sildim. En son seçenektede kasabayı kurtarmıştım. Bir zibidi için o kadar milletimi öldüreyim.
Bak yapma, samimi söylüyorum kavga çıkar. Burada Chloe,Max ve Ben varım gözünü seveyim yapma :D
 
Ne gibi etkilemesini bekliyordu acaba? Hikayenin gidişatını yaptıgımız seçimler yönlendirdi zaten 10 farklı son beklemek yanlış bence. Seçimlerin oyuna olan etkisini baya beğeniyorum. En azından TWD serisinin 3 4 gömlek üstündeler.
 
@cihankurtulusov
İşte bu merhametiniz yüzünden oluyor ''herşey'', bu konuda gayet ciddiyim. Ben oyunun başından beri onu korumak için kendimi mahvederken onun ölmesine göz yumamam. Çoluk çocuktan kime ne? Bana bir yararı var mı? Ergen kararmış, zaman ile dalga geçiyorum ben be Chloe için. Bütün okulun bana hippi dediği bir kasabayı neden umursayayım? İnsanının bana hiçbir yararı yokken neden onları kurtarayım? Hayatımda tek gerçek bir arkadaşım var ve onu da kaybetmek istemiyorum. Bu kadar.
Merhametli olduğum için özür dilerim. 🙂

Çok süper kahraman olarak düşünmek yanlış. Oyun oynarken genelde empati yapan biriyim orada varsayalım o kararı gerçekte vermek zorunda olsan emin ol asla karşında değer verdiğin bi insanın ölmesine izin vermezsin. Çok polyana düşünüyorsun
@cihankurtulusov
Ben de kasabada yaşayan ve olaylarla alakası olmayan bir insan olarak empati kurdum. E onun suçu ne o zaman, veya masum çocukların suçu ne o zaman? Burada iki genç karakterin arasında bir dostluk-duygusallık var diye alayının canı cehenneme mi oluyor şimdi? Diğer insanlar taş kalpli mi yani? Bana polyanna düşünüyorsun deyip pire için yorgan yakıyorsunuz arkadaşım ciddi misiniz siz?
 
@cihankurtulusov bu açıdan söylemek kolay ama insan kendisine yakın gördüğüne empati duyar. Sevdiğim, can dostum dediğin kişinin hayatını bağışlayacağız ama şu köyün üzerine uçakla bomba bırakacaksın deseler "daha büyük bomba yok mu?" der çoğu insan. Tarihte sevdikleri için savaşlar bile çıkaran kişiler, "senin için Dünya'yı yakarım" diyen şarkılar var.

Max bir tane kasabayı uçurmuş çok mu?
 
@cihankurtulusov bu açıdan söylemek kolay ama insan kendisine yakın gördüğüne empati duyar. Sevdiğim, can dostum dediğin kişinin hayatını bağışlayacağız ama şu köyün üzerine uçakla bomba bırakacaksın deseler "daha büyük bomba yok mu?" der çoğu insan. Tarihte sevdikleri için savaşlar bile çıkaran kişiler, "senin için Dünya'yı yakarım" diyen şarkılar var.

Max bir tane kasabayı uçurmuş çok mu?
İnsan kendine yakın gördüğüyle empati kurmaz, savunur. Empati kurmanın olayı zaten karşıdakilerin perspektifinden olaya bakmak değil mi? Ayrıca "daha büyük bomba yok mu?" çoğu kişinin buna katılacağını düşünüyorsan yanılıyorsun, istersen bunun hakkında anket açabiliriz. Bunu diyebilecek şahıslar bana göre ruh hastası, bencil ve aklı başında olmayan insanlardır. Ben hümanist biri değilim ve hümanistlik bana göre saçmalıktan ibaret ama bu dediğiniz olay çok farklı. Max bir tane kasabayı uçurmuş çok mu ne demek, sahilde insan mı avlıyorsun hayırdır? Gerçek hayatı oyunlarla-şarkılarla karıştırma.
 
@cihankurtulusov burada zaten kişiyi kendi yerine koyarak duruma bakmalısın Max olarak değil. İzleyici gözüyle bakarsan iki tarafa da empati kurarsın, oyuncu olarak oynadığında karaktere empati yaparsın, kendini aynı pozisyona koyduğun zaman ise iş tamamen değişir. Benim verdiğim örnek gerçeğin ta kendisiydi o kısmı kaçırmana veya yanlış anlamana üzüldüm açıkçası.

"Bir kişinin ölümü trajedi, 1 milyon kişinin ölümü istatistiktir" sözünden yola çıkarsak, kasaba halkına olacaklar üzücüdür ama kişiye etkisi o 1 kişi kadar olmayacaktır. Haberlerde veya savaşlarda yüzlerce, binlerce vb. kişinin öldüğünü duyuyoruz üzülüp geçiyoruz. Kaçımız yıllar önce onlarca kişinin öldüğü patlamaları, doğal afetleri hatırlıyor ve onlara hala üzülüyor? Ancak hayatımızda iz bırakan birisini kaybettiğimizde ne kadar zaman geçerse geçsin acısı devam eder. Ben konuya gerçekçi baktığımı düşünüyorum.
 
Son düzenleme:
Konuşmayayım diyorum ama olmuyor, ayrıca sürprizbozan kullan. Spoiler yemesin kimse.

Şimdi şöyle bir düşün;

Bir kasırgaya yol açtın, ama bu kasırgayı can dostun için oluşturdun. En sonunda önünde bir seçenek belirdi, ya kasırgayı durdurup hiç tanımadığın, sana bir yararı olmayan üstüne bazılarının seninle dalga geçtiği, masum olsa dahi seninle en ufak alakası olmayan insanları mı kurtarırsın yoksa uğruna canını ortaya koyup üstüne yine onun için zaman ile dalga geçtiğin, vakit geçirmekten zevk aldığın çocukluk arkadaşını, tek gerçek arkadaşını mı öldürürsün?

İşte burada işler kızışıyor. Senin kafanda 1 insana karşı binlerce masum insanı mı öldüreceğim sorusu dolaşıyor. Haklı bir soru, yüzeysel olarak düşündüğünde oldukça saçma bir karar olur 1 kişiyi öldürmek.

Lakin bu kişi yukarıda da belirttiğim gibi senin dostun. Onu öldürerek hayatın boyunca pişman olacağın bir karar verirsin. Ama hiç tanımadığın insanları öldürmek sana koymaz. Oradan ruhsuz biri gibi görünebilirim ama oradaki ince sevgi bağını görmen gerekiyor. Asıl doğru karar budur bana göre, ayrıca bu son yazım bu konu hakkında.

Okuduğunuz için teşekkürler :)
 
@cihankurtulusov burada zaten kişiyi kendi yerine koyarak duruma bakmalısın Max olarak değil. İzleyici gözüyle bakarsan iki tarafa da empati kurarsın, oyuncu olarak oynadığında karaktere empati yaparsın, kendini aynı pozisyona koyduğun zaman ise iş tamamen değişir. Benim verdiğim örnek gerçeğin ta kendisiydi o kısmı kaçırmana veya yanlış anlamana üzüldüm açıkçası.

"Bir kişinin ölümü trajedi, 1 milyon kişinin ölümü istatistiktir" sözünden yola çıkarsak, kasaba halkına olacaklar üzücüdür ama kişiye etkisi o 1 kişi kadar olmayacaktır. Haberlerde veya savaşlarda yüzlerce, binlerce vb. kişinin öldüğünü duyuyoruz üzülüp geçiyoruz. Kaçımız yıllar önce onlarca kişinin öldüğü patlamaları, doğal afetleri hatırlıyor ve onlara hala üzülüyor? Ancak hayatımızda iz bırakan birisini kaybettiğimizde ne kadar zaman geçerse geçsin acısı devam eder. Ben konuya gerçekçi bakıyorum.
Arkadaşım zaten izleyici gözüyle bakıyorum, kendimi nasıl ergen bir kızın yerine koyabilirim ki? Buna ne cinsiyetim ne yaşım ne de hormonlarım müsaade etmiyor. Şu tabloyu kimin pozisyonundan değerlendirirsem değerlendireyim sonuç yine aynı çünkü benim burada tek doğrum var. Verdiğin örneği gayet iyi anladım. Tarihte olan olaylar yapılanın doğru olup olmamasını değiştirmez. Benim gerçekle kurguyu karıştırma dediğim mevzu da bu değil zaten, son yazdığın. Birbirimizin laflarını çarpıtıp üste çıkmaya çalışırsak bu muhabbetin sonu gelmez, o yüzden samimiyetle rica ediyorum "anlamadın sanırım" tarzı ifadeler kullanmayalım. Unutmadan söyleyeyim, karakterin yaşını bilmediğim için ergen diye betimledim başta. Buna bile laf atacak insanlar çıkabilir o yüzden şimdiden belirtiyorum.

Haberlerde, savaşlarda veya doğal afetlerde ölen insanların ölmesinden biz sorumlu olmadığımız için sadece üzülüp geçiyoruz. Buradaki olay ise tamamen bizden kaynaklı. Ben de konuya gerçekçi bakıyorum.

Konuşmayayım diyorum ama olmuyor, ayrıca sürprizbozan kullan. Spoiler yemesin kimse.

Şimdi şöyle bir düşün;

Bir kasırgaya yol açtın, ama bu kasırgayı can dostun için oluşturdun. En sonunda önünde bir seçenek belirdi, ya kasırgayı durdurup hiç tanımadığın, sana bir yararı olmayan üstüne bazılarının seninle dalga geçtiği, masum olsa dahi seninle en ufak alakası olmayan insanları mı kurtarırsın yoksa uğruna canını ortaya koyup üstüne yine onun için zaman ile dalga geçtiğin, vakit geçirmekten zevk aldığın çocukluk arkadaşını, tek gerçek arkadaşını mı öldürürsün?

İşte burada işler kızışıyor. Senin kafanda 1 insana karşı binlerce masum insanı mı öldüreceğim sorusu dolaşıyor. Haklı bir soru, yüzeysel olarak düşündüğünde oldukça saçma bir karar olur 1 kişiyi öldürmek.

Lakin bu kişi yukarıda da belirttiğim gibi senin dostun. Onu öldürerek hayatın boyunca pişman olacağın bir karar verirsin. Ama hiç tanımadığın insanları öldürmek sana koymaz. Oradan ruhsuz biri gibi görünebilirim ama oradaki ince sevgi bağını görmen gerekiyor. Asıl doğru karar budur bana göre, ayrıca bu son yazım bu konu hakkında.

Okuduğunuz için teşekkürler :)

Başlığa bakıp konunun tamamen spoiler içerdiğini her insan anlayabilir. Buna rağmen sürprizbozan kullanıyoruz. Mesajı yazarken eklemeyi unutup saniyeler içerisinde düzelttim öncekileri zaten. Böyle bir üsluba gerek yok.

Karşılaştırmaya gelirsek, dediklerinizde haklılık payı var ama şöyle bir durumda var; arkadaşımızın ölümüne biz sebep olmadık yani onun ölümünde hiçbir suçumuz yok ama eğer müdahale edersek bu bizim sorumluluğumuza geçiyor ve bedeli çok ağır.

"Ama hiç tanımadığın insanları öldürmek sana koymaz"a bir örnek vermek istiyorum. Sevdiğin biri çok hasta ve organ nakli yapılması gerekiyor ve arkadaşına uygun organ sadece bir insanda var ama o da vermek istemiyor. Diyelim ki bu tanımadığınız insanın kimseye bir zararı yok, işinde gücünde masum biri. Ceza almayacağını varsaysak, arkadaşın için gidip o masum insanı öldürür müydün? Unutma ki onunda ailesi, dostları veya çocukları olabilir. Bence dediğin cümle bunu ifade ediyor. Eminim ki böyle bir şey yapacak bir insan değilsindir.
 

Geri
Yukarı