Şimdi bu konu forumda uzun süredir tartışılıyor. Genelde de bir "İhanetin bedelini ödüyorlar, bize karşı çıktılar, arkadan bıçakladılar ve bedel ödüyorlar" gibi söylemler var. Haklılar da. Ancak gelin büyük resme, son 100 seneye bir bakalım.
Bakın Osmanlı'ya ihanet etti ve arkasından vurdu diye yola çıkarsak, inanın bana dost kalacak ne devlet ne millet kalır. Osmanlı topraklarının dört bir yanındaki milletlerden askerler, asıl devletlerine yardım için Kurtuluş Savaşına gelirken, onların topraklarında gözü milliyetçilik ile kör olmuş birileri, asıl devletlerine ihanet ediyordu.
Arap falan fark etmeksizin, çoğu da bunu acı şekilde ödedi, biliyor musunuz?
- Boşnak, Sırp ve Hırvatlar: İçlerindeki sözde milliyetçilik sevdalıları yüzünden halk perişan oldu. Yüz senelerce kardeş olarak yaşan halk, şimdi birbirine koyu bir düşman. Boşnakların çekmediği kalmadı, diğerlerinin de devletleri ancak Avrupa gizli mandası ile ayağa kalktı.
- Suriye: Şimdi bile savaş devam ediyor ki ondan önce karışıktı.
- Irak: Terör örgütlerine yuva olmaktan kurtulamadı. Adam akıllı bir otorite bile görmedi tarih boyunca ki 2000'lerin başında ABD'nin girmesi ile daha da berbat hale geldi.
- Cezayir ve Fas: 60'lara kadar Fransız sömürgesi gibi yaşadılar. En son kanları ile bağımsızlıklarını almak zorunda kaldılar ama çoktan asimile olmuşlardı bile.
- Mısır: Senelerce İngiliz sömürüsü olarak kaldılar. Ülkelerinde taşınabilir ne kadar tarihi eser varsa ABD'ye, Fransa'ya, Londra'ya aktı. Senelerce ülkenin geliri İngiltere'ye aktıktan sonra akıllandılar, savaşarak bağımsızlıklarını aldılar. Hala da rezil haldeler, ki seneler önce darbe bile oldu.
- Suudi Arabistan: Burada ayaklanan asıl halk söz sahibi bile olamadı. Savaştan sonra hepsi bertaraf edilip Vehhabi Suublar başa geçti. Ülkede bir tane bile türbe, tarihi eser bırakmadılar neredeyse. O kadar saçma işlere giriştiler ki isyan edenler, ömürlerinin sonlarını pişmanlık ile geçirdiler. Fayda etti mi, hayır.
- Ve, Filistin: Anlatmama bile gerek yok, görüyorsunuz. Senelerdir öyle ya da böyle evlerinden ediliyorlar, zulüm görüyorlar. Belki tamamen oradan silinecekler.
Gördüğünüz gibi ihanet edenler bedel ödediler, acı da olsa kanlı da olsa ödediler ve bazıları hala ödemeye devam ediyor. Hani bazıları bu olaylar yeni başlıyor, yeni yeni bedeller ödeniyor sanıyor ama I. Dünya Savaşından beri hepsi bir şekilde bedel ödedi, ödüyor.
Şimdi herkes bir şey düşünüyor ve herkes mevcut tabloyu farklı yorumluyor ancak aslolan bir nokta var diye düşünüyorum: Bu toprakların tekrardan huzur ve barış yeri haline gelmesini istemek.
Ben bir sene önce burada Doğu Türkistan'daki zulme de karşı geldim. Bakmayın, şimdi sözde milliyetçi kesilen herkes o zamanlar radikal dini gruplar olarak görüyordu, orada zulüm gören halkı, hatta destekleyenler bile vardı. Senelerce önce Bosna'da olanları burada aktardım, her sene konusunu açar, insanların hatırlayıp ibret alması ve tarihi öğrenmesi için çabalarım. Filistin meselesinde de İsrail her sene sorun çıkartır, ben yine burada masum halkın yanında olurum. Bu nedenle asıl nokta masum ve zulüm gören halkın yanında olabilmektir.
Yoksa o şunu destekliyor, bu bizden, o değil, bu geçmişte şunu yapmış diye olaya girersek emin olun bana hepsine düşman kesilir çıkarız. Olayların içinde siyaset ve politika da ağır şekilde karışmış durumda, buna da dikkat etmek lazım.
O nedenle mazlumun ve zulüm görenin yanında olmak, hiç yoksa zulmedeni desteklememek önemlidir.
Türk askeri Filistin'e ya da Mehmetçik Filistin'e gibi söylemler de boş iştir bana göre. İçimizdeki onlarca sıkıntıyı geçtim, BM gibi (çalışsın çalışmasın) siyasi ve politik yollar varken direkt olarak ve kontrolsüzce düzenlenecek bir askeri plan (hayal ürünü de zaten) çok çok ağır bir şekilde geri teper.
Barışın ve huzurun hüküm sürdüğü, çocukların bomba seslerine uyanmadığı bir Kudüs dileği ile. Umarım görmek nasip olur.