Metafizik Evren var mıdır?

Iori Yagami

Hectopat
Katılım
29 Ocak 2022
Mesajlar
1.449
Çözümler
4
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Merhaba Arkadaşlar bugün çok kısa bir akıl yürütme ile metafizik evrenin varlığı konusunu aydınlatacağız.

İlk önce şunu öğrenmemiz gerek: Düşünce deneyimdir. Bir şeyi düşünebilmek için deneyimlemek gerek. Şu an herkes gözlerini kapatsa ve evrende daha önceden var olmayan ve hiçbir canlıya benzemeyen bir şeyi hayal etmeye çalışsa başaramaz çünkü o varlık deneyimlenmemiştir. Peki bir şeyi nasıl deneyimleriz? Bir şeyi deneyimlemenin birden çok yolu vardır. Koklamak, dokunmak hissetmek, görmek vb. Ama en önemlisi bilmektir.

Bilmek için deneyimlemek gereklidir. Biz yemediğimiz bir meyvenin tadını bilemeyiz. Çünkü deneyimlememişizdir. Zaten bu da bize bilmek için deneyimlemek gereklidir önermesinin doğruluğunu gösterir.

Gel gelelim metafizik evrenin varlığı meselesine. Yazının en başında düşünmek deneyimlemektir demiştim. İnsanoğlu ilk çağlardan beri metafizik evrenin varlığını düşünür. Platon, Sokrates buna en büyük örneklerdendir. Metafizik evreni düşünebildiğimize göre deneyimlemişizdir. Ya görmüşüzdür ya hissetmişizdir ya içinde bulunmuşuzdur ya da biliyoruzdur.

Ama deneyimlemek bir şeyin var olması için yeterli midir? Ejderhaları düşünebiliyoruz. O zaman onları deneyimledik. Evet onları görerek deneyimledik. Ama ejderha diye birşey yok. Bunun cevabı da basit aslında. Biz ejderhayı özel olarak deneyimlemedik. Fakat her parçasını ayrı olarak deneyimledik. Mesela kertenkeleyi deneyimledik, kuşu deneyimledik kartalı deneyimledik... Ejderha deneyimlediğimiz varlıkların parçalarından oluşan bir bütün. Biz bu bütünün parçalarını düşünüyoruz aslında. Yani aslında deneyimlemek varlık için yeterlidir.

Şu anda elimizdeki bilgiler şunlar;

- Düşünmek deneyimlemektir
- Bilmek için deneyimlemek gerekir
- metafizik evreni düşünürüz
+O zaman metafizik evreni deneyimledik

- Deneyimlemek varlık için yeterlidir
+ O zaman metafizik evren vardır.

Sizin de bu konudaki düşüncelerinizi merak ediyorum doğrusu.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Yanlış bir şekilde metafiziksel bir evrenin varlığına ulaştığınızı düşünüyorum.

En başta deneyim doğrudan bilmeye bağlı olarak elde edildiğini söylüyorsunuz. Ancak bunun tam tersi olması gerekir. Bilgiyi elde etmek için önce deneyimlemeniz gerekir. Taşın yüksek bir yerden bırakıldığında düştüğünü ya doğrudan duyu organlarıyla deneyimlemiş olmanız veya çoktan deneyimlemiş bir kişi tarafından bu bilgiyi almış olmanız lazım ki deneyimlemiş olun. Taşın zamanla yere düştüğünü gördükten sonra "Taş bırakılınca düşer." bilgisini kendinize katabilin. Bilgi doğrudan gelen bir şey değil, ya deneyimlemiş insanlardan aldığımız ya da doğrudan duyu organlarıyla aldığı deneyimden sonra ortaya çıkan sonuç bilgi oluyor.

"Metafizik evreni düşünebildiğimize göre deneyimlemişizdir." dediğimiz zaman gene sonucun sebebi tetiklemesi gibi bir durum ortaya çıkıyor. Bilmek için deneyimlememiz gerekiyor, deneyimlemek için de duyu organlarından gelecek bilgi gerekli. Duyu organları da somut evrendeki ışık, ses gibi çevresel unsurları topluyor. Dolayısıyla metafiziksel evren fikrini veya varlığını oluşturan şey de gene çevreden topladığımız veriler oluyor.

"Deneyimlemek için varlık yeterdir." demiştik. Ejderha örneğinden gidelim; Kertenkeleyi gördük, kuşu gördük ve ejderhayı düşünebildik. Ancak kertenkele de var, kuşta var. Ejderha var olan bir varlık değil. Dolayısıyla da ejderha yoktur. Yani metafiziksel evreni düşünebiliyor olmamız onun var olduğu anlamına gelmez, duyu organlarıyla deneyimlediğimiz bilgiden yola çıkılarak oluşturulmuş bir sonuç.

İlk çağlarda insanlar yıldırım çarpıp bir şekilde zarar gördüklerinde olaylara anlamlar yüklemişlerdir. Kendisi bu kadar büyük bir zararı deneyimlemiş ve "Yıldırım zarar verir." bilgisini almıştır. Bu zararı kendisi oluşturamadığında veya engellemediğinde "Bunu yapan benden güçlü bir şey olmalı." gibi bir bilgi almıştır.

Bu çok anlaşılmayacak bir örnek gibi geliyor. Daha iyi anlaşılabilmek için biraz daha yakına gidelim. 1400'lü yıllarda Eflak Prensi olan Drakula(III. Vlad olarak bilinir.) lakaplı şahsın kan içme, insanları kazığa oturtması gibi davranışlarından Vampir isimli varlık ortaya çıkmıştır. Halbuki Vampir diye bir varlık yoktur. III. Vlad'ın insanları kazığa oturtması, kan içmesi ya doğrudan insanlar tarafından deneyimlenmiş veya deneyimleyenlerin ağzından yayılarak deneyimler Vampir bilgisine dönüşmüştür.
 
En başta deneyim doğrudan bilmeye bağlı olarak elde edildiğini söylüyorsunuz. Ancak bunun tam tersi olması gerekir. Bilgiyi elde etmek için önce deneyimlemeniz gerekir. Taşın yüksek bir yerden bırakıldığında düştüğünü ya doğrudan duyu organlarıyla deneyimlemiş olmanız veya çoktan deneyimlemiş bir kişi tarafından bu bilgiyi almış olmanız lazım ki deneyimlemiş olun. Taşın zamanla yere düştüğünü gördükten sonra "Taş bırakılınca düşer." bilgisini kendinize katabilin. Bilgi doğrudan gelen bir şey değil, ya deneyimlemiş insanlardan aldığımız ya da doğrudan duyu organlarıyla aldığı deneyimden sonra ortaya çıkan sonuç bilgi oluyor.
İkinci paragrafta bilmek için deneyimlemek gereklidir demiştim. Bu da sizin dediğinize çıkıyor. "Deneyimin yollarından bir tanesi bilmektir" dememin sebebi ise deneyim ile bilmenin doğrudan ilişkisini ortaya koymaktı. Evet ilk paragrafta böyle demem bir kafa karışıklığına neden olmuş olabilir ama zaten bunu ikinci paragrafın ilk önermesinde açıkladım.
Bu çok anlaşılmayacak bir örnek gibi geliyor. Daha iyi anlaşılabilmek için biraz daha yakına gidelim. 1400'lü yıllarda Eflak Prensi olan Drakula(III. Vlad olarak bilinir.) lakaplı şahsın kan içme, insanları kazığa oturtması gibi davranışlarından Vampir isimli varlık ortaya çıkmıştır. Halbuki Vampir diye bir varlık yoktur. III. Vlad'ın insanları kazığa oturtması, kan içmesi ya doğrudan insanlar tarafından deneyimlenmiş veya deneyimleyenlerin ağzından yayılarak deneyimler Vampir bilgisine dönüşmüştür
Oradaki örneğin amacı bu türlü varlıkların aslında istisna olmadığını bütün değil parçaların deneyimlendiğini söylemekti.
 
Gelisim varsa, gelisime yol gosteren varsa her sey olasidir.

Hayal ettigin sey yok ise, olasiliklarin icinde insaa edilebilir.

Bir seyi gorebilmen icin, o seyin simulasyonun icinde olmasi gerekir..

Demek ki olasiklar da var.


Ya var diye hayal edebildin, ya da var olabilecek bir olasiligi hayal ettin..
 
Son düzenleyen: Moderatör:

Geri
Yukarı