Ne kadar müslümanız ne kadar insanız?

Evet arkadaşlar ne kadar müslümanız ve ne kadar vicdanlı bir insanız? Öncelikle böyle bir konu açmakta ki nedenim her yeni günün bir önceki günden daha kötüye gidiyor olması bu gidişat öyle devasa boyutta bariz bir şekilde görülmüyor belki ama gram gram her gün kötüye gidiyor işte. İnsanlar hep çıkar ve fırsatçılık peşinde koşuyorlar hoşgörü kalmamış tahammül yok, empati sıfır. Ülkemizin güya çoğunluğu müslüman ama bir servise yolumuz düşünce arızalı olmayan parçaya ücret yazılıyor parça fiyatından yüksek işçilik ücreti isteniyor insanlar hala hayvanlara durmaksızın işkence ediyor müslüman ülkemizde hala yürürken yerlere içi sıkılmadan çöp atabiliyor şirketler yolsuzluklarından hiç taviz vermiyorlar küçük işletmeler de faturasız ürün satmaya devam ediyor kadın töre cinayetlerine hiç hız kesmeden devam hizmet sektöründe çalışan insanlara köleymiş gibi tavır takınmak olmazsa olmaz bir güler yüz çok geliyor tabii deprem olunca ev kiraları iki katına çıkar müslüman ülkemizde virüs olur maskeler kolonyalar fahiş fiyatlardan satılır erzak yardım dağıtımına lüks arabalarla gidilir say say sonu gelmez. Şimdi yanlış anlaşılmasın islam dinine değil sözde müslümanlara bu yazılanlar ki bana göre müslüman olmaya gerek yok doğru olanı yapmak için. Dinler inançlar çoktur çeşit çeşittir bunlar da kendi içlerinde mezheplere ayrılır daha da çoğalır ve herkes kendi inancını tek mutlak doğru olarak görür bu bir gerçek ve kendi inancını yüzde yüz bile yaşasa diğer inançlarda bu yanlış olarak görülür. Doğduğumuzda hangi ülkedeysek hangi dinin inancın topraklarında isek çok çok büyük bir ihtimalle o coğrafyanın dinine inancına bürünürüz ve geri kalan bütün inançların yanlış olduğuna inanırız ama bir değer var ki onu bize yaşadığımız coğrafya veya aile aşılamaz bu vicdandır. Yaratılış gereği içimizde onunla doğarız ve evrensel bir değerdir insan vicdanın doğru bulmadığı bir eylemi hiçbir güzel olduğuna inanılan din doğru bulamaz. Vicdanımızla yaşarsak zaten dinin gerekliliklerini de bir nevi yerine getirmiş oluyoruz yani eğer vicdanımızla hak yemiyorsak dinde buna haram yemedik diyoruz vicdanımızla eşimizi aldatmıyorsak dinde buna zina etmedik diyoruz vicdanımızla birisinin arkasından sallamıyorsak dinde buna gıybet etmedik diyoruz yani vicdanımızla yaptığımız bir şeyin dinimize ters düşme olasılığı yoktur ve evrenseldir dünyada nereye gidersek gidelim vicdan aynı dili konuşur vicdanın sesine kulak vererek yaşayan insan Türkiye'de de Amerika'da da Rusya'da da hangi toprak üzerinde olursa olsun iyi bir insandır. Yani demem o ki evrensel olalım arkadaşlar evrensel yaşayalım ve bütün bu yazdıklarımın tamamen benim kişisel düşüncelerim olduğunu belirtmek isterim. Kendi düşüncelerinizi sosyal kurallarına göre belirtin lütfen.

Ben sadece insanım, önlerden yerimi alayım. Kendi kurallarım ve inançlarımla yaşıyorum. Kimseye doğrularımı dayatmadığım gibi kimsenin doğrularıyla da uğraşmam. Sayı üstünlüğü, aile ve çevre baskısı, günümüz popülizmin ucuz oyunları falan da hiç umurumda olmaz ve yer edinmez hayatımda.

İnsanlık aslında öyle 3-5 kelime ile anlatılamaz ama üç beş güzel örnek ile yapılabilir.

Dinler, insanı kapsamaz. Eğer din, insanı kapsadı ise, o insan zaten çok üst seviyelerde, tanrıya ibadet ediyordur.

Bu şeye benziyor, ateist insan, ahlaklı olamaz diye. Ahlak ile din bağlı bir şey değil ki

Düzenleme: Bu ülkenin %99'u müslüman falan değil. O kadar cami var, anca %5-10'u dolu. Sadece Cuma ve bayram namazlarında hınca hınç doluyor. O kadar. Hepsi sözde müslüman.

O konuda çok kafana takma. Benim de başıma geldi.

Arkadaşlar konu yanlış anlaşılmış ben bireysel yaşamaktan ya da sadece müslümanlıktan bahsetmiyorum bu ülkede ki yapılan yanlışlar bütün dünyada yapılıyor bakmayın başlıkta müslüman yazdığına İsrail'de yaşasaydık yahudilik diye açılacaktı başlık bütün inançları esas alarak yazdım konuyu dikkatli okuyun lütfen ben evrensel bir değer aradığımdan bahsediyorum bütün insanların ortak bir noktasından.

Zaki Gümüş dedi:

Ben evrensel bir değer aradığımdan bahsediyorum.

Genişletmek için tıkla...

Bunun dinlerle ilgisi yok, zaten evrensel değerler var; vicdan ve empati. Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmamak da bu değerin temel düşüncesidir. Bir hareket yapmadan önce kendini o hareketin hedefindeki kişinin yerine koyabilmek de diğer kuralıdır.

Konuyu açarken yazı uzun oldu zannetmiştim ama iyi anlaşılması için bir o kadar daha yazmam gerekiyormuş galiba.

Zaki Gümüş dedi:

Dinde buna haram yemedik diyoruz vicdanımızla eşimizi aldatmıyorsak dinde buna zina etmedik diyoruz vicdanımızla birisinin arkasından sallamıyorsak dinde buna gıybet etmedik diyoruz yani vicdanımızla yaptığımız bir şeyin dinimize ters düşme olasılığı yoktur.

Genişletmek için tıkla...

Biz de diyoruz ki bir insanın vicdanı gayet kadın dövmeyi de kabul edebilir, hile yapmayı da kabul edebilir, başkalarını kazıklamayı ticari zeka olarak sayıp bunu da kabul edebilir. Bu yüzden bunların din ile, dinin de bunlar ile bir ilgisi yoktur diyoruz.

Mecazi anlamda "insan" olmak için 2 evrensel kural vardır. İlki; kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmayacaksın. Kim kazıklanılmak ister? Kim yalan söylenilmiş, kandırılmış ya da ihanet uğramış olmak ister? Kim haklıyken haksız duruma düşürülmeyi ister? Kim istemediği bir şeyin ona zorla yaptırılmasını ister? Kim tecavüze uğramayı ya da öldürülmeyi ister? İşte bunun cevabı tek, kimse istemez.

Diğeri ise bizim vicdan dediğimiz ama herkes için değişebilen olgunun doğru yönlendirilmesiyle ilgili olan kuraldır. Başkasına bir şeyi yapmadan önce, kendini o kişinin yerine koymak. Homo Sapiens türü olarak kendi vicdanımızı kendi işimize geldiği gibi eğip bükmeye, kendimizi rahatlatmak için yalan söylemeye, başkalarına yapacağımız şeylerin karşıya hissettireceklerini umursamaz yapıdayız. Bencil ve aşağılık bir türüz, Dünya'nın en iyi görünen insanlarının bile eline fırsatı verdiğinde neler yapabileceklerini hayal bile edemezsin. Karşıdakiyle empati kurmak bir tercihtir, bunu yapmayanlar da vicdanını istediği gibi şekillendirirler ve bir "insan" değil başka tip bir "mahlukat" olarak çevresi tarafından anılırlar.

Sen konuya "dinimiz dinimiz" diye girmişsin, sana da verilen cevap genel olarak şu: İnsan olmak için din sahibi olmaya, din sahibi olunduğu için insan olarak sayılmaya, yapılan doğruları da "din" doğrultusunda değerlendirmeye gerek yok. Yazına genel anlamda katılıyoruz ama sürekli bunu inanç konusuna çekmene karşı da gerekli cevabı veriyoruz.

Bu arada lütfen, uzun uzun cevap vereceksen yazını paragraflara ayırıp daha düzgün noktalama işareti kullan. Okuması yoruyor.

Yararsız Üye dedi:

Biz de diyoruz ki bir insanın vicdanı gayet kadın dövmeyi de kabul edebilir, hile yapmayı da kabul edebilir, başkalarını kazıklamayı ticari zeka olarak sayıp bunu da kabul edebilir. Bu yüzden bunların din ile, dinin de bunlar ile bir ilgisi yoktur diyoruz.

Mecazi anlamda "insan" olmak için 2 evrensel kural vardır. İlki; kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmayacaksın. Kim kazıklanılmak ister? Kim yalan söylenilmiş, kandırılmış ya da ihanet uğramış olmak ister? Kim haklıyken haksız duruma düşürülmeyi ister? Kim istemediği bir şeyin ona zorla yaptırılmasını ister? Kim tecavüze uğramayı ya da öldürülmeyi ister? İşte bunun cevabı tek, kimse istemez.

Diğeri ise bizim vicdan dediğimiz ama herkes için değişebilen olgunun doğru yönlendirilmesiyle ilgili olan kuraldır. Başkasına bir şeyi yapmadan önce, kendini o kişinin yerine koymak. Homo Sapiens türü olarak kendi vicdanımızı kendi işimize geldiği gibi eğip bükmeye, kendimizi rahatlatmak için yalan söylemeye, başkalarına yapacağımız şeylerin karşıya hissettireceklerini umursamaz yapıdayız. Bencil ve aşağılık bir türüz, Dünya'nın en iyi görünen insanlarının bile eline fırsatı verdiğinde neler yapabileceklerini hayal bile edemezsin. Karşıdakiyle empati kurmak bir tercihtir, bunu yapmayanlar da vicdanını istediği gibi şekillendirirler ve bir "insan" değil başka tip bir "mahlukat" olarak çevresi tarafından anılırlar.

Sen konuya "dinimiz dinimiz" diye girmişsin, sana da verilen cevap genel olarak şu: İnsan olmak için din sahibi olmaya, din sahibi olunduğu için insan olarak sayılmaya, yapılan doğruları da "din" doğrultusunda değerlendirmeye gerek yok. Yazına genel anlamda katılıyoruz ama sürekli bunu inanç konusuna çekmene karşı da gerekli cevabı veriyoruz.

Bu arada lütfen, uzun uzun cevap vereceksen yazını paragraflara ayırıp daha düzgün noktalama işareti kullan. Okuması yoruyor.

Genişletmek için tıkla...

Benim burada anlatmaya çalıştığım insanlar dine bağlı olduğunu öne sürerek yanlışlar yapıyorlar kaldı ki kendi dinini en iyi şekilde yaşasa bile başka bir dinde yanlış yapmış oluyor mesela biz kurban kesince ibadet ettik diyoruz diğerleri katliam yaptılar diyor. Başka inançlarda kadın uğursuzluktan kurtulmak için köpekle evleniyor veya vaftiz ediyorlar ki günahtan arınmış bir şekilde yeni hayatı başlasın biz de bunları saçma buluyoruz. Yani bir yerde din yüzde yüz yaşansa bile başka yerde yanlış olarak görülüyor konunun din ile bağlantısı sadece bu. Ben sadece evrensel düşünmeyi ve yaşamayı savunuyorum konunun özeti bu kadar kısa aslında.

Konuyu açan arkadaşın anlatmak istediğini anlamakla birlikte, konunun başlığı, içeriği yapılan kıyaslamalar biraz hatalı gibi geldi bana da. Bilgi çağındayız neticede Ayrıca bu konular ''RAM kaç Mhz olmalı'' türü konular değildir elbettte : )

Aşağıda yazacaklarım konuyu açan arkadaşımıza cevap değildir kesinlikle.

Evet! Dini kuralları ile insan davranışını bir tutan, dinin inancın bireysel ve toplumsa ahlak üzerinde etkisi olduğunu zanneden milyonlarca insan var bu ülkede. Bu milyonlarca insan, evlerindeki kütüphanelerde, kendilerine benzer kimselerin ordan burdan derleyip yazdığı deli saçması, bilgi içermeyen, yazarlarının sığ yorumlarından ibaret olan, ''din'' kitabı adı altında yazılmış kitaplardan başka kitap bulunmayan kimselerdir.

Ayrıca kendi anadillerinde bile olmayan ama o da duvarda asılı olan ve anlamını bilmedikleri bir kitabın, felsefeden tutun bilim fen fizik kozmoloji matematik sosyoloji psikoloji milrobiyoloji evrim bilim konularındaki tek referanslarıdır.

Bu mantık diğer semavi din mensuplarında yoktur. yani kendi inandıkları kitabın içeriğinde fen bilim konularına atıf yoktur

Devamında. Daha da vahimi, ibadet eden, ibadethanelere giden insanların çok ahlaklı çok dürüstü olduğunu zanneden bu milyonlar OrtaDoğu cografyasını felakete sürükleyen perişan eden yoksulluk ve geri kalmışlık içinde bırakan hain çapsız ilkesiz bilgisiz omurgasız siyasetçilerin yüzlerce yıldır iktidarda kalmalarına imkan veren milyonlardır.

Şurası kesindir ki:

Din mensupları ya da dinsizler iyi ya da kötü değildir

İyi ya da kötü olan sadece insandır. Doğru ve/veya yalancı, dürüst ve/veya sahtekar olan sadece insandır.

Bu iki, yani iyi insanlar ile kötü insanlar arasındaki mücadele binlerce yıldır devam etmektedir.

Örnek olarak.

Milyonlarca insan binlerce yıl bir yanlışa, dünyanın ''düz ve sabit'' olduğuna inandı. Ta ki doğru bir insan çıkıp, dünyanın yuvarlak olduğunu ve döndüğünü söyleyene kadar. İkincisi. Binlerce yıl veremin Tanrının gazabı bir hastalık olduğuna verem hastalığına yakalananların şeytan cadı olduğuna yakılmaları gerektiğine inanan milyonlarca insan yaşadı bu dünyada. Taki doğru bir insan verem aşısını bulup insanları bu hastalıktan kurtarana kadar.

Kısacası insanlık henüz çocukluk aşamasındadır. İnsanlık doğrulara iyiliğe ulaşabilmek için, binlerce yıldır acı çekiyor, işkence ediliyor. Hapislere tıkılıyor. Katl ediliyor. Soykırıma uğruyor. Yerinden yurdundan ediliyor.

İktidarları, çıkarları, emelleri için insanları kandıran katl eden sefalet yoksulluk geri kalmışlık ve bilgisizlik içinde bırakan bütün kötü insanları, insanlığın kollektif bilinci ve bütün insanlığın ortak değerlerinden oluşan evrensel kuralların hakimiyeti alt edecektir diye umuyorum.

Umarım kimseyi kırmadım!

Not: herkes istediği dine inanabilir uygulayabilir. Kendi inancının en doğru en kesin en gerçek olduğuna da inanabilir. Yapmaması gereken bu inancı ve kendi doğrularını başkalarına dayatmamak dikte etmemek baskı kurmamak ve bunların sadece inanç kültürüne ait olduğunu bilmektir.