Cahilliğime verin. Ülkemizde her şey dövize endeksli değil diye biliyorum basılan paralar ile örneğin hizmet sektörü geliştirilse ne olur? Yani örneğin bir garson hizmetinin karşılığında aldığı parayı ülkenin ileri gelenlerinin yapmış olduğu ihracatlar sayesinde mi alıyor? Yani demek istediğim şey para basılsa, dövizle ilgisi olmayan sektörler geliştirilse ne olur? Yani iç piyasadan bahsediyorum.
Çok basit örneklere indirgemek anlamak için daha iyi, ben de şöyle anlamıştım;
1 Dolar = 5.5 TL gibi bir oranımız var şu an. Bunun anlamı; "dünyadaki bütün Dolarlar'ın toplamı, dünyadaki bütün Türk Liraları'nın toplamına bölününce" bu 5.5 rakamı çıkıyor. 5.5, burada bir "değer oranı". Yani an itibariyle dünyadaki her bir 1 Dolar, dünyadaki her bir 1 Türk Lirası'ndan 5.5 kat daha değerli demek.
Peki 1 Dolar ne kadar? Yani 1 Dolar neye eşit? Ya da 1 Türk Lirası?
O da şöyle; bir paranın sahibi olan ülkenin üretimleri, dış satışları, diğer ülkeler tarafından tercih edilmesi, ülkenin gücü, içinde barındırdığı uluslararası şirket ve kuruluşların potansiyel değerleri ve son olarak petrol, altın gibi değerli rezervleri o ülkenin parasının değerini belirliyor. Yani iki ülkenin paralarını karşılaştırırken aslında bu yukarıda bahsettiğim değerler ile dünyadaki anlık potansiyellerini karşılaştırmış oluyoruz.
Başka bir deyişle; üretim, iç ekonomi, dış ekonomi, rezervler, potansiyel değerler vs hesaba katılınca Amerika, Türkiye'den 5.5 kat daha kıymetli.
Bu, tanımlayıcı değerlerin içinde basılmış toplam para miktarı yok dikkat ettiyseniz. Çünkü bir ülkenin değerini belirleyen, kişi başına düşen banknot sayısı değil. Sonuçta, paralarımızın sanal olarak bankalarda bulunması da mümkün. Öyle olunca banknota ihtiyaç duyulmuyor.
Ülkenin kendi değerini arttırmadan banknot sayısı artınca sadece ülke değerini daha çok paraya bölmüş oluyorsunuz. Yani kişi başına 1000 lira düşerken, 2000 lira düşmeye başlayınca 1 Dolar = 11 TL oluyor.
"Sadece dış paraya mı endeksliyiz" diyeceksiniz. Değiliz. Aslında "değerimiz" tamamen yukarıda saydığım, o ülkenin kendi değerleri ve iş gücünün toplamına bağlı. Yani iş gücü iki katına çıkmadan maaşlar iki katına çıkarsa, her şeyin fiyatı da 2 katına çıkar. Sonuçta değişen bir şey olmaz.
Şöyle örnek verelim;
Ekmek ve yoğurt. Bu ikisinin arasındaki oran da bellidir. Yoğurdun kilosu ile ekmeğin kilosu arasında bir yaklaşık oran vardır. Diyelim ki hiç bir şey değişmeden, sadece keyfen ekmeğin fiyatını yarı yarıya düşürdünüz. Yaptığınız şey sadece ekmeği ucuzlatmak değil, ekmeği; herşeyin karşısında ucuzlatmak. Yani birden bire ekmek karşısında her şeyin değeri iki katına çıktı. Neden? Nedeni yok. O zaman piyasalar yeni bir denge bulana kadar ekmek tüketimi, sonra dolaylı olarak ekmek üretimi ve tüm endüstri etkilenecek. Yoğurt, ekmek karşısında 2 kat değerlenecek ne yaptı?
Şimdi örneği para ve yoğurt için verelim. Artık herkesin iki kat parası var. Yani göreceli olarak yoğurt yarı yarıya ucuzladı. Yoğurt bu değeri kaybedecek ne yaptı? Ya da para sahipleri yoğurt karşısında bu kadar güçlenmeyi hak edecek ne yaptı? O zaman, yoğurt değerini korumak için hızla pahalılaşacaktır. Yani paramızın artmasının kıymeti kalmadı, yoğurt da pahalandı.
Bu yüzden bir şeyin değerini (ya da sayısını) birden arttırmak aslında hiç bir şeyi değiştirmedi. Diğer her şey, o artan şeyin karşısında değerini korumak için tepki olarak kendi değerini arttıracak. Sonuçta, kısa sürede yine başlangıç noktasına dönecek her şey.