Allah bilir yarın bir gün "Hadis" adı altında hiçbir kaynağı olmayan, yalan yanlış şeyler söyleyip, dinin içine karıştırırlar. "Bu cep telefonu, İHA meselesi bilmem kaç yüzyıl önce yazıyordu, bakın peygamber demiş." diye. İHA'yı da cep telefonunu da biz bulduk diye sahipleniriz. Sonrada masa başı iş bulup, üniversitelerin fizik bölümlerini kapattırırız! Hatta okumaktan bağlarımızı tamamen koparırsak bu geleceğimiz için daha hayırlı olabilir. Biz yabancı ülkelere bilim insanlarını kaptırmaya devam edelim. Lanet olsun bu atom fiziğine. Neyse yaa...her şeyi salla, çayı demle.
Türkiye'nin uyumaya devam etmesi için yapmayacakları şey yok. Sonuçta ülkede sorgulayan yok. Akşam eve gelince yemeğini yiyor; sabah kalkıp işine gidiyorsa sorun yok demektir...
Nokta atışı olmuş. Bu yorumun üzerine, Celal Şengör'ün şu sözleri durumu apaçık anlatıyor.
"Düşününüz ki bugün tüm bilim dünyası tarafından istisnasız kabul görmekte olan evrim teorisinin “bilim tarafından niçin kabul görmediği” gibi düpedüz bir yalanı temel alan bir sözde bilimsel toplantı bir üniversitemizde yapılabilmektedir.
Tüm bunlar toplumu cahilleştirme veya cahil tutma politikasının Türkiye’de başarı kazandığını gösteren emarelerdir ki son üniversite tercihleri bunu doğrulamıştır. Bu durumda derdi imam hatip okullarını yaygınlaştırmak olan bir iktidarı yönetimde ısrarla tutan bir halk, bilim insanlarına açıkça “Bu ülkeden gidin, sizi istemiyoruz” demiştir. Eh bize de bu karara (isteyerek olmasa da) boyun eğmekten başka çare kalmamıştır."
-
Üniversitelerde bile kendi ideolojilerini empoze ediyorlar. Bilgi kirliliğinin ZORLA üniversitelere kadar gittiği bir dönemde, "halkın bilinçlenmesini beklemek" ne demek ? Ölümsüzlükle BİLE bu durumu kıyaslayacak olursak, ölümsüzlüğün gerçekleşmesi daha mümkün gözüküyor. Kahvehanelerde küfürlü bir şekilde çekiştirilerek akıl dışı sözde bilim üniversitelere kadar yaygınlaşmış ise, büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız demektir, ki ben bu projenin 15 yıldır değil, 35-40 yıldır hayatımızda bulunduğunu düşünüyorum.