Ölüm Gerçek midir?

ahmetoz37 dedi:

Hiçbir şey yokken nasıl bir patlama olabiliyor? Yani ne patlayacak ki? Teorine de inanmamalısın. Sonuçta sadece bir TEORİ. Herhangi bir kanıtı yok.

Genişletmek için tıkla...

Bilim dünyasında evrimi tartışan kimse yok. 1920'lerden bu yana evrim teorisi ve genetik, biyoloji biliminin temelini oluşturur. Avam arasında "Teori" kavramı çok yanlış biliniyor. Bilimsel anlamda "teori", "varsayım" ya da "tahmin" demek değildir. Güncel konuşmada teori o manada kullanılıyor. Bilimsel anlamıyla teori, gözlemlenen olguları mevcut bilgi dağarcığının ışığında sentez edebilen ve en mantıklı şekilde açıklaya bilen anlatıya ve fikir külliyatına denir. Yer çekimi kanununun arkasında koskoca bir Gravitasyon teorisi yatar. Kütlelerin birbirini etkilediği, büyük kütlelerin küçük kütleleri kendine çektiği bilimsel bir teoridir diye "varsayım" değildir. Hakikattir. Bugün balistik füzelerin mermi yolundan satelitlerin yörüngesini hesaplamaya kadar her şey için kullanılan bir olgudur. Nükleer fizik baştan sona bir teoriler yığınından ibarettir. Ama atomların mevcudiyeti hakikattir. Nükleer enerjiden röntgen yöntemlerine kadar her türlü şey için kullanılır. Kuantum fiziği de bir teoriye bağlıdır. Ama bilgisayar ve telefon ekranlarındaki teknolojiden bigisayar çiplerine kadar herşeyde kullanılıyor. Evrim de teoridir, ama genetik (irsi) sakatlıkları anlamak ve önlemekten, bakterilerin genetik mutasyon geçirmesi neticesinde kullandığımız antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesini anlamaya kadar her şey için kullanılıyor. Newton'un gravitasyon üzerine olan teorilerini, Einstein'ın kütle-enerji eşitliğine dair teorisini, kuvantum teorisini, Darwin'in evrim teorisini ve genetiği kabul edip öğrenmeye çalışmazsan, hava savunma sistemi üretemezsin, nükleer enerjiyi kullanamazsın, mikroçip tasarımı yapamazsın, daha verimli ve doğal koşullara dirençli tarım ürünleri geliştiremezsin. Tıpta ise dirençli bakterilere karşı yeni antibiyotik üretemezsin. Başkaları yapar, sen de çekirdek çıtlatarak bön bön izlersin. Milletten topladığın vergilerle bunları dışarıdan ithal etmek zorunda kalırsın. Carî açığın başını alıp gider. Kayda değer bir yüksek teknolojik sanayi üretimin olmadığı için kırılgan ve ilk çıkan krizde yerle bir olacak tüketime dayalı bir ekonomik altyapıya sahip olursun. "Gaaaah, la bunlar sadece teori, gavurlar hiç bir şey anlamıy, kendileri çalıp kendileri oyniy" diye göbeğini kaşıyıp oturursun. Sonra da kah Amerika'nın, kah Avrupa'nın, kah Rusya'nın istediğini yaparsın. Boyundan büyük işlere girişip yüzüne gözüne bulaştırdığında da Dünya'da itibarın kalmaz. Bu ülke "yerin çektiğini kim görmüş, belki gök itiyor" diyerek bir ıkınmayla gravitasyonu çöpe atan bilim düşmanlarını da gördü. Bunun "Evrim bir teoridir, türlerin genetik mutasyon ve çevresel etkileşim neticesinde ortaya çıktığını kim görmüş, belki sudan oldukları gibi yaratılmışlardır" demekten bir farkı yok. Ayrıca bilim inanç değildir.

Uzun lafın kısası,
“Bana bilime düşman bir hükümetle yönetilen bir ulus gösterin, ben de size sağlık, gelir ve güvenlik bakımından başarısız bir ülke göstereyim.”
Neil deGrasse Tyson ( Artık bu sözü imza yerine koymayı düşünüyorum, çünkü defalarca gönderdim. )

Tek gerçektir ölüm. Ben inançlı biriyim ve ölümün son değil başlangıç olduğuna sonuna kadar inanıyorum çünkü yani gerçekten herşey bukadar boş olamaz. Öldük ve herşey bitti mi ? Eğer ölümün bi son olduğuna inansaydım 5 dakika beklemez kafama sıkar çıkardım bu işin içinden. Gerçekten çok saçma ve boş olurdu ölümün bi son olduğunu düşünmek. Bana göre tabi bu yorum.

Bana göre dünyadaki tek adaletli olan şey ölümdür. İstediğiniz kadar zengin olun güzel olun yakışıklı olun asla ölümü satın alamazsınız. Asla onu engelleyemezsiniz. Ve ben ölümü kurtuluş olarak görüyorum. Sonsuz uyku ve bir son olarak görüyorum. O beni mutlu ediyor. Yani kısacası bir hiçlik ve bir gerçek.