Peki ya Tanrı bizi kandırdıysa? Sicim Teorisi ve Farklı Boyutlar

Uzun zamandır hayatı sorgulamakla meşgulüm ve bu süreçte 2 teori elde edindim. Bunları size açmak ve bu konu üzerinde tartışmak istiyorum. 1.fikrim:
Ya Tanrı en başından beri bizi kandırdıysa? Biliyorsunuz ki biz insanlar yapabildiği/yapamadığı, anlayabildiği/anlayamadığı birçok şey var, yaşanan olayları bazı kimseler hemen kavrayabilirken bazılarımız ise kavramakta veya kabullenmekte zorluk çekiyoruz, peki şu anda bulunduğumuz 4 boyutlu evrende(sağ-sol, yukarı-aşağı, ileri-geri ve zamanın tek yönlü olması), dünya üzerindeki en zeki canlının/insanın bile anlayamayacağı şeyler dönüyorsa, Tanrı bize gerçekleri anlatmadıysa ve en başından beri araştırdığımız, sorguladığımız şeyler evrendeki mutlak doğrunun yanından bile geçmiyorsa? Bu olamaz mı? Biz daha insan aklımızla var olmayan bir renk bile düşünemezken evrende olup bitenleri gözlemleyemediğimiz sürece nasıl bilebiliriz? Diğer boyutları nasıl kavrayabiliriz? Tanrı bizi kandırmış olamaz mı? Ben şahsen insan beyninin sandığımızdan daha aciz, vahim ve çelimsiz bir durumda olduğunu düşünüyorum, her şeyi bildiğimizi sanıyoruz fakat hiçbir şey bilmiyoruz. İçerisinde bulunduğumuz evren bu kadar büyükken, bize çok önemli gelen yapmaya uğraştığımız eylemler ne kadar küçük şeyler aslında, oğuz sasinin çok sevdiğim bir sözü var; "ben 40 yıldır hayattayım 40 yıldır DaAfrika'da su kıtlığı/kuraklık var, kaç tane ülke birleşip bir yardım edemediniz mi Afrika'ya, adamlar küresel ısınma oldugunu bilmelerine rağmen hala en son model güçlü motorlu arabalar üretmeye devam ediyor napacaksınız arkadaş o motorlu arabaları afedersiniz biyerlerinizemi koyacaksınız" diyor. Evet insanoğlu gerçekten de çok bencil bir tür, şu ana kadar gittiği yerleri hep tüketip oralara zarar vermiştir. J. J rousseau yu gerçekten çok severim ve şimdi onun felsefesine bir göz atalım. Onun felsefesinde insan doğuştan iyidir ama toplum tarafından asıl doğasından uzaklaştırılmış ve doğal özgürlüğünü yitirmiş bir konumdadır. Aslında hepimiz ne kadar iyi olmayada çalışsak, faydalı olmayada çalışsak istemeden doğaya zarar veriyoruz ve kendi kendimizi yok ediyoruz...

Her neyse şimdi 2.teorime gelelim

2.teorim biraz daha ütopik gelebilir, bu fikrimle alakalı farklı forumlarda yazılan birkaç yazı gördüm fakat çok önemsenmemişti.

Normalde aşina olduğumuz 3 uzaysal (uzamsal) boyutu bilirsiniz: En, yükseklik, derinlik... Sol-sağ, ileri-geri, yukarı-aşağı... Anlarsınız ki 3 boyutlu bir evrendeyiz, şimdi sizden 4.boyutu hayal etmenizi isteyeceğim... Edemediniz değil mi? Aslında bu sorunun cevabı bayağı basit, hayal edemiyoruz çünkü 3 boyutlu bir evrendeyiz ve evrenimiz 3 boyutlu olarak oluştu. Bilim insanları 4.boyutun neye benzediğini nasıl bir şey olduğunu az çok öğrenebildiler. Şimdi size daha iyi anlamanız için bir örnek vereceğim.
Biz 3 boyutlu evrenin 3 boyutlu canlıları olarak eğer 2 boyutlu evrenin 2 boyutlu canlılarına ulaşabilirsek ne olurdu düşünebiliyor musunuz? Evet bunu tahmin etmesi daha kolay, biz onları kuş bakışı görürdük ama onlar bizi göremezlerdi, onlar başkalarının evlerinin içini göremezdi ama biz görebilirdik, şimdi onların boyutuna müdahale etmeye çalıştığımızı düşünün ne olurdu sizce? Yoktan var olmuş bir cisim görürlerdi ama 3 boyutlu değil 2 boyutlu görürlerdi ve biz konuştuğumuzda sesimizi duyunca bizi yaratıcı-Tanrı sanabilirlerdi ve biz çok kolay bir şekilde Tanrı olduğumuzu onlara inandırabilirdik. Teknik olarak onların evrenine göre her zaman her yerdeyiz çünkü onların dünyasının istediğimiz yerine el uzatabiliyor olurduk. Şimdi 4. veya daha yükse boyuttan üst düzey medeniyet canlıların bizim boyutumuza müdahale edebilmiş olma ihtimalini düşünün. Eski zamanlarda yaşanan mucizeler... Melekler... Cinler... Ya bunlar sadece üst boyutlardan olan canlıların bizim dünyamızda olan yansımasıysa. Ya bizi biz tanrıyız diyerek inandırdılarsa ve bu oyunu devam ettirdilerse. Şimdi beni daha iyi dinleyin olaylar biraz daha karışacak...

Size ilk başta 3 boyutlu bir evrendeyiz demiştim, evet bu fiziğe göre gayet de doğru bir bilgi fakat buna, 4. boyut olarak bilinen zaman boyutunu da eklersek, modern fiziğe ulaşmış oluyoruz. Evet şimdi biraz daha karışmaya başladı olaylar, kuranda geçen Allah'ın zaman ve mekândan münezzeh oluşu, O'nun varlığının hiçbir şekilde zaman ve mekânla sınırlandırılmaması demektir. Zira zaman ve mekân mahlûk yani “yaratılmıştır”. Allah ise yaratıcıdır. Dolayısıyla O, yaratılmışlara has özelliklerden münezzeh yani uzaktır. Astrofizikçilere veya modern fizikçilere göre 26 tane boyut vardır. Bu boyutlarda zamanın geriye akma ihtimalide olabilir. Veya zamanın bizim algılayamayacağımız şekilde farklı yönleri de olamaz mı? Bence olabilir. Yaşadığımız evren çok büyük bir aldatmacada olabilir, çok büyük bir komplonun içerisindede olabiliriz veya gerçekten de hayat/evren düşündüğümüz kadar basit bir yapıdadır.

Tek bildiğimiz şey var ki. Çok büyük bir kaosun içerisindeyiz, ve şu anda biz varız fakat yokuz, sen, ben, ailen, arkadaşların şu an yeryüzünde olan herkes varlıkla yokluk arasında, evet sen varsın bunu biliyorsun, ailen var arkadaşların var bunu biliyorsun fakat aslında hiçbirimiz evren için yokuz...

Arkadaşlar hangi dine inanırsanız hangi inanca inanırsanız inanın her şeye olabilir gözüyle bakmalısınız. Unutmayınız ki bu anlattıklarım sadece birer teoridir. Yorumu size bırakıyorum...