Platonik aşkımı kaybettiğimde gelen duygusuzlaşma

Slenders

Decipat
Katılım
23 Haziran 2022
Mesajlar
1.047
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Evet arkadaşlar belki tanıyanınız vardır tanımayanlarınız varsa eski konularımdan bakabilir, bir kıza 5 sene platoniktim.

Bu konuyu bugün onunla 1 yıl aradan tekrar yazışımın, ve tekrardan red yiyişimin şerefine yazıyorum.

Arkadaşlar eskiden olsa ağlardım acı çekerdim gene evet ağlıyorum ama artık bu iş ağlamak acı çektirmiyor rahatlatıyor özlüyorum onu. Bir daha karşısına çıkmayacağıma söz verdim, erkeğim ve çıkmayacağım da.

Duygsuzlaştım eskiden ağlayabiliyordum artık çok çok nadir ve ağladığım da ise perişan olmuyorum. Kısacası duygusuz gibi bir şey oldum artık o kalbin de ki acı bıçak saplanma acısı keyif vermeye başladı hoşuma gitmeye başladı, sakın bana deli demeyin arkadaşlar başımdan çok şey geçti bu tek kız olayı değil, aile olayı, trafik kazası, okul konusu, vs.

Arkadaşlar duygularımı kaybetmekten korkuyorum ama bir yandan da iyi gelir diye düşünüyorum artık üzüldüğüm de bir şey hissetmiyorum.


Benim neden böyle olduğumu başından böyle olaylar geçen arkadaşlar varsa söyleyebilir mi duygularımı mı kaybediyorum?

bana bura da deli muamelesi yapmanızı istemem, çevrem ve arkadaşım olmadığı için forum da ki insanlara içimi dökmek istedim, umarım anlayabilen çıkar beni aranız da.
 
Duygularını kaybetmiyorsun dostum, yalnızca kabullenmeye başlıyorsun. Yaşadığın olayları sineye çekiyorsun. Son yıllarda çektiğin onca acıdan sonra vücudunun artık acı çekmeye bile takâti kalmadı ve tepki vermemeyi tercih ediyor.

Kendi kendine uzuuun bir sohbet etmelisin dostum. Elindeki telefonu bırak ve yalnız başına bir odada düşünmeye başla. Neler yaşadım? Başımdan neler geçti? Ben kendime ne yaptım böyle? Neleri kaybettim ve neleri kazandım?

Sonra bu soruların cevapları eşliğinde kendine yeni bir gelecek kurgulaman gerekiyor. Yani şimdi ne yapacağım? Ne uğruna yaşamalıyım? Meraklarım ve hedeflerim neler? Hayattan ne bekliyorum? gibi soruları kendine sorman gerekiyor.

Anlayacağın hayatına yeni bir sayfa açıyorsun dostum. Yolun daha çoook uzun. Kişi, kendini kaybetmediği sürece her şeyini kaybetmemiş demektir. Kendine hayatta tutunacağın yeni dallar bulmalısın. Öncelikle artık geçmişi kabullenme sürecini hızlandırmalı ve geçmişi görmezden gelmeye başlamalısın. Her gün o kızı düşüneceğine farklı şeyler düşün mesela. Bu futbol olur, siyaset olur (ki siyasete kafanı yormaya başlasan kafan epey bir dağılır), kendi meraklarına yönelmen olur, spor yapman olur, para kazanma derdin olur. Yani seni oyalayacak ve yaşaman için sebep teşkil edecek geçmişin dışında her şey senin gelecek rotanı çizmende sana yardımcı olur.

Tabi tüm bunları yaparken de sevmeli ve sevilmelisin. Buradaki sevgi gerçek sevgi yani emeğe dayalı olan sevgidir. Bunun en temiz hâli ise ailene olan sevgin ve onların seni sevmesidir. Ailen ile hâla konuşuyorsan ve aranız kötü ise o buzları erit. İlk adımı onlar atmıyorsa sen at. Hani kabulleniyorsun demiştim ya ilk önce ailenin karakterik yapısını kabullen ve onları o halleri ile sev. Zira bu dünyada ölsen arkandan ağlayacak başkan kimsen yok. Tüm insanlık şahittir ki ana sevgisinin hiçbir şey geçmez imiş.
Onun için ilk olarak kesinlikle ama kesinlikle ailen ile aranı iyi bir hale getir ve öyle bir ailenin içinde yaşadığın için mutlu ol. Şu anki haline şükret. İnançsızsan bile şükret. Çünkü kişi elindekinin kıymetini bilmezse ileride eline hiçbir şey geçmez. Ailen kötü de olsa senin ailen, iyi de olsa senin ailen. Onları öyle kabul et ve öyle sev. Tekrara düştüm ama burası önemliydi.

İkincisi ise çevrem yok demişsin. Yavaş yavaş insanların arasına karışmaya başka dostum. Gündelik hayata geri dön. İyi arkadaşlar edinmeye çalış. Samimi ve özü temiz arkadaşlar bulursan onlarla gez, dolaş, hava al, oyunlar oyna. Bunlar seni kendine getirmeye ve o kaybettiğin sandığın duyguları tekrar açığa çıkarmaya başlayacaktır.

"Dünyaya gelen geçer,
Bir bir şerbetin içer
Bu bir köprüdür geçer,
Cahiller onu bilmez

Gelin tanış olalım,
İşin kolayın tutalım
Sevelim sevilelim,
Dünya kimseye kalmaz!"
 
Duygularını kaybetmiyorsun dostum, yalnızca kabullenmeye başlıyorsun. Yaşadığın olayları sineye çekiyorsun. Son yıllarda çektiğin onca acıdan sonra vücudunun artık acı çekmeye bile takâti kalmadı ve tepki vermemeyi tercih ediyor.

Kendi kendine uzuuun bir sohbet etmelisin dostum. Elindeki telefonu bırak ve yalnız başına bir odada düşünmeye başla. Neler yaşadım? Başımdan neler geçti? Ben kendime ne yaptım böyle? Neleri kaybettim ve neleri kazandım?

Sonra bu soruların cevapları eşliğinde kendine yeni bir gelecek kurgulaman gerekiyor. Yani şimdi ne yapacağım? Ne uğruna yaşamalıyım? Meraklarım ve hedeflerim neler? Hayattan ne bekliyorum? gibi soruları kendine sorman gerekiyor.

Anlayacağın hayatına yeni bir sayfa açıyorsun dostum. Yolun daha çoook uzun. Kişi, kendini kaybetmediği sürece her şeyini kaybetmemiş demektir. Kendine hayatta tutunacağın yeni dallar bulmalısın. Öncelikle artık geçmişi kabullenme sürecini hızlandırmalı ve geçmişi görmezden gelmeye başlamalısın. Her gün o kızı düşüneceğine farklı şeyler düşün mesela. Bu futbol olur, siyaset olur (ki siyasete kafanı yormaya başlasan kafan epey bir dağılır), kendi meraklarına yönelmen olur, spor yapman olur, para kazanma derdin olur. Yani seni oyalayacak ve yaşaman için sebep teşkil edecek geçmişin dışında her şey senin gelecek rotanı çizmende sana yardımcı olur.

Tabi tüm bunları yaparken de sevmeli ve sevilmelisin. Buradaki sevgi gerçek sevgi yani emeğe dayalı olan sevgidir. Bunun en temiz hâli ise ailene olan sevgin ve onların seni sevmesidir. Ailen ile hâla konuşuyorsan ve aranız kötü ise o buzları erit. İlk adımı onlar atmıyorsa sen at. Hani kabulleniyorsun demiştim ya ilk önce ailenin karakterik yapısını kabullen ve onları o halleri ile sev. Zira bu dünyada ölsen arkandan ağlayacak başkan kimsen yok. Tüm insanlık şahittir ki ana sevgisinin hiçbir şey geçmez imiş.
Onun için ilk olarak kesinlikle ama kesinlikle ailen ile aranı iyi bir hale getir ve öyle bir ailenin içinde yaşadığın için mutlu ol. Şu anki haline şükret. İnançsızsan bile şükret. Çünkü kişi elindekinin kıymetini bilmezse ileride eline hiçbir şey geçmez. Ailen kötü de olsa senin ailen, iyi de olsa senin ailen. Onları öyle kabul et ve öyle sev. Tekrara düştüm ama burası önemliydi.

İkincisi ise çevrem yok demişsin. Yavaş yavaş insanların arasına karışmaya başka dostum. Gündelik hayata geri dön. İyi arkadaşlar edinmeye çalış. Samimi ve özü temiz arkadaşlar bulursan onlarla gez, dolaş, hava al, oyunlar oyna. Bunlar seni kendine getirmeye ve o kaybettiğin sandığın duyguları tekrar açığa çıkarmaya başlayacaktır.

"Dünyaya gelen geçer,
Bir bir şerbetin içer
Bu bir köprüdür geçer,
Cahiller onu bilmez

Gelin tanış olalım,
İşin kolayın tutalım
Sevelim sevilelim,
Dünya kimseye kalmaz!"
hocam aylar sonra gerçekten bu mesajı beni düşünüp de yazmanız, ufakta olsa yüzüm de tebessüm açtı ve dediklerinizi unutmayacağım harfi harfine uygulamaya çalışacağım, okul durumum pek yok o yüzden işe gireceğim işten arkadaş edinebilirsem edinirim. Başka da çarem yok umarım iyi yerlere gelirim. Hedeflerimi birilerine söyleyince o iş öyle olmuyor o kolay değil arkadaşlarım denedi olmadı falan diyorlar.
 
@Slenders Söylediklerim zerre kadar da olsa seni mutlu etti ise ne mutlu bana dostum.

İnsanlar sana inanmayabilir ama sen kendine inanmalısın. İnsanlar sana saygı duymayabilir ama sen kendine saygı duymalısın. Ve korkarım ki insanlar seni sevmeyebilir ama sen kendini sevmelisin.

Sen kendine değer verdikten, kendine saygı duyduktan ve en önemlisi "kendini mutlu olmaya layık gördükten" sonra o senin hevesini kıran insanlar halt etmiş.

Yalnızca sana ne istediğini bil diyebilirim. Bu hayat senin ve ona sahip çıkması gereken de sensin. İstemediğin bir şeyi ne kendine yaptır ne de bir başkası zorla sana yaptırabilsin. Sana saygı duymayan bir insana ise asla saygı duyma.

Dileğini tekrar edeyim. Umarım iyi yerlere gelirsin, kendine bembeyaz sayfalar açarsın ve umarım mutlu olursun. Unutma, sen buna layıksın. Bu hayat sana ait ve sana özel. Kendi içindeki cevherin değerini, ilk önce kendin bil.

Saygılar. İyi geceler.
 

Geri
Yukarı