şahsi
Hectopat
- Katılım
- 29 Aralık 2018
- Mesajlar
- 644
- Çözümler
- 3
Evde, bunalımdan çıkmak için paraya kıyıp vaktimi öldürmek için almıştım. Üstelik indirimsiz bir şekilde 300 TL'ye aldım. Normalde cimri bir insanımdır ama bu oyuna verdiğim bir kuruşa bile acımıyorum. İncelememi grafikler, hikaye, oynanış mekanikleri, oyunun içeriği ve Arthur Morgan olmak 5 başlık altında inceleyeceğim. (İncelemede kullanılan görsellere bana aittir.)
Bu oyunu sanki uzaylılar yapmış. Belki duygusal bir zamanıma denk geldiği için abartıyorum ancak ben fotoğraf çekmekten, etrafı izlemekten oyunu oynayamadım. Her ana her manzaraya aşık oldum. Böyle bir grafik kalitesi daha önce görmemiştim. Gün batımı, doğuşu, gökyüzü, uzak çizim mesafesi gerçekten muhteşem. Şimdiye kadar gördüğüm tek sorun oyunda hava durumu değişimi bir anda olabiliyor. Yani karabulutlar etrafınızı sarmış, tam diyorsun aha felaket bir yağmur geliyor hop 2 saniyede havada bulut kalmayacak şekilde güneş açıyor. Görebildiğim tek sorun buydu. Onun haricinde grafiklerde felaket bir detay var. Avladığınız geyiğin postu, giydiğiniz montun detayları gibi sizi kendine hayran bırakan bir çok detay var.
RDR2'nin hikayesinin çok övüldüğünü duymuştum. Bu oyunda en çok beklenti içinde olduğum şey hikayeydi. Oynarken her saniye acaba ne olacak, hikaye nasıl gidecek diye merak ettim. İlk oyunu oynamadığım için karakterleri tanımıyordum. Açıkçası oyun biraz yavaş ilerliyor ama bu yavaşlık bu oyuna yakışır seviyede. Yani karakterleri tanımanıza, Dünya'yı keşfetmenize yeterince zaman veriyor. Şahsen sıkılmadım çünkü zamanı gelince beni tatmin edecek bir şeylerin olacağını hep biliyordum, hissediyordum. Öyle de oldu oyun sonlara doğru tam istediğim şekilde beni memnun etti. O yüzden eğer sabırsız biriyseniz oyunu yarıda bırakmanızı önermem.
Bu oyunu bir kez bitirince bende büyük bir boşluk hissi oluştu. Bir kaç gün durdum ve yeniden başladım. Olabildiğince ana görevleri yapmıyorum. Sadece yürüyorum, etrafı izliyorum, atımı temizliyorum, besliyorum. Yoluma çıkan insanlara yardım ediyorum. Başlıktan sapmayalım. Bu Arthur Morgan varya işte bu abimizi kontrol etmek... Ulan bir oyunda yürümek bu kadar mı keyif verir anlamıyorum. Ateş etmek... Bir olay olsun da sıkayım diye pusuda bekliyorum. Şayet durduk yere GTA mantığı ile insanlara ateş ederseniz onurunuz düşüyor ve buda hikayeyi etkiliyormuş. Kısaca ateş etmek, at sürmek, Arthur'un hareketleri oldukça gerçekçi. Oyunda az da olsa her insan ile konuşabilme özelliğimiz de mevcut.
Oyunda yapılabilecek tonla şey var. Hazine peşinde koşabilir, yolda rastgele başınıza gelen olaylarla uğraşabilir, at evcilleştirebilir, kamptaki getir götürleri yapabilir, trenler ve mağazalar soyabilir, ödül avcılığı yapabilir, banyo yapabilir veya benim yaptığım gibi bir manzara bulup etrafı izleyebilirsiniz. Oyun içerik konusunda da felaket detaylı. Ulan dur bunu da yapmamışlar dediğim ne varsa yapmışlar. Bu oyunun dünyası gerçekten yaşıyor. AC oyunlarındaki gibi iki insan koyup insanlara etrafı izletmiyorlar. Özellikle kamp gerçekten çok canlı. Sürekli insanların sizden bağımsız kendi aralarındaki sohbetlerine tanık oluyorum. Bu Dünya siz bu oyunu oynadığınız için yokmuş gibi, Dünya'nın merkezine sizi kesinlikle koymuyor. Siz o Dünya'da yaşayan bir insan olduğunuzu size hissettiriyor.
Oynadığım oyunlar arasında yazılmış en iyi karakter, net. Ulan bu adamı size nasıl anlatayım ki şimdi. Zaten oynayanlar ne hissettiğimi biliyorlar. Dış görünüş olarak son derece iyi tasarlanmış. Ses tonu gerçekten harika. Bu adam konuşsun sabaha kadar dinlerim. Kişilik olarak Arthur Morgan gerçekten çok başarılı yazılmış ve işlenmiş. Olaylara verdiği tepkiler, cevaplar, hikayenin gidişatına göre hal ve hareketleri... Gerçek bir efsanesin Arthur Morgan.
Kısaca arkadaşlar depresyondan çıkmak için başladığım bu oyunun köpeği oldum. İlk incelemem olduğu için hatalarım varsa affola.
Grafikler
Bu oyunu sanki uzaylılar yapmış. Belki duygusal bir zamanıma denk geldiği için abartıyorum ancak ben fotoğraf çekmekten, etrafı izlemekten oyunu oynayamadım. Her ana her manzaraya aşık oldum. Böyle bir grafik kalitesi daha önce görmemiştim. Gün batımı, doğuşu, gökyüzü, uzak çizim mesafesi gerçekten muhteşem. Şimdiye kadar gördüğüm tek sorun oyunda hava durumu değişimi bir anda olabiliyor. Yani karabulutlar etrafınızı sarmış, tam diyorsun aha felaket bir yağmur geliyor hop 2 saniyede havada bulut kalmayacak şekilde güneş açıyor. Görebildiğim tek sorun buydu. Onun haricinde grafiklerde felaket bir detay var. Avladığınız geyiğin postu, giydiğiniz montun detayları gibi sizi kendine hayran bırakan bir çok detay var.
Hikaye
RDR2'nin hikayesinin çok övüldüğünü duymuştum. Bu oyunda en çok beklenti içinde olduğum şey hikayeydi. Oynarken her saniye acaba ne olacak, hikaye nasıl gidecek diye merak ettim. İlk oyunu oynamadığım için karakterleri tanımıyordum. Açıkçası oyun biraz yavaş ilerliyor ama bu yavaşlık bu oyuna yakışır seviyede. Yani karakterleri tanımanıza, Dünya'yı keşfetmenize yeterince zaman veriyor. Şahsen sıkılmadım çünkü zamanı gelince beni tatmin edecek bir şeylerin olacağını hep biliyordum, hissediyordum. Öyle de oldu oyun sonlara doğru tam istediğim şekilde beni memnun etti. O yüzden eğer sabırsız biriyseniz oyunu yarıda bırakmanızı önermem.
Oynanış Mekanikleri
Bu oyunu bir kez bitirince bende büyük bir boşluk hissi oluştu. Bir kaç gün durdum ve yeniden başladım. Olabildiğince ana görevleri yapmıyorum. Sadece yürüyorum, etrafı izliyorum, atımı temizliyorum, besliyorum. Yoluma çıkan insanlara yardım ediyorum. Başlıktan sapmayalım. Bu Arthur Morgan varya işte bu abimizi kontrol etmek... Ulan bir oyunda yürümek bu kadar mı keyif verir anlamıyorum. Ateş etmek... Bir olay olsun da sıkayım diye pusuda bekliyorum. Şayet durduk yere GTA mantığı ile insanlara ateş ederseniz onurunuz düşüyor ve buda hikayeyi etkiliyormuş. Kısaca ateş etmek, at sürmek, Arthur'un hareketleri oldukça gerçekçi. Oyunda az da olsa her insan ile konuşabilme özelliğimiz de mevcut.
Açık Dünya, Oyunun İçeriği
Oyunda yapılabilecek tonla şey var. Hazine peşinde koşabilir, yolda rastgele başınıza gelen olaylarla uğraşabilir, at evcilleştirebilir, kamptaki getir götürleri yapabilir, trenler ve mağazalar soyabilir, ödül avcılığı yapabilir, banyo yapabilir veya benim yaptığım gibi bir manzara bulup etrafı izleyebilirsiniz. Oyun içerik konusunda da felaket detaylı. Ulan dur bunu da yapmamışlar dediğim ne varsa yapmışlar. Bu oyunun dünyası gerçekten yaşıyor. AC oyunlarındaki gibi iki insan koyup insanlara etrafı izletmiyorlar. Özellikle kamp gerçekten çok canlı. Sürekli insanların sizden bağımsız kendi aralarındaki sohbetlerine tanık oluyorum. Bu Dünya siz bu oyunu oynadığınız için yokmuş gibi, Dünya'nın merkezine sizi kesinlikle koymuyor. Siz o Dünya'da yaşayan bir insan olduğunuzu size hissettiriyor.
ARTHUR MORGAN
Oynadığım oyunlar arasında yazılmış en iyi karakter, net. Ulan bu adamı size nasıl anlatayım ki şimdi. Zaten oynayanlar ne hissettiğimi biliyorlar. Dış görünüş olarak son derece iyi tasarlanmış. Ses tonu gerçekten harika. Bu adam konuşsun sabaha kadar dinlerim. Kişilik olarak Arthur Morgan gerçekten çok başarılı yazılmış ve işlenmiş. Olaylara verdiği tepkiler, cevaplar, hikayenin gidişatına göre hal ve hareketleri... Gerçek bir efsanesin Arthur Morgan.
Kısaca arkadaşlar depresyondan çıkmak için başladığım bu oyunun köpeği oldum. İlk incelemem olduğu için hatalarım varsa affola.
Son düzenleyen: Moderatör: