Reenkarnasyona inanıyor musunuz?

Çünkü adam fakir baba kast sistemi yani herif dededen fakir, onu oyalamak için inanışı da ona göre sistematik; -ne olacaz ya çok fakiriz - bir dahaki sefere kralsın be oğlum.

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
 
Reenkarnasyon, yani öldükten sonra başka bedende dirilmeye inanıyor musunuz?
Bana göre ahiret ve reenkarnasyon gibi şeyler insanların kontrolden çıkmaması için üretilmiş şeylerdir. Eğer böyle şeyler olmasa çoğu insanda hayatım bir kere var istediğimi yapmalıyım düşüncesi oluşabilir böylece durdurulması imkansızlaşır. Fakat din yüzyıllarca çok iyi durdurdu bu olayı fakat şu anda pek ihtiyacımız yok artık insanları kontrol etmek daha kolay o yüzden de dinlerin yavaş yavaş kaybolduğu gözlemleniyor.
 
Bir Müslüman olarak kısmen inanıyorum. Aslında kararsızım. Ama Reenkarnasyon mantıklı bir teori.
 
Bana göre ahiret ve reenkarnasyon gibi şeyler insanların kontrolden çıkmaması için üretilmiş şeylerdir. Eğer böyle şeyler olmasa çoğu insanda hayatım bir kere var istediğimi yapmalıyım düşüncesi oluşabilir böylece durdurulması imkansızlaşır. Fakat din yüzyıllarca çok iyi durdurdu bu olayı fakat şu anda pek ihtiyacımız yok artık insanları kontrol etmek daha kolay o yüzden de dinlerin yavaş yavaş kaybolduğu gözlemleniyor.
Imza beynimin tomogrofisi arkali onlu fotograf falan filan. Kesinlikle eski caglarda gerekliydi din. Iyi bir kitle kontrol araciydi. Ama artik individualism'in bu kadar onemsendigi ve benimsendigi zamanda dinler iyice yersizlesmeye ve gereksizlesmeye basladi.
 
Imza beynimin tomogrofisi arkali onlu fotograf falan filan. Kesinlikle eski caglarda gerekliydi din. Iyi bir kitle kontrol araciydi. Ama artik individualism'in bu kadar onemsendigi ve benimsendigi zamanda dinler iyice yersizlesmeye ve gereksizlesmeye basladi.
Eğer bunu eski çağlardaki mitolojiler için söylüyorsan haklısın ama ilahi dinler (İslam için konuşuyorum) insanları doğru yola yöneltmek için var. Tanrı'nın sözü insanların iyiliği içinken din çıkarcıları (sünniler gibi) dinleri kendi istekleri yani halkı sömürmek için değiştiriyorlar.
 
Reenkarnasyonun kökeni tam olarak nereye kadar iniyor? Bilinç ya da ruh sürekli bir döngü halindeyse o zaman dünyada başından beri sürekli aynı sayıda canlı olması gerekirdi. Canlı çeşitliliği değişip, gelişip, artıyor ise o zaman yeni bilinç ve ruhlar nereden geliyor?
 
Konuya verilen son cevaptan 6 ay sonra yeni bir cevap yazmak umarım tuhaf karşılanmaz. Ben de kendi fikrimi belirtmek istiyorum:

Re-enkarnasyon bilimsel olarak ispatlanabilir bir iddia değildir. Bunun ilk sebebi ruh denilen varlığın kökeninin bilimsel olarak bilinemez olmasıdır. Hatta ruhun bilinemez olduğunu mantıksal olarak kavrayamadığı halde peşinen zaten ruh diye bir varlık yoktur iddiasında bulunan sözde bilimsel çevreler de mevcuttur. Bu çevreler henüz, bilimsel bilgi yönteminin ruh denilen bilinemez varlığa yok demek için doğru bir araç olmadığını, onun bu konuda hiç bir yeterliliği olmadığını hâlâ kavrabilmiş olmadıkları için deyim yerindeyse esip gürlüyorlar ve Evren'deki bütün varlıkları madde veya enerji formunda tanımlamak için adeta yırtınıyorlar. Ama boşuna uğraşıyorlar çünkü "Ben" zamiri ile ifade edilen insan kişiliğinin, bilincinin veya insanın muhatap alınan asıl varlığının, asla onun bedeni ile özdeş ve aynı olmadığını ve asla insan beynindeki biyo-elektriksel etkinliğin fonksiyonel bir çıktısı olmadığını henüz kavrayamıyorlar. Çünkü kişisel görüşüm insan ruhunun zaten madde formunda olamayacağı ve ayrıca enerji formunda da olamayacağı ve dolayısıyla bu iki seçenek geçersiz olduğuna göre onun fizik ötesi bir varlık olduğu yönündedir. Bu ise bilimsel çevreleri çok rahatsız eden ve duymak istemedikleri bir tespittir, çünkü bilimsel bilgi yöntemi ile izole edip inceleyemeyecekleri bir varlık vardır. "Ben" zamiri ile işaret edilen ve açıkça var olan ama elle tutulup gözle görülemeyen bu varlık hakkında bilimsel olarak söylenebilecek tek şey onun araştırılamaz ve bilinemez olmasından ilerisi değildir ve hiç bir zaman da olamayacaktır. O yüzden bilimsel cevap aramaya kalkışmak anlamlı değildir.

Bu konuda İslam dininin verdiği cevap sınırlı da olsa şöyledir: İnsan bedeninin oluşmaya başladığı sıfır anından 120 gün sonra o insan bedenini kullanacak olan ruh, bedenle irtibatlandırılır. Bunun nasıl olduğu bir sırdır, açıklanmamıştır ve bizzat Allah'ın işi olduğu için açıklanması da aslında yararsızdır ama tek kökeni ve kaynağı Allah'tan başka bir varlık değildir. Bir ruh, sadece bir kez bir bedenle irtibatlandırılır ve kendini o beden ile özdeş zannedip bir hayat sürdükten sonra ölür yâni o bedeni kullanma hakkı yine bizzat Allah'ın dilemesiyle sonlandırılır. Tekrar başka bir bedenle irtibatlandırılması yâni Dünya'da ikinci veya daha fazla sayıda hayat sürmesi mümkün değildir, çünkü Allah herkese sadece bir kez hayat vermeyi tercih etmiştir. Hayatının bitiminde de herkesi göndermiş olduğu dini inanç ile belirtildiği şekilde bazı işlemlere tabii tutacaktır.

Ben de şahsen İslam dininin bu açıklamasını mantıklı ve inanılabilir bulduğum için, re-enkarnasyon veya Sanskritçe dilindeki karma kelimesi ile ifade edilen felsefî düşünce/inanç açıklamasını geçerli ve inanılabilir bulmuyorum. Sonuçta bu görüş biraz Panteizm felsefesine götürür gibi durmaktadır. (Not: Sanskrtitçe karma kelimesi ile Türkçe karma kelimesi sadece eşseslidir, anlamları farklıdır.)
 
Son düzenleyen: Moderatör:

Geri
Yukarı