Tanrı neden kendini göstermiyor?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Arkadaşlar, bunca sene boyunca bunun hakkında düşündüm. Tanrı denilen varlık kitaplarda biz onları tapmak için yarattık derken neden kendini hiçbir zaman göstermemiştir?

Rüzgar yüzüne vurduğu zaman hissedersin ama göremezsin eğer rüzgarlar renkli olsaydı görebilirdik yaradanın varlığını hissetmek için güneşe bakmak bile yeterli ölüm ve dirilmeinde şu örnek son bahar da bütün yapraklar dökülür yani ölüm dirilme ise ilk baharda aynı daldan dökülen yapraklar tekrar meydana gelir bu da diriliş 3. örnek yaradanın varlığı Allah isteseydi karıncaları fil kadar büyük yaratsaydı acaba ne olurdu bir avuç beynimze yaradanı görme ihtimalim ne kadar olabilir not: Mikrop miroskop ile görünür.
 
Yazıları okudum da, ne saçma yorumlar var. Yok neymiş efendim mucizeymiş, göz perdesiymiş yok bilmem ne. Aynen canım kesin öyledir ve susar. Karşında başka bir yanıt verecek kapasitede değildir, zira iradesi ve aklı hapsolmuştur.
Birçok insan korkusundan dolayı aklında tanrı yaratır ve ona tapar, ancak kanıt istediğinde hiçbir şey sunamaz ve buna 'günah, o yaratıcı' gibi sözler ile karşılık verir.
Olmayan bir şeyi göremezsiniz, dinlerin hepsinin saçmalık olduğu uzun süredir kanıtlandı. Dinlerin insanlar tarafından yaratılıp zorla inandırıldığı da bir gerçek.
Bkz: Arapların, Osmanlı döneminde zorla Türklere dinlerine kılıç zoruyla inandırmaları.
Tanrının olmadığını kanıtlayabilirim, peki ya inanan kişiler nasıl kanıtlayacak? Birkaç örnek vermem gerekirse.
Evren o kadar kusurlu ki, her an yok oluşumuz söz konusu. Mesela sürekli dünyanın etrafında büyük meteorlar geçiyor, büyük bir meteor düşse zaten dünyanın yarısını direkt heba edebilir. Peki tanrı buna karşı ne yaptı? Hiçbir şey.
Sözde kendi yazdığı kitaplarda sürekli çelişen tanrı ve siz bunu göremiyorsunuz. İsteyen çelişkileri araştırır ve ne olduğunu anlar.
Tanrı madem bizim geleceğimizi görüyordu, o halde neden inatla yaşamamıza izin verdi? Zaten olacak şey belli değil mi? Buradan da irademizin yok sayıldığını görüyoruz, ancak hepsi yanlış. İrademiz ile istediğimizi yapabiliriz, her zaman seçme hakkımız var.
Daha birçok örnek verebilirim, lakin konu dışına çok çıkmak istemiyorum. 2-3 ergen şimdi asabileşmeye başlar :)
Bu kanalın
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
bu gibi bazı videolarını izlermisin madem çok araştıran bir tipsin bu videoları sıkılmadan izleyebilirsin eğer dahada çok merak edersen adamlarada sorabilirsin.
 
Bahsettiğiniz doğa üstü insan ürünü varlığın gerçekte var olmamasından dolayı olabilir.

ateistler burada da cirit atıyormuş. Yaratan'a doğaüstü denmez, zaten kainatı ve doğayı yarattığı için herşey O'nun Kudretindedir.

sana göre sen yaratılmadıysan ve sana göre kainat da sonsuzsa, haydi ölümünü engelle de, kainat gibi sonsuz kal. sıkıyorsa durdur ölümü. şuraya bak, kainat size göre sonsuz ama sen ölümlüsün. ne kadar aptalca zihniyet, sizinki. cansız olan sonsuz, canlı ve aklı olansa ölümlü.
 
Son düzenleme:
Bu kanalın
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
bu gibi bazı videolarını izlermisin madem çok araştıran bir tipsin bu videoları sıkılmadan izleyebilirsin eğer dahada çok merak edersen adamlarada sorabilirsin.

Böyle saçma örneklerle evrimi çürüttüğünü sanan kişilerin videolarını izlemek pek akıl karı değil.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
 
Çeşitli inançlara göre cennet tanımları.

renderTimingPixel.png


Eski mısır inanışına göre bu inanışa göre ruh, kalbin içinde bulunurdu. Bir insan öldükten sonra duat isimli diyarda insanların kalbi tartıya koyulurdu ve bir tüye karşı tartılırdı. Ruhu tartıyı eşitleyenler aaru isimli yere doğru uzun ve tehlikeli bir yolculuğa çıkarlardı. Aaru’ya ulaşan insanların burada sonsuza kadar keyif içinde yaşayacağına inanılırdı. Kalbi tartıda eşitlenmeyenler ve ömrünü kötülük yaparak geçirmiş olanlarsa ammit isimli iblisin dişlerine düşerlerdi. Ammit’in dişlerine düşenler aaru’ya asla gidemez, sonsuza kadar dinlenmeden duat’ta kalmaya mahkum olurlardı.
Aaru’ya gidebilecek nitelikte olan ruhlar uzun ve tehlikeli bir yolculuğa çıkarlardı. Aaru’ya ulaştıklarında birkaç kapıdan geçerlerdi. Bu kapıların sayısı bazı yerlerde 15, bazı yerlerde 21 olarak belirtilmiştir. Aaru, osiris ’in yaşadığı yer olarak bilinmektedir. Aaru’dan söz edilirken genellikle güneşin doğduğu yönde, yani doğuda olduğu söylenirdi. Aaru’da sonsuz sazlık alan olduğu ve aynı nil Delta'sı na benzediği söylenirdi. Burasının avcılık ve çiftçilik için mükemmel bir yer olduğu ve hayatı boyunca iyilik yapmış olanların sonsuza kadar burada bulunacağı söylenirdi.
Hitit inanışına göre bu inanışa göre cennet, tanrı’nın bulunduğu yerdir. Arkeolojik buluşlara göre alalu, cennette 9 yıl hükümdarlık yapmıştır. Daha sonra oğlu anu doğmuş ve hükümdarlığı o almıştır. Anu ise daha sonra kendi oğlu kumarbi tarafından tahtından devrilmiştir. Bahailik inanışına göre.
Bu inanışa göre cennet sembolik bir yerdir. Bu inanışa göre tanrı’ya yakın olmak cennet, tanrı’dan uzak olmak ise cehennemdir. Bahailik inanışına göre, bulunduğumuz fiziksel boyutta ölüm sonrası ruhun durumunu anlamak mümkün değildir. Ancak ölümden sonra ruh bilincini ve kişiliğini kaybetmeyecek, fiziksel yaşamını hatırlayacak, diğer ruhları tanıyarak onlarla iletişime geçebilecektir.
Bahailik inanışına göre ölümden sonra ruhların arasında hiyerarşi bulunmaktadır ve her ruh kendi erdemine göre hiyerarşik bir konumda bulunur. Düşük hiyerarşide bulunanlar, üst hiyerarşidekilerin durumunu tam olarak anlayamazlar. Ölümden sonra ruhların ilerleme kat etmesi mümkündür ancak bu sadece ruhların kendi bilinçleriyle olmaz. Farkında olmadığımız etkenler, tanrı’nın erdemi, başkalarının duası ve yaşayanların o ruh için yaptığı iyilikler de ruhun gelişmesinde etkilidir.
Budizm inanışına göre bu inanışa göre birden fazla cennet bulunmaktadır ve hepsi samsara ’nın bir parçasıdır. Hayatı boyunca iyi karma ’sı olanlar bu cennetlerden birisinde tekrar doğabilir ancak bu cennetlerde sonsuza kadar kalmayacaklardır. Bir süre sonra karma’larının tamamını kullanacaklar ve başka bir diyarda insan, hayvan veya başka bir varlık olarak tekrar doğacaklardır. Cennet, samsara’nın geçici bir kıs mıdır ve budistler tekrar doğma döngüsünden kaçıp Nirvana ’ya ulaşmaya odaklanırlar. Nirvana bir cennet değildir, akli bir durumdur. Budizm inancına göre evren kalıcı değildir ve evrendeki varlıklar, var olan başka evrenlere giderler. Yaşadığımız evrense, bu evrenlerden sadece birisidir.
Mayahana görüşüne göre bu inanışa göre var olan evrenlerden birisinde bu da ’lar tarafından oluşturulan saf topraklar bulunur. Saf topraklar da Doğan birisi bu da’lık mertebesine eriştiğini anlar. Saf topraklarda bir kez Doğan kişi, bir daha asla başka evrenlerde doğmazlar ancak kendi istekleriyle, başkalarını kurtarmak için başka diyarlarda doğmayı seçebilirler. Budizm inancında birçok diyar bulunur ve bunların her birinin arasında çeşitli farklar vardır.
Brahmaloka: Buranın yerlilerine brahma’lar denilir ve hükümdarları mahabrahma’dır. Kral makhadeva, keşiş tissa ve brahmana janussoni burada tekrar doğmuştur. Bir keşişin Nirvana’ya ulaşmadan önceki adımı brahmaloka’da doğmaktır. Yaşam süresi belirtilmemiştir ancak sonsuz değildir.
Kamavacaraloka: Yaşam süresi belirtilmemiştir ancak sonsuz değildir.
Catummaharaja: Buraya bazı krallar çocuk yaşlarında gelmişlerdir. Bazı inanışlara göre 15. günde buranın tanrıları dünyayı gözetler ve insanların annelerine, babalarına, samanalara ve barhmanalara saygı göstermelerini izlerler. Bimbisara ve payasi burada tekrar doğmuştur. Burada yaşayanların ortalama 9, 216, 000, 000 yıldır.
Nimmanarati: Burada yaşayanların ortalama ömrü 2, 284, 000, 000 yıldır.
Paranimmitavasavatti: Burada yaşayanların ortalama ömrü 9, 216, 000, 000 yıldır.
Tavatimsa: Buranın hükümdarı indra ve shakra’dır. Burada yaşayanlar birbirlerine “marisa” lakabıyla hitap ederler. Komutan ajita burada tekrar doğmuştur. Sakyan kızı gopika ise erkek olarak burada tekrar doğmuştur. Burada yaşayanların ortalama ömrü 36, 000, 000 yıldır.
Tusita: Anathapindika burada doğmuştur. Burada yaşayanların ortalama ömrü 576, 000, 000 yıldır.
Yama: Burada yaşayanların ortalama ömrü 1, 444, 000, 000 yıldır.
Tibet budizminde 5 büyük cennet bulunur. Bunlar akanishtha veya ghanavyiiha’dır. Burası en yüce cennettir ve içinde bulunanlar sonsuza kadar Nirvana'ya ulaşırlar.
Jinas isminde bir cennet daha vardır.
Biçimsiz ruhların bulunduğu bir cennet daha vardır ve burası dörde ayrılır.
Brahmaloka, toplamda 16 cennetten oluşur ve içinde nefsi şeyler barındırmaz.
Devaloka toplamda 6 cennetten oluşur ve içinde nefsi şeyler barındırır.
Çin inanışına göre bu inanışa göre cennetin ismi tian ’dır. Tian’dan bütün insanlar görünür, duyulur ve yaptıkları bilinir. Tian, insanların yaptıklarından etkilenir ve bir kişiliğe sahiptir, insanlara sinirlenebilir veya sevinebilir. Tian, kendisini hoşnut edenleri kutsar, kendisine karşı gelenlere afet gönderir. Bütün ruhların gittiği ve tanrı’ların bulunduğu yer tian’dır ve confucius “tian’a karşı gelenlerin bağışlanması için dua edebileceği kimse yoktur” der. Diğer bir inanışa göre tian ilahi bir hükümdardır. Mozi ’nin inanışına göre ruhlar ve tanrı’lar vardır ancak onların varlıkları tian’ı büyük ölçüde etkilemez, kötüleri cezalandırmaz. Yani bir anlamda ruhlar, cennetteki meleklere benzerler ve kendilerinden daha üst mevkilerden Emir gelmedikçe bir şey yapamazlar. Mohizm inancına göre evrensel sevgi vardır ve cennet tüm insanları eşit seviyede sever. Bu sebeple tüm insanlar da birbirlerini ayrım yapmadan eşit ölçüde sevmelidir.
Hristiyan inanışına göre bu inanışa göre cennet, tanrı’nın tahtının bulunduğu ve kutsal meleklerin olduğu yerdir. Hristiyanlık inanışına göre insanlar öldükten sonra cennete giderler ancak burada geçici olarak kalırlar. Azizler dünyaya dönüp yeni dünya yı kurduktan sonra ölüler tekrar canlanacaktır. Peygamber isa tekrar doğduktan sonra kendisinin cennete gittiğini ve burada tanrı’nın sağ elinde oturduğunu, dünyaya ikinci kez geldiğini söylemiştir. Hayattayken cennete giden başka insanlar da vardır, enoş ve ilyas peygamberler gibi. Bazı inanışlara göre isa’nın annesi meryem de cennete gitmiştir ve kendisine cennetin kraliçesi denilmiştir.
Hristiyan yazılarında “ cennet krallığı ” tanımlaması birçok yerde geçmektedir ve inanışa göre Mikail ve melekleri, şeytan ve meleklerine karşı cennette bir savaş yapmışlardır. Bu savaştan sonra şeytan ve melekleri yer yüzüne gönderilmiştir.
Cennetin yeri tam olarak hristiyan yazılarında belirtilmemiş olsa da, yunan yazılarında gök yüzünü göstermektedir. Hristiyan inanışına göre insanlar ilk günah sebebiyle günahkar olarak doğarlar ve ömürleri boyunca bu günahın bağışlanması için tanrı’nın istediklerini yapmaları gerekmektedir.
Hindu inanışına göre bu inanışa göre cennet ulaşılması istenen en son yer değildir çünkü cennet geçicidir ve fiziksel bedene bağlıdır. Cennet kusursuz değildir ve nefsi yaşamın başka bir boyutudur. Hindu inanışına göre bu diyarın ötesinde başka diyarlar bulunur. Bhuva loka ve swarga loka. Bunlar genel olarak hindu inanışında ulaşılması istenen yerlerin isimleridir. Mahar loka, jana loka, tapa loka ve satya loka isminde başka diyarlar da bulunmaktadır. Hindu inanışına göre insanlar öldükten sonra tekrar doğarlar ve bir önceki yaşamındaki karmaları, yeni hayatlarını belirler. Yeniden doğma döngüsünün bozulması jivatma tarafından kendi farkındalığının oluşmasıyla bozulur. Bu kendi farkındalığıa moksha denilir. Moksha, hinduizme özel bir tabirdir. Moksha yeniden doğma döngüsünden kurtulmaya ve brahman ile son kez birleşmeye denilir.
Vaishnava geleneklerine göre en yüce cennet vaikuntha’dır ve burası diğer altı cennetin diyarının üzerinde bulunur. Burada özgür ruhlar sonsuza kadar yaşarlar ve yüce güzelliğin tadını çıkarırlar.
İslam inancına göre bu inanışa göre cennet, tanrı’nın istediklerini yerine getirenlerin öldükten sonra gidecekleri yerdir. İslam inancında ilk günah yoktur, bu sebeple insanlar günahsız olarak doğarlar, çocuklar öldüklerinde cennete giderler. İslam inancında cennet, tüm isteklerin anında karşılandığı yer olarak belirtilir. Cennette sonsuz bir yaşam vardır ve herkes mutludur, kötü bir duygu yoktur. Eğer kişinin günahları az ise cennete girecektir ve burada ailesi, çocukları ve diğer tüm sevdikleriyle bir araya gelecektir. Ancak eğer kişinin günahları fazlaysa cehenneme gidecektir. Cennetin 7 katı bulunmaktadır ve en üst kattaki evler melekler tarafından yapılmıştır, evlerde oturanlar saf altın kullanırlar. Bununla birlikte en alt seviyedeki cennet, dünyadaki hayattan 100 kat daha iyidir.
Musevilik inancına göre cennet tanımı hristiyan ve İslam inancında geçmekteyken, musevilik inancında çok fazla geçmez. Tanah, ölümden sonrasıyla ilgili fazla bilgi vermez ancak yahudiler zaman içerisinde ölümden sonrasıyla ilgili iki farklı düşünceyi benimsemişlerdir. Birincisinin yunan inancından geçtiği düşünülen ölümsüz ruhun yaratıcının yanına gideceğidir. Diğer inanış ise fars inancından geçtiği düşünülen ölülerin tekrar canlanacağıdır. Bununla birlikte musevilik inancında ilk insanların cennete benzer bir yerde yaşadıkları söylenir. Bu yerin ismi eden bahçesi ’dir ve günümüzde büyük bölümünün Suriye topraklarında kaldığı düşünülür. Dört nehrin ortasında kalır ve bu nehirlerden birisi Fırat, diğeri dicle ’dir. Diğer iki nehirin adı tanah’ta yazsa da, günümüzde o nehirlerin kuruduğu düşünülmektedir.
Aztek, toltek ve bölgede yaşayan diğer halkların inanışlarına göre cennet 13 farklı kat olarak kurulmuştur. Her katın farklı hükümdarları vardır. Bu 13 cennetin hepsinin hükümdarı ometeotl’dır. Erkek olarak ometecuhtli, dişi olarak omecihuatl ismini alır.
Eski iskandinav mitolojisine göre insanlar öldükten sonra iki yere giderlerdi. Bu gittikleri yerden birisi hel, diğeri ise valhalla ’dır. Eğer bir kişi savaşçı değilse, hastalıktan veya yaşlılıktan ölmüşse, onursuz bir hayat yaşamışsa hel’e giderdi. Onursuz yaşayarak hel’e gidenler burada huzur bulamaz, yemek ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını bile karşılayamazlardı. Ancak hastalıktan veya yaşlılıktan ölerek hel’e gidenlerin istekleri karşılanırdı. Savaştayken ölenlerin ruhları bedenlerinden ayrılırdı. Savaş alanına gelen dişi bakire meleğe benzeyen varlıklar olan valkür ler, bu savaşçıların ruhlarını valhalla’ya taşırdı. Valhalla’ya giden savaşçılar burada Odin ile karşılaşırlardı. Valhalla, sonsuz ziyafetlerin olduğu ve insanların gün boyunca savaştığı bir diyardır. Ancak valhalla’daki yaşam sonsuza kadar sürmeyecektir. Odin, ragnarök günü bir savaşa katılacaktır ve bu savaşta yenilerek ölecektir. Odin bu savaşın sonucunu bilse de, savaşmadan pes etmek istemediği için kendisine savaşçılar yetiştirmektedir. Valhalla’ya gelen savaşçılar da ragnarök günü Odin ile birlikte öleceklerdir.
 
Böyle saçma örneklerle evrimi çürüttüğünü sanan kişilerin videolarını izlemek pek akıl karı değil.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

Gerçekten kaçıyorsun bunu yazmak yerine keşke izleseydin belki aklına yatar.
 
Çeşitli inançlara göre cennet tanımları.

renderTimingPixel.png


Eski mısır inanışına göre bu inanışa göre ruh, kalbin içinde bulunurdu. Bir insan öldükten sonra duat isimli diyarda insanların kalbi tartıya koyulurdu ve bir tüye karşı tartılırdı. Ruhu tartıyı eşitleyenler aaru isimli yere doğru uzun ve tehlikeli bir yolculuğa çıkarlardı. Aaru’ya ulaşan insanların burada sonsuza kadar keyif içinde yaşayacağına inanılırdı. Kalbi tartıda eşitlenmeyenler ve ömrünü kötülük yaparak geçirmiş olanlarsa ammit isimli iblisin dişlerine düşerlerdi. Ammit’in dişlerine düşenler aaru’ya asla gidemez, sonsuza kadar dinlenmeden duat’ta kalmaya mahkum olurlardı.
Aaru’ya gidebilecek nitelikte olan ruhlar uzun ve tehlikeli bir yolculuğa çıkarlardı. Aaru’ya ulaştıklarında birkaç kapıdan geçerlerdi. Bu kapıların sayısı bazı yerlerde 15, bazı yerlerde 21 olarak belirtilmiştir. Aaru, osiris ’in yaşadığı yer olarak bilinmektedir. Aaru’dan söz edilirken genellikle güneşin doğduğu yönde, yani doğuda olduğu söylenirdi. Aaru’da sonsuz sazlık alan olduğu ve aynı nil Delta'sı na benzediği söylenirdi. Burasının avcılık ve çiftçilik için mükemmel bir yer olduğu ve hayatı boyunca iyilik yapmış olanların sonsuza kadar burada bulunacağı söylenirdi.
Hitit inanışına göre bu inanışa göre cennet, tanrı’nın bulunduğu yerdir. Arkeolojik buluşlara göre alalu, cennette 9 yıl hükümdarlık yapmıştır. Daha sonra oğlu anu doğmuş ve hükümdarlığı o almıştır. Anu ise daha sonra kendi oğlu kumarbi tarafından tahtından devrilmiştir. Bahailik inanışına göre.
Bu inanışa göre cennet sembolik bir yerdir. Bu inanışa göre tanrı’ya yakın olmak cennet, tanrı’dan uzak olmak ise cehennemdir. Bahailik inanışına göre, bulunduğumuz fiziksel boyutta ölüm sonrası ruhun durumunu anlamak mümkün değildir. Ancak ölümden sonra ruh bilincini ve kişiliğini kaybetmeyecek, fiziksel yaşamını hatırlayacak, diğer ruhları tanıyarak onlarla iletişime geçebilecektir.
Bahailik inanışına göre ölümden sonra ruhların arasında hiyerarşi bulunmaktadır ve her ruh kendi erdemine göre hiyerarşik bir konumda bulunur. Düşük hiyerarşide bulunanlar, üst hiyerarşidekilerin durumunu tam olarak anlayamazlar. Ölümden sonra ruhların ilerleme kat etmesi mümkündür ancak bu sadece ruhların kendi bilinçleriyle olmaz. Farkında olmadığımız etkenler, tanrı’nın erdemi, başkalarının duası ve yaşayanların o ruh için yaptığı iyilikler de ruhun gelişmesinde etkilidir.
Budizm inanışına göre bu inanışa göre birden fazla cennet bulunmaktadır ve hepsi samsara ’nın bir parçasıdır. Hayatı boyunca iyi karma ’sı olanlar bu cennetlerden birisinde tekrar doğabilir ancak bu cennetlerde sonsuza kadar kalmayacaklardır. Bir süre sonra karma’larının tamamını kullanacaklar ve başka bir diyarda insan, hayvan veya başka bir varlık olarak tekrar doğacaklardır. Cennet, samsara’nın geçici bir kıs mıdır ve budistler tekrar doğma döngüsünden kaçıp Nirvana ’ya ulaşmaya odaklanırlar. Nirvana bir cennet değildir, akli bir durumdur. Budizm inancına göre evren kalıcı değildir ve evrendeki varlıklar, var olan başka evrenlere giderler. Yaşadığımız evrense, bu evrenlerden sadece birisidir.
Mayahana görüşüne göre bu inanışa göre var olan evrenlerden birisinde bu da ’lar tarafından oluşturulan saf topraklar bulunur. Saf topraklar da Doğan birisi bu da’lık mertebesine eriştiğini anlar. Saf topraklarda bir kez Doğan kişi, bir daha asla başka evrenlerde doğmazlar ancak kendi istekleriyle, başkalarını kurtarmak için başka diyarlarda doğmayı seçebilirler. Budizm inancında birçok diyar bulunur ve bunların her birinin arasında çeşitli farklar vardır.
Brahmaloka: Buranın yerlilerine brahma’lar denilir ve hükümdarları mahabrahma’dır. Kral makhadeva, keşiş tissa ve brahmana janussoni burada tekrar doğmuştur. Bir keşişin Nirvana’ya ulaşmadan önceki adımı brahmaloka’da doğmaktır. Yaşam süresi belirtilmemiştir ancak sonsuz değildir.
Kamavacaraloka: Yaşam süresi belirtilmemiştir ancak sonsuz değildir.
Catummaharaja: Buraya bazı krallar çocuk yaşlarında gelmişlerdir. Bazı inanışlara göre 15. günde buranın tanrıları dünyayı gözetler ve insanların annelerine, babalarına, samanalara ve barhmanalara saygı göstermelerini izlerler. Bimbisara ve payasi burada tekrar doğmuştur. Burada yaşayanların ortalama 9, 216, 000, 000 yıldır.
Nimmanarati: Burada yaşayanların ortalama ömrü 2, 284, 000, 000 yıldır.
Paranimmitavasavatti: Burada yaşayanların ortalama ömrü 9, 216, 000, 000 yıldır.
Tavatimsa: Buranın hükümdarı indra ve shakra’dır. Burada yaşayanlar birbirlerine “marisa” lakabıyla hitap ederler. Komutan ajita burada tekrar doğmuştur. Sakyan kızı gopika ise erkek olarak burada tekrar doğmuştur. Burada yaşayanların ortalama ömrü 36, 000, 000 yıldır.
Tusita: Anathapindika burada doğmuştur. Burada yaşayanların ortalama ömrü 576, 000, 000 yıldır.
Yama: Burada yaşayanların ortalama ömrü 1, 444, 000, 000 yıldır.
Tibet budizminde 5 büyük cennet bulunur. Bunlar akanishtha veya ghanavyiiha’dır. Burası en yüce cennettir ve içinde bulunanlar sonsuza kadar Nirvana'ya ulaşırlar.
Jinas isminde bir cennet daha vardır.
Biçimsiz ruhların bulunduğu bir cennet daha vardır ve burası dörde ayrılır.
Brahmaloka, toplamda 16 cennetten oluşur ve içinde nefsi şeyler barındırmaz.
Devaloka toplamda 6 cennetten oluşur ve içinde nefsi şeyler barındırır.
Çin inanışına göre bu inanışa göre cennetin ismi tian ’dır. Tian’dan bütün insanlar görünür, duyulur ve yaptıkları bilinir. Tian, insanların yaptıklarından etkilenir ve bir kişiliğe sahiptir, insanlara sinirlenebilir veya sevinebilir. Tian, kendisini hoşnut edenleri kutsar, kendisine karşı gelenlere afet gönderir. Bütün ruhların gittiği ve tanrı’ların bulunduğu yer tian’dır ve confucius “tian’a karşı gelenlerin bağışlanması için dua edebileceği kimse yoktur” der. Diğer bir inanışa göre tian ilahi bir hükümdardır. Mozi ’nin inanışına göre ruhlar ve tanrı’lar vardır ancak onların varlıkları tian’ı büyük ölçüde etkilemez, kötüleri cezalandırmaz. Yani bir anlamda ruhlar, cennetteki meleklere benzerler ve kendilerinden daha üst mevkilerden Emir gelmedikçe bir şey yapamazlar. Mohizm inancına göre evrensel sevgi vardır ve cennet tüm insanları eşit seviyede sever. Bu sebeple tüm insanlar da birbirlerini ayrım yapmadan eşit ölçüde sevmelidir.
Hristiyan inanışına göre bu inanışa göre cennet, tanrı’nın tahtının bulunduğu ve kutsal meleklerin olduğu yerdir. Hristiyanlık inanışına göre insanlar öldükten sonra cennete giderler ancak burada geçici olarak kalırlar. Azizler dünyaya dönüp yeni dünya yı kurduktan sonra ölüler tekrar canlanacaktır. Peygamber isa tekrar doğduktan sonra kendisinin cennete gittiğini ve burada tanrı’nın sağ elinde oturduğunu, dünyaya ikinci kez geldiğini söylemiştir. Hayattayken cennete giden başka insanlar da vardır, enoş ve ilyas peygamberler gibi. Bazı inanışlara göre isa’nın annesi meryem de cennete gitmiştir ve kendisine cennetin kraliçesi denilmiştir.
Hristiyan yazılarında “ cennet krallığı ” tanımlaması birçok yerde geçmektedir ve inanışa göre Mikail ve melekleri, şeytan ve meleklerine karşı cennette bir savaş yapmışlardır. Bu savaştan sonra şeytan ve melekleri yer yüzüne gönderilmiştir.
Cennetin yeri tam olarak hristiyan yazılarında belirtilmemiş olsa da, yunan yazılarında gök yüzünü göstermektedir. Hristiyan inanışına göre insanlar ilk günah sebebiyle günahkar olarak doğarlar ve ömürleri boyunca bu günahın bağışlanması için tanrı’nın istediklerini yapmaları gerekmektedir.
Hindu inanışına göre bu inanışa göre cennet ulaşılması istenen en son yer değildir çünkü cennet geçicidir ve fiziksel bedene bağlıdır. Cennet kusursuz değildir ve nefsi yaşamın başka bir boyutudur. Hindu inanışına göre bu diyarın ötesinde başka diyarlar bulunur. Bhuva loka ve swarga loka. Bunlar genel olarak hindu inanışında ulaşılması istenen yerlerin isimleridir. Mahar loka, jana loka, tapa loka ve satya loka isminde başka diyarlar da bulunmaktadır. Hindu inanışına göre insanlar öldükten sonra tekrar doğarlar ve bir önceki yaşamındaki karmaları, yeni hayatlarını belirler. Yeniden doğma döngüsünün bozulması jivatma tarafından kendi farkındalığının oluşmasıyla bozulur. Bu kendi farkındalığıa moksha denilir. Moksha, hinduizme özel bir tabirdir. Moksha yeniden doğma döngüsünden kurtulmaya ve brahman ile son kez birleşmeye denilir.
Vaishnava geleneklerine göre en yüce cennet vaikuntha’dır ve burası diğer altı cennetin diyarının üzerinde bulunur. Burada özgür ruhlar sonsuza kadar yaşarlar ve yüce güzelliğin tadını çıkarırlar.
İslam inancına göre bu inanışa göre cennet, tanrı’nın istediklerini yerine getirenlerin öldükten sonra gidecekleri yerdir. İslam inancında ilk günah yoktur, bu sebeple insanlar günahsız olarak doğarlar, çocuklar öldüklerinde cennete giderler. İslam inancında cennet, tüm isteklerin anında karşılandığı yer olarak belirtilir. Cennette sonsuz bir yaşam vardır ve herkes mutludur, kötü bir duygu yoktur. Eğer kişinin günahları az ise cennete girecektir ve burada ailesi, çocukları ve diğer tüm sevdikleriyle bir araya gelecektir. Ancak eğer kişinin günahları fazlaysa cehenneme gidecektir. Cennetin 7 katı bulunmaktadır ve en üst kattaki evler melekler tarafından yapılmıştır, evlerde oturanlar saf altın kullanırlar. Bununla birlikte en alt seviyedeki cennet, dünyadaki hayattan 100 kat daha iyidir.
Musevilik inancına göre cennet tanımı hristiyan ve İslam inancında geçmekteyken, musevilik inancında çok fazla geçmez. Tanah, ölümden sonrasıyla ilgili fazla bilgi vermez ancak yahudiler zaman içerisinde ölümden sonrasıyla ilgili iki farklı düşünceyi benimsemişlerdir. Birincisinin yunan inancından geçtiği düşünülen ölümsüz ruhun yaratıcının yanına gideceğidir. Diğer inanış ise fars inancından geçtiği düşünülen ölülerin tekrar canlanacağıdır. Bununla birlikte musevilik inancında ilk insanların cennete benzer bir yerde yaşadıkları söylenir. Bu yerin ismi eden bahçesi ’dir ve günümüzde büyük bölümünün Suriye topraklarında kaldığı düşünülür. Dört nehrin ortasında kalır ve bu nehirlerden birisi Fırat, diğeri dicle ’dir. Diğer iki nehirin adı tanah’ta yazsa da, günümüzde o nehirlerin kuruduğu düşünülmektedir.
Aztek, toltek ve bölgede yaşayan diğer halkların inanışlarına göre cennet 13 farklı kat olarak kurulmuştur. Her katın farklı hükümdarları vardır. Bu 13 cennetin hepsinin hükümdarı ometeotl’dır. Erkek olarak ometecuhtli, dişi olarak omecihuatl ismini alır.
Eski iskandinav mitolojisine göre insanlar öldükten sonra iki yere giderlerdi. Bu gittikleri yerden birisi hel, diğeri ise valhalla ’dır. Eğer bir kişi savaşçı değilse, hastalıktan veya yaşlılıktan ölmüşse, onursuz bir hayat yaşamışsa hel’e giderdi. Onursuz yaşayarak hel’e gidenler burada huzur bulamaz, yemek ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını bile karşılayamazlardı. Ancak hastalıktan veya yaşlılıktan ölerek hel’e gidenlerin istekleri karşılanırdı. Savaştayken ölenlerin ruhları bedenlerinden ayrılırdı. Savaş alanına gelen dişi bakire meleğe benzeyen varlıklar olan valkür ler, bu savaşçıların ruhlarını valhalla’ya taşırdı. Valhalla’ya giden savaşçılar burada Odin ile karşılaşırlardı. Valhalla, sonsuz ziyafetlerin olduğu ve insanların gün boyunca savaştığı bir diyardır. Ancak valhalla’daki yaşam sonsuza kadar sürmeyecektir. Odin, ragnarök günü bir savaşa katılacaktır ve bu savaşta yenilerek ölecektir. Odin bu savaşın sonucunu bilse de, savaşmadan pes etmek istemediği için kendisine savaşçılar yetiştirmektedir. Valhalla’ya gelen savaşçılar da ragnarök günü Odin ile birlikte öleceklerdir.

Reis bunu yazarken hiç üşenmedin mi?
 
Gerçekten kaçıyorsun bunu yazmak yerine keşke izleseydin belki aklına yatar.
Kanalın attığınız videosunu daha önce izlemiştim zaten. Çok taraflı bir anlatım biçimi var. Bazı şeyleri çok eğip büküyorlar. Ayrıca dini görüşler YouTube kanllarına göre şekillenecekse hiç olmasa daha iyi bence. Çünkü hangi fikirde olursa olsun tarafsız bir bakış açısıyla yaklaşana pek rastlamadım.
 
  • Beğen
İfadeler: acv
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı