Tanrı Var mısın Yok musun?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Dr. Sheldon C.

Kilopat
Katılım
3 Mayıs 2017
Mesajlar
1.181
Makaleler
1
Çözümler
5
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Arkadaşlar kafama takılan bir soru var ve bunu tartışmak, öğrenmek istiyorum. Şimdi konuyu hakarete, kavgaya yer vermeyecek şekilde inananlar ne yüzden inandığını, inanmayanlar da neden inanmadığını yazarsa, ben kafamda bir sonuç çıkarmış olurum.

Benim Tanrı olmadığına dair kafamda, bence mantıklı olan kanıt var. Örneğin Allah(Tanrı), kendini kanıtlamak için, peygamber zamanında belli mucizeler(Parmaklarından su çıkarmak, ayı ikiye yarmak) göstertmiştir değil mi? Şimdi Allah şu anda dünyanın %90'ının inanabileceği bir mucize ortaya koysaydı ve inanmakla ilgili bir derdimiz olmasaydı da inandıktan sonra namazında orucuna zekatına göre cennet cehennem ayrımı olsaydı. Örneğin benim aklımda şu var; bir ayet ekleyip insanların %90'ı inanabilirdi.

Şu; "Hz. Muhammed gelecekte bir gün gösterilir Cebrail ile, Muhammed gelecekte insanların bir çerçeve gibi bir şeye bakıp, çerçevenin içinde hareket eden acayip giyinimli insanlar görür, Cebrail'e sorar, bunlar nedir böyle ey Cebrail, Cebrail de der ki, bunlar gelecekte insanoğlunun yaptığı bir kutu sayesinde, Medine'den Mekke'yi görmeni sağlıyor der. Sonra kulaklarında ki kutularla konuştuklarını görür, onu da sorar, bu nedir diye? Cebrail de uzaktaki bir insan ile konuşmanı sağlar." gibisinden bir ayet olsaydı eminim insanların %90'ı inanır, dünyada ne açlık ne kıtlık, herkes güler yüzlü, herkes edepli, herkes muhteşem olmaya çalışmaz mıydı? Çünkü sonunda yanacağını kesinlikle bilerek yaşıyor. Ama böyle bir şey yok, sahabeler tam inansın diye mucizeler var bize yok neden?

Yineliyorum konuyu başka yerlere çekmeyin, kanıtım olsa bi dk durmam inanırım. Yani inanmayı herkes istemez mi? Bu sıkıntılı, acılı dünyadan sonsuz, acısız, elinde GTX 100080 varken, mükafatlandırılmak ben isterim, neden istemeyeyim.
Tanrı olduğuna dair kesin kanıtı olan varsa yazarsa sevinirim. Sağlıcakla, hayırlı Ramazanlar.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Bunu anlamak için bence çok kafa yormaya gerek yok. Dünyanın bu kadar uyumlu olması, her gün gece ve gündüzün oluşması, güneşin dünyamıza uzaklıgı bile bir düzendir. Eğer güneş dünyamıza az daha yakın olsa ne olurdu?

Ben bunlar ve daha bir çok şeyin rastgele oluştuğunu düşünmüyorum. Ayrıca Kuran'da geçen ayetlerden Tanrı olduğu belirtiliyor.

Eğer dünyadaki herkesi iyi yapsaydı günah ve sevap ne işe yarardı? Cehennem ne işe yarardı? Onu geçtim herkesin hür aklı ve düşüncesi ne işe yarardı? Herkes hür aklıyla inandığı şeye karar veriyor. Senin dediğin gibi olsa bu seferde baskı altında hür değiliz diyecektik.

Kısacası ben bir yaratanın olduğunu düşünüyorum.
 
Tanrı olduğuna dair kesin bir kanıt yoktur. Bunun sebebi ise olmayan bir şeyi kanıtlayamazsın.

Bu videoyu izlemenin sana bir şeyler kazandıracağını düşünüyorum.


Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
 

Dosya Ekleri

  • 18221523_1781449842183953_5492778067231889974_n.jpg
    18221523_1781449842183953_5492778067231889974_n.jpg
    48,5 KB · Görüntüleme: 221
  • 18698314_1381740608573092_1089481753711423648_n.jpg
    18698314_1381740608573092_1089481753711423648_n.jpg
    53,5 KB · Görüntüleme: 304
Bunu anlamak için bence çok kafa yormaya gerek yok. Dünyanın bu kadar uyumlu olması, her gün gece ve gündüzün oluşması, güneşin dünyamıza uzaklıgı bile bir düzendir. Eğer güneş dünyamıza az daha yakın olsa ne olurdu?

Ben bunlar ve daha bir çok şeyin rastgele oluştuğunu düşünmüyorum. Ayrıca Kuran'da geçen ayetlerden Tanrı olduğu belirtiliyor.

Eğer dünyadaki herkesi iyi yapsaydı günah ve sevap ne işe yarardı? Cehennem ne işe yarardı? Onu geçtim herkesin hür aklı ve düşüncesi ne işe yarardı? Herkes hür aklıyla inandığı şeye karar veriyor. Senin dediğin gibi olsa bu seferde baskı altında hür değiliz diyecektik.

Kısacası ben bir yaratanın olduğunu düşünüyorum.

Peki sahebelerin niye hürriyetine saygı duyulmamış, mucize gösterilmiş çeşit çeşit, o zaman inanmak daha kolayken, şuan neredeyse imkansız. Tanrı belki vardır ama, bizim düşündüğümüz gibi bir tanrı olmayabilir, sıradan ama bizim çok üstümüzde bir tasarlayıcı olabilir, belki de dünya bir aletin parçasıdır. Belki de biz bir haşereyiz. Mesela benim PSU çok ısınıyordu, üstündeki çekmeceye fazlası ile ısı yayıyordu ve orada böcek türedi, şimdi ben kasıtlı olarak böcekleri ısıtmak istemedim hatta zehirledim ama onlara göre çok uygun bir ortamdı. Bu örnek.

Zaten eğim sayesinde 1 cantim değil, 2000 km lik uzaklık olduğu için yaz kış oluyor. Bir üşüyoruz, bir yanıyoruz, bu bile mükemmel değil.
 
Benim önerim şu videoyu izlemen, Tanrı, yaratıcı ve din kavramları güzel bir şekilde anlatılıyor:

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Yani gözünle göremediğin bir varlığı kanıtlamak sadece yazılı metinlere dayandırılabilir bence. Burada da senin inanıp inanmayacağın mantığına bağlı kalıyor. Ben sana Madagaskar'da en yaşlı ağaç bugün devrildi desem? Devrilmiş te olabilir olmayabilir de. Bu senin olayın neresinde durduğuna bağlı biraz bence.
Herşey mükemmel bir dizilim ve dengede duruyor şu an evrende. Bu muazzam bir tesadüfte olabilir. Bir yaratıcının eseride olabilir.
 
Yani gözünle göremediğin bir varlığı kanıtlamak sadece yazılı metinlere dayandırılabilir bence. Burada da senin inanıp inanmayacağın mantığına bağlı kalıyor. Ben sana Madagaskar'da en yaşlı ağaç bugün devrildi desem? Devrilmiş te olabilir olmayabilir de. Bu senin olayın neresinde durduğuna bağlı biraz bence.
Herşey mükemmel bir dizilim ve dengede duruyor şu an evrende. Bu muazzam bir tesadüfte olabilir. Bir yaratıcının eseride olabilir.
İşte başta dediğim gibi bu inanma işini garantileyebilirdi, çünkü her şeyi bilen bir tanrıdan bahsediyoruz. Yine örnek; hoca göstermediği yerden sormaz değil mi?

Ben şanslıyım, müslüman bir ülkede doğdum, peki bir afrikalı, ailesi tarafından koyu bir yahudi olarak yetiştirilen bir insan cehennemde yanacak, benim özelliğim ne ki ben bu ödüle layık oldum.
 
İlk önce sorulması gereken soru Tanrı'nın varlığı. Eğer Tanrı'nın varlığını aklınıza yatırırsanız ardından, acaba dinlerden biri Tanrı'nın gönderdiği din mi, sorusunu sorabilirsiniz.

İlk önce Tanrı'nın varlığına bir bakalım. Tanrı var mı? İbn-i Sina'nın Tanrı'ya bakış açısı aşağıdaki gibidir:
Bir şeyin var olduğundan şüphe yoktur. Bu var olan, zorunlu ise, Zorunlu’nun varlığı kabul edilmiş olur ki zaten istenen de budur. Eğer olurlu ise, onun bir nedeninin olması gerekir. Zira olurlunun varlığı, yokluğundan öncelikli olmadığından bu olurlu kendi kendine var olursa, bir tercih edici olmadan iki eşitten birinin tercih edilmiş olması gerekir; oysa bu imkânsızdır. Öyleyse olurlu, var olmak için kendi dışındaki bir nedene ihtiyaç duyar. Kendisine ihtiyaç duyulan neden ise ya zorunludur ya da olurludur. Zorunlu ise istenen elde edilmiş olur. Olurlu ise, ya nedenli var olmak için ona muhtaç olduğu gibi, neden de var olmak için nedenliye muhtaç olur. Ya da o neden de olurlu olduğundan, var olmak için başka bir olurluya, o da dördüncü bir olurluya ve sonsuza dek başka bir olurluya muhtaç olur... Birinci şıkta döngü, ikinci şıkta sonsuz geriye gidiş gerekli olur. Döngü geçersizdir; zira bir olurlu diğer bir olurluya neden olunca, nedenin nedenliden önce gelmesi zorunlu olduğundan, ondan önce gelmesi ve bundan dolayı da olurlulardan her birinin kendinden önce olana diğerinden öncelikli olması gerekir. Bu ise bir şeyin kendi kendisinden önce olmasını gerektirir ki imkânsızdır. Ayrıca, iki olurludan her biri kendisinin hem nedeni hem de nedenlisi olacağından, bir şeyden meydana gelen başka bir şeyin kendisi ortaya çıktıktan sonra o şeyden de meydana gelmesini gerektirir ki bu da imkânsızdır. Sonsuz geriye gidiş de geçersizdir. Zira sonsuz nedenler ve nedenliler dizisi, elamanlarına ve parçalarına muhtaç olduğundan olurludur. Öyleyse bu dizinin bir nedeninin olması gerekir. O neden, dizinin kendisi olamaz. Eğer dizinin kendisi olursa, bir şeyin kendisinin nedeni olması ve dolayısıyla kendinden önce gelmesi gerekir. Bu ise imkânsızdır. O neden, elemanlardan her biri de olamaz. Nitekim elemanların her biri bütünü gerektirici değildir. Oysa bir şeyin nedeninin, o şeyi gerektirici olması zorunludur. O neden, elemanların bir kısmı da olamaz. Eğer elemanların bir kısmı olursa, bir şeyin hem kendisine hem de nedenlerine neden olması gerekir ki bu imkânsızdır. Belki de söz konusu neden dizinin dışındaki bir şeydir. Olurlu varlıklar dizisinin dışında olan şey ise ancak, kendinden zorunlu varlık’tır.
Kaynak: Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 52:1

Burada size sadece örnek olarak İbn-i Sina'nın Tanrı'yı buluşunu göstermek istedim. Bununla ilgili bir çok felsefecinin görüşleri var. Onlara bakabilirsiniz.


Etrafınıza baktığınızda her şeyin olabilmesi için bir neden gerekmektedir. Kuşun havada süzülmesi için hava akımı, düşmesi için bir çekim kuvveti olması gerekmektedir. Evrim teorisinde de olduğu gibi hiç bir varlık tesadüfi oluşmaz. İnsanlardan önce primatlar, primatlardan yaşamın başladığı suya kadar çeşitli mutasyonlar ve olaylar insanı oluşturmuştur. İlk başta her şeyin başlaması için bir neden arıyoruz ve biz ona son günlerde "BIG BANG" diyoruz.

Peki bu geriye gidiş sonsuza kadar devam mı ediyor? İbn-i Sina "Sonsuz geriye gidiş de geçersizdir. Zira sonsuz nedenler ve nedenliler dizisi, elamanlarına ve parçalarına muhtaç olduğundan olurludur." der. Demek ki en başta her şeyin başlangıcı olan, her şeye hükmedebilen bir güç var. Bu güç Tanrı'nın kendisidir. Her şey Tanrı'nın bir gölgesi veya bir parçasıdır, ondandır. Tanrı zamandan ve mekandan münezzehtir. Tanrı elle tutulabilir, gözle görülebilir, kulakla duyulabilir bir şey değildir. Yani en azından bizim belirli fiziki, matematiksel kurallar ve zamanla sınırlandırılmış Dünya'mızda imkansızdır bu.

Ben şimdi size sadece İbn-i Sina'nın felsefesinin başlangıcını biraz özetledim. İbn-i Sina'yı sadece örnek olarak kullandım. Siz Hegel'den Kant'a çeşitli filozofların Tanrı'nın varlığını nasıl mantığa göre yorumluyor bakabilirsiniz. Ben size illa bir isim veya Youtube'dan bir video vermiyorum. Zira o zaman bu görüşü kısıtlayacağımı düşünüyorum.
Ben size en son inandığım Tanrı ve ona inancıma göre ismiyle bir dilekte bulunayım. Allah sizi en doğru fikre ulaştırsın. Esenlikler.
 
İşte başta dediğim gibi bu inanma işini garantileyebilirdi, çünkü herşeyi bilen bir tanrıdan bahsediyoruz. Yine örnek; hoca göstermediği yerden sormaz değil mi?
Yani o zaman insanlardaki özgür irade tanrının kendine karşı attığı bir zar:) Hakem sensin, taraf sensin ama oyuna hakim değilsin.
 
İlk önce sorulması gereken soru Tanrı'nın varlığı. Eğer Tanrı'nın varlığını aklınıza yatırırsanız ardından, acaba dinlerden biri Tanrı'nın gönderdiği din mi, sorusunu sorabilirsiniz.

İlk önce Tanrı'nın varlığına bir bakalım. Tanrı var mı? İbn-i Sina'nın Tanrı'ya bakış açısı aşağıdaki gibidir:
Bir şeyin var olduğundan şüphe yoktur. Bu var olan, zorunlu ise, Zorunlu’nun varlığı kabul edilmiş olur ki zaten istenen de budur. Eğer olurlu ise, onun bir nedeninin olması gerekir. Zira olurlunun varlığı, yokluğundan öncelikli olmadığından bu olurlu kendi kendine var olursa, bir tercih edici olmadan iki eşitten birinin tercih edilmiş olması gerekir; oysa bu imkânsızdır. Öyleyse olurlu, var olmak için kendi dışındaki bir nedene ihtiyaç duyar. Kendisine ihtiyaç duyulan neden ise ya zorunludur ya da olurludur. Zorunlu ise istenen elde edilmiş olur. Olurlu ise, ya nedenli var olmak için ona muhtaç olduğu gibi, neden de var olmak için nedenliye muhtaç olur. Ya da o neden de olurlu olduğundan, var olmak için başka bir olurluya, o da dördüncü bir olurluya ve sonsuza dek başka bir olurluya muhtaç olur... Birinci şıkta döngü, ikinci şıkta sonsuz geriye gidiş gerekli olur. Döngü geçersizdir; zira bir olurlu diğer bir olurluya neden olunca, nedenin nedenliden önce gelmesi zorunlu olduğundan, ondan önce gelmesi ve bundan dolayı da olurlulardan her birinin kendinden önce olana diğerinden öncelikli olması gerekir. Bu ise bir şeyin kendi kendisinden önce olmasını gerektirir ki imkânsızdır. Ayrıca, iki olurludan her biri kendisinin hem nedeni hem de nedenlisi olacağından, bir şeyden meydana gelen başka bir şeyin kendisi ortaya çıktıktan sonra o şeyden de meydana gelmesini gerektirir ki bu da imkânsızdır. Sonsuz geriye gidiş de geçersizdir. Zira sonsuz nedenler ve nedenliler dizisi, elamanlarına ve parçalarına muhtaç olduğundan olurludur. Öyleyse bu dizinin bir nedeninin olması gerekir. O neden, dizinin kendisi olamaz. Eğer dizinin kendisi olursa, bir şeyin kendisinin nedeni olması ve dolayısıyla kendinden önce gelmesi gerekir. Bu ise imkânsızdır. O neden, elemanlardan her biri de olamaz. Nitekim elemanların her biri bütünü gerektirici değildir. Oysa bir şeyin nedeninin, o şeyi gerektirici olması zorunludur. O neden, elemanların bir kısmı da olamaz. Eğer elemanların bir kısmı olursa, bir şeyin hem kendisine hem de nedenlerine neden olması gerekir ki bu imkânsızdır. Belki de söz konusu neden dizinin dışındaki bir şeydir. Olurlu varlıklar dizisinin dışında olan şey ise ancak, kendinden zorunlu varlık’tır.
Kaynak: Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 52:1

Burada size sadece örnek olarak İbn-i Sina'nın Tanrı'yı buluşunu göstermek istedim. Bununla ilgili bir çok felsefecinin görüşleri var. Onlara bakabilirsiniz.


Etrafınıza baktığınızda her şeyin olabilmesi için bir neden gerekmektedir. Kuşun havada süzülmesi için hava akımı, düşmesi için bir çekim kuvveti olması gerekmektedir. Evrim teorisinde de olduğu gibi hiç bir varlık tesadüfi oluşmaz. İnsanlardan önce primatlar, primatlardan yaşamın başladığı suya kadar çeşitli mutasyonlar ve olaylar insanı oluşturmuştur. İlk başta her şeyin başlaması için bir neden arıyoruz ve biz ona son günlerde "BIG BANG" diyoruz.

Peki bu geriye gidiş sonsuza kadar devam mı ediyor? İbn-i Sina "Sonsuz geriye gidiş de geçersizdir. Zira sonsuz nedenler ve nedenliler dizisi, elamanlarına ve parçalarına muhtaç olduğundan olurludur." der. Demek ki en başta her şeyin başlangıcı olan, her şeye hükmedebilen bir güç var. Bu güç Tanrı'nın kendisidir. Her şey Tanrı'nın bir gölgesi veya bir parçasıdır, ondandır. Tanrı zamandan ve mekandan münezzehtir. Tanrı elle tutulabilir, gözle görülebilir, kulakla duyulabilir bir şey değildir. Yani en azından bizim belirli fiziki, matematiksel kurallar ve zamanla sınırlandırılmış Dünya'mızda imkansızdır bu.

Ben şimdi size sadece İbn-i Sina'nın felsefesinin başlangıcını biraz özetledim. İbn-i Sina'yı sadece örnek olarak kullandım. Siz Hegel'den Kant'a çeşitli filozofların Tanrı'nın varlığını nasıl mantığa göre yorumluyor bakabilirsiniz. Ben size illa bir isim veya Youtube'dan bir video vermiyorum. Zira o zaman bu görüşü kısıtlayacağımı düşünüyorum.
Ben size en son inandığım Tanrı ve ona inancıma göre ismiyle bir dilekte bulunayım. Allah sizi en doğru fikre ulaştırsın. Esenlikler.

Ama o yazıdan kendi kendine olan birşey de imkansız, yine sonuç imkansıza çıkıyor. İmkansıza inanmaktan ise tesadüfe inanmak daha kolay değil mi?

Yani o zaman insanlardaki özgür irade tanrının kendine karşı attığı bir zar:) Hakem sensin, taraf sensin ama oyuna hakim değilsin.

Yani mantıksızlık ta burada zaten, yine düşündüklerimi yazayım, tanrı en son dinin koruma altına alındığını söylüyor, o kuranı bozamazsınız diyor bunun nedeni de sürekli gelen dinlerin bozulması, eee şimdi tanrı gönderdiği dinlerin bozulacağını biliyor, ilk başta onu koruma altına almak varken neden yapmıyor da bir mühendis gibi deneyerek sonuca ulaşıyor? Şimdi islamdan önce bozulan dine inanan biri hata yapmış oldu nolacak.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Geri
Yukarı