The Last of Us Part II hakkında düşünceleriniz nelerdir?

kratosdeniz

Centipat
Katılım
18 Ekim 2020
Mesajlar
3.008
Çözümler
8
Açıkcası 2 oyununu da bitirdim, 1. oyunu hikaye bakımından daha iyi olurken 2. oyun ise grafik açısından daha iyiydi. Ben şahsen 2. oyunun hikayesini beğenmedim. Sizin görüşleriniz nelerdir?
 
İlk oyunun görsel kalitesi ve hikayesi bayağı iyiydi.2.oyunun sevilmemesinin nedeninin ilk oyunda Joel'un yani ana karakterin çok sevdirilmesiydi bence. Bir de nedense bu 2.oyun bana geçiş oyunu gibi geldi.
 
İlki güzeldi, zombiler tuzak kurmuştu, baş aşağı sallanırken zombileri vurmaya çalışıyordum sonra nedense oynamadım Online modu güzeldi, onda da klan açlıktan ölüyor diyordu bir türlü anlam veremiyordum. İkincisini oynamadım umarım güzeldir, Online modu ilkiyle acaba aynı mı?
 
Oyun görsel ve oynanış bakımından aşırı iyi. Fakat hikayeyi beğenmedim.
Özellikle sonuna geldiğimizde insan bıkıyor onca olaydan sonra.
Bize niye saatlerce kötü karakteri iyi gibi göstermeye çalıştılar ki?
Özellikle Joel öldükten sonra bunun olması ve ölümünün aşırı acımasız olması hikayeye yön verme açısından beğenilmedi.
Oyun dediğim gibi sadece atmosfer, oynanış bakımından beğenildi. Bu kişisel görüşümdür.
 
İlk oyunu hikâye anlatım konusunda oyun sektörü için bir devrim niteliği olarak görüyorum ve görmekle de kalmamakla beraber öyle olduğu da belli zaten. İkinci oyun da o anlatım yönünü daha iyi bir şekilde geliştirmiş yine. Hikâyenin nasıl olduğu ise tabii subjektif bir konu. Ben kendim adıma ilk oyunun hikâyesinden daha iyi buldum. Bunun için argümanlarım da var ama bunu ayrı olarak bir inceleme yazısı şeklinde yazıp bahsetmeyi daha uygun görüyorum.

Oyun olarak ise bence tartışmaya gerek bile olmayabilir. Oyunu sevmeyenler bile(En azından hikâyesi yüzünden sevmeyen kısım) oyun olarak ilk oyundan daha iyi olduğunu kabul ediyor zaten. Görsel tarafı daha iyi demek garip olur ama. İki oyun da çıktığı dönemi temsil etmesi açısından aynı derecede başarılı. 7 sene sonra çıkan ikinci oyun elbette daha iyi görünecek. 2+2=4 etmesi gibi.

Yüzeysel bakarsam yazacak kötü bir şey görmüyorum. Tabii tek bir kişisel şikayetim dışında; Seattle bölümü gibi başka bölüm olmaması. Oyun ilk başlarda çok geniş bir arazi sunuyordu keşfetmem için. Açıkçası harika bir deneyimdi benim için. Bir şeyler buluyor ve kurcalıyordum o geniş haritayı keşfederek. Bittiğinde ise "Vay be, acaba ileride daha neler olacak" demiştim ama o tarz bölüm oyunda bir taneymiş sadece. Bu çok üzdü beni. Tabii onun dışında lineer bölümler ve daha az geniş çaplı olan araziler iyiydi gayet ama insan o tarzda bir bölüm istiyordu yine.

Puanlama yaparsam ilk oyuna 8.8 veriyorsam, ikinci oyuna 9.4 veriyorum. Bunlar tabii kişisel hep. The Last of Us 2 ile alakalı yazmak istediğim inceleme hevesimi biraz toparladım gibi. İlk oyunun incelemesini bitirmem lazım tabii. Bitirince siteye de inceleme olarak atarım :)
 
TLOU2 hikayesi fanları ikiye bölmüş olabilir fakat benim dilimde tüy bittiği için kısaca yazmak istiyorum bu sefer. Eğer oyunun hikayesini beğenmiyorsanız lütfen oyunun anlatmak istediği şeyi nasıl anlattığına bakın ve bunu ne derecede başarılı yaptığına bakın. Buna baktığınız vakit eminim bir şeyler değişecektir sizin için.
 
Bize niye saatlerce kötü karakteri iyi gibi göstermeye çalıştılar ki?
Oyunun mesajlarından bir tanesi o karakterin gerçekte kötü olmaması, oyunun dünyasının grilikler ve trajedi ile dolu olması zaten. Kötü karakteri iyi gibi göstermeye çalışmıyorlar, her hikayenin iki tarafı olduğundan, her insanın koşullarının, karakterlerinin “iyi ya da kötü” gibi iki kategoriden değil, çok daha karmaşık bir yapıdan oluştuğunu aktarıyorlar.

Bütün hikayeler mutlu değildir, her hikayeye mutlu son yazılmak zorunda değil. Mutlu hikaye oynamak isteyeni, “bana neden bu kadar acı veren bir hikaye oynatıyorsunuz” diye eleştirenleri iyi anlıyorum, hak da veriyorum. Zevk almak için, mutlu olmak için oyun oynuyor ve bu oyundan bu şekilde zevk alamamış olabilirsiniz. Ancak yapacak bir şey yok, yapımcısının post apokaliptik bir dünyayı bütün gerçeğiyle, aydınlığı ve karanlığı, şiddeti, sevgisi, umudu ve trajedisiyle dopdolu işlemek istemesinin sonucu bu hikaye. Kendi içerisinde hikayesi ve hikayenin işleyişi, istediği hisleri oyuncuya aktarışı muazzam başarılı bir oyun. Teknik açıdan çizdiği standartlardan bahsetmeye bile gerek yok.

Oyunlar da artık kitaplar, filmler gibi birer sanat eseri halini aldılar. Oynayıcısına verdikleri deneyim, oynanıştan çok daha fazlası halini aldı. Sadece “oynanarak” yaşanabilecek bir deneyim sunuyor TLoU Part 2. Aynı hikayenin filmini çekseler, bu hisleri bu kadar iyi anlatamazlar. Çünkü oyunun başından itibaren “bir oyuncu” olarak yaşadığınız hisler, Ellie aracılığıyla oyuna nefretinizi yansıtabilmeniz, ve yansıttığınız nefretin karşılığında öğrendikleriniz, herhangi bir filmi izlerken veya kitabı okurken yaşadığınız deneyimden çok daha “kişisel”. Çünkü oyunu oynayan, olayları yaşayan, Ellie aracılığıyla düşmanlarınıza nefret ve yıkım saçan kişi sizsiniz. Sinema veya edebiyat platformlarında seyirci pasiftir, oyunların “aktif” bir platform olmasının avantajını, oyuncuya yaşattığı hisleri bir üst seviyeye taşımak için muhteşem bir şekilde kullanan bir oyun TLoU Part 2.

Kişisel olarak hüzünlü hikayelerden pek hoşlanmamama rağmen, son yıllarda oynadığım, hatta son yıllarda deneyimlediğim (oyun, sinema, kitap) beni bu kadar derinden etkileyen birkaç hikayeden birisi.
 

Geri
Yukarı