Her rol yapma oyununun kötü dövüş mekaniği mi oluyor? Daha önce kaç tane rol yapma oyunu oynadın?
Bunu söyledin diyen olmadı zaten. "Dövüş mekanikleri oyuncuyu oyuna çekiyor" dedin. Belirttiğim gibi Witcher 3'ün dövüş mekanikleri çıktığı sene için bile kötü (ki bu söylediğim oyunu beğenen beğenmeyen çoğu oyuncunun katıldığı bir şey) ve "diğer rol yapma oyunlarının dövüş mekanikleri de kötü" argümanı oyunun kötü dövüş mekaniklerini kurtarmaya yetecek bir bahane değil.
Oynadığım RPG oyunlarını sayayım o zaman öncelikle;
- Witcher 2
- Witcher 3
- TWD (Aksiyon değil)
- Detroit: Become Yunan (Aksiyon Değil)
- Assassin's Creed Origins (vuruş hissiyatı aramaya bile lüzum yok)
- Assassin's Creed Odyssey (Origins'teki silahın hafif değişmiş halinin yeniden sunumu)
- Warband (Warband'te anında vuruş yönünü değiştirebildiğimiz için animasyonları az ama çeşitliliğini silah türlerinden sağlıyor.)
- Bannerlord (Warband ile hemen hemen aynı sözleri söyleyebilirim)
- TES Oblivion (Anlatmama gerek yok)
- TES Skyrim (110 saat harcadım ve modsuz kesinlikle kombatı çekilmez)
Ayrıca daha da küçükken birçok metin tabanlı JRPG'de oynadım. (Sorunuzda RPG olarak sormuşsunuz ama Witcher 3 bir Aksiyon-RPG karışımı haberiniz olsun
)
Tamamdır öyleyse ilk sorunu yanıtladığıma göre devam edelim.
Witcher 3'ten önce oynadığım Skyrim, Oblivion ve Bannerlord'taki en büyük eksiklik; dövüşteki genel kısırlıktı. Skyrim ve Oblivion animasyonlarıyla ve vuruş hissiyatı ile eksikti, Bannerlord ise vurduğunu hissettirmeye çalışırken hem vuruş hissiyatını hemde animasyonları es geçmişti. Witcher 3'te ise ilk miniboss'la savaşımızda gerçekten büyülenmiştim.
Çünkü kılıçla dövüşmenin bu kadar estetik olmasını kesinlikle beklemiyordum. Diğer saydığım oyunlardaki eksikliği en iyi şekilde örten oyun oldu Witcher 3.
Oyunda acemiyken yaratık külliyatını okumak, sonrasında yaratığa uygun yağları kılıca uygulayıp savaşa girmek kesinlikle oyunun içine sokan bir etken. Ardından yaratıkla dövüşürken iksirlerin kullanımına verilen önem (kabul ediyorum, Witcher 2'deki kadar karmaşık ve zor değil ama yine de W3'teki sistemi tercih ederim) de oyuna bağlanmana katkı sağlıyor. Hatta oyunda geliştikce yeni kılıç animasyonlarının açılması, büyülerin kullanımlarının değişmesi, karakter gelişimine göre Simya, büyü ve savaşçı yeteneklerinin aktifleşmeside oyundaki dövüş mekaniklerine zenginlik katan önemli etmenlerden.
Diğer oyunlardaki gibi "görev al, buraya git, şunu kes, öldür, görevi aldığın yere geri gel ve ödülünü al" formülünü hissettirmedi bana. Bu sorunu özellikle Ubisoft oyunlarında yaşıyordum. Witcher'da ise tüm yan görevlerin o evrene ait birşeyleri anlatmak istiyor olması kesinlikle keyifli gelmişti.
Son olarak eklemekte fayda olarak gördüğüm bir diğer husus ise oyun zorluğu. 4'e ayrılıyordu ve bunlar;
• Hikaye
• Hikaye ve kılıç
• Kan ve Kemikler (bunu net hatırlamıyorum)
• Ölüm Marşı
Eğer 3. seviye ve üstü zorluğu seçerseniz meditasyon yaptığınızda canınız dolmuyordu.
Tavsiyem ilk olarak Kan ve Kemikler'de oynayın. Oyundaki yemeklerin tüketimine özen gösterin. (Diğer düşük kısımlarda, özel etki veren yiyecekler dışında pek bir özellikleri kalmıyor yiyeceklerin)
Ama ardından mutlaka alıştığınızda Ölüm Marşı'nda oyunu oynayın. Tam kıvamında bir oyun deneyimi için şiddetle tavsiye ederim