Merhabalar,
Gün geçtikçe yeni ve can sıkan, bazen "acaba ben mi mülteciyim?" diye düşündüren, saçma olaylarla karşılaşıyoruz. Ben 30 yıldır kiracıyım. Bir türlü kısmet olmadı. Toki dedik o da evleri uçsuz bucaksız yerlere ve kalitesiz yapıyor. Düşe kalka gider geliriz diyoruz. Maksat evimiz olsun diyoruz. O da olmuyor. Vergilerimizle saçma sapan şeyler yapılıyor. Bu yetmezmiş gibi yabancılara ve mültecilere (artık değiller) para akıtılıyor. Kimin cebinden? Kendi ceplerinden değil tabii ki. Bizden. Bu durum açıkçası canımı sıkıyor. Artık doğru düzgün düşünemiyorum. 1 hafta boyunca sık sık arkadaşımla çarşıda geziyoruz. Akşam saat 22:00'a kadar. Bazen bir kaç kız bizi kesiyor. Karşılık veriyoruz falan Suriyeli çıkıyor. Ama tipi hiç benzemiyor. Nasıl içimize işlemişlerse bilmiyorum. Banka 2-3 tane Arap geliyor. Kahkahalar eşliğinde 5 dakika muhabbet edip gidiyorlar. Biz de "ne olacak sonumuz?" "Buna ne zaman dur diyeceğiz?" "Acaba harbiden de seçimle geldiği gibi giderler mi?" Acaba gelecek olan gideni aratır mı?", "Bir iş buldum da acaba şartları iyi mi?.." Bunun gibi iç karartan şeyler.
Dün bayağı açtık. Cebimizde paramızın olmasına rağmen "ya boş ver AVM'de yemek yenmez, gidip BİM veya A101'den atıştırmalık alalım." dedik. Öyle de yaptık. AVM'ye giriyoruz. Gördüğümüz kişileri kaba taslak oranla söylüyorum. %10 Türk. %60-70 Arap. %20-30 gurbetçi. Çarşıda büyük parkların içinden geçiyoruz. Sağ ve sol kulağımın duyduğu seslerin %90'ı abartmıyorum, Arap. Bisiklet fabrikasına işe girdim. Her yer Arap. Bir de bana emrivaki tavırlarla "şunu böyle bunu böyle yapacaksın." diyorlar. Oradan çıktım, petrole girdim. Ben de iş beğenmeme gibi bir şey yok. Mustafa Kemal Atatürk'ün istediği de buydu zaten. Çalışkan bir toplum. Ama onlar seni işten çıkarırlar ya da haklı sebepten işten sen çıkarsın. Sonra yaşlı insanlar sizi iş beğenmemekle yaftalar. Petrolde kendi vardiyamda örneğin, 500 araç giriyorsa 400'ü Arap. Motosikletle gelenlerin hemen hemen hepsinde plaka yok. Motosikletin bedeni bile yok. Motor dışarı fırlamış, benzin deposu açıkta vs. Çarşıda genç erkek Araplar. Saçları şekil, marka elbiseler, vücut yapmışlar, Türk kızı kesiyorlar. Ve aklıma geçen haber sitesinde haber okurken gördüğüm şehir haberi geliyor. Sonra beyin tekrar ağır modda düşünmeye geçiyor. Derin bir nefes çekip yine "ne olacak" "ne olacaksa olsun." "buna tahammülüm yok." Bu vb söylemleri dile getiriyorsun.
1-1,5 yıldır sigara içmiyorum. Yanlış zamanda bırakmışım ama önemli değil. Sonuçta zararlı bir madde. Bu da benim bir tık daha sinirli olmama sebep oldu. Ama ufak ufak azalıyor. Bu yüzden yolda Arap görünce. Bana sataşmasını falan bekliyorum. Ya da dik dik bakmasını. Öyle yapsın da ben de pardon demesini beklemeden, ya da ben sorun değil ya demeden dalayım. Ne kadar radikal bir ırkçısın diye düşünebilirsiniz. Ama söz konusu Türkiye. Yani atalarımızın bizim için kanını akıttığı bir miras. Yani bunları düşünen birine ırkçı diyen birisi, yakında iç savaş çıkıp yara alınca sözünü geri çekmesin. Biz görevimizi yaptık. Savaş mağduru insanlar geldi. Tamam dedik. Savaş bitene kadar misafirimiz olun. Bitti. Misafirlik uzadı ve uzuyor. Hatta misafirlikten çıktı bu durum. Yerimizi alıyorlar. Türkiye Araplaştırılıyor. Bu projenin amacı ve kurucusu kimdir bilemem. (proje olduğu aşikar) Ama Türkiye ve Türk milletinin lehine olmadığı ortada. Bu konu sabaha kadar tartışılacak bir konudur. Ama bunu çoğunuz buraya kadar okuyamayacaksınız. Ya da okumayacaksınız. O yüzden yeterli. Yazım hatalarım olmuş olabilir. Kusuruma bakmayın. Bazı harfler eksik çıkmıştır. O da klavyeden. Eskidi.
Diyeceklerim bu kadar. Ülkeyi terk etmek isteyen Türkler de düşünsün. Atalarını düşünmüyorsa da annesinin babasının doğup büyüdüğü yer olarak görsün. Şunu yazmadan geçemem. Burada bulunan Arap gençlerin hepsi başta gitmelidir. Askerlikten kaçmak için gelenlerin sayısı da fazla. Burada zorunlu askerlik söz konusu ve onlar geziyor. Benim kardeşim şu an askerde ve atıştan dolayı kulağında hasar oluştu. Duyma kaybı var. Bunları görmezden gelemem. Umarım savaş çıkmadan ki çıkacaktır. Bunlar ülkesine dönsün (ya da döndürülsün). Okuduğunuz için teşekkür ederim. Baş ağrıttıysam özür dilerim.
Gün geçtikçe yeni ve can sıkan, bazen "acaba ben mi mülteciyim?" diye düşündüren, saçma olaylarla karşılaşıyoruz. Ben 30 yıldır kiracıyım. Bir türlü kısmet olmadı. Toki dedik o da evleri uçsuz bucaksız yerlere ve kalitesiz yapıyor. Düşe kalka gider geliriz diyoruz. Maksat evimiz olsun diyoruz. O da olmuyor. Vergilerimizle saçma sapan şeyler yapılıyor. Bu yetmezmiş gibi yabancılara ve mültecilere (artık değiller) para akıtılıyor. Kimin cebinden? Kendi ceplerinden değil tabii ki. Bizden. Bu durum açıkçası canımı sıkıyor. Artık doğru düzgün düşünemiyorum. 1 hafta boyunca sık sık arkadaşımla çarşıda geziyoruz. Akşam saat 22:00'a kadar. Bazen bir kaç kız bizi kesiyor. Karşılık veriyoruz falan Suriyeli çıkıyor. Ama tipi hiç benzemiyor. Nasıl içimize işlemişlerse bilmiyorum. Banka 2-3 tane Arap geliyor. Kahkahalar eşliğinde 5 dakika muhabbet edip gidiyorlar. Biz de "ne olacak sonumuz?" "Buna ne zaman dur diyeceğiz?" "Acaba harbiden de seçimle geldiği gibi giderler mi?" Acaba gelecek olan gideni aratır mı?", "Bir iş buldum da acaba şartları iyi mi?.." Bunun gibi iç karartan şeyler.
Dün bayağı açtık. Cebimizde paramızın olmasına rağmen "ya boş ver AVM'de yemek yenmez, gidip BİM veya A101'den atıştırmalık alalım." dedik. Öyle de yaptık. AVM'ye giriyoruz. Gördüğümüz kişileri kaba taslak oranla söylüyorum. %10 Türk. %60-70 Arap. %20-30 gurbetçi. Çarşıda büyük parkların içinden geçiyoruz. Sağ ve sol kulağımın duyduğu seslerin %90'ı abartmıyorum, Arap. Bisiklet fabrikasına işe girdim. Her yer Arap. Bir de bana emrivaki tavırlarla "şunu böyle bunu böyle yapacaksın." diyorlar. Oradan çıktım, petrole girdim. Ben de iş beğenmeme gibi bir şey yok. Mustafa Kemal Atatürk'ün istediği de buydu zaten. Çalışkan bir toplum. Ama onlar seni işten çıkarırlar ya da haklı sebepten işten sen çıkarsın. Sonra yaşlı insanlar sizi iş beğenmemekle yaftalar. Petrolde kendi vardiyamda örneğin, 500 araç giriyorsa 400'ü Arap. Motosikletle gelenlerin hemen hemen hepsinde plaka yok. Motosikletin bedeni bile yok. Motor dışarı fırlamış, benzin deposu açıkta vs. Çarşıda genç erkek Araplar. Saçları şekil, marka elbiseler, vücut yapmışlar, Türk kızı kesiyorlar. Ve aklıma geçen haber sitesinde haber okurken gördüğüm şehir haberi geliyor. Sonra beyin tekrar ağır modda düşünmeye geçiyor. Derin bir nefes çekip yine "ne olacak" "ne olacaksa olsun." "buna tahammülüm yok." Bu vb söylemleri dile getiriyorsun.
1-1,5 yıldır sigara içmiyorum. Yanlış zamanda bırakmışım ama önemli değil. Sonuçta zararlı bir madde. Bu da benim bir tık daha sinirli olmama sebep oldu. Ama ufak ufak azalıyor. Bu yüzden yolda Arap görünce. Bana sataşmasını falan bekliyorum. Ya da dik dik bakmasını. Öyle yapsın da ben de pardon demesini beklemeden, ya da ben sorun değil ya demeden dalayım. Ne kadar radikal bir ırkçısın diye düşünebilirsiniz. Ama söz konusu Türkiye. Yani atalarımızın bizim için kanını akıttığı bir miras. Yani bunları düşünen birine ırkçı diyen birisi, yakında iç savaş çıkıp yara alınca sözünü geri çekmesin. Biz görevimizi yaptık. Savaş mağduru insanlar geldi. Tamam dedik. Savaş bitene kadar misafirimiz olun. Bitti. Misafirlik uzadı ve uzuyor. Hatta misafirlikten çıktı bu durum. Yerimizi alıyorlar. Türkiye Araplaştırılıyor. Bu projenin amacı ve kurucusu kimdir bilemem. (proje olduğu aşikar) Ama Türkiye ve Türk milletinin lehine olmadığı ortada. Bu konu sabaha kadar tartışılacak bir konudur. Ama bunu çoğunuz buraya kadar okuyamayacaksınız. Ya da okumayacaksınız. O yüzden yeterli. Yazım hatalarım olmuş olabilir. Kusuruma bakmayın. Bazı harfler eksik çıkmıştır. O da klavyeden. Eskidi.
Diyeceklerim bu kadar. Ülkeyi terk etmek isteyen Türkler de düşünsün. Atalarını düşünmüyorsa da annesinin babasının doğup büyüdüğü yer olarak görsün. Şunu yazmadan geçemem. Burada bulunan Arap gençlerin hepsi başta gitmelidir. Askerlikten kaçmak için gelenlerin sayısı da fazla. Burada zorunlu askerlik söz konusu ve onlar geziyor. Benim kardeşim şu an askerde ve atıştan dolayı kulağında hasar oluştu. Duyma kaybı var. Bunları görmezden gelemem. Umarım savaş çıkmadan ki çıkacaktır. Bunlar ülkesine dönsün (ya da döndürülsün). Okuduğunuz için teşekkür ederim. Baş ağrıttıysam özür dilerim.
Son düzenleyen: Moderatör: