Witcher 3 neden bu kadar abartılıyor?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Deathstrooke

Hectopat
Katılım
25 Kasım 2020
Mesajlar
617
Makaleler
1
Öncellikle merhaba. Oyunu yaklaşık 10 saat oynadım fakat kendisinin abartıldığı kadar olmadığını fark ettim, atımız ruhsuz odun gibi neredeyse hiçbir şeye tepki vermiyor, bazı şeylere verse de tepki verdiği şeyler genel şeyler. Oyunun balon olduğunu düşünerek oynadım bazı şeylerde kendimce haksız çıksamda bazılarında haklı çıktım. Vuruş hissi gayet iyi ve tatmin edici fakat nedense kılıçsız bir yumruk dövüşüne girdiğimde bayağı sıkıldım. Başta yumruk yumruğa dövüş zevkli gelse de sonradan bir NPC'ye yumruk yumruğa kavga teklif ettim ve o kavgada gerçekten vuruş hissi biraz zayıf geldi. Bence bu oyun tam olarak bir RPG değil tabii ki bir Fallout New Vegas beklemedim ama bazı seçimler etki eder sanmıştım neredeyse ilk 10 saatte 2 tanesi falan etki etti onlarda çok basit şeyler. Grafikleri hala güzel bir ara merak edip Low'a çekmiştim ve hala güzel görünüyordu. Sadece 10 saat deneyim ettim ve tek sorunlarım bunlardı. Witcher 3 bence bir balon zamanında çoğu ünlü kişi övdü diye övülmüş bir oyun. Yoksa pek de bir numarası yok.
 
Ben de böyle düşünüyorum, oyun beni de sarmadı. Övenler de sürekli aynı konularda övüyorlar ama bence de abartıldığı kadar yok. Birazcık sürü psikolojisi gibi bence bu övme durumları, biri birisinden ne duysa hemen ona göre karar veriyor beğenip beğenmediğiyle ilgili. CP77 aslında çok güzel oyun 720P 30 FPS zevkle oynadım ama sorsan millete çok bug var diye şikayetçi olur her şeyden ama sorsan oynadın mı diye yarısından fazlası daha oyunu bile açmadan kötü eleştirilerde bulunuyor, neymiş efendim Eniz Kirazoğlu öyle söylemiş, o sektörün 1 numarasıymış; adam daha kendi fikirlerine yön veremiyor başkalarının fikirlerine kapılıp gidiyor, oyun inceleme konusunda daha çok eleştiri var ama ne desek nafile maalesef, olan o eleştirilere karşı para kaybı oluyor, neymiş 10 saati geçince oyuna alışacaksın, paşa daha ne alışması gitti 50 lira adam hala zamanla alışacaksın diyor!
 
Oyunun atmosferi, savaş dolayısıyla gri renklerde. Ayrıca Witcher Evreni'nde de iyi veya kötü insanlar yok. Sürekli gri. İnsanları pek anlayamıyorsunuz. Bu oyuna iyi lanse edilmiş. At konusuna gelirsek evet, atımız ile ilgili birçok sorunla, bugla karşılaşabiliyoruz. Ben yumruk dövüşüne pek girmediğim için bana kötü gelmedi açıkçası. RPG tarafına gelirsek evet, elbette oyun bir New Vegas değil fakat oyundaki çoğu seçim oynayışınıza etki ediyor. Bunu siz fark etmemiş olabilirsiniz. Sadece ana görevler değil, yan görevler de dahil olmak üzere. Bir insanla konuşurken seçimlerin önemsiz veya önemli olduğu konuşmalardan anlaşılabiliyor zaten. Örnek verirsem, ben bazı insanlara acı çektirerek öldüren birini arıyordum. O adamı ilk bulduğumda hiç konuşmaya fırsat vermeden direk onu öldürmüştüm. Oyunu tekrar oynadığımda yine aynı göreve denk geldim ve bu sefer konuşmak istedim. Konuştuğumda, o emirleri veren kişinin bambaşka biri olduğunu gördüm ve onu öldürmek için yola koyuldum. Bu sadece bir yan görev ve hikayesi her yan görev gibi harika hazırlanmıştı. Bunun gibi akıllıca karar vereceğiniz bir sürü yan görevlerde dahil olmak üzere görevler var. İlk 10 saati oynadıysanız, çok önemli kararlar vereceğiniz yerlere gelmiş olmalısınız bu arada. Birçok fenomenin övmesinden dolayı Witcher'ın da kanser bir kitlesi çıktı maalesef, buna katılıyorum.

Witcher'a 3. oyundan başlayan neredeyse herkes oyunu genellikle anlamıyor. Diğer serilerini de oynamanızı tavsiye ediyorum. Veya özetini okuyup geçin. Böylece 3. oyundaki atmosfer ve karakterler hakkında daha fazla bilgiye sahip olursunuz. Zaten Witcher Evreni'ni sevmiyorsanız oyunlarını da sevemezsiniz. Zevk meselesi. Kararınıza saygım var :)

Peki sen neden bu oyunu seviyorsun diye soracak olursan, oyunu benim için özel kılan en güzel tarafları görevleri, kararları ve açık dünyası. Oyun, gözünüzün içine soka soka burada farklı kararlar verebilirsiniz vs. gibi bir şey demiyor. Siz keşfediyor, karar veriyor, bu seçeneği seçtiğimde ne olabilir diye hesaplamalar yapıyor, kötünün kötüsü arasında bir seçim yapıyorsunuz. Ben bunu seviyorum. Görevlerini ise arkasında iyi bir hikaye barındırdığı için seviyorum. Yolda giderken bir görevle karşılaşabiliyorsunuz ve bu genellikle hep oluyor. Görevlerin hikayesi zaten mükemmel. Ana görevler kadar iyi hazırlanmışlar. Sadece bir süreden sonra ana görevleri yaparken, Ciri'yi bulmak için hep aynı işleri yaptığımız için insan bir sıkılmıyor değil. Beni görevler konusunda rahatsız eden şey bu. Açık dünya konusuna da gelirsek, yine o da içinde irili ufaklı görevler barındırıyor. Ve sizi keşfetmeye itiyor. Olduğunuz yerden 500-600 metre ötesine gittiğinizde terk edilmiş bir kale, bir yapıt, haydutlar tarafından istila edilmiş bir köy, ne olduğu belirsiz bir mağara, bir gemi görebiliyorsunuz. Bunları siz keşfederek buluyorsunuz. Oyun oraya git falan demiyor. Siz merak edip gidiyorsunuz. Veya bir göreve giderken örneğin bir Harpi sürüsüyle karşılaşıyorsunuz ve o Harpi sürüsü örneğin bir hazineyi koruyor. Hazineyi açtığınızda bir not görüyorsunuz ve bir teslimat gerçekleştirileceğini öğreniyorsunuz. İpuçlarını arayıp oraya gidiyor ve teslimat gerçekleşirken kötü bir durum olduğunu, teslimatın gerçekleşemediğini öğreniyorsunuz. Biraz ortamı araştırınca sonradan olayı anlıyor ve hazineyi buluyorsunuz gibi gibi. Hepsi farklı hikayeler barındıran ve yaparken merak duygusunu ikiye katlayan, açık dünyada çokça karşılaşılabilen görevler. Oyunun, o kadar oynamama rağmen beni sıkmayan noktaları genellikle bunlar.
 
Hikaye, atmosfer, karakter derinliği, müzikleri, kötünün iyiyle tam ayrılamadığı gri tonu, ana oyunun hikayesini salla DLC'lerin sanat eseri seviyesinde hikayeleri varken balon demen saçma.

Eleştirecek olursak, combatı tek kelimeyle özetlemek gerekirse şaka gibi.
İlk satte de kaç vur yapıyorsun 100. saatte de skiller gelişiyor aard fus ro dah'a bile dönüşüyor ama yeterli değil kaç vura devam. Igni geliştikçe zırh deşiyorsun tekrardan kaç vura devam. Kılıçla ilgili iki tane yeni mekanik alabiliyorsun bir tanesi havalı Geralt dans edermişcesine kılıç sallıyor, diğeri saldırı tuşuna basılı tutarak ağır saldırı gerçekleştiriyor ama max 5 kere kullandıktan sonra sıkıyor kaç vur yapmaya devam ediyorsun.
O dönemde Arkham Knight'da çıktığı ve
"Havalı" olmak dışında qte gibi bir combata sahip olduğu için W3'ün combatının gelişim göstermemesi kimsenin umrunda olmadı.
Skyrimden iyi combatı hakkını vereyim, ama Skyrim sınırsız build imkanı sunuyor onda da büyü kullanmak yay kullanmak vb. daha iyi.
Roach konusunda sadece ben sorun yaşamadım sanırım, dağlık alana çıkmadıkça sapıtmıyor.
Boss çeşitliliğine girmiyorum o ayrı bir olay daha da komik. Ve nedense Cdpr'in son bossları CP2077'de de başarmışlar nasıl başarıyorlarsa aşırı sönük yapıyorlar genellikle son bossdan daha zor bosslarla karşılaşıyorsunuz oyun boyunca.
Witcher'a RPG denebilecek kadar bir seçim sunmadığını düşünüyordum, bana göre RPG elementleri yedirilmiş aksiyon macera oyunuydu ama CP'ı oynayana kadar, hakkını yemişiz W3'ün. CP'da oyunun sonunda yapacağın seçim dışında hiçbirşeye etki edemiyorsun, aslında etki ediyorsun ama sonuç aynı yere çıkıyor özetlemek gerekirse tam olarak bu:
20201227_132220.jpg

Lütfen Cdpr yeni oyunlarında Casual kitleye hitap edicez diye şu RPG kısımlarını 3. yaşındakilerin bile oynayabilmesi için tasarlamasın.
 
Düşüncene saygım var. Her oyunun muhakkak seveni olduğu gibi sevmeyeni de olabilir bu gayet doğal bir şey. Fakat kullanmış olduğun "balon, şişirilmiş, abartı" kelimeleri, eleştiriye doğru bulmuyorum çünkü birisi bir oyunu veya eseri çok sevdiyse o onun için gayet abartılacak kadar güzeldir. Eğer sen eleştirirken bu tabirleri kullanırsan oyunu seven kişilerin zevkini, bu kelimelerle aşağılamış olursun.
 
Fikrine saygı duyarım, ilk oynadığımda 4 saat falan beni de baymıştı ama sonra bayağı sarmıştı. Witcher 3 bir balon demen enteresan :)

Dostum bu oyunu zamanında çok abarttılar o abartanların abartıkları şeyler bana göre çok saçma şeyler ve 10 saatte bir sonuca illaki varılır neredeyse hiçbir yan görev yapmadan hiç ölmeden ilk 10 saatti geçirdim ve bu konuyu açtıktan sonra bir 4 saat daha vakit geçirdim hala kararım değişmedi. Bu oyun çok abartıldı ve abartıkları kadar yok.
Oyunun atmosferi, savaş dolayısıyla gri renklerde. Ayrıca Witcher evreni'nde de iyi veya kötü insanlar yok. Sürekli gri. İnsanları pek anlayamıyorsunuz. Bu oyuna iyi lanse edilmiş. At konusuna gelirsek evet, atımız ile ilgili birçok sorunla, bugla karşılaşabiliyoruz. Ben yumruk dövüşüne pek girmediğim için bana kötü gelmedi açıkçası. RPG tarafına gelirsek evet, elbette oyun bir New Vegas değil fakat oyundaki çoğu seçim oynayışınıza etki ediyor. Bunu siz fark etmemiş olabilirsiniz. Sadece ana görevler değil, yan görevler de dahil olmak üzere. Bir insanla konuşurken seçimlerin önemsiz veya önemli olduğu konuşmalardan anlaşılabiliyor zaten. Örnek verirsem, ben bazı insanlara acı çektirerek öldüren birini arıyordum. O adamı ilk bulduğumda hiç konuşmaya fırsat vermeden direk onu öldürmüştüm. Oyunu tekrar oynadığımda yine aynı göreve denk geldim ve bu sefer konuşmak istedim. Konuştuğumda, o Emir'leri veren kişinin bambaşka biri olduğunu gördüm ve onu öldürmek için yola koyuldum. Bu sadece bir yan görev ve hikayesi her yan görev gibi harika hazırlanmıştı. Bunun gibi akıllıca karar vereceğiniz bir sürü yan görevlerde dahil olmak üzere görevler var. İlk 10 saati oynadıysanız, çok önemli kararlar vereceğiniz yerlere gelmiş olmalısınız bu arada. Birçok fenomenin övmesinden dolayı Witcher'ın da kanser bir kitlesi çıktı maalesef, buna katılıyorum.

Witcher'a 3. oyundan başlayan neredeyse herkes oyunu genellikle anlamıyor. Diğer serilerini de oynamanızı tavsiye ediyorum. Veya özetini okuyup geçin. Böylece 3. oyundaki atmosfer ve karakterler hakkında daha fazla bilgiye sahip olursunuz. Zaten Witcher Evreni'ni sevmiyorsanız oyunlarını da sevemezsiniz. Zevk meselesi. Kararınıza saygım var :)

Peki sen neden bu oyunu seviyorsun diye soracak olursan, oyunu benim için özel kılan en güzel tarafları görevleri, kararları ve açık dünyası. Oyun, gözünüzün içine soka soka burada farklı kararlar verebilirsiniz vs. gibi bir şey demiyor. Siz keşfediyor, karar veriyor, bu seçeneği seçtiğimde ne olabilir diye hesaplamalar yapıyor, kötünün kötüsü arasında bir seçim yapıyorsunuz. Ben bunu seviyorum. Görevlerini ise arkasında iyi bir hikaye barındırdığı için seviyorum. Yolda giderken bir görevle karşılaşabiliyorsunuz ve bu genellikle hep oluyor. Görevlerin hikayesi zaten mükemmel. Ana görevler kadar iyi hazırlanmışlar. Sadece bir süreden sonra ana görevleri yaparken, Ciri'yi bulmak için hep aynı işleri yaptığımız için insan bir sıkılmıyor değil. Beni görevler konusunda rahatsız eden şey bu. Açık dünya konusuna da gelirsek, yine o da içinde irili ufaklı görevler barındırıyor. Ve sizi keşfetmeye itiyor. Olduğunuz yerden 500-600 metre ötesine gittiğinizde terk edilmiş bir kale, bir yapıt, haydutlar tarafından istila edilmiş bir köy, ne olduğu belirsiz bir mağara, bir gemi görebiliyorsunuz. Bunları siz keşfederek buluyorsunuz. Oyun oraya git falan demiyor. Siz merak edip gidiyorsunuz. Veya bir göreve giderken örneğin bir harpi sürüsüyle karşılaşıyorsunuz ve o harpi sürüsü örneğin bir hazineyi koruyor. Hazineyi açtığınızda bir not görüyorsunuz ve bir teslimat gerçekleştirileceğini öğreniyorsunuz. İpuçlarını arayıp oraya gidiyor ve teslimat gerçekleşirken kötü bir durum olduğunu, teslimatın gerçekleşemediğini öğreniyorsunuz. Biraz ortamı araştırınca sonradan olayı anlıyor ve hazineyi buluyorsunuz gibi gibi. Hepsi farklı hikayeler barındıran ve yaparken merak duygusunu ikiye katlayan, açık dünyada çokça karşılaşılabilen görevler. Oyunun, o kadar oynamama rağmen beni sıkmayan noktaları genellikle bunlar.

Öncellikle çok güzel açıklamışsın hiç sıkılmadan okudum. Ben ikinci oyunu bitirdim bence ikinci oyunda daha çok hikayeyi etkileyen seçimler vardı bir de bir yerde bir seçim varmış hikayenin bir kısmını farklı oynuyormuşuz, ben oyunu iki kez bitirmediğim için öyle bir şeyi çok takmadım kafaya. Fakat eğer dedikleri gibi hikayenin bir kısmını değiştiriyorsa gerçekten bu Witcher serisi için başka bir seviye. Ve kanser kitlesi konusuna kesinlikle katılıyorum oyuna bir yerde laf attığım zaman hemen küfüre baş vuranlar bile oldu bu benim kendi şahsi kararım ve bu oyun bana göre balon. Balon derken tam bir balon anlamında değil, oyuncular bu oyunu çok abarttılar ve o abartılan şeylerin çoğu balon. Eğer bu oyunu abartmasalardı bu oyun gerçekten harika bir oyun olarak aklımda kalırdı fakat bu oyunu o kadar abartılar ki ben bu oyunda saçma bir şey gördüğümde bayağı sinir oluyordum. Ve at olayında çok da bir bugla karşılaşmadım atımızın kayaya sıkışması dışında.
İlk 10 saatte böyle bir şeye varmanız doğal. Oyunu bitirmeden keşke insanlar böyle konuşmasa.

Oyunu bitirmeden bir sonuca varılabilir. Ben burada atın ruhsuzluğunu, yumruk yumruğa kavgadaki o hantallığı, ve RPG olayına gelirsek bu oyundan tam bir RPG beklemiyordum zaten. Bu oyunun her yönüyle harika olduğunu söyleyen kitleyi göz önüne alırsak bu oyun bence bir balon.
Düşüncene saygım var. Her oyunun muhakkak seveni olduğu gibi sevmeyeni de olabilir bu gayet doğal bir şey. Fakat kullanmış olduğun "balon, şişirilmiş, abartı" kelimeleri, eleştiriye doğru bulmuyorum çünkü birisi bir oyunu veya eseri çok sevdiyse o onun için gayet abartılacak kadar güzeldir. Eğer sen eleştirirken bu tabirleri kullanırsan oyunu seven kişilerin zevkini, bu kelimelerle aşağılamış olursun.

Dostum bak bunu bir kişi yapsa neyse deyip geçeceğim fakat herkes yapıyor tamam oyunu sevmiş olabilirsin fakat son 10 yılın en iyi oyunu işte böylesi daha gelmedi gelmeyecek bin yıl daha gelmez gibi şeyler sencede bir oyunu bu kadar sevmek abartı değil mi? Dediğim gibi böyle şeyler diğer oyunlara hakarettir bunu bir kişi yapmıyor herkes yapıyor.
 
Witcher 3 bence gerçekten çok güzel bir oyun. Oyunun kendisi de çok önemli ama ben güzelliğin bazı konularda kişiden kişiye değişebileceğini de düşünüyorum. Sonuçta zevkler ve renkler tartışılamaz. Hepimizin oyunlardan beklentileri farklı. Mesela ben Witcher 3'ü çok beğensem de benim için en iyi RPG (hatta en iyi oyun) Skyrim. Skyrim benim için en iyi oyun ama Skyrim'de de bazı tutarsızlıklar sayabilirim. Mesela o kadar ünlü kahraman, dragonborn iken hırsız Loncası görevi sırasında birden gözden düşen biri olabiliyoruz ondan sonra savaşçılar loncasına giriyorsun ve birden yine yükseliyorsun ama dragonbornluğunu anan, hatırlayan kalmıyor. Bir de oyunun vuruş hissi çok iyi değil ama bütün bunlar oyunun benim için en iyi oyun olduğu gerçeğini değiştirmiyor. O yüzden ben çok eleştirmiyorum. Birbirimize görüşlerimizde saygı duyduğumuz ve gereksiz aşırı kutup olmadığımız müddetçe insanlar oyunları abartabilir. 🙂
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı