Hoca bize bu konu hakkında ödev verdi 2 grup halinde. Bizim grup gerçeği savunuyor. Biraz yardımcı olur musunuz?
Rüyalarımız mı bizi etkiler yoksa biz mi rüyalarımıza yön veririz? Peki ya bu iletişim karşılıklı olamaz mı? Gündüz yaşadıklarımız rüyalarımızı, rüyalarımız da günlük yaşamımızı etkilerse bunu bir döngü olarak kabul edebilir miyiz? Rüyalarımızdan etkilenerek yaratıcılığımızı artırabilir, bunu iyi yöne doğru yönlendirebiliriz. Böylece fark ederiz ki rüyalarımız da aslında bizim hayatımızın mihenk taşı olabilir.
Rüyalarımız gerçek hayatta yaşadıklarımız ile yaşamak istediklerimizin örtüşmesidir aslında. Bir nevi bilinçaltımızdaki duyguların, düşüncelerin ve karmaşanın bizim kontrolümüz dışında kendini dışavurumudur. Bazı insanlar rüyalarını hatırlama konusunda daha başarılıyken bazıları değildir ve rüya görmediklerini iddia ederler. Fakat bunun doğru olmadığı çok çeşitli araştırmalarca kanıtlanmıştır. Uyandıktan ilk 5-10 dakika sonra rüyalarımızın neredeyse hepsini unuttuğumuzdan böyle düşünceler çok normaldir ve yadsınamaz. Fakat gün içinde bir nesne, olay veya bir konuşma bize rüyalarımız hakkında çağrışım yaptırabilir ve rüyalarımızı tekrar hatırlayabiliriz. Rüyalarımızı hatırladığımızda bazen üstümüze bir hüzün çöker, zaman zaman da umutlanırız. Bu duygu durumları kısa veya uzun süreli olabilir ve bazen hayatımızı etkileyebilir. Kötü bir rüyadan uyandığımızda içimizi bir huzursuzluk kaplar ve gerçek olmayacağını düşünmek isteriz. Hatta ’Rüyaların tersi çıkar’ deyişine körü körüne bağlanmak isteriz. Aksine güzel bir rüya gördüğümüzde ya da rüyamızda görmek istediğimiz bir olayı, kişiyi gördüğümüz zaman keyifleniriz ve gerçekleşme ihtimaline yoğunlaşırız.
Rüyamızda gerçekleşebildiyse gerçekte de olabileceğine inanmak isteriz. Böylece iyi ve kötü iki yönden de rüyalarımızın hayatımıza etkisi olduğunu fark ederiz. Yazarların da rüyalarından etkilenerek kitaplar yazdığını görürüz. Örneğin Margaret Atwood rüyasından ilham alarak Nam-ı Diğer Grace adlı eserini yazmıştır ve bu eser yakın geçmişte Alias Grace adlı bir mini dizi olarak uyarlanmıştır. Rüyalarımızın yaşamımıza etkisi bir yanda dursun, peki ya yaşadıklarımız rüyalarımıza konu olabilir mi ya da başka bir deyişle günlük hayattaki dertlerimiz, arzularımız, korkularımız rüyalarımızda kendini gösterebilir mi? Elbette. Freud, ’Düşlerin Yorumu’ adlı kitabında da rüyanın ‘o gecenin gündüzündeki izlenimleri’ ve daha çok ‘kıyıda köşede kalan ufak detayları tercih ettiğini’ belirtmiştir. O gün yaşadığımız her türlü olay rüyalarımızda ortaya çıkabilir ve eğer gün içinde bu olaylara istediğimiz tepkiyi gösteremediysek rüyamızda bunu yapabiliriz. Bu öyle gerçekçi ve yoğun olabilir ki rüyamızda konuşmaya ve bağırmaya bile yol açabilir.
Uyumadan önceki düşüncelerimiz, belli başlı düşünülen kişiler rüyalarımızda hemen kendine yer bulabilir ve bu ancak beyindeki son düşüncelerin o yönde olması ve rüyaya kolay bir şekilde malzeme oluşturması ile açıklanır. Endişe verici olan yakın gelecek planları, iş, okul, sınav, sunum gibi konular çok düşünüldüğünde rüyamıza girebilir ve olası sonuçlardan birini rüyamızda görüp iyi ya da kötü olarak hayatımızda yansıtabiliriz. Burada görüldüğü gibi günlük yaşantımız rüyalarımızı etkileyebilir ve bu etkiden oluşan rüyanın yine yansımalarını hayatımızda görebiliriz. Son olarak şu söylenebilir ki rüyalarımız ve hayatımız aslında birlikte bir bütünü oluşturur ve etkileşimleri çift yönlüdür.