Z kuşağı ve vizyonsuzluk

"Kuşak" olarak değil de "insan" olarak değerlendirsek daha güzel olur bence, ha? @Saboteur @Jira
Genellemeler kötü değildir, her genelleme yanlıştır diyen kimse onun istatistik çıkarmaktan haberi yoktur. :D

Bazı dönemler arasında doğmuş olan grupları nesiller olarak ayırmak gayet normal bir şey çünkü o dönemin "şartlarına göre" her nesil bir önceki ve bir sonrakinden farklıdır. Bir neslin o dönemin şartlarına göre çok iyi olduğu bir konuda sonraki nesil çok kötü olabiliyor. Sonraki nesil de önceki neslin kötü olduğu bir konuyu düzeltebiliyor. Bu yüzden nesil/grup olgusu tamamen bilimsel ve gerçek bir olgudur.

Z neslinin çok büyük bir kısmı beynini kullanmıyor! Bunun nedeni ne? Hiçbir şeyi aklında tutması gerekmiyor, her şeyi otomatiğe bağlamış durumda bilgisayar gibi dijital sistemlere tamamen güveniyor. Bu bir eleştiri olduğu kadar bu neslin şu anda karşılaştığı bir gerçekliğin yansımasıdır. Tıpkı benim neslimin önceki nesildeki erkeklere göre düşen testosteron düzeyi yüzünden bazı kas gruplarında gerilemeye gitmesi gibi "fiziksel olarak" tespit edilebilen ve test edilebilen bir olgudur.

Bir genelleme içine girmeyen kişilerin o genellemeyi üstüne alınmasına gerek yok. Eğer herkes için geçerli olsaydı adı "genelleme" olmazdı.
 
Z neslinin çok büyük bir kısmı beynini kullanmıyor! Bunun nedeni ne? Hiçbir şeyi aklında tutması gerekmiyor, her şeyi otomatiğe bağlamış durumda bilgisayar gibi dijital sistemlere tamamen güveniyor.

Hocam öncekiler ne kullanıyordu sanki. Üst geçitlerde Apaçi dansları yapan nesli mi söyleyelim, DJ Akman dinleyip kendini kesen, Murat Kekilli dinleyip camdan atlayanları mı. Her zaman göz önünde olan sığır çoğunluk vardı.

Bizim nesil de at sürmeyi bilmiyor, tamamen otomobillere güveniyoruz. Hoş ileride de Z kuşağı kendinden sonrakilere "bizim zamanımızda böyle böyleydi, siz çöpsünüz" diyecek ama ne yapalım.
 
Tabii ki siz de haklısınız fakat o nesildeki gibi olmayanlar için biraz kırıcı cümleler kullanan insanlar var ve bu biraz üzücü olabiliyor. Bu sebepten yazmıştım aslında. :)
Kalabalık bir caddede biri kolsuz diye bağırsa dönüp üstüne alınır mısın 2 kolu olan sağlıklı biri olarak? Alınmazsın, çünkü seni ilgilendirmiyordur.

Bu konu için de söylenilenler bu kuşaktaki üyeleri ilgilendirmiyorsa üstüne alınmalarına ve kahrolmalarına gerek yok. Ama söylediklerimize uyanlar sonuna kadar üstüne alınabilir, belki geç olmadan bir şeyleri değiştirmeleri için ampul görevi görebiliriz onlara.
 
Hepinize teker teker yorumlarınız için teşekkür ederim. Benimde Z kuşağından olduğumu belirterek sizlere neden vizyonsuzluk çekiyoruz? Neden bu kadar önemli ve bu video ile alakası ne bunlardan kısaca bahsedeceğim.
Gözlerinizi bu yazıyı okuduktan sonra kapatıp hayal etmenizi istiyorum. 1800'lü yılların sonunda dünya gelmiş ve henüz 1900'lü yıllarda Avrupa, Asya veya Amerika da yaşayan bir gençsiniz. Yaşınızda şuanki yaşınız olsun. Şöyle bir dünya sizi bekliyor olacak. Irkların üstünlüğünün tartışıldığı ve sömürge yarışında olan Avrupa ve Asya ülkeleri.
Bir anda bir dünya savaşı patlak verecek ve daha öncesinde bir savaş da bulunmamışsanız çok büyük ihtimalle bu savaşta ölücekseniz. Birinci dünya savaşından çıksanız bile ekonomik bir buhranın tam ortasında yine bir hayatta kalma savaşı vermek durumunda kalacaksınız. Bitti mi? İkinci dünya savaşı daha yeni başladı ne bitmesi. Hadi diyelim bundan da kurtuldunuz. Şimdi de gelelim soğuk savaşa... Gördüğünüz üzere dünya tarihi felaketler ile dolu ve bütün bunları yaşayan siz olsaydınız halen güzel bir gelecek çizebilir miydiniz?
İşte tam bu noktadan alalım. Henüz ikinci dünya savaşı çıkmamış ama sular kaynarken bir lider Samsun'a çıkıp Cumhuriyet devrimini başlattı. Hem de bu devrimi başlatan bir askerdi. Yani bütün hayatı savaşlarda geçmişti. Kendisini özel yapan zekası mı? Kazandığı zaferler mi? Hiçbiri! Vizyon arkadaşlar vizyon! Daha henüz Suriye cephesinde kurmay yüzbaşı iken dönüp arkadaşlarına Cumhuriyeti anlatan bir vizyonerin hayali.
Mevzu elbette kuşağa indirgenemez fakat bu zamanın mimarları geleceği yapıyor yada yıkıyor. O yüzden Z kuşağı dedim. Tabi bir de işin şu boyutu var. Düşünün bir bilgisayar veya konsol fiyatı inip çıksa bundan en çok şikayetçi olan genelde bizim kuşak. Yani Z kuşağı. Siz hiç duydunuz mu 40 yaşında adamın bu konsol fiyatları ne olacak diye hayıflandığını? İşte bu da aslında hepimizin atlatması gereken bir vizyonsuzluk problemi. Çünkü bu ülke bundan 100 sene öncesine bile dönse. Değil kolsol veya PC, bir ekmek bile lüks olsa Atatürk'ü hatırlayın. Kararlı olun ve çalışın.
 
Hocam öncekiler ne kullanıyordu sanki. Üst geçitlerde Apaçi dansları yapan nesli mi söyleyelim, DJ Akman dinleyip kendini kesen, Murat Kekilli dinleyip camdan atlayanları mı? Her zaman göz önünde olan sığır çoğunluk vardı.
Benim neslimde kültürel ve bilişsel olarak kendini geliştirmiş bireylerde bile bir depresif olma gerçeği var. Ortada şöyle bir fark var; bir tarafta dijital sistemlere tamamen güvenmesi nedeniyle bilişsel yeteneklerinin bazılarını kullanmadığı için körelen bir nesil, diğer tarafta ise "kendini geliştirmiş olsa bile" bu depresif yapısı yüzünden o dediğin saçmalıkları yapan bir nesil var.

Bu yüzden benim neslim ve benden önceki neslin son üyeleri çocuk yetiştirmekte belki de en başarısız nesil. Şimdiki nesil ise bilişsel yetenek açısından giderek gerileyen bir nesil oluyor teknoloji nedeniyle.

Zaten bu çıkarımların hiçbirine her nesilde kendini geliştirmek yerine tek ilgi odağı "nefes almak, ihtiyaç karşılamak" olan bireyler dahil değil. Onlar her dönem aynı... 2020 yılından al 5000 yıl öncesine götür, hayatlarında pek bir şey değişmez.
 
Bu konu için de söylenilenler bu kuşaktaki üyeleri ilgilendirmiyorsa üstüne alınmasına ve kahrolmasına gerek yok. Ama söylediklerimize uyanlar sonuna kadar üstüne alınabilir, belki geç olmadan bir şeyleri değiştirmeleri için ampul görevi görebiliriz onlara.
Açık konuşmak gerekirse bu düşünce tipine sahip insanlar için hiçbir şey yapmaya gerek duymuyorum. Çünkü bir şeyleri değişebilecek kişiler olsa bir çaba harcarlardı, bir kurtarıcı bulmaya çalışmazlardı. Değişmek isteyen her türlü değişir kısaca.
Kalabalık bir caddede biri kolsuz diye bağırsa dönüp üstüne alınır mısın 2 kolu olan sağlıklı biri olarak? Alınmazsın, çünkü seni ilgilendirmiyordur.
"Z kuşağı" mıdır, nedir ona girdiğim için beni "vizyonsuz, cahil" tiplemelerin içerisine sokuyorlar ve bundan rahatsız oluyorum. Laf edince de sinirleniyorlar, bu sebepten onlarla iletişim kurmuyorum.

Burada da biraz gördüğüm için ve sizin gibi birileri ile sohbet edebileceğimi/tartışabileceğimi bildiğim için yazdım. Yoksa yazmazdım zaten. :)

Bu yazdıklarım @Saboteur hocam için de geçerli. Ben zaten "her genelleme yanlıştır" diye bir ifade kullanmadım, sadece birazcık kendimi ifade etmeye çalışmıştım. :)
 
Bu yazdıklarım @Saboteur hocam için de geçerli. Ben zaten "her genelleme yanlıştır" diye bir ifade kullanmadım, sadece birazcık kendimi ifade etmeye çalışmıştım. :)
Fikir alışverişi güzel şeydir, işin içinde bu olduğu sürece tartışma da iyi bir şeydir. Sen kendi fikrini söylersin, ben ona karşı kendi fikrimi belirtirim, sen benimkinde eksik kalan şeyleri görüp bunun geri bildirimini yaparsın. Ben de bu bildirimlere göre o noktaları tekrar düşünürüm ve sonraki tartışmalarda fikrim buna bağlı olarak değişebilir ya da eksik kısımdaki eksiği giderip daha sağlam bir argüman sunabilirim. Bu yapılmadığı zaman zaten kimse kendini geliştiremez, kendi at gözlükleriyle bir duruma bakmaya devam eder.
 
Benim neslimde kültürel ve bilişsel olarak kendini geliştirmiş bireylerde bile bir depresif olma gerçeği var. Ortada şöyle bir fark var; bir tarafta dijital sistemlere tamamen güvenmesi nedeniyle bilişsel yeteneklerinin bazılarını kullanmadığı için körelen bir nesil, diğer tarafta ise "kendini geliştirmiş olsa bile" bu depresif yapısı yüzünden o dediğin saçmalıkları yapan bir nesil var.

Bu yüzden benim neslim ve benden önceki neslin son üyeleri çocuk yetiştirmekte belki de en başarısız nesil. Şimdiki nesil ise bilişsel yetenek açısından giderek gerileyen bir nesil oluyor teknoloji nedeniyle.

O da bizim neslin yeni teknolojide kendisini kaybetmesinden sebep. Böyle dijital ve analog sistemlerin arasında kalmış ama ikisi de olamamış garip bir ara form gibi. Paşam çocuğun elinden tableti alıyor kendisi sabah akşam Instagram'da. Olayların başlangıcı tamamen X kuşağıdır önceki mesajda da yazdım. Özal dönemi, darbeler, 43 yaşında emekli olabilme vb. tüm kaymağı bunlar yedi saldı. Y kuşağı (ve millenial) bunların altında büyüdü tüm olumsuzluklar da bunları vurdu. Depresif olmaları doğaldır. Bunlardan da şimdiki nesiller çıkıyor işte mesela batıda yalnızca Boomer - Gen Z çatışması varken bizde her nesil ciddi diyalog sorunu yaşıyor.
 
Fikir alışverişi güzel şeydir, işin içinde bu olduğu sürece tartışma da iyi bir şeydir. Sen kendi fikrini söylersin, ben ona karşı kendi fikrimi belirtirim, sen benimkinde eksik kalan şeyleri görüp bunun geri bildirimini yaparsın. Ben de bu bildirimlere göre o noktaları tekrar düşünürüm ve sonraki tartışmalarda fikrim buna bağlı olarak değişebilir. Bu yapılmadığı zaman zaten kimse kendini geliştiremez, kendi at gözlükleriyle bir duruma bakmaya devam eder.
Kesinlikle, zaten dediğim gibi @Jira ve siz gibi birileri ile tartışabileceğimi/fikir alışverişi yapabileceğimi bildiğim için yazdım bu kadar. İnanın başkası olsa tınlamazdım. :D
 
benden önceki nesilde 30 yaşında evde olana evde kalmış denirdi, şimdi ben 32 yaşına gelmek üzereyim ve arkadaşlarımın yarısından fazlası evlenmedi.
Eskiler hala evde kalmış gibi bakıyor ve gençleri (30'lu tayfa) darlıyor ama eskisi kadar pek takılmıyor artık :D

Okuma oranının artmasıyla evlilik yaşı da arttı. Günümüzde okul bitirip, askerliği yapıp, bir işe girmek ve ekonomik olarak yolunu bulmak 30'a kadar mümkün olmuyor neredeyse. 30'a girerken KYK borcu ödeyenler var, böylelerinin evlenmek yerine evde kalması daha hayırlı.

Bunun dışında seçiciliğin de etkisi olduğunu düşünüyorum. İnsanlar artık ilk gördüğüyle ciddi adımlar atmak yerine bunu uzun zamana yayarak ilişki içindeyken bile eleme ve güncelleme yapıyorlar.
 

Technopat Haberler

Geri
Yukarı